Tüm Emekli-Sen: “Emekli maaşı ile geçinemiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz”
Tüm Emekliler Sendikası, emekli aylıklarına Temmuz ayında yapılacak olan maaş zammı ve emeklilerin yaşadığı diğer sorunlarla ilgili taleplerini duyurmak için bugün ülke çapındaki tüm şube ve temsilciliklerinde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Ülke çapında örgütlü olduğu il ve ilçelerdeki 115 şube ve temsilcilikte 15.000 üyesi bulunan Tüm Emekliler Sendikası'nın eş zamanlı basın açıklaması eylemi İstanbul’da Maltepe, Beykoz, Kadıköy ve Bakırköy’de olmak üzere dört ayrı yerde yapıldı.
Tüm Emekli-Sen Maltepe Şubesi üyeleri tarafından “insanca yaşanacak bir maaş” talebiyle Maltepe Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına, DİSK Emekli-Sen Marmara Bölge Temsilcisi Fevzi Kirlibal, DİSK Emekli-Sen Maltepe Şube Başkanı Şems Ergün, DİSK Emekli-Sen Kartal Şube Başkanı Ali Söğüt ve DİSK Emekli-Sen üyeleri ile sendikasız emekli yurttaşlar da katıldı.
“Emekliler İnsanca Yaşanacak Bir Maaş İstiyor - Emekli Sendikaları Statü Yasası Çıkarılsın - Yaşasın Emeklilerin Birlik Mücadele ve Dayanışması” yazılı pankartın açıldığı eylemde, “Emekliyiz, Haklıyız, Kazanacağız”, “İnsanca Bir Maaş İstiyoruz”, “İnsanca Yaşamak İstiyoruz” ve “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” sloganları atıldı.
Tüm Emekli-Sen MYK Yedek Üyesi Vedat Şerifoğlu tarafından okunan basın açıklamasında, “Temmuz ayı ile birlikte emeklilerin maaşlarına yapılacak zam oranları yine iktidarın enflas-yon oyunu ile gündemimize girmiş bulunmaktadır. Temel tüketim mallarına yapılan zamlar %50'lerde seyrederken verecekleri zam sadaka düzeyinde olacak” denildi.
Açıklamada, “Alanlarda haykırıyoruz, Emekliyiz, açız, isyandayız! Ülke kaynaklarını, 5 yandaşa peşkeş çekmek yerine, ülkenin emeklilerine verirseniz hepimize yeter! İşte bu nedenle bugün Tüm Emekliler Sendikası olarak alanlardayız. Susmuyoruz, haykırıyoruz! Emekliyiz, insanca yaşamak istiyoruz!” denilerek aşağıdaki taleplerde bulunuldu:
- Emekli Sendikaları Statü Yasası çıkarılsın. Toplu sözleşmeli sendika hakkımız tanınsın.
- TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına göre yüzdelik maaş artışı istemiyoruz.
- Tüm emekli maaşlarına açlık sınırının ve asgari ücretin üzerinde olacak şekilde yoksulluk sınırına göre seyyanen zam yapılsın.
- İşçi, Memur ve Bağ-Kur emekli maaşları arasındaki eşitsizlik giderilsin.
- Tüm emeklilere yılda dört defa birer maaş tutarında ikramiye ödensin.
- Sağlık hizmetlerinden alınan muayene, tedavi ve ilaç kesintileri kaldırılsın.
- Toplu taşıma araçlarında emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
- EYT’li yurttaşların mağduriyeti giderilsin. EYT Yasası çıkarılsın.
Tüm Emekli-Sen Maltepe Şubesi Üyeleri tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:
Emekliler insanca bir yaşam, insanca yaşanacak bir maaş istiyor!
Temmuz ayı ile birlikte emekçilerin ve emeklilerin maaşlarına yapılacak zam oranları yine iktidarın enflasyon oyunu ile gündemimize girmiş bulunmaktadır. Temel tüketim mallarına yapılan zamlar %50'lerde seyrederken verecekleri zam sadaka düzeyinde olacak.
Ülkemiz mafya, çete ilişkilerinin siyaset ile iç içe geçtiği, ortaya atılan iddialara iktidarın ve bağımlı yargının kulağını tıkadığı, halkın açlığının ve krizin görmezden gelindiği bir süreci yaşıyor. "Aç varsa siz de doyurun" gibi halkla dalga geçen bir anlayışla karşı karşıyayız.
NATO toplantısında "dünya liderleri" bir araya geldiler. Dünya halklarının pandemi ve eko-nomik krizler dahil hiçbir yararlı görüşmenin olmadığı zirveden, AKP iktidarının ülkemize biçtiği görev ise, Afganistan' da bekçilik!
Çok tehlikeli olan bu görev, ABD ve dünya sermayesine şirin görünmeye ve yönetememe durumunu kurtarmaya çalışan AKP iktidarının son ve çaresiz çırpınışlarıdır. Gençlerimizi ikti-darın kendini kurtarma hamlesine kurban edilmemesi için karşısındayız.
Bir taraftan ülkeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışan, diğer taraftan çok gecikmiş aşılama durumunu toparlamaya çalışan iktidar ekonomik krizi yine halka yüklemeye çalışmaktadır.
Her kesime baskıyı arttıran iktidar, ortaya atılan, yolsuzluk ve kara para aklamaların üstünü örterken, toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran söylemiyle muhalifleri hedef göstererek sokağa salınan güruhların siyasal cinayetler işlemesine yol açmaktadır.
Emekli sendikalarını ve muhalif partileri kapatma girişimleri gibi anti demokratik yöntemleri de kullanan AKP ve ortakları demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldırmaktadır. Siyasi iktidar emekli sendikalarını kapatmaya çalışacağına uluslararası yasalara da uyarak emeklilerin sendika hakkını tanımalıdır.
Ülke de huzurdan, barıştan, demokrasiden bahsetmek suç, ekonomik kriz var demek ise ya-sak hale getirilmiş, demokratik eylem ve etkinlikler basit ve akıldışı bahanelerle engellenmiştir.
Böyle bir yaşama mahkûm değiliz! Alanlarda haykırıyoruz, Emekliyiz, açız, isyandayız! Alın terimizi döktüğümüz ülkemizde, barış ve huzur içinde, insanca yaşamak istiyoruz.
Kimseden sadaka ya da lütuf istemiyoruz! "Bayram harçlığı" değil, yılda dört maaş tutarında ikramiye istiyoruz. Pandemi bahanesi ile 65 yaş üstüne yasaklanan toplu taşıma araçları ser-best hale gelmelidir.
Bizlere gelince "kaynak yok" diyenler, onlarca yerden maaş alan yandaş ve yalaka takımları-nın kaynağını nereden alıyorlarsa oraya baksınlar. Ülke kaynaklarını, 5 yandaşa peşkeş çek-mek yerine, ülkenin emekçilerine ve emeklilerine verirseniz hepimize yeter!
İşte bu nedenle bugün Tüm Emekliler Sendikası olarak alanlardayız. Susmuyoruz, haykırıyo-ruz! Emekliyiz, insanca yaşamak istiyoruz!
Taleplerimiz:
- Emekli Sendikaları Statü Yasası çıkarılsın. Toplu sözleşmeli sendika hakkımız tanınsın.
- TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına göre yüzdelik maaş artışı istemiyoruz.
- Tüm emekli maaşlarına açlık sınırının ve asgari ücretin üzerinde olacak şekilde yoksulluk sınırına göre seyyanen zam yapılsın.
- İşçi, Memur ve Bağ-Kur emekli maaşları arasındaki eşitsizlik giderilsin.
- Tüm emeklilere yılda dört defa birer maaş tutarında ikramiye ödensin.
- Sağlık hizmetlerinden alınan muayene, tedavi ve ilaç kesintileri kaldırılsın.
- Toplu taşıma araçlarında emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
- EYT’li yurttaşların mağduriyeti giderilsin. EYT Yasası çıkarılsın.
Yaşasın emeklilerin birlik, mücadele ve dayanışması!
Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız!
Tüm Emekliler Sendikası Maltepe Şubesi Üyeleri
maaş zammı
Emeklilerin insanca yaşam için toplu sözleşmeli sendika mücadelesi sürüyor!
Emekli aylıklarına Temmuz ayında yapılacak olan maaş zammı ile ilgili olarak DİSK Emekli-Sen İstanbul Şubeleri tarafından bugün Kadıköy İskele Meydanında basın açıklaması gerçekleştirildi.
DİSK Emekli-Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, Genel Sekreter Fikri Kalender ve Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Güven ile Tüm Emekli-Sen üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında, “Emekliye uzanan eller kırılsın”, “TÜİK şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Direne direne kazanacağız”, “Yandaşlara değil, emekliye bütçe”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Emekliyiz, haklıyız, susmayacağız”, “Müktesep haklar gasp edilemez” ve “Sendika hakkımız engellenemez” sloganları atıldı.
DİSK Emekli-Sen Marmara Bölge Temsilcisi Fevzi Kirlibal tarafından okunan basın açıklamasında, “Biz emekliler yıllarca ülkeye artı değer üretmiş, gerek üretirken, gerekse devlete ödemiş olduğu vergileriyle ülke ekonomisine önemli katlılar sağlamış bir kesim olarak emekli olduktan sonra toplumda yok sayılan, ötekileştirilmiş ve hatta yoksulluğa terk edilmiştir. Nefes alan her canlının mağdur edildiği bu iktidar döneminde, emekliler milli gelirden payını alamamış olsa da, mağduriyetlerden payını alan kesimlerin başında gelmektedir” denilerek; “Emeklilerin insan onuruna yaraşır biçimde yaşayabileceği aylık alması; Dini bayramlarda verilen ikramiyelerin en az asgari ücret seviyesinde tutulması; Emekli aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen intibak yasasının ve 3600 ek göstergenin hayata geçirilmesi; EYT’lilerin sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması; Sağlık hizmetlerinde katkı payının kaldırılması ve kamusal sağlık hizmetinin sağlanması; Sendikal hakların önündeki keyfi yasal engellerin kaldırılması ve toplu sözleşmeli sendika hakkının tanınması” istenildi.
DİSK Emekli-Sen İstanbul Şubeleri tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:
Basına ve Kamuoyuna
Biz emekliler yıllarca ülkeye artı değer üretmiş, gerek üretirken, gerekse devlete ödemiş olduğu vergileriyle ülke ekonomisine önemli katlılar sağlamış bir kesim olarak emekli olduktan sonra toplumda yok sayılan, ötekileştirilmiş ve hatta yoksulluğa terk edilmiştir.
Diğer bireylerde olduğu gibi emeklilerin de, ekonomik, sosyal, kültürel ve hukuki sorunlarının varlığı göz ardı edilemez.
Nefes alan her canlının mağdur edildiği bu iktidar döneminde, emekliler milli gelirden payını alamamış olsa da, mağduriyetlerden payını alan kesimlerin başında gelmektedir.
Emekliye uzanan eller kırılsın
Emekliler Türkiye’nin en büyük toplumsal guruplarından birini oluşturmaktadır ve hatta dünyada bir çok ülkenin nüfusunun iki katından fazla ülkemizde emekli bulunmaktadır.
Türkiye’de 13.2 milyon emekli hak sahibi var, Ülkemizde milyonlarca emekli asgari ücretin altında aylık alıyor.
5510 sayılı kanunun 55. maddesi ile emekli aylıklarına her yıl Ocak ve Temmuz aylarında TÜİK tarafından açıklanan Tüfe oranında artırılması öngörüldü ve milli gelirden pay almalarının önü kapatıldı.
Oysaki daha önce emekli aylıklarının artışında milli gelirdeki artışının % 30’u hesaba katılıyor idi. Şimdi ise milli gelir artışı hiç dikkate alınmadan TÜİK’in takla attırılmış enflasyon oranları dikkate alınarak her yıl sadaka verircesine emekli aylıkları artırılmaktadır.
Bu nedenle emekli aylıkları giderek düşüyor, asgari ücretin altında aylık alanların sayısı giderek çoğalıyor.
2008 yılında AKP hükümeti tarafından bizlere “Reform” diye yutturulan 5510 sayılı Sosyal Güvenlik mevzuatında yapılan değişiklik emekli aylıklarının düşmesine neden oldu. Emeklilik yaşı yükseltilirken, emekliliği hak ediş koşulları zorlaştı ve yeni hesaplama yöntemleriyle emekli aylıkları düşürüldü. Bu hesaplama yöntemiyle emeklilerin aylıkları asgari ücrete göre hızla gerilemeye başladı.
2000 li yıllardan bu yana asgari emekli aylıkları, net asgari ücrete oranı giderek düşmektedir. 2002 yılında net asgari emekli aylığı ile asgari ücret arasındaki oran % 132 iken bu oran 2017 yılında % 96’ya düşmüştür.
TÜİK ve SGK verilerine göre 2012 yılından itibaren asgari ücret ve büyüme oranları ile emekli aylıkları arasındaki makasın giderek açıldığı görülmektedir.
TÜİK şaşırma, sabrımızı taşırma
Emekli aylıklarının 2008 yılından sonra gerilemeye başlaması ve giderek asgari ücretin yarı seviyelerine gerilemesine tepkiler artınca Ocak 2019 da, Ocak 2020 den itibaren en düşük emekli aylığının 1.000 liraya tamamlanması ve Mart 2020 de ise 1.500 liraya tamamlanmasına ilişkin yasal düzenleme yapıldı.
Mart 2020 de Covid -19 kapsamındaki önlem paketi içerisinde (7226 sayılı yasa) ile 1.500 liradan düşük emekli aylıklarının 1.500 liraya iblağ edilmesi kararlaştırıldı.
Bunun anlamı şuydu. Temmuz 2020 de bütün emekliler 1.500 lira üzerinden zam alamayacak. Zamlı aylıkları 1.500 liranın altında ise aradaki fark hazine tarafından karşılanacaktır.
Diğer anlamıyla milyonlarca emekli hak sahibi asgari ücretin altında gelir elde etmeye devam edecektir. Yani milyonlarca emekli kendi taban aylığı zamlarla 1.500 liraya ulaşana kadar zam alamayacaktır.
Diğer yandan, SGK emekli aylık ve gelir dilimleri ile sayılarını açıklamamakta direniyor. Bu nedenle emekli aylıklarına ilişkin ayrıntılı veri açıklamadığı için emeklilerin gerçek dağılım tablosu bilinmiyor.
SGK 2020 Ocak-Haziran arasında en düşük emekli aylığını 2.030 lira, en yüksek emekli aylığını ise 3.890 lira olarak açıkladı. Bu veriler kamuoyunu yanıltmak anlamına gelmektedir. Bu açıklama akla ve bilime aykırıdır, gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Direne direne kazanacağız
Küresel emeklilik endeksi, emeklilerin refahı, ülkelerin geçmişi, bugünü ve tahmini geleceğiyle ekonomik gelişmesi, politikası, siyasal ve demografik değişiklikleri göz önüne alınarak oluşturuluyor.
Yaş-nüfus bağımlılığı, enflasyon-vergi baskısı, kazanç eşitsizliği, mutluluk, çevresel faktörler, su ve hijyen, biyolojik çeşitlilik, yaşam beklentisi, sağlık yatırımları gibi unsurların tamamı değerlendirmede devreye giriyor ve ortaya bütüncül bir refah resmi çıkıyor.
Bu değerlendirmelere göre refah açısından en iyi ülkeler İskandinav ülkeleridir. 44 ülkeden oluşan listede İzlanda 1. sırada, İsviçre 2. sırada, Norveç 3. sırada iken Türkiye ise 40. Sırada yer almaktadır. Yani sondan 5. ülke durumunda. Türkiye’den sonra, Kolombiya ve Brezilya gibi ülkeler yer almaktadır.
OECD ülkeleri ortalama emekli aylığı tablosuna göre; Almanya’da 26.957 lira, Fransa’da 21.032 lira, İtalya’da 16.689 lira Yunanistan’da 11.134 lira iken, Türkiye’de ise 3.910 liradır.
OECD ülkeleri verilerine göre Türkiye’de bir emekli Almanya’daki bir emeklinin aylığının neredeyse 1/7. sini, Fransa’nın ise 1/5’ni ve hatta yanı başımızdaki Yunanistan’ın bile 1/3’den az emekli aylığı almaktadır.
2016 yılında 1.118 lira karşılığı 393 dolar olan emekli aylığı, bugün dolar karşılığı 2021’de en az 3.010 lira olması gerekiyor.
Uluslararası standartlar ölçeğinde 4 aktif sigortalı 1 pasif sigortalıyı finanse etmiş olsaydı 2021 ölçeklerine göre emekli aylığı ortalama 4.937 lira olacaktı.
Yandaşlara değil, emekliye bütçe
TÜİK’in açıklamış olduğu 3.414 lira açlık sınırına rağmen 2020 sonu itibari ile 4.179.840 emekli asgari ücretin altında, yani açlık sınırının çok altında aylık alıyor.
İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılayabilmesi için tespit edilen asgari ücretin bile altında emeklilere reva görülen emekli aylığı ile emeklilerin temel ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir.
Emekli aylıklarının artırılmasında sadece enflasyon oranları değil, milli gelirdeki payları tam olarak dikkate alınmalıdır.
Emekli aylıkları ile geçinemeyen emekliler emekli olduktan sonra da iş aramaya ve çalışmaya mahkum edilmektedir.
2013 yılında çalışan ve iş arayan emekli sayısı 1.5 milyon iken, 2017 verilerine göre bu sayı 4 milyona çıkmıştır,2020 de ise vahim boyutlara ulaşmıştır.
İnsanca yaşamak istiyoruz
Ayrıca çalışan emeklilerden 2021 yılı itibari ile 255 lira gelir vergisi ve damga vergisi dışında, 268 lira SGDP adı altında toplamda 523 lira kesinti yapılmaktadır.
Açlığa mahkum edilerek emeklilik sonrası çalışmaya mecbur bırakılan asgari ücretli emeklilerden yapılan vergi ve Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesintileri kaldırılmalıdır.
Uluslararası standartlar ölçeğine göre ülkemiz yaşlı refahı ile sürdürülebilirlik arasındaki denge açısından en geri ülkelerin yer aldığı “D” sınıfı kategorisinde kabul edilmektedir.
2018 yılında 5510 sayılı kanunda yapılan değişiklikle gelir ve aylık şartıyla emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramında 1.000’er lira tutarında bayram ikramiyesi ödenmesi kararlaştırıldı.
Bu ikramiye 2018 yılında 1.603 lira olan asgari ücretin % 62’sine tekabül ediyordu. 2018 yılından 2021 yılına kadar artırılmayan emekli ikramiyesi bu orana göre 2021 yılında 1.752 lira olması gerekirken, Sn. Cumhurbaşkanı’nın lütfu ile bu bayram 1.100 lira olarak ödendi. Oysaki her bir emekli bayram ikramiyesi asgari ücretin net tutarından az olmamalıdır.
Emekliyiz, haklıyız, susmayacağız
Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı kanun marifeti ile yapılan SGK değişiklikleri daha sonra EYT’liler olarak mağdur bir grubun ortaya çıkmasına sebep oldu. Yani prim ödeme gün sayısını tamamlamış olmasına rağmen emeklilik yaşına erişemediği için emekliliğini beklemek zorunda kalanlar.
Kazanılmış hakları elinden alınarak mağdur edilen ve sayılarının 6,2 milyon olduğu ifade edilen emeklilikte iktidara takılanların sorunları 26 milyar lira ek maliyetle çözümlenebiliyor.
Yani saraya aktırılan bütçenin çok daha azı ile giderilecek olan EYT’lilerin sorunları iktidarın keyfiyetine bırakılmıştır.
Farklı emeklilik sistemi hesaplamasına göre mağdur emekliler yaratıldı. Farklı dönemlerde ama aynı koşullarda emekli olanların aylıkları arasında büyük eşitsizlikler bulunmaktadır. Bu nedenle intibak yasası ve 3600 ek gösterge yasası bir an önce hayata geçirilmelidir.
Müktesep haklar gasp edilemez
Nerede bir mağduriyet, nerede bir hak arayışı, nerede bir toplumsal muhalefet varsa orada yerini alarak, sesini yükselten DİSK/Emekli-Sen’in örgütlü gücünden rahatsız olan iktidar, emrindeki yargı kalkanını kullanarak emeklilerin sendika kurması ve örgütlenmesinin önünü kapatmak için her türlü fırsatı kendi lehine değerlendirmektedir.
Oysa ki, emeklilerin sendika kurma haklarının meşru olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bunun nedeni ise sendika haklarının T.C. Anayasası, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gibi kanunlarla koruma altında olmasıdır. Sendika hakkı aynı zamanda İLO Sözleşmeleri,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Sözleşmeleri gibi Uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi 12. maddesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi 8. Maddesi; “Herkes barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile her düzeyde siyaset, sendika ve yurttaşlıkla ilgili konularda örgütlenme özgürlüğüne sahiptir” demektedir.
Bu hak, herkese çıkarlarını korumak için Sendika Kurma Hakkını da içerir. “Bu sözleşmeye taraf devletler, herkes ekonomik ve toplumsal çıkarlarının korunup geliştirilmesi için sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkına sahiptir” der.
Bu anlamda, “Emekli Sendikası olur mu” sorusunun sorulması mantalite bakımından anlamsız kalmaktadır.
Tüm bunlara rağmen Türkiye’deki Emekli Sendikaları meşruiyet sorunu yaşamaktadır. Bu anlamda hukuki mücadelemiz kararlı bir biçimde sonuna kadar devam edecektir.
Sendika hakkımız engellenemez
Türkiye’nin dört bir yanında örgütlü gücü ile her geçen gün güçlenerek çığ gibi büyüyen DİSK/Emekli-Sen olarak bir kez daha Kadıköy Meydanından iktidara sesleniyoruz:
1 - Emeklilerin insan onuruna yaraşır biçimde yaşayabileceği aylık almasını,
2 - Emekli aylıklarını sadece enflasyona endeksli değil, milli gelir artışı da göz önüne alınarak belirlenmesini,
3 - Emekli aylık bağlama oranlarının eski düzeye çekilmesini,
4 - Dini bayramlarda verilen ikramiyelerin en az asgari ücret seviyesinde tutulmasını,
5 - Emekli aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen intibak yasasının ve 3600 ek göstergenin hayata geçirilmesini,
6 – EYT’lilerin sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulmasını,
7 - Sağlık hizmetlerinde katkı payının kaldırılmasını ve kamusal sağlık hizmetinin sağlanmasını,
8 - Emeklilere yaşayabileceğimiz güvenli çevre şartlarının oluşturulmasını,
9 - Toplumsal ilişkilerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını,
10 - Sendikal haklarının önündeki keyfi yasal engellerin kaldırılmasını ve toplu sözleşmeli sendikal hakkımızın tanınmasını,
11 - Emeklileri ilgilendiren her türlü politikaların hazırlanma sürecine aktif olarak katılmalarının sağlanmasını,
12 - Çalışan emeklilerden yapılan kesintilerin kaldırılmasını talep ediyoruz.
Bu mücadeleden vaz geçmeyi bir an olsun düşünmedik ve düşünmeyeceğiz.
Avrupa Yaşlılar ve Emekliler Federasyonu (FERPA) üyesi olan DİSK/Emekli-Sen, tüm yasal engellere ve engellemelere rağmen bütün dünya emeklileri ile omuz omuza insan onuruna yaraşır bir yaşam için örgütlü bir biçimde mücadelesine devam edecektir.
Bu anlamda tüm emekli dostlarımızı DİSK/Emekli-Sen ailesine katılmaya davet ediyoruz.
Yaşasın DİSK,
Yasasın Emekli-Sen,
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Emekliler insanca yaşam ve toplu sözleşmeli sendika hakkı için 28 Haziran’da alanlara çıkıyor!
Tüm Emekliler Sendikası, emekli aylıklarına Temmuz ayında yapılacak olan maaş zammı ile emeklilerin yaşadığı diğer sorunlarla ilgili taleplerini duyurmak amacıyla, ülke çapında örgütlü olduğu tüm Şube ve Temsilciliklerinde 28 Haziran 2021 tarihinde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirecek.
Ülke genelinde 115 Şube ve Temsilcilikte 15.000 üyesi bulunan Tüm Emekliler Sendikası konu ile ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada, “İşçi, Memur, Bağ-Kur emeklisi sendikalı ve sendikasız tüm emekli yurttaşları, emekten ve emekliden yana tüm dost kurumları ve basın mensuplarını basın açıklamamıza katılmaya davet ediyoruz” denildi.
Tüm Emekli-Sen’den yapılan açıklamada, İstanbul’da Bahçelievler, Beykoz, Kadıköy ve Maltepe’de dört ayrı ilçede yapılacak olan basın açıklamasına DİSK Emekli-Sen üyelerinin de katılacağı bildirildi.
- Gıda fiyatları artıyor, açlık sınırı 3 bin 267 liraya çıktı.
- En yoksul kesimin harcamalarının en az üçte birini ayırmak zorunda kaldığı gıda harcamaları 2021 yılına da hızlı bir artış trendiyle başladı. Ocakta gıda fiyatları yüzde 3,6 oranında arttı.
- Gıda harcamalarında, son bir yıllık artış ise yüzde 28,6 olarak gerçekleşti.
- Dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması ise ocakta önceki aya göre 121 lira artarak 3 bin 267 liraya kadar çıktı.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın, fiyatlarını Ankara’daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 77 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı “halkın enflasyonu” ve açlık sınırı araştırmasının Ocak 2021 ayı sonuçları açıklandı.
Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun ortaya konulması amaçlanıyor. Araştırmayla ayrıca, açlık sınırı olarak da nitelendirilen dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için bu fiyatlar üzerinden yapması gereken aylık toplam harcama da hesaplanıyor.
Enflasyona karşı en korumasız durumdaki en yoksul kesimin aile bütçesinin en az üçte birini ayırmak zorunda bulunduğu gıda fiyatları 2021 yılına hızlı bir artış trendiyle başladı. Gıda fiyatlarının bir önceki aya göre yüzde 3,6 oranında arttığı ocak ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı da 121 lira artarak 3 bin 267 liraya yükseldi.. Gıda fiyatlarında, son bir yılda 2020 yılında 2019 yılına göre ise yüzde 29,9 oranında artış yaşandı.
Aylık fiyat artışı
Ocakta, özellikle ekmek fiyatlarına yapılan zammın etkisiyle ekmek, un, bulgur, pirinç, makarna fiyatları bir önceki aya göre, yüzde 5,5 oranında artarken, et-balık harcamalarında balık fiyatlarında yüzde 2,3 oranında yükseliş yaşandı.
Süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında, özellikle süt, yoğurt ve tereyağı fiyatlarında gözlenen olağan dışı artışlar nedeniyle yüzde 8,4 oranında artış kaydedilen ocak ayında, önceki aylarda oydukça yüksek oranlı fiyat artışları yaşanan sıvı yağ fiyatları ise değişmedi.
Meyve fiyatlarının yüzde 0,3 oranında arttığı ocak ayında sebze fiyatlarında ise bir önceki aya göre yüzde 3 oranında yükseliş yaşandı.
Bakliyat fiyatlarının değişmediği ocakta, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatları yüzde 0,9 oranında arttı.
Böylece, mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 77 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetinin toplam tutarında ocakta, geçen yıl aralık ayına göre yüzde 3,6 oranında yükseliş yaşanmış oldu.
Yıllık değişim
Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Ocak 2020’ye göre) yüzde 28,6 oranında artış kaydedildi.
Bu yıl ocak ayında geçen yılın ocak ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 23,4, et-balık fiyatlarında 19,1 süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 21,4 oranında artış yaşandı. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 47,5 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 35,1 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 51,6 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 30,8, diğer gıda fiyatları ise yüzde 10,4 oranında zamlandı.
Yıllık ortalama
Sepete dâhil edilen ürünlerin son 12 aylık ortalama fiyatlarının bir önceki 12 aylık dönemdeki ortalama fiyatlarıyla karşılaştırılarak hesaplanan 12 aylık ortalamalara göre de gıda fiyatlarında son yılda yüzde 29,7 oranında artış yaşandı.
Yıllık ortalamalara göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 11,7, et ve balık fiyatları yüzde 20,8 süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 22,7, yağ fiyatları yüzde 28,2, meyve fiyatları yüzde 57,5, sebze fiyatları yüzde 55,8, bakliyat fiyatları yüzde 26,5, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 14,4 oranında artış kaydetti.
Açlık sınırı 3 bin 267 lira
Gıda fiyatlarında yaşanan bu artış, dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için alması gereken kaloriyi sağlayacak gıda maddelerinden oluşturulan bir sepete göre hesaplanan açlık sınırının ocakta 3 bin 267 liraya yükselmesine yol açtı. Açlık sınırında ocak ayında bir önceki aya göre 121 liralık, son bir yılda ise 503 liralık artış oldu.
Geçen yıl aralık ayında 3 bin 146 lira ola dört kişilik bir ailenin gıda yoksulluğu sınırının ocakta 3 bin 267 liraya yükselmesinde, özellikle süt, yoğurt, peynir, ekmek, gibi gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışları belirleyici oldu.
Ankara’da en fazla alışveriş yapılan pazar ve marketlerden derlenen fiyatlara göre sağlıklı beslenebilmek için ocakta et-yumurta için harcanması gereken para bir önceki aya göre 5 lira, son bir yılda ise 170 lira artarak 928 liraya yükseldi. Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre değişmedi ancak bir yıl öncesine göre 13 lira zamlandı.
Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama ocakta bir önceki aya göre 116 lira artarken, geçen yıl ocak ayına göre ise 139 lira artarak 780 liraya yükseldi. Taze meyve harcaması için ayrılması gereken para ocakta 23 lira azalırken son bir yılda ise 42 lira artarak 259 liraya yükselirken, dört kişinin yapması gereken sebze harcamasının parasal tutarı da ocakta 2 lira son bir yılda 3 lira arttı ve 355 liraya çıktı.
Yapılan hesaplamalara göre ocakta 22 lira artarak 454 liraya yükselen dört kişilik ailenin ekmek, un ve makarna için bir ayda yapması gereken harcamada son bir yıllık dönemde ise 75 liralık artış yaşandı. Pirinç ve bulgur harcamaları ocakta 4 lira azalırken son bir yılda 15 lira artarak 87 lira oldu. Sıvıyağa yapılması gereken harcama ocakta 1 lira azalırken, son bir yılda ise 20 lira artarak 67 liraya çıktı.
Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama da ocakta 3 lira artarak 195 lirayı bulurken, son bir yıllık artış ise 24 lira oldu. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama da ocakta değişmedi 55 lirada kaldı. Zeytine yapılması gereken harcama tutarında son bir yılda ise 1 liralık artış oldu.
Hesaplamalar, çalışan yetişkin bir erkek için günlük 3.500, yetişkin bir kadın için 2.800, çocuk için 2.100 kalori, genç için de 3.780 kalori gereksinimi dikkate alınarak yapıldı. Buna göre ocakta açlık sınırı yetişkin bir erkek için 939 lira, yetişkin bir kadın için 751 lira, çocuk için 563 lira ve genç için de 1.014 lira oldu.
Emekliler sahte enflasyona göre yüzdelik zam değil, toplu sözleşmeli sendika hakkı istiyor!
Emekliler Sendikası (DİSK Emekli-Sen) emekli maaşlarına 2021 yılının ilk altı aylık dönemi için yapılacağı açıklanan yetersiz maaş artışını protesto etmek için 4 Ocak Pazartesi günü başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere ülke çapında örgütlü olduğu il ve ilçelerde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.
DİSK Emekli-Sen tarafından İstanbul’da Kartal, Maltepe ve Küçükçekmece’de aynı anda üç ayrı noktada yapılan basın açıklamasına sendikalı ve sendikasız çok sayıda emekli yurttaş katıldı.
Kartal Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına, DİSK Emekli-Sen ile dayanışma için Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli-Sen) üyeleri de katılarak eyleme destek verdi.
DİSK Emekli-Sen Merkez Yönetim Kurulu imzası ile yapılan basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.
4 Ocak Pazartesi günü TÜİK “resmi enflasyon oranını” açıklayacak. Onlar daha açıklamadan biz söyleyelim: Alıştığımız üzere yine sayılara takla attırılacak ve ülkenin gerçekliğinden tümüyle kopuk bir enflasyon oranı açıklanarak işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin yaşam şartları göz ardı edilerek yeni zam oranları ilan edilecektir.
Ülkede dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 590 lira ve yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira iken asgari ücretlilere yapılan zam ve TÜİK’in açıklayacağı enflasyon rakamlarıyla beraber emeklilere yapılacak zam oranlarının emeklileri ölüm sınırına iteceği açıktır.
Birileri, işçi sınıfının, kıt kanaat geçinerek patronlara, Hükümete boyun eğmesini istemektedir!
Birileri, emeklilerin evlerinde, üstelik böylesi zorlu bir pandemi sürecinde, ellerine geçmeden eriyen üç kuruş ile ölümü beklemesini istemektedir!
Söylemiştik ve tekrar ediyoruz: Biz bir an olsun yılgınlığa düşmeyeceğiz!
Her sene emeklilere zam müjdesi haberleriyle donattıkları yandaş basınları bu seneyi de bir istisna olarak görmediler ve bir araştırmaya göre 365 günün 306 günü emeklilere zam müjdesi sürmanşetiyle çıktılar. Bunu yapmak zorundalar. Çünkü biz bu ülkenin 13 milyon işçi ve emekçi emeklileriyiz! Güçlüyüz ve haklıyız!
İşçi sınıfına tam boy saldırıyı sürdürüyorlar; susup köşemize sinmemizi, sınıf mücadelesinden de emekli olmamızı bekliyorlar. Yok, öyle yağma!
Biz, farklı işkollarında, ülke ekonomisine yıllarca hizmet etmiş emeklilerin değeri her zam döneminde ortaya çıkıyor! Taleplerimiz karşılanmadan yapılacak “resmi enflasyon oranı” açıklaması ve buna bağlı olarak “zam müjdesi” bizim için yok hükmündedir.
Zira emeklilerin çok büyük bölümü asgari ücretin altında ve hatta açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermeye devam edecektir. Daha geçtiğimiz Temmuz ayında yapılan zamlarla en düşük emekli ücreti 1.500 liraya yükseltileceği “müjdelenirken” gerçekte olan yaklaşık 3 milyon emeklinin ücretleri 1.252 lira civarında kalmasıydı. Bu durum zamlı haliyle bile açlık sınırının altında kalan emekli ücretleriyle birlikte Türkiye’yi Avrupa ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke konumuna getirmekteydi. Üstelik bu yıl ücretlere % 100 bir zam yapılsa bile emeklilerin zamlı ücretleri açlık sınırında kalmaya devam edecektir.
En düşük yüzde 20’lik dilimdeki 2,6 milyon emeklinin aylık 763 lira harcanabilir geliri olduğu göz önüne alındığında ise yapılması gereken zam % 400 gibi bir orana tekabül etmektedir.
Bu durum emeklilerin ücret dağılımında ve ülkenin gelişmesinden aldıkları payda göz ardı edildiğinin göstergesidir. Ocak 2021 için öngörülen yüzdelik oranlarda emekli ücretleri zammı bu bağlamda hiçbir iyileştirme ifade etmemekte; gerçek enflasyonun dahi altında kalmakta, geçtiğimiz temmuz ayında 1.500 liranın altında ücret alan emeklilerin yine 1.500 liranın üzerinde bir emekli ücreti alamayacaklarını söylemekten ve ancak biz emeklilere “Ölün!” demekten öteye geçmemektedir.
Bu da bizim mücadele kararlılığımızı pekiştirmektedir! Sesimizi duymak istemiyorlar. Oysa taleplerimiz nettir:
- Emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret almak,
- Emekli ücretlerinin sadece enflasyona endeksli değil; milli gelir artışı da göz önüne alınarak belirlenmesi ve asgari ücretin altında aylık emekli ücreti belirlenmemesi,
- Emekli ücretleri arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen bir intibak yasasının hayata geçirilmesi,
- Emeklilikte yaşa takılanlar adı altında yaratılan sorunun bir an önce eşitlikçi bir biçimde çözüme kavuşturulması.
İlan ediyoruz; biz hem asgari ücretli işçilere yapılan zulmün hem de bize reva görülecek olan bu insanlık dışı zamların karşısında yılgınlığa kapılmayacağız. Meşru ve demokratik zeminde hak mücadelemizi sürdüreceğiz.
DİSK Emekli-Sen örgütlenmeye ve insan onuruna yaraşır bir yaşam mücadelesi vermeye devam edecektir! Taleplerimizden bir adım dahi geri atmadan; daha güçlü ve örgütlü bir şekilde mücadelemizin bayrağını yükselteceğiz! İnsan onuruna yaraşır ücret mücadelemizi kazanacağız; insan onuruna yaraşır bir yaşamı kendi nasırlı ellerimizle kuracağız!
Yaşasın DİSK!
Yaşasın Emekli-Sen!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Aralık ayı enflasyon verileri ile birlikte memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılacak zam oranı da belli oldu.
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre enflasyon Aralık ayında yüzde 1,25 artarken, yıllık bazda yüzde 14,60 oldu.
Memura 4.36 enflasyon zammı gelecek. Yüzde 3 de sözleşme zammı alacak. Memur ve memur emeklileri Ocak’ta toplam yüzde 7.36 zam alacak. SGK ve Bağ-Kur emeklileri ise 8,36 oranında zam alacak. Zamlı maaşlar 15 Ocak'ta ödenecek.
Toplu sözleşme gereği memur ve memur emeklilerinin Ocak maaşlarına yüzde 3 zam olacak. Verilerin açıklanmasının ardından ortaya çıkan enflasyon farkı da maaşlara yansıtılacak. Daha önce yılın ilk yarısı için 2020'nin ikinci yarısındaki enflasyonun yüzde 4'ün üzerinde kalan kısmının enflasyon farkı olarak yansıtılması düzenlenmişti.
2021 kira oranları da belli oldu
TÜİK'in rakamlarına göre, TÜFE 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 1.25, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 14.60, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14.60 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 12.28 artış gerçekleşti.
Aralık ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 12.28 arttı. Bu rakamla, Ocak ayında konut için kira sözleşmesi yapacak veya yenileyecek kiracılar için zam oranı en yüksek yüzde 12.28 olacak.