Mine G. Kırıkkanat

11 Şub 2018

 

Önce çıkarlar çatışır, sonra silahlar. Çıkarların ardında da insanlar vardır, silahların tetiğinde de… Çıkarların ardındaki adamların attığı ya da atamadığı imzalar, tetikteki ellere “ateş” ve “dur” emirleridir.
Emperyalizm, küresel egemenlerin ezelden ebede kökü kazınamayan, soyu kurumayan, çünkü her çağda sömürecek bir meta bulan ve doymak bilmeyen hegemonya tutkusudur.
Emperyalistlerin tepişmesi hiç bitmez. Sömürdüğü toprağa, şavulladığı ereğe rüşvet ve imzayla ulaştığı zamanlara barış, silahla eriştiği zamanlara savaş denir.
Barış zamanı, hasbelkader emperyalizmin çıkar alanında yaşamak gadrine uğrayan halkların kanını usul usul emmeye, canını bağışlayarak sömürmeye yarar. Savaşlar ise doğrudan kanını dökmeye, canını almaya.
Çıkarların ardındaki adamlar asla savaşmaz, savaştırırlar. Dolayısıyla hiçbir savaş, ister galip gelsin ister mağlup, hiçbir emperyalistin canına mal olmaz.
Ölenler daima emperyalistlerin tetikçileri ya da emperyalizme karşı dövüşenlerdir.
Ve barışta ya da savaşta, çıkar çatışması biteviye sürer…

***

25 Eyl 2017

 

Bir zamanlar 1 milyon doların hiçbir şey ifade etmediği, ancak 100 milyon dolar üstü yatırımların heyecanlandırdığı bir büyük patrona, “Sülalenizin sülalesine yetecek kadar paranız var. Niçin hâlâ kazanmak için çabalıyor, daha fazlasını istiyorsunuz” diye sormuştum; yılların hâlâ, hiç rendeleyemediği cüretimle...

Şöyle bir dönüp yüzüme bakmış, inançsız bir ölümlüye cenneti anlatmanın yılgınlığıyla: “Artık paranın neye yarayacağı değil, kendisi önemli. Kazanmak heyecanlandırıyor!” demişti.

Paranın hep bir karşılığı olması, bir işe harcanması, bir şeye yaraması gerektiğini düşünen benim için kolay anlaşılır bir cevap değildi.

Kafamda yıllarca evirip çevirdim ve ihtiyaçtan fazla para tutkusunun, uyuşturucu gibi bağımlılık mı, yoksa doyurulamayan bir açlık mı yarattığına karar veremedim...

* * *

24 Tem 2016

İran merkezli Fars Haber Ajansı’nın yayımlayıp Rus basınından sonra odatv.com’da yer alan bir haber, çok ilgimi çekti.

Haberde, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’de askerî bir darbe hazırlığını öğrendiği ve Türk istihbarat birimlerini saatler öncesinden uyardığı iddia ediliyor.

Meğer Suriye’deki Hmeymim üssünde konuşlanan Rus Hava Kuvvetleri’nin TSK’nin iç haberleşme sinyallerini yakalayıp şifrelerini çözecek sistemleri varmış…

Eğer bu iddia doğruysa, Enişte’yi bilmem ama MİT, darbe girişimini birkaç saat öncesinden BİLE haber alamamış! Haberi, Ruslar vermişler. Hem de damardan…

Çünkü böyle bir istihbarat, TSK içindeki konuşmaların dışarıdan daha iyi duyulduğunu kanıtlıyor!

Darbe girişiminin bastırılmasında kuşkusuz etkin olan bu birkaç saatlik öncelikte gerçekten Rus faktörü varsa; AKP hükümetinin yakın zamana kadar papaz olduğu Kuzey komşumuzun neden MİT’i uyardığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarını korumaya çalıştığı sorusu akla gelebilir.