Veysi SARISÖZEN

08 Eki 2015

“Bu acıyı bize kimse unutturamaz.”
Bu sözler, darbe davasının Yargıtay’da görülen duruşmasında ifade veren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a ait.
“Bu acıyı Başbuğ’a unuttaramayacak” olan “kimse” kim?
Elbette “Reis”, yani Tayyip Erdoğan...
Askeri Akademi’de, “beni aldattılar” diyen kişi.
Ama onu Başbuğ ciddiye almamış. “Unutmayız” diyor.
Unutmayacaklar.
Ben de Saray erkanına sesleniyorum: Türk tarihinde yeniçerilerin çınar ağaçlarına asıldığı “vak’a-i Hayriye”den beri, hiçbir hükümet ile ordu arasında, Başbuğların “unutmadığı” olaya benzer bir olay yaşanmadı. Yaşanmadığı halde bu ülkede üç darbe, sayısız darbe teşebbüsü oldu.

25 Ağu 2015

Yazıya önce askeri bir alıntıyla başlayalım: “YPG, geçmişte, daha önceki görüşmelerimizde gündeme gelmişti. YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki sahada DAEŞ’e karşı mücadelede güvenilir bir partner olduğuna yönelik pozisyonumuzu Türk hükümetinin anladığını düşünüyorum”
YPG’nin “güvenilir bir ortak” olduğunu düşünen kim?
“Doğal Kararlılık Operasyonları Birleşik Ortak Görev Gücü komutanlarından Tuğgeneral Kevin Killea”,  kendisini Türk ordularının gelmiş geçmiş en “muktedir” başkomutanı sanan Erdoğan, Amerikalı Kevin Kiliea’ya, “Bana bak ulan Kevin, YPG demek PKK demektir ve YPG DAİŞ’ten daha tehlikelidir” diyebilir mi?
Diyemez.
Dese de onun imzasıyla verilen İncirlik’ten kalkan Amerikan savaş uçaklarındaki “yankeelerin”, YPG’ye destek için atacakları bombaların üzerine gır gır olsun diye “I love you Saray” gibi matrak yazılar yazacağından emin olabilirsiniz.
Hazretin esip gürlemesi sana bana... Durumu vahim ötesi. “Üst akıl” makıl diye diye geldiği yer, memleketin bütün askeri hava alanlarını ABD’ye açmak oldu.

16 Haz 2015

Seçimlerin sonuçları, yenilen, yenen ve benzeri tartışmalar geride kaldı. Şimdi herkes“koalisyonlar dönemi mi?” yoksa“erken genel seçim mi?” sorularını tartışıyor. AKP ağır bir yenilgi almıştır. Onun “birinci parti” olması, AKP’yi “kurtarmaz”.Çünkü bu parti, “kurulduğu gün iktidar” olan ve asla “muhalet” tecrübesi olmayan,kendini muhalefette denememiş bir partidir. Onun saflarında farklı menffatlere sahip gruplar kümelenmiş, birbirine zıt menfaatlere sahip zümreler arasında uzlaşmalar, anlaşmalar gerçekleşmiştir. AKP’nin “örgütsel birliği”nin tutkalı “iktidar” gücüdür.

Bu güç zayıfladıkça, iktidar gücü tehlikeye girdikçe, AKP içinde çatlaklar başlamıştır. AKP muhalefette birliğini koruyamaz. Koruyamadığı da ortaya çıkmıştır. Şimdi Erdoğan’ın dışında kümelenmeler gözle görülür hale gelmiştir. Aynı zamanda AKP içindeki gruplar, iktidar gücüne dayanarak “suç işlemişler”dir. Yolsuzluk, hırsızlık gibi kriminal suçlar bir yandadır, terörist DAİŞ çetelerine illegal yollardan silah temin etme gibi uluslararası suçlar bir başka yandadır.

16 Haz 2015

Bre gafiller...
Başınızı olmayacak belalara mı sokmak istersiniz.? Halkın diliyle söyleyeyim de anlayın; HDP yüzde 13 oy aldı, TBMM’ye 80’lık bir güçle girdi ve de sizi “ipten aldı”, halinizi anlamıyor musunuz?

Times’a, Guardian’a, sizin tabirinizle “yedi düvelin ceridelerine” bir bakın da anlayın. Erdoğan’ın freni patlak kamyonunu HDP’nin betonarme engeli durdurdu da, milletin başına açtığınız “Erdoğan sorununu” “içeride” çözme imkanı güçlendi. Öyle olmasaydı, bilin ki “dışarısı” sizi “durdurmayacak” “düşürecekti”.

Seçimin sıcağıyla konuşan şu Obama’yı da mı işitmezsiniz? Hükümetinizi “DAİŞ’le işbirliği” içinde gösteren “diplomatik dil” size bir şey anlatmaz mı? Dünyanın “küresel savcısının, hakiminin ve jandarmasının” bu sözleri bir “küresel mahkeme kararı”dır ki, HDP TBMM’de 80 vekille yer almasaydı, kararın icrası Mısır “modeli” bir “infaz” olabilirdi. Ve siz, Meclis’teki bu muazzam “darbe-savar güç” olmasaydı, işinizin “bitik” olduğunu hala nasıl anlamazlıktan geliyorsunuz?