Güray Öz

11 Eyl 2016

Değerli hocamız Korkut Boratav geçen günlerde birlikte ve mutlaka okunması gereken iki makale yayımladı. Birincisi “Eski Türkiye Düşmanlığı” başlığını taşıyor. Makale bugünkü vahim durumun ortaya çıkışını, İslamcı iktidara verdikleri destekle derinlemesine beslemiş liberallerin temel tezlerini, “eski Türkiye”nin hâlâ yok edilemeyen kazanımları ışığında eleştiriyor, O çürük tezi Korkut Hoca şöyle özetliyor: “Halkının ezici çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede demokrasi, İslamın siyasette ağırlık taşımasını zorunlu kılar. Laiklik bu durumu engelliyorsa, demokrasiden söz edilemez.”

***

09 Eyl 2016

Türkiye Cumhuriyeti NATO üyeliği ile birlikte keskin bir sapma ile dümeni emperyalizme doğru kırdı. “Sovyetler Birliği’nin kuşatılması” tezi, karşılığını “Batı yardımı” almak koşuluyla kabul gördü. Bu, aynı zamanda savaş tehlikesinin, tehdidinin sürekli olarak “Demoklesin kılıcı” gibi Türkiye’nin üzerinde sallandığı, iktidarların maceralara girmekle girmemek arasında gidip geldikleri bir sürecin hikâyesidir.

***

02 Mar 2016

28 Şubat laikliğin ortadan kaldırılmasının yolunu açan bir “darbe” girişimidir. Laiklik karşıtı eylemleri “devlet refleksiyle” durdurma çabası, kitaptan korkan, kitapla, aydın gençlerle tanışan teğmenleri derdest edip işkenceye gönderen 12 Mart, 12 Eylül militaristlerinin tarih bilincinden yoksunluklarının sonucudur.

***

Askerler ve dinciler birden fazla kitaba tahammül edemezler. Onların eksiklerini sisteme bağlı liberaller tamamlar. 12 Eylül’ün müsteşarı, 24 Ocak Kararları’nın uygulayıcısı Red Kit meraklısı Özal, çok kitap “çevirmiş”, laikliği kendi yaşam tarzları ile sınırlayan liberalleri çevresinde toplayarak laikliğin ortadan kaldırılmasının ilk adımlarını attı.

***

04 Kas 2015

Her seçim sonrasında kazananlar kaybedenler hesabı yapılır; “Neden” diye sorulur, “Neden kaybettik?” Bu sorunun halka, halkın ve ülkenin dertlerini, çözüm yollarını anlatmak gibi bir derdi olan sol için fazla bir anlamı yoktur. Çünkü sol kazanmadığı bir şeyi kaybedemez. Teorisini pratikle tamamlayamadığı için bir şey yitirmiş değildir. Yitirmek için önce kazanmak gerekir. Yitirilmiş değil, başarılamamış işlerdir söz konusu olan.

***

Sayfalar