Kürtler arasında giderildiği zannedilen ama sadece görünmez kılınmış olan kutuplaşma, devletin küçük dokunuşlarıyla bile yeni çatışmalara gebe görünüyor. Kürt hareketi bu tür çatışma/saldırı vakalarını devletin tahriki addedip yerel dengeler dolayısıyla geçiştirmeye devam ederse, karşısında hiç tahmin etmediği yeni bir çatışma dalgasını görebilir.
İrfan Aktan
Kürt hareketinin Zeydan, Bucak vb, aileleri- aşiretleri kendi bünyesine katarken, hakiki bir yüzleşme süzgecini de işletmesi ve gelecekte bu birliğin yine siyasî çıkarlarlarca kolaylıkla berhava olabilmesinin önüne geçmesi gerekiyor. Aksi halde “birlik” zannedilen gelişme, taktiksel bir “koalisyonun” ötesine geçemeyebilir.
Birkaç gün evvel, yuksekovahaber.com sitesinde okuduğum bir haberde şöyle deniyordu: “BDP, Xırvate (Büyükçiftlik) Beldesi Belediye Başkan adayı Rüştü Zeydan’ı basına ve kamuoyuna tanıttı.” BDP’nin “tanıttığı” Rüştü Zeydan ve ailesi 1990’lı yıllar boyunca boyunduruklarındaki Pinyaniş aşiretini Kürt hareketine karşı silahlandırmak üzere koruculaştırmıştı. Fakat Zeydan’ın haberde yer verilen sözlerini okuyunca yaşadığım şok daha da katmerlendi: “Çok değerli dava arkadaşlarım, öncelikle Sayın Öcalan’ın, şehit ve şehit aileleri, cezaevinde bulunan bu hareketin bütün kademelerinde mücadele edenlerin önünde saygı ile eğiliyorum.”