Barış Terkoğlu

08 Eki 2020

Taşı ve kâğıdı yüksekten bırakıyorsun. Aynı anda yere iniyor. Eşit hızla fırlatıyorsun, aynı ivmeyle yavaşlayıp aynı yüksekliğe çıkıyor. Bilim çözmek için çok uğraştı. Düşmenin de çıkmanın da yasası var.

Doktor Ali Edizer moda deyişle söylersek bir “hasta” değil, bir “vaka”. Yıllardır FETÖ’nün örgütlenmesine yardım edenlerin FETÖ bahanesiyle birkaç dakikada kapattığı GATA’nın başında görünce şaşırdık. Cephede bakımsızlıktan ölen askerlerin tedavileri için kurulan uzmanlık kurumunun “sivilleşme” diyerek düşürüldüğü hali görünce içimiz acıdı.

Oysa bu musibetten ders alacaksak peşine düşmemiz gereken bir soru var: Ali Edizer gibi ne doktorluktan ne ahlaktan anlayan biri nasıl oldu da bu kadar yükseldi? 2005’te bir sağlık ocağında doktorken, 2012’de Sağlık Bakanlığı’nda nasıl özel kalem müdürü oldu?

Sağlık Bakanlığı, Menzil Bakanlığı oldu

12 Mar 2020

Asır ile yüzyıl aynı şey mi? Biliyorum, eşanlamlı kullanılıyor. Ancak asır bir niteliği; yüzyıl, adı üzerinde bir niceliği anlatıyor gibi. Tarihçi Eric Hobsbawn, 20. asrı 1914 ile başlatıyor ve 1990 ile sonlandırıyordu. “Kısa 20. yüzyıl” diyordu. Demek saatimizle ölçtüğümüz ile içeriğini doldurduğumuz zaman, farklı şeyler ifade ediyor.

İdlib ateşkesini tutuklandıktan bir gün sonra öğrendim. Meşhur fotoğrafta bizim heyetin ayakta dizilmesinden önce Berat Albayrak’ın ve İbrahim Kalın’ın ellerini önde kavuşturmuş hali dikkatimi çekti. Benim de hep bu pozu vermemi istiyorlardı. Ben ise bileğime kelepçe takılacağı an hariç buna izin vermiyordum. İronik ama hem Albayrak’ın hem Kalın’ın duruşu tesadüf mü?

Savaş, iradeyi teslim almaktır 

18 Eki 2019

Bu teröristlerle bize arabuluculuk yapmaya çalışan bazı liderler var. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde bir devlet olarak teröristlerle aynı masaya oturmak yoktur.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AKP grup toplantısında söyleyince kafamı kaldırdım. Acaba yanlış mı hatırlıyordum? Çok değil, 4 yıl öncesine kadar, hepimiz PKK ile yürütülen “çözüm süreci”ni konuşuyorduk. İmralı’dan Kandil’e, Oslo’dan Brüksel’e uzanan; bakanların, istihbarat ve güvenlik bürokrasisinin ve tabii HDP milletvekillerinin içinde olduğu bir dizi görüşmeydi.

27 Haz 2019

 

Biliyorum, herkes seçimi konuşuyor. Yine de hatırlatayım. Bugün önemli bir dava var. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, tarihe “Gezi Direnişi” olarak geçen halk hareketi yargılanacak.

Hani “Elde çekiç olunca her şey çivi görünür” derler ya. 657 sayfalık iddianamenin en tuhaf yanı Gezi’yi FETÖ ile yan yana anması. Son dönemde beğenmediği her şeyi FETÖ’ye bağlayarak kendi günahlarından arınmaya çalışan, aslında bu şekilde FETÖ’yü de meşrulaştıran kafa bu davada da kendisini gösteriyor.

Oysa durum tam tersi. Madem toptancılık yapıyoruz. Öyleyse şunu söyleyebilirim: Gezi Direnişi’ne karşı çıkan FETÖ destekçisidir. Çok da anlaşılır nedenlerim var.

Bir: Gezi “17-25 Aralık” diye putlaştırılan milattan aylar önce oldu. Yani AKP’nin “Ne istedinizse verdik” dediği dönemde. AKP ve FETÖ o gün etle tırnak gibiydi.