Suriye Ordusu’nun yaptığı katliamlar hakkındaki hikayelerin dünya çapında manşet olduğu düşünülünce, pek çok uluslararası medya kuruluşunun birimleri Halep’te olduğuna göre, neden tek bir uluslararası medya kuruluşu Kayıt Merkezi’ne gelip mültecilerin kendisiyle konuşmuyor? Orada sadece biz vardık. Bu süreçleri yaşamış insanlar konuşmaya hevesli, ancak medya, hayli şüpheli kaynaklardan gelen teyitsiz iddiaları doğru kabul ediveriyor.
medyasafak.net
WikiLeaks’e göre 2009 yılında, Beşar Esad’ın Katar boru hattını reddetmesinden kısa süre sonra CIA, Suriye’deki muhalefet gruplarını silahlandırmaya başladı. Katar-Türkiye boru hattı, Fars Körfezi’nin Sünni krallıklarına dünya doğalgaz pazarları üzerinde belirleyici bir hakimiyet kazandıracak ve Amerika’nın Arap dünyasındaki en yakın müttefiki olan Katar’ı güçlendirecekti.
Mike Whitney / Counterpunch.org
Dünyanın her yerindeki savaşlara harcama yaparken, layıkıyla rehabilite edilmesi yaklaşık 3,6 trilyon dolara, yani ABD Ordusu’nun hesap veremediği meblağın yaklaşık yarısına malolacak ülke içi altyapı çürümesini görmezden gelen bir ülke, ne yazık ki, çökmeye yazgılıdır. Elbette, Amerikan halkı bugün Washington’a denk gelen Sodom ve Gomora’dan iğrenip matriksin dışında eyleme geçmeye başlamadığı takdirde.
Türkiye'deki başarısız darbe girişimi hakkında bolca teori ve spekülasyon bulunuyor ve bunlar acemi bir CIA darbesinden, Erdoğan'ın baş düşmanı, şu an ABD'nin Pennsylvania eyaletinde sürgün hayatı yaşayan din adamı Fethullah Gülen'in ilhamıyla gerçekleşen bir girişime, Erdoğan ve yakın askeri müttefiklerinin kasten başarısız kıldığı, kendi kendine yapılmış bir darbeye ve çok sayıda başka komplo teorisine veya bunların kombinasyonlarına kadar değişiklik arz ediyor. Kadim soru olan Cui Bono [“kimin çıkarına?”] sorusu gündemde.
Şu an itibariyle Erdoğan, büyük kazanan olarak görünüyor. Halk desteğini tazeledi, ultra zengin vaiz düşmanı Gülen'i ve Washington'u darbenin kışkırtıcıları olmakla suçlayabildi ve şimdi Rusya'yla yeni ittifakının ve Beşar Esad'la yenilenmiş bir dostluğun peşinden gidebilir.
Türkiye'deki başarısız ABD darbesiyle ilgili hadiseler ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Bu öylesi büyük ölçekte bir hadise ki yeni ve taze bir düşünceyi gerektiriyor.
Her şey ilk bakışta apaçık belli oluyor: Amerikalılar ve onların ajanları Ankara'nın Moskova ile olan yakınlaşmasını görerek bir darbe girişiminde bulundular. Bu kalkışma başarısız oldu. Amerikalılar ve onların Türkiye'deki destekçilerinin, Türk Hava Kuvvetlerinin uçağımızı düşürmesinin ve sonra da teröristlerin pilotumuzu vurmalarının sorumluları olduğu açığa çıktı. Darbenin bastırılmasından sonra Erdoğan açıkça darbe liderlerinden birinin İsrail ile ilişkileri olan General Akın Öztürk olduğunu ilan etti. Aynı şekilde General Adem Huduti ve Avni Angun da dahil olmak üzere doğrudan Washington ile bağlantılı olan diğer Hava Kuvvetleri generalleri darbenin kışkırtıcıları olarak etiketlendirildiler.
15 Temmuz akşamı bir grup Türk askeri, bir darbe yaptıklarını ve ülkenin yönetimine el koyduklarını duyurdu. Bu askerler Erdoğan'ın canını kurtarmak için çaresizce ülkeyi terk ettiğini ve şimdi kendilerinin düzeni restore etme sürecinde olduklarını iddia ettiler. Bu subaylar için ve onların Langley, Virginia ve Saylorsburg, Pennsylvania'da – Türk siyasi amil Fethullah Gülen'in CIA koruması altında sürgünde saklandığı yerde – bulunan destekçileri için sorun, başarılı olamamaları oldu. Darbe girişiminin arkasında, Gülen destekçilerinin şimdi başarısız olduğu görülen umutsuz darbe girişimini gerçekleştirmekte olduğu anda, çoğu zaman öngörülememekle birlikte yerinde kalan, halen Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştirmekte olduğu dev bir jeopolitik kaymanın oluşturduğu, çok daha çarpıcı bir hikaye var. Aşağıda, jeopolitik düzenin merkezi önemdeki bir parçasında gelişmekte olan çarpıcı olayların arka planına ilişkin bazı soru cevap notları bulunuyor.
Eğer anlaşma meyve verirse, Putin güney koridoru üzerinden büyüyen AB pazarına erişim salayacak, bu ise iki kıta arasındaki bağları güçlendirecek, enerji işlemlerinde ruble ve euro kullanımını yaygınlaştıracak ve Lizbon’dan Vladivostok’a uzanan bir serbest ticaret bölgesi meydana getirecektir. Sam Amca ise kenardan durup izleyecektir.
İsrail’in küçük bir yeni saldırıda bulunması halinde neredeyse bütün Hizbullah güçleri güneyde bağlanır, IŞİD kuzeyden saldırır, Beyrut, Trablusşam ve öteki şehirlerdeki uyuyan hücreler faal hale gelir ve Lübnan birkaç gün içinde çöker. Plan bu mu? Sonuç olarak İsrail ve Suudi Arabistan, söz konusu olan ‘Şii düşmanları’ olduğu zaman iki müttefiktirler.
Suriye silahlı kuvvetleri Palmira'yı özgürleştirdikten sonra Devlet Başkanı Esad, ülkesine verdikleri somut destek nedeniyle Vladimir Putin'e ve Rus halkına teşekkür etti. Suriye ve Rusya, IŞİD'e ve bölgede faaliyet yürüten öteki terörist gruplara karşı yanyana savaştı. Bu gruplar ağırlıklı olarak Batı'nın sıkı müttefikleri tarafından – Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye tarafından – yetiştirilmiş gruplar.
Suriye'de yakın zamanda gerçekleşen zaferlerin ardından, terörizmin yenilmezliği miti çöktü, parçalara ayrıldı. Samimi bir şekilde ve tam bir azimle mücadele edilmesi halinde en fanatik olanların bile yenilebileceği, açık hale geldi.