Nilgün Cerrahoğlu

20 Mar 2023

21. yüzyılda çocuk devşirmek “savaş suçu” ve “insanlığa karşı bir suç” olarak algılanıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) hâkimlerince Putin’e yöneltilen suçlama bu: İşgal topraklarından Ukraynalı çocukları toplayıp, Rusya’ya transfer etmek, sonra bu çocukları Rusya Federasyonu’nda “Ruslaştırma” kampanyasına tabi tutmak.

Putin’in Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova’nın organizasyonu ile kundaktaki bebekten 17’sindeki ergenlere uzanan değişik yaş grubunda çocuklar, Rusya’ya taşınarak Rus ailelere evlat veriliyor, Rusya’nın çeşitli bölgelerindeki Rus kurumlarına yerleştiriliyor.

Putin, çocukların süratle evlat edinilebilmesi ve Rus vatandaşlığı kazanabilmesi için gereken tüm prosedürleri kısaltan özel yasalar, kararnameler çıkarıyor ve bugün belgeleriyle ortada duran düzenlemeler yapıyor.

Bu büyük devşirme operasyonunun başında bulunan ve Putin’le UCM tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan Maria Alekseyevna Belova, tam bir “derin Rusya” kadını.

02 Kas 2017

 

Başbakan Rajoy ve İspanya devleti, Katalonya satrancını şimdiki hâlde kazandı.

Katalan krizinin hızlandığı on yılda çok hata yapan ve bu sebeple krizin tırmanmasında arslan payı olan İspanya Başbakanı Rajoy, ne var ki son bir aydaki azami soğukkanlı yönetimiyle bu oyunu almış görünüyor.

İfadesiz poker suratıyla satrancı sürdüren Rajoy, geçen Cuma “bağımsızlık ilan eden” Katalan heyete sonunda “şah” demeyi başardı.

Madrid tarafından 48 saatte Katalanların özerkliğinin askıya alınmasıyla sonuçlanan ve bu itibarla bir yere varamayan “bağımsızlık atağı”; yerel Katalan hükümeti liderlerinin çil yavrusu gibi dağılmaları, birbirlerine düşmeleri ile son buldu.

Pazartesi işlerine giden 140 üst düzey memur ve yerel hükümet görevlilerine; Madrid’in emri altına giren ofislerinden eşyalarını toplamaları için “yarım saatlik” zaman verildi.

“Generalitat” diye bilinen yerel yönetimin üst tepe kadrosu, kuzu kuzu direktife uydu. Sokakta endişe edilen “direnç”ten eser görülmedi.

03 Tem 2016

Odessa’ya gittiğimde bu şehir için “casuslar kenti” demiştim.
Tarih boyunca kimin eli kimin cebinde hiç belli olmayan bir yer olmuş Odessa. Çariçe Katerina 18. yüzyılın sonunda Osmanlılardan bu toprakları ele geçirdiğinde, burada yalnız Hacıbey isimli bir kale varmış. Deli Petro’nun sıfırdan var ettiği San Petersburg’un bir benzerini Karadeniz’e kondurmak isteyen ihtiraslı Katerina bölgeyi “vahşi Batı” yöntemiyle yerleşime açmış. Avrupa’nın her tarafından gelen servet ve mevki avcıları için bir “El Dorado” yaratmış. Devrimler, savaşlar, açlıktan kaçan ve yeni yaşamlar düşleyen, macera arayan kim varsa -Fransız, İtalyan, Yunanlı, Polonyalı, Slav, Yahudi- buraya akmış.
Odessa’nın ilk valisi bu yüzden bir Fransız mesela.
Fransız devriminden kaçan “Dük Richelieu” buraya gelip vali olmuş. Richelieu’nün anısı öyle güçlü ki, kordona bir heykelini de dikmişler. Denizden kente çıkınca hemen karşınıza çıkıyor.