Çin, kapitalist dünya sisteminin merkezine yerleşmeyi hedefliyor. Nasıl? Başaracak mı?
“Dünya ekonomisinin zirvesini” kastetmiyorum. Dünyanın en büyük iki ekonomisinden biri olarak zaten zirvede yer alıyor.
“Kapitalist dünya sistemi” ise farklıdır; emperyalizm ile eş-anlamlıdır. Sistemin merkezi, hegemonik güçlerden, onların bileşenlerinden, araçlarından oluşur. Çekirdeğinde (2015 koşullarında) iki büyük devlet (ABD ve Almanya), onların denetimindeki kurumlar (örneğin IMF, Dünya Bankası, AB Komisyonu), tümünü kuşatan dev (ve vatansız) sermaye grupları, ABD ile AB Merkez Bankaları vardır. Bu çekirdeğin eteklerinde Britanya, Fransa, Japonya gibi ikincil devletler yer alır.
Bugünkü haliyle emperyalist sistemin merkezi tüm dünyayı yönetecek kadar güçlü değildir. Örneğin ABD Ortadoğu’yu gönlünce biçimlendirememekte; olsa olsa istemediği sonuçları önleyebilmektedir. Almanya ise, az daha Avro Bölgesi’ndeki ilk isyana yenik düşecekti; Syriza’nın yüreksizliği sayesinde durumu kurtardı.