Mustafa Sönmez

01 Şub 2013

Bilim insanı geçiniyorlar. Ekranlara çıkıyor ve toplamı 100 kelimeyi bulmayan bir dağarcıkla konuşuyorlar. Ezberlerinden biri de şu; AKP iktidarında bir “orta sınıf” yaratıldı… Bilim insanıysan, bu tezinin altını doldurursun. Mesela, gelir, servet paylaşımında orta sınıfın payı şuradan şuraya geldi diyebiliyor musun? Yok, ne gezer… Ezber var. Ama bak, BDDK, bankadaki hesapların cüzdan sahipleri arasında dağılımını açıklıyor her ay… Bak da göster orta sınıfı… Ne orta sınıfı? Böyle bir oligarşi kaç ülkede var? Amerikalılar bile Wall Street’teki yüzde 1’in egemenliğine karşı nümayiş yaptı. Bizde, latife değil, bırakın yüzde 1’i, yüzde yarımın hâkimiyeti, oligarşik egemenliği var. Ben demiyorum, resmi veriler diyor…BBDK verilerine göre, Kasım 2012’de bankalarda (gerçek ve ticari) 54 milyon hesap cüzdanı var. 74 milyon nüfusa 54 milyon cüzdan, başta kulağa hoş geliyor.

15 Oca 2013

Önceki gün, Adana Ziraat Odası Yönetim Kurulu Sözcüsü ve narenciye üreticisi Cahit İncefikir, DHA’ya şöyle konuşuyordu: “Bahçede kilosunu 35 kuruştan sattığımız narenciyenin fiyatı batı kentlerinde 2.5 liradan başlıyor. Bazı marketlerde kilosu 6 liraya satılan portakal gördüm. Belediyelerin veya bakanlığın denetlemesi gerekiyor. Bu fiyatlar, üreticiye zarar veriyor. Sözcü, Türkiye’nin yıllık ortalama 4 milyon tonu bulan narenciye üretiminin yüzde 25’ine sahip Adana’da, birçok üreticinin hasat masrafını karşılamadığı için özellikle mandalinayı dalında bıraktığını da ekliyordu. Benzer bir durum, dolduruşa gelip dağı taşı nar bahçesine dönüştüren nar üreticileri ile de ilgili. Üretici markette 2.5 - 3 TL’ye satılan narın kilosunu ancak 45 kuruştan satabilir durumda…

26 Kas 2012

Biliyorsunuz, İran’dan alınan doğalgazın bedelini “altın ihracatı” gibi ödeme gerçeğine, Bakan Zafer Çağlayan ile hık deyicisi TÜİK, “Bal gibi ihracat” deme pişkinliğini göstererek herkesi çileden çıkarmışlardı. Her ne olduysa, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe görüşmeleri sırasında sahne alıp, “Yok öyle değil”, “Bal gibi ödeme” demek zorunda kaldı. Babacan, “Gazın parasını Türk Lirası olarak ilgili bankaya yatırıyoruz. İran da döviz olarak kendi ülkesine götüremediği için, altın alıp götürüyor” dedi. Babacan, bu uygulamanın ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarından kaynaklandığını da sözlerine ekledi.

15 Ağu 2012

Şemdinli’de başlayan ve bugüne kadar çeşitli biçimler alarak süren son PKK eylemlerinin amacı konusundaki yorumumu, 10 gün önce, 4 Ağustos tarihinde, bu köşede şöyle ifade etmiştim: “PKK, barışçı görüşmelere, müzakereye yanaşmayan, daha da ileri giderek Suriye’deki Kürtleri bile tehdit etmeye yeltenen AKP rejimine, dünya âleme seyirlik olsun diye, güç gösterisine girişti. ‘Alan savunması’ diye tabir edilen, kitlelerle bütünleşerek coğrafyada yerleşme ve rejimi işlemez kılma hamlesini deniyor. Vur-kaç taktiği değil, halkın içine yerleş, vur-kal gibi bir iddia taşıyor bu hamle. Bir tür ‘silahlı propaganda’dır bu. (…) Buradan verilmek istenen mesaj: ‘İstersek bu bölgeler bizimdir, istersek biz yönetiriz, ama bizim istediğimiz kurtarılmış bölgeler değil, Kürtlerin yaşadığı tüm Türkiye’de, eşit yurttaş muamelesi görmektir.

22 Haz 2012

“Türk filmi gibi, bir güzel haber...” başlığıyla vermişti rehine medya cenahından Akşam gazetesi ve devam ediyordu; “Bir zamanlar borç alabilmek için IMF kapılarını aşındıran Türkiye, ‘Kapında beklettiğin o genç adam vardı ya’ diyecek, IMF’ye 5 milyar dolar ‘avans’ verecek.” Bir başka rehine medya grubunun gazetesi Habertürk’ün başlığı ise şöyleydi:

“Nereden nereye!” Ve devam ediyordu gazete: “Kriz kumbarasına Türkiye’den 5 milyar dolar! Bir dönem IMF’nin kriz reçeteleri önerdiği Türkiye, bugün Avrupa’yı yıkım noktasına taşıyan krizde taşın altına elini koyan kurtarıcı ülkeler arasında yerini aldı.”

Rehine burjuvazi geri kalır mıydı yağlamada? O da kaçırmıyordu fırsatı. Dönemin rantiyelerinden Hüsnü Özyeğin, ne demişti: “11 Eylül sonrası Türkiye IMF’den 30 milyar dolar borç aldı. G20 zirvesinde IMF’ye 5 milyar dolar borç verilmesi onaylandı. Türkiye IMF’ye kredi veren, borç alan değil borç veren ülke haline geldi.”

Sayfalar