Taner Timur

11 Eyl 2018

Şurası doğru, Putin himayesinde Esad savaşı kazandı, fakat çatışmalar yine de bitmedi. Belki de bu kirli savaşın son ve en dramatik aşamasına gelindi. Geride yurduna geri dönme özlemi içinde yaşayan milyonlarca insan ve harap olmuş bir ülke bulunuyor

Tam bir yıl önceydi. İdlib’i ziyaret eden bir gazetecimiz, dönüşünde izlenimlerini anlatmaya şu cümleyle başlamıştı: “İdlib şehir merkezinden çıkarken Ebu Abdullah’ın söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor”.

Ebu Abdullah, “kendi halkına silah sıkamadığı için görevinden ayrılmış” ve sığınmacılığı da “asla düşünmediği” için ülkesinde direnişe geçmiş Suriyeli bir polis memuruydu. Gazetecinin “Türk Hükümeti’ne tek bir şey söyleyebilecek olsan ne söylerdin?” sorusuna da şu yanıtı vermişti: “Hama kırmızı çizgimiz dediniz... Düştü! Halep kırmızı çizgimiz dediniz... Düştü! İdlib için hiçbir şey demeyin!”. (Yeni Şafak, M. Ş. Oruç; 14 Eylül 2017).

•••

08 Kas 2015

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir ay kadar önce, Erdoğan hayranı bir yazar aynen şunu yazmıştı: “(Erdoğan) bu ülkede gelmiş geçmiş en çok desteklenen, en çok sevilen, fakat aynı zamanda en çok da nefret edilen lider!”
Bu bir durum tespitiydi ve tüm yandaş yazarlar tarafından da paylaşılıyordu. Oysa bu yazarlarda azıcık barış ve huzur kaygısı olsaydı, hem “en çok nefret edilen”, hem de “ben bildiğiniz başkanlardan olmayacağım” diyen bir siyasetçinin yerinin Saray olmadığını, bunun ülkedeki istikrarsızlığı daha da artıracağını “tespit”lerine eklerlerdi.

•••