Yılmaz Polat

11 Eki 2017

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Washington’da bir dizi resmî temasta bulundu.

Öztürk’ün daha önce programlanmış ziyareti, Ankara Washington ilişkilerinin sözde değil, özde en kötü dönemlerinden birine denk gelmesi açısından büyük önem taşıyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç hafta önce New York’ta Başkan Trump’tan sözde ‘yüksek not’ aldıysa da, gelişmeler ilişkilerin hiç de Trump’ın verdiği karnedeki notu göstermiyor.

Washington-Ankara ilişkileri artık tutuklamalar üzerinden gelişiyor.

Buna ikili hapishane ilişkisi de denebilir. (Sarraf-FETÖ-korumalar-Amerikalı, Türk papazlar-konsolosluk çalışanının tutuklanması vesaire)

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu on gün önce Washington’daydı.

ABD Dışişleri’nden alınan izinle hapishane ziyareti yaptı.

Son Erdoğan’ın korumalarıyla göstericiler arasında yaşanan arbedede tutuklanan iki kişiyi ziyaret etti.

Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Trump Yönetimi’yle diplomasiyi bu konular üzerinden yürütüyor.

12 Ara 2014

Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi Suriye'de 'uçuşa yasak ' ve 'güvenli bölge' konularını istedikleri kadar lobi yapıp gündemde tutmaya çalışsın, ABD Yönetimi ne taviz ne de söz veriyor.

Washington'dan şimdiye kadar çok sayıda açıklama yapıldı.

Beyaz Saray, Dışişleri ve Pentagon en üst düzeyde Erdoğan ve Davutoğlu'nu destek anlamına gelebilecek bir kelime kullanmadı.

Amerikalılar mütteffiklerle yaptıkları pazarlıklarda her zaman diplomatik bir dil kullanmaya özen gösterir.

Karşı tarafın görüşlerine katılmasalar bile onları kırmaktan kaçınır, (büyük lider-önemli müttefik-stratejik ortak v.s.) süslü kelimelerle ikna etmeye çalışır.

Gelişmeler İncirlik'in koalisyon uçakları tarafından kullanılması için yapılan pazarlığın böyle ortamda cereyan ettiğini gösteriyor..

Başkan Yardımcısı Biden, Dışişleri Bakanı Kerry ve son olarak da Başkan Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice’da ‘ uçuşa yasak ve güvenli bölge’ konusunda AKP Hükümeetini üzecek açıklama yaptı.

19 Eki 2013

Önce Wall Street Journal, sonra da Washington Post Gazetesi, İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD hesabına çalışan İranlı ajanların isimlerini  MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Tahran’a ispiyonladığını öne sürdü.   Bu iddia, CIA- Mossad -MİT üçgeninde mantıklı görünmüyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında çıkarılan iddiaların, Washington-Tel Aviv-Ankara hattında gizlenmesi gereken bir oyunun stratejisi olduğunu düşünüyorum.   Başbakan Erdoğan'ın bakanlarından daha fazla konuştuğu Hakan Fidan'ın, Erdoğan'dan habersiz ‘İrangate’ gibi bir skandala imza atması mümkün mü? Elbette değil. Amerikalılar bunu bilmiyor mu? Gayet tabii, biliyor.   Eğer Mossad Türkiye'de İranlı ajanlarla buluştuysa, herhalde MİT gizlice kayıt yapıp Silivri'ye göndermek için CD'ye aktarmadı.   ABD İstihbarat Teşkilatı CIA ile MİT'in çok yakın çalıştığı sır değil. Mossad'a çalışan İranlı ajanların CIA ile bağlantısı olmaması mümkün mü? Tabii ki değil.