- Özgür Gündem
Bre gafiller...
Başınızı olmayacak belalara mı sokmak istersiniz.? Halkın diliyle söyleyeyim de anlayın; HDP yüzde 13 oy aldı, TBMM’ye 80’lık bir güçle girdi ve de sizi “ipten aldı”, halinizi anlamıyor musunuz?
Times’a, Guardian’a, sizin tabirinizle “yedi düvelin ceridelerine” bir bakın da anlayın. Erdoğan’ın freni patlak kamyonunu HDP’nin betonarme engeli durdurdu da, milletin başına açtığınız “Erdoğan sorununu” “içeride” çözme imkanı güçlendi. Öyle olmasaydı, bilin ki “dışarısı” sizi “durdurmayacak” “düşürecekti”.
Seçimin sıcağıyla konuşan şu Obama’yı da mı işitmezsiniz? Hükümetinizi “DAİŞ’le işbirliği” içinde gösteren “diplomatik dil” size bir şey anlatmaz mı? Dünyanın “küresel savcısının, hakiminin ve jandarmasının” bu sözleri bir “küresel mahkeme kararı”dır ki, HDP TBMM’de 80 vekille yer almasaydı, kararın icrası Mısır “modeli” bir “infaz” olabilirdi. Ve siz, Meclis’teki bu muazzam “darbe-savar güç” olmasaydı, işinizin “bitik” olduğunu hala nasıl anlamazlıktan geliyorsunuz?
HDP “bir vuruşta bin aslan” hesabı, elde ettiği bu zaferle, hem sizin “diktanızı”, hem “kışkırttığınız iç savaşı”, hem “bulaştığınız Ortadoğu mezhep savaşını”, hem “Hewler’de sömürgeci hegemonyanızı” darbelemekle kalmadı, aynı zamanda bu çizginizle “savunmasız” hale getirdiğiniz Türkiye’deki son demokrasi kırıntısına karşı, “Mısır modeli bir darbe” ihtimalini de önledi.
Ey Erdoğan, ey Erdoğan’ın şerikleri!
Hala aklınız başınıza gelmedi mi, ayağınız suya ermedi mi? Allah’tan başka ne isteyebilirsiniz ki?
Ve siz, sizi kulağınızdan tutup, “zilletin, belanın, simsiyah bir istikbalin” batağından tutup çıkaran HDP karşısında hala “kanlı kaos” planlarından vaz geçmediniz. Dünkü “Türk gladiosunun” elindeki “tescilli Hizbul-kontra slihahını”, hangi akla hizmet ederek kuşanıyor, “Kürdü it yerine koyup”, Osmanlı’nın berbat ifadesiyle “iti ite kırdırma” macerasına koşturuyorsunuz?
Şu sıralar “adaletten” kaçmış bir adamın Genç Parti komedisi sayesinde 2002’de yüzde otuzluk oyla yüzde yetmişe yakın bir çoğunluk elde ettiğiniz için “bedavadan” kavuştuğunuz “ikbalin” sonuna geldiniz. Kurduğunuz parti bir gün bile “muhalefette” kalmadı. “Süngülü, kubbeli, askerli” bir kıytırık şiir yüzünden “liderin yattığı” birkaç aylık “hapis” dışında neredeyse “zırnık” bedel ödemeden “Başbakanlık konutlarında”, “Saltanat saraylarında” “iktidara” alıştınız. Muhalefet nedir bilmediniz. Muhalefette ayakta kalamazsınız, yıkıldığınız yerden dikelemessiniz. Düşerseniz, bir gıdımlık kıpraşamazsınız. “Muhalefet” ortamına karşı bağışıklık sistemizin ölü. Siz “iktidarın duble yollarında” “makam arabalarıyla” seyretmeye alışmıışsınız. Traktörlü taşlı tarlalarda zıplayıp, hoplamaya ne gücünüz yeter, ne mabadınız dayanır.
Bunları çok mu “mübalağalı” buldunuz? Bulmayınız. Çünkü bunları ben demiyorum, sizin en “imanlı” sözcünüz konuşuyor. O, “muhalefetin AKP için ölüm” olduğunu biliyor. Kulağınızı dört açın ve içinizden birinin feryadını dinleyin: “Biz iktidara mahkum ve mecbur bir partiyiz, biz iktidar olmalıyız. AK Parti bütün icraatlarını iktidar olarak yaptı.” Ey gafiller, konuşan Bülent Arınç’tır...
Sanırım anlaşıldı.
Şu da anlaşıldı: Amed’deki kanlı kaos çıkartma yeltenişi, işte bu itirafın ışığında anlam kazanmıştır. “İktidar olmak, yani yok olmamak için AKP “kaos”tan medet umuyor.
Amed’deki kanlı olaylar Türkiye’yi “kanlı bir erken seçime” götürmek isteyenlerin provokasyonudur.
“Kanlı erken seçim”i kim ister? Elbette seçimi kazananlar istemez; kaybedenler ister.
O nedenle Amed’deki kanlı olaylar 7 Haziran seçim sonuçlarını ve kazanımlarını yok etmek, AKP’yi “ölümcül muhalefet” konumundan, yeniden “tek şefli iktidara” taşımak için kanlı bir ortam yaratmaya ve böylece, “seçmeni terörize” ederek, “erken seçimde” AKP’ye “mahkum etmeye” yönelik bir “derin MİT” operasyonudur.
Bre gafiller?
Kürdü Kürde kırdırayım derken, tüm ülkeyi bir iç kavgaya mahkum edeceğinizin farkında değil misiniz?
Ne diyelim ki size?
AKP elini tetikten, baltadan, satırdan çek! Erdoğancı örgütü “silahsızlandır.”
