tmo

TMO'nun ithalat hızına yetişilemiyor
Hasat döneminde alınan her ithalat kararı çiftçiyi olumsuz etkiliyor. Haziran ayında yapılan ithalatın ardından Temmuz ayında yapılacak ihale ile 440 bin ton arpa ve 395 bin ton buğday ithal edilecek. TMO (Toprak Mahsülleri Ofisi), geçtiğimiz haftalarda yaptığı ihalenin ardından yeni bir ithalat kararı aldı. Geçtiğimiz Haziran ayında, 320 bin ton arpa, 400 bin ton civarında buğday ithalat ihalesi yapan TMO, Temmuz ayında yapılacak ikinci ihale ile de 440 bin ton arpa, ve 395 bin ton da buğday ithal edecek. Hasat döneminde arka arkaya alınan ithalat kararları, iç piyasada çiftçinin aleyhine fiyatları baskılarken, TMO’ya da tepkiler giderek artıyor. Gübre fiyatları yükselirken, ithalat kararları ile arpa buğday fiyatlarının kısmen düşmesi çiftçinin aleyhine yaşanan çelişkiyi gözler önüne seriyor.  
gıdada ithalat politikaları çiftçiyi üretimden kopardı
Son yedi yılda kayıtlı çiftçi sayısı 700 bin azaldı. İthalatın artmasıyla, çiftçinin üretimden kopmasının bağlantılı olduğu belirtiliyor. Çiftçinin zamanında ve yeterli desteklenmesiyle üretimin artırılabileceği kaydedildi. Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) göre çiftçi sayısı 2003 yılından bu yana 700 bin azaldı. Ziraat Odası’nın 4 milyon üye rakamı ele alındığında odaya kayıtlı 2 milyon çiftçinin çiftçilikten uzaklaştığı kaydedildi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Çiftçilerin borçlarının sürekli arttığını, üreticilerin tarımdan kopmaya devam ettiğini, siyasal iktidarın ise var olan sorunların çözümüne yönelik adım atmak yerine. İthalata dayalı bir tarım politikası izlediğini kaydetti. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, Türkiye'de çiftçilerin mutlu olduğu yönünde açıklamalarda bulunduğuna dikkat çeken CHP Milletvekili Gürer, “2002 yılında 2.4 milyar TL olan çiftçi borcu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 2021 yılı Şubat ayı raporuna göre 137 milyar TL’ye çıkmış. Bu rakam yalnızca çiftçilerin bankalara olan borcudur. Tarım Kredi Kooperatifleri ve piyasaya olan borçlarda eklendiğinde çiftçinin borcu 180 milyar TL’yi aşıyor” diye konuştu. Çiftçi üretimden uzaklaşıyor Çiftçi sayısının da var olan sorunların bir sonucu olarak gittikçe azaldığına işaret eden Gürer, “Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) göre çiftçi sayısında 700 bin kişilik azalma oldu. Ziraat Odası’nın 4 milyon üye rakamı ele alındığında odaya kayıtlı 2 milyon çiftçi bugün çiftçilikten uzaklaşmış” şeklinde konuştu. Gürer, “Sayın Bakan Türkiye’nin tarımsal ürünlerle ilgili ithalatı, ihracata göre daha düşük diyor. Bu veriler, rakamlara bakıldığında doğru olabilir. Ancak bu rakamların nasıl saptandığı önemlidir. Eğer siz en çok ithal ettiğiniz ki geçen yıl 9.5 milyon ton buğday ithal etmişiniz; bunun yüzde 45 olan gümrük vergisi oranını sıfırlarsanız, arpada yüzde 35, mısırda yüzde 25 olan gümrük vergisi oranını sıfırlarsanız, gümrük vergisiyle elde edilecek gelirleri de ihracat rakamından düşmeniz gerekir. Öte yandan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kendi çiftçisinden 1800 liraya aldığı buğdayı yurtdışından 2 bin 450 liraya ithal etti. 1950 liraya da piyasaya sattı. Kurumsal olarak ciddi zarar oluştu. İhracatı ithalata oranlarken, gümrük vergisiyle ülkemize giriş yapan ürünleri dikkate alıp kamunun bu konudaki zararını toplarsak, sayın Bakanın belirttiği gibi ithalat ile ihracat arasında, ihracat lehine gösterilen rakam daha düşük rakam olarak ortaya çıkar. Çünkü devlet gümrük vergisi gelirinden vazgeçecek, kamu kurumlarının zararı hesaplanmayacak, sonrada ihracatımız arttı diye kendi kendimizi aldatacağız. Bu kabul edilemez” diye devam etti. Sıfır gümrükle ithalat izni Gürer, “ İngiltere ile tarım ve gıda ürünlerinin ithalatının kolaylaştıran bir anlaşma yapıldı. İngiltere ile yapılan serbest ticaret anlaşması gereği bazı tarım ve gıda ürünlerinin sıfır gümrükle ithalatı yapılacak. Canlı hayvan, büyükbaş hayvan eti, sakatat, peynir altı suyu, tereyağı, eritme peyniri, diğer peynirler, tohumluk patates, mantar, fasulye, elma, şeftali, diğer meyveler, çay, buğday, makarnalık buğday tohumu, çavdar, arpa, yulaf, mısır, pirinç, işlenmiş yulaf, malt, ayçiçeği tohumu, pamuk tohumu, kavun-karpuz tohumu, ekimlik tohum, hayvansal yağlar, ham soya yağı ve ayçiçeği yağı, et ürünleri, şeker, çiklet, kakao tozu, gıda müstahzarları, makarna, hububat mamulleri, bisküvi, gofret, mantar, domates konservesi, sebze konservesi, reçel ve marmelat, meyve ve sebze suları, dondurma ve yenilebilen buzlar, şarap, sirke, kedi-köpek mamaları gibi ürünler sıfır gümrük vergisiyle ithal edilebilecek. Bu da gösteriyor ki ithalata dayalı politikalardan ülkemiz vazgeçmeyecek” dedi. Kendi çiftçimizi desteklemeliyiz CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ithalata dayalı tarım politikasının Türkiye’de tarımı bitirme noktasına taşıdığına da işaret etti. Gürer, “Kendi çiftçimizi desteklemeliyiz. Bugün 20 milyon tona yakın buğday üreten Türkiye’nin 10 milyon tona yakın buğday ithal ediyor olması, sorunların azaldığının değil arttığının bir göstergesidir. Kendi çiftçimize doğru zamanda doğru destek vermeliyiz. Bir yıl önceden ürün deseni belirleyerek çiftçinin kazanabileceği ürünleri ekmesini sağlamalıyız” ifadelerini kullandı. TMO’nun depolarda kalan patatesi alıp, ihtiyaç sahiplerine dağıtılması uygulamasına da değinen Ömer Fethi Gürer, “Aylarca TMO patates alımı yapsın, çiftçinin elinde kalan patates çürümesin dedik. Nihayet aylar sonra iktidar TMO eliyle patates alımına başladı. Bakanın açıklamasına göre 10 bin ton patates alımı yapılmış. Oysa 300 bin ton patates depoda, Cumhurbaşkanı 1 milyon 200 bin ton patates alımı yapılacağını açıklamıştı. Ülkemizde 5 milyon 200 bin ton patates üretimi yapılıyor. Bunun çoğunluğu depolarda kaldı. TMO patates alımında sistem olarak iyi ürünü tercih ediyor. Ürünü çürümek üzere olan çiftçinin durumuyla ilgili bir açıklama bugüne kadar yapılmadı” dedi. Gürer, çillenmeye başladığı için TMO tarafından alınmayan ürün sahiplerinin belirlenerek, alım şartlarına uymayan ürün sahiplerine aynen doğal afetlerde olduğu gibi destek sağlanması gerektiğini ifade etti. ‘Denetim mi yok, veri mi yok?’ Gürer, belirli dönemlerde taklit ve tağşiş ürünlerin listesini açıklayan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2020 yılının Eylül ayından bu yana açıklama yapmadığını da anımsatarak, “Denetim mi yok, veri mi yok ya da piyasadaki ürünler sorunsuz mu? Öte yandan taklit ve tağşiş olduğu iddia edilerek bakanlık tarafından açıklanan bir firma, mahkeme kararıyla ürününü o listeden çıkarttırdı. Bu konuda bir yasal boşluk mu var? Gelirler düştü, giderek arttı. Yurttaşın tükettiği gıdanın içeriğini güvendiği devlet tarafından denetlenerek, hileli ürün satışının önü kesilmelidir” ifadelerini kullandı.    
resmi törenle patates-soğan karşılandı
Dünün terörist patates-soğanları resmi törenle karşılandı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere 81 ile patates ve soğan gönderildi. TMO'nun dağıtmak üzere aldığı patateslerin bir kısmı İstanbul'a ulaştı. Patatesleri İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek karşıladı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere çiftçiden alınan patates ve soğanlar kamyonlarla İstanbul'a getirildi. Kamyonlar törenle karşılandı. Gevrek, karşılamada kameralar karşısına geçerek "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla patates ve soğan üreticimize destek olmak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığımıza bağlı Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından alımı yapılan ürünler ihtiyaç sahibi ailelerimize ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Bu kapsamda Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından İstanbul'da belirlenen 164 bin aileye yardım yapılması planlandı" dedi. Valilik koordinasyonunda 39 ilçe kaymakamlığının sosyal yardımlaşma vakıflarınca, ihtiyaç sahibi ailelerin belirlendiğini aktaran Gevrek, "Niğde ve Nevşehir'den gelen 10 tırdan 4'ü İstanbul'a ulaştı. İstanbul'a gelen tırlar Tuzla'da karşılanarak, Anadolu Yakası'nda Adalar, Ataşehir, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla ve Ümraniye'ye dağıtılıyor. İhtiyaç sahibi her aileye 10 kilo soğan, 20 kilo patates ulaştırılacak. Devletimizin, çiftçimizin ve ihtiyaç sahibi vatandaşımızın her zaman yanında olduğunun göstergesi olan bu hizmetin hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu. Şanlıurfa'da, Hilvan Kaymakamı Coşkun Doğan, patates çuvalını yurttaşa verirken fotoğraf çektirdi.  
tarım yazarından AA’nın müjde haberine tepki
AA'nın "Erdoğan'dan çiftçiye müjde" haberindeki veriler 'gerçek değil' Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Anadolu Ajansı'nın, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçiye müjde" haberindeki rakamların gerçek olmadığını belirtti ve "Bu nasıl habercilik?" diyerek tepki gösterdi. Yıldırım açıklamasında doğru verileri de açıkladı. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Anadolu Ajansı'nın (AA), "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçiye müjde" haberindeki rakamların gerçek olmadığını söyledi. Türkiye'nin toplam çeltik üretiminin 900 bin ton civarında olduğunu belirten Yıldırım, "Çiftçinin elinde nasıl 750 bin ton olur?" ifadelerini kullandı. AA'nın haberinde, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO), ürünlerinin bir kısmı elinde kalan çiftçiden, 250-300 bin ton yemeklik patates, 40 bin ton soğan ve 75 bin ton çeltik satın alacağı bildirildi" denildi. Haberde, şu ifadeler kullanıldı: "Alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zor günler geçiren çiftçiye destek verildi. TMO'nun, ürünlerinin bir kısmı elinde kalan çiftçiden, 250-300 bin ton yemeklik patates, 40 bin ton soğan ve 75 bin ton çeltik satın alacağı, satın alınan ürünün ise vatandaşa ücretsiz dağıtılacağı kaydedildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, pandemi süreci boyunca mağdur olan çiftçinin sorunlarına çözüm için destek çalışmalarının süreceğini bildirdi." Tarım yazar Yıldırım, AA'nın haberine tepki gösterdi. "Bu nasıl habercilik?" diyen Yıldırım, "Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Toprak Mahsulleri Ofisi'nin çiftçinin elinde kalan 1 milyon 200 bin ton patates, 250 bin ton soğan, 750 bin ton çeltiği satın alacak diye haber geçti. Haberdeki rakamlar çok abartılı, daha doğrusu gerçek değil" ifadelerini kullandı. "Fakat yaygın ve bilinen gazete, TV ve internet sitelerinin neredeyse tamamı hiç sorgulamadan haberi olduğu gibi yayımladı" diyen Yıldırım, şunları söyledi: "Türkiye'nin toplam çeltik üretimi 900 bin ton civarında. Çiftçinin elinde nasıl 750 bin ton olur? Patates ve soğan verileri de yanlış. Doğrusu şöyle olacaktır: Patates 200 - 300 bin ton Soğan 40 - 50 bin ton Çeltik 40 - 50 bin ton." AA haberi düzeltti Tarım yazar Yıldırım’ın tepkisi üzerine AA haberini düzeltti. Düzeltilen haberde daha önceki haberde yer alan çiftçinin elinde olduğu iddia edilen ürünlerin gerçek değerleri yer aldı; “Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO), ürünlerinin bir kısmı elinde kalan çiftçiden, 250-300 bin ton yemeklik patates, 40 bin ton soğan ve 75 bin ton çeltik satın alacağı bildirildi.”    
Türkiye tarımı nereye
Belçika kadar tarım arazisinde buğday ekimi yapılmaktan vazgeçildi Buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanması yönündeki kararın uygulanma süresi 30 Nisan 2021’e kadar uzatıldı. İthalat Rejimi Kararına Ek Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karar uyarınca, koronavirüs salgınının devam etmesi nedeniyle, “hububat fiyatlarında yaşanan artışın önüne geçilebilmesi, iç piyasa fiyatlarının makul seviyelerde tutulabilmesi ve spekülatif fiyat hareketlerine meydan verilmemesi” amacıyla ithalatında son 2 aydır gümrük vergisi sıfırlanan buğday, arpa ve mısır için bu kararın geçerlilik süresi 30 Nisan 2021’e kadar uzatıldı. 21 Ekim'de Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 31 Aralık 2020’ye kadar buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergileri sıfırlanmıştı. Hükümetin kısa vadede tepki çekmemek adına fiyatları baskılamak için uyguladığı ithalatçı politika buğday üretimini baltalıyor. 2000 yılından bu yana kişi başına düşen buğday üretimi 95 kilo azaldı, buğday üretiminden vazgeçilen alanlara 5 adet İstanbul sığıyor. Üreticiler, bu kararın TMO’nun stoklarında yeterli ürün olmadığını bir kez daha ortaya koyduğunu söylüyor. İthalatçı kazanıyor Hükümet, fiyatları kontrol etmek amacıyla ithal buğday, mısır ve arpa ithalatı yapıldığını iddia ederken, üretici cephesinin gerçekleri çok farklı. Zira Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) bu yazın sonunda yerli üreticilerden bir ton buğdayı bin 850 TL’ye alırken, ithal ettiği buğdaya 2 bin 450 TL ödemişti. O dönem konu hakkında açıklama yapan CHP Niğde milletvekili Ömer Fethi Gürer de “Aynı TMO ithal makarnalık buğdaya da 330 dolar verecek. Yani 2 bin 450 TL. Türk çiftçisine bin 850 lirayı çok görenler, yabancı üreticilere hangi mantıkla 2 bin 450 lira ödeyecektir?” diye sormuştu. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, sıfır gümrükle ithalat kararına şu sözlerle tepki gösterdi: “Bu, Türkiye tarımının bittiğinin adıdır. Bu Türkiye tarımının AKP tarafından çökertilmesinin adıdır. Uzun süredir ithalatla çiftçiyi terbiye ediyorlardı. Bugün o terbiye sopası iktidarı terbiye ediyor.” Üretici zorlanacak Yeni ithalat kararı, arazilerinin büyük bölümü boş yatan ve çiftçilerinin büyük bölümü şehirlere göçüp işsiz kalan Türkiye manzarasını yine gündeme getirdi. Yeni kararla özellikle arpa ve buğday gibi temel tarımsal ürünlerin ithalatının mayıs ayı başına kadar uzatılmasının o tarihlerde ürün almaya başlayacak olan yerli çiftçiyi zor durumda bırakabileceği ifade ediliyor. Buğday üretimi azalıyor ithalatın yurtiçindeki piyasa fiyatlarını kontrol etmek olduğu söylenirken, asıl sorunun yurtiçindeki üretim olduğu ortada. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yola çıkarak Türkiye’de kişi başına düşen buğday üretimini yıllara göre hesapladık. Buna göre, 2000 yılında Türkiye’de 21 milyon ton buğday üretimi gerçekleşti. Buna karşılık ülke nüfusu 64,7 milyondu. Bu verilerle ülkede yaşayan her kişi başına yılda ortalama 324,4 kilogram buğday düşüyordu. Bu hesabın içinde gelen turist sayısı ve ülkede ikamet eden mülteci nüfus bulunmuyor. Yıllar içinde nüfus arttı; ancak buğday üretimi 2000 yılındaki üretimin üzerine hiç çıkmadı. 2019 yılına gelindiğinde buğday üretiminin 19 milyon tona gerilediği göze çarpıyor. Öte yandan ülke nüfusu, izleyen yıllar içinde 64,7 milyondan 83,2 milyona yükseliyor. 2000 yılı için yapılan hesabın aynısı 2019 yılı için yapıldığında, geçen yıl kişi başına düşen ortalama buğday üretiminin 228,5 kilograma düştüğü anlaşılıyor. Kısacası son 19 yılda ülkenin kişi başına düşen buğday üretimi 95,9 kg azalmış durumda. Oran bazında bu azalma yüzde 30’a karşılık geliyor. Üretici vazgeçiyor TÜİK verilerine göre bu azalmada temel neden, çiftçinin artık buğday üretmek istememesi. Hükümet “paramız var ki ithal ediyoruz” anlayışına devam ededursun, resmi veriler üreticinin buğdaydan çekildiğini gözler önüne seriyor. Buna göre 2000 yılında 94 milyon dekarda buğday üretimi gerçekleştirilirken, 2019’da bu büyüklük 68,5 milyon dekara gerilemiş durumda. Buğday üretiminden vazgeçilen alanların büyüklüğü 25,5 milyon dekar. Bu büyüklük 25 bin 500 kilometrekareye denk geliyor. Bu da yaklaşık 5 adet İstanbul’un ya da neredeyse Belçika’nın yüzölçümüne karşılık geliyor.  
Cargill'e destek olurlar ama bir avuç üreticiye destek olmazlar
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, sarımsak fiyatları üzerinden hükümetin tarım politikasını eleştirerek, "Cargill gibi uluslararası şirketlere destek olmayı bilirler, ama bir avuç sarımsak üreticisine yeterli destek sunmayı beceremezler” dedi.  CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, sarımsağın Mayıs ayında zam şampiyonu olmasıyla ilgili bir açıklama yaparak, “Gerekli üretim planlanmasını yapmaz, üreticiye yeterli desteği vermezseniz, her ay bir ürün zam şampiyonu olmaya devam edecek” dedi. Kendisinin Tarım ve Orman Bakanına 2019 Ekim ayında verdiği bir soru önergesiyle sarımsaktaki durumu gündeme getirdiğini hatırlatan Doç. Dr. Gaytancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “2019 Ekim’inde Tarım ve Orman Bakanına sarımsak üretimini teşvik edici yönde bir destekleme uygulaması ve geleceğe yönelik üretim planlaması olup olmadığını sordum. Ayrıca, fiyatlar artınca gümrük vergileri hemen düşürülürken, fiyatlar düştüğünde TMO’nun bir düzenleyici olarak piyasaya müdahalesinin neden düşünülmediği sorusunu yönelttim. Ancak, Bakanlıktan gelen cevapta, konunun özüne hiç girilmemiş, genel olarak verilen destekler sıralanmıştı. Sorunu tespit edemeyenlerden, soruna çözüm bulmaları beklenemez.” Sorunlara doğru çözüm üretemiyorlar Gaytancıoğlu, “AKP, ülke tarımında yaşanan sorunlarla ilgili doğru tespit yapamadığı ya da yapmak istemediği içindir ki bu sorunlara çözüm de getirememektedir. Anlaşılan o ki; tarımda plansızlık ve günübirlik politikalar aynen devam ediyor. Bugün sarımsak zam şampiyonu oldu, önümüzdeki ay da başka bir tarım ürünü olacaktır. AKP ile Türkiye tarımda ürün planlamasını, kendine yeten bir ülke olmayı, çiftçisine sahip çıkıp yeterli desteği vermeyi unuttu. Cargill gibi uluslararası şirketlere destek olmayı bilirler, ama bir avuç sarımsak üreticisine yeterli destek, halkımıza ucuz, sağlıklı ve yeterli tarım ürünü sunmayı beceremezler.” diyerek sözlerine devam etti. Mutfağın baş ürünü Yaşadığımız salgın günlerinde halkımızın mutfağında olması gereken ürünlerin başında sarımsağın geldiğini, ancak yaşanan zamlarla birlikte vatandaşın sarımsağı artık nerdeyse altın gibi gramla almak zorunda kaldığını belirten Gaytancıoğlu, “AKP’nin tarım politikaları, vatandaşımızın hem cebini hem sağlığını tehdit ediyor” dedi. Kaynak: Tarımdan Haber  
buğday ithalatına devam
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 10 Nisan'da yapılan ekmeklik buğday ithalat ihalesi sonuçlandırıldı. 250 bin ton ekmeklik buğdayı 240 dolardan ithal edilecek. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 10 Nisan'da yapılan ekmeklik buğday ithalat ihalesi sonuçlandırıldı. İhalede ortalama fiyat 240 $/Ton seviyesinde gerçekleşti. TMO tarafından: 14.01.2020’de gerçekleştirilen 550 bin ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ortalama fiyat 245 $/Ton olmuştu. 18.02.2020’de gerçekleştirilen 250 bin ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ise ortalama fiyat 232$/Ton olarak gerçekleşmişti. Yine 11.03.2020’de gerçekleştirilen 305.000 ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ortalama fiyat 225 $/Ton, 27.03.2020’de gerçekleştirilen 175.000 ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ise ortalama fiyat 249 $/Ton olarak sonuçlandırılmıştı.  
Şeker Fabrikaları'nın ardından, Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) kayıtlı arazi ve gayrimenkullerin de yok pahasına satıldığı ortaya çıktı. TMO'ne bağlı arazi ve gayrimenkuller, sessiz sedasız satışa çıktı. Aralarında Erzurum, Kars, Sivas, Kayseri, Yozgat, Çanakkale, Ankara, gibi illerin bulunduğu bölgelerde resmi kurum alanı, ticaret alanı, konut alanı, yeşil alan, park alanı gibi farklı türde TMO'ne bağlı arazi ve gayrimenkuller, yok pahasına satılıyor.   Yol bile satışta CHP Adana Milletvekili Oya Tekin, şimdi de TMO'nin satışa çıkarıldığını ortaya çıkardı. TMO'ne bağlı arazi ve gayrimenkuller, sessiz sedasız satışa çıktı. Aralarında Erzurum, Kars, Sivas, Kayseri, Yozgat, Çanakkale, Ankara, gibi illerin bulunduğu bölgelerde resmi kurum alanı, ticaret alanı, konut alanı, yeşil alan, park alanı gibi farklı türde TMO'ne bağlı arazi ve gayrimenkuller, yok pahasına satılıyor. O kadar ki, İskenderun'da satışa çıkan taşınmazlar arasında “yol" olduğu da görülüyor. Satışa çıkanlar arasında, Erzurum'da 19 dönümlük boş arsa 26 bin 700 liraya, Gaziantep'te bin dönümün üzerinde arsa, üzerindeki hisseli gayrimenkul ile birlikte 230 bin lira bedelle satışa çıktığı görülüyor. Yanı sıra, TMO'ne ait, Eskişehir'de 6 katlı lojman binası, Kırklareli'de hizmet binası, Antep'te çok sayıda gayrimenkul, Afyon'da hizmet binası, 1000 tonluk depo, 3'lü lojman binası, Çanakkale'de hizmet binası, lojman, misafirhane; Kırklareli'nde hizmet binası, lojman ve boş arsa, Sivas'ta arsa ve gayrimenkulün 14 Mayıs'ta ihaleye çıktığı görülüyor.   Üretici tüccara mahkum ediliyor AKP iktidarı ile işlevsizleştirilen TMO, satışa çıkardığı arazi ve gayrimenkulleri uzun zamandır depo olarak kullanılıyordu. CHP Adana Milletvekili Adayı Oya Tekin, TMO'nun çiftçiden alım yapmadığını ortaya çıkarmıştı. TMO'nin bu tutumunun çiftçiye büyük zarar verdiğini belirten Tekin, "Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday hasadı dönemde, üreticinin hasadını yaptığı buğdayı alması gerekirken kapalı ve alım yapmıyor. Üretici ürünü TMO yerine tüccara veriyor. Bir başka değişle tüccara mahkûm ediliyor. Zira, buğday Toprak Mühendisleri Ofisi'ne 1050 liraya satması gerekirken, 900 liraya tüccara vermek zorunda bırakılıyor" ifadelerini kullanmıştı.   TMO nedir? Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tahıl üreticisini ve tüketicisini korumak için piyasayı düzenlemek maksadıyla faaliyet gösteren, sorumluluğu sermayesiyle sınırlı olan bir iktisadi devlet teşekkülü. Temmuz 1938'de 3491 sayılı kanunla kurulan Toprak Mahsülleri Ofisi'nin yapısı 8 Haziran 1984'te 233 sayılı kanun hükmünde kararnameyle yeniden düzenlendi. Tarım Bakanlığı ve Orman ve Köyişleri Bakanlığıyla ilgili bir kuruluştur. Toprak Mahsülleri Ofisinin çok geniş kuruluş ve çalışma alanı vardır; tahıl alış ve satış fiyatlarını tespit eder, tahıl ve pirinç alır satar, gerekli durumlarda bakliyat ve yağlı tohumlar piyasasını düzenleyici tedbirler alır. Buğday ve pirinç ithal ederek iç piyasaya sürer. Un ve ekmek fabrikaları kurar, işletir. Tahılların korunması ve temizlenmesiyle ilgili silo vb. tesisleri kurar, işletir. Afyon ve uyuşturucu maddeler üzerindeki devlet tekelini sürdürerek bu maddelerin alım, imalat ve satış işleriyle uğraşır. Ayrıca tohum iyileştirme ve dağıtımı, ilaçlama ve araştırma gibi çeşitli vazifeleri yerine getirir. Sloganı, "Çiftçinin karagün dostu"dur.
Türkiye Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO), AB ülkelerinden toplam 90 bin ton buğday alımı yapacağını açıkladı. İhalenin 13 Ocak'ta tamamlanacağı bildirildi. Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası'nın açıklamalarına göre (TZMO) 2003-2015 yılları arasında AKP hükümetlerin tarım ve hayvancılığın desteklenmesine 61 milyar lira (20 milyar dolar) kaynak aktarırken, tarımsal ürün ithalatına ise 270 milyar lira (90 milyar dolar) kaynak aktarıldı. AKP hükümetinin yanlış politikaları tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getirdi. Sadece 2015 yılında tarımsal ürün ithalatına 17 milyar dolar ödendi. Bu süreçte 600 bin kayıtlı çiftçi üretimi terketti. Kendi toprağına ve çiftçisine gerekli desteği sağlamamakta ısrar eden AKP hükümeti 2014 yılında Tarım Bakanlığına bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) aracılığıyla Sudan’da 99 yıllığına Beyaz Nil kıyısında geniş tarım arazileri kiralamıştı. Bundan 15 yıl öncesi yurttaşını doyuran Türkiye, gıda da dışa bağımlı bir ülke durumuna geldi. AKP hükümetinin geçirmekte karalı olduğu “Milli Tarım Projesi” uygulamaya konulduğunda ise Türkiye gıda da tamamen dışa bağımlı olacak.

Sayfalar