- Yeni Şafak
Her namaz kılanı, FETÖ'cü…
Her Nur talebesini FETÖ'cü…
Her mütedeyyini FETÖ'cü…
Her dindarı FETÖ'cü sanan ya da gören bir yapı var farkında mısınız?
Adını “Cemaat” koyan Fetullahçı Terör Örgütü FETÖ, bütün cemaatleri bir tarafa ayırıp tekelleşmiş midir? Evet.
Dini motifleri, dini terminolojiyi, dini yaşam biçimini gözümüzün içine sokmuş mudur? Evet.
Dinin bütün değerlerini gerektiğinde sonuna kadar istismar etmiş midir? Evet.
Buna mukabil, her yere sızarak, her yere konarak, her taşın altına gizlenerek, her davranış biçimini yaparak “geniş mezhep sahibi” olduğunu göstermiş midir? Evet.
Sadece maklube yemeyerek, gerektiğinde içki içerek, dekolte giyerek, “vazife icabı” zina ederek, takiye yapmış mıdır? Evet.
O yüzden bugün “at izi it izine karışmış” mıdır? Evet.
Bütün bunlara rağmen şunu biliyoruz ki,
FETÖ'cülerle, dindarlar…
FETÖ'cülerle, cemaatler…
FETÖ'cülerle, Nur talebeleri…
FETÖ'cülerle, mütedeyyinler asla bir değildir.
Allah'ın rızasından başka beklentisi olmayanlarla bizi “Allah ile aldatanlar” arasındaki farkı bilmeyecek kadar basiretsiz miyiz peki? Hayır!
Fakat bakıyorum da, sol- Kemalist çevreler, ulusalcılar FETÖ'yü bahane ederek, FETÖ torbasının içine dindar, mütedeyyin memleket evlatlarını da atıyor, attırıyor.
Bu tek torba uygulaması bize bugüne kadar FETÖ'nün karşısında konumlanan, direnen, mücadele eden dindar, muhafazakar, mütedeyyin insanlarımızın tasfiyesine neden oluyor.
Kısa hatırlatmalarda bulunayım:
Örneğin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde “namaz kılan” tüm personeli FETÖ'cü yaftası ile tasfiye etmek istediler mi? Evet.
Yine, YÖK'te FETÖ'cü olmadığı aşikar bilinen muhafazakar, mütedeyyin bazı isimler tasfiye edildi mi? Evet.
Milli Eğitim gibi, Adalet Bakanlığı gibi kurumlarda da aynı sıkıntılar yaşandı mı? Evet.
Bütün bu olup bitenlerin iki nedeni var:
Birincisi, FETÖ denen alçak örgütün kriptoları kendilerini koruyup, onlarla yıllarca mücadele eden dindar, muhafazakarları “FETÖ'cü yaftası” ile tasfiyeye kalkıştı…
İkincisi, kişisel ihtiraslar ve husumetlerle yapılan ihbarlar 15 Temmuz'da yaşadığımız büyük travma nedeniyle ince elenip sık dokunulmadan karara bağlandı.
Sonuçta, bugün FETÖ ile mücadelede, yeni mağdurlar ortaya çıkıyor.
Sevindirici olan, devletin en tepesinden “at izi it izine karışıyor” uyarısının gelmesi…. Başbakan Binali Yıldırım'ın, müsteşarına her ilde “komisyon kurulması” talimatı vermesi.
Bu konuda son bir uyarı:
Şu hususu da gözden kaçırmamak gerekir… Öyle bir örgüt ile karşı karşıyayız ki, kriptoları soruşturma ve incelemelerde ölçü olarak kabul edilen hiçbirine uymuyor.
Kendilerini öyle gizlemişler ki karşımıza ulusalcı, İslamcı, Kemalist, ateist her türlü kılıkla çıkabiliyorlar.
Bu nedenle, “Kurunun yanında yaş da yandı” dediğimiz bazı zamanlarda o “yaş”ların da “kuru” olabilme ihtimalini de bilmemiz gerekiyor.
Zor bir mücadele…
Sadece veri değil, basiret ve feraset de gerek.