Ali Topuz

05 Ara 2013

Çok kanıksadığımız GBT işlemi hukuksuzdur. Sorun sadece 'hatalı uygulama' da değil: İşlemin dayandığı yönergenin gizli olması, hukuksuzluğun hukukunu sindirmiş yerlerde mümkün ancak.

Devletin elleri yakamızda. Üstümüzde başımızda. Durdurur. Yatırır. Kaldırır. Soyar. Giydirir. O eli çok tanıdığımız yerlerden biri de GBT’dir. Bakalım neymiş bu GBT dedikleri. Hani şu son, ‘asker kaçakları’nın da yakalanacağı sistem, 600 bini aşmış sayıları. (Demek o kadar da ‘asker millet’ değilmişiz.)

07 Ağu 2013

Seyhan Doğan'ın katilleri niye hâlâ aramızda? Uludere'de dava niye sürüncemede? Çünkü iktidarın seçtiği 'kardeşlik', kardeşi boğduran kardeşliktir. Yavuz Selim sevgisi de bu yüzden.

Kardeşimle itiş kakışa giriştiğimizde babaannem, futasındaki kesesinde taşıdığı buğday tanesini çıkarıp gösterirdi: “Bakın buğdayın üzerinde Hakk’ın mührü var. Diyor ki, yarısı bir kardeşin, yarısı bir kardeşin.”

Kardeşler arasındaki kavgaya karşı geliştirilen bu kadim bilgelikten sözler, kardeşliğin bir ahlaki değere, bir çatışmasızlık haline, bir dayanışma kültürüne dönüşmesi için sürekli bir faaliyet gerektirdiğini hatırlatır. Bu, buğday kardeşliğidir. Buğday üzerindeki mühür, barış içinde paylaşımın yazısı olarak okunur ve böylece el koymayla sonuçlanacak şiddet uygulamasının geriletilmesi arzulanır. Bir uygarlık işlemi, şiddeti geriletme, paylaşımı, alışverişi ilerletme.

02 Ağu 2013

Yurttaşını gizli gizli kodlayan devlet, "eşit yurttaşlık" fikriyle ne kadar ilgili olabilir? Egemenleri ne kadar istiyorsa o kadar.

Bir şey daha öğrendik kendimiz hakkında. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yurttaşa, aidiyetine göre ayrıca kod verirmiş. Bu devlet bize o kadar yakın ki, kendi hakkımızda bilmediğimiz şeyleri biliyor! Yeni öğrendik, Agos Gazetesi sayesinde. Kime verilmiş kodlar? Şimdilik öğrendiğimiz kadarıyla ve sırasıyla Rumlara 1, Ermenilere 2 ve Yahudilere 3 kodu verilmiş. Adı da var: “Soy kodu.” 

Radikal’e konuşan nüfus yetkilisi, işi Lozan’a bağlamış. “Ha, Lozan madem, mesele yok” denilmesi bekleniyor herhalde. Mantığa göre, “resmi azınlık”ların gidecekleri okullar böylece karışmayacak. Masum yani, kimse yanlış okula gitmesin! Yetkili diyor ki, “2 koduyla kaydedilmemiş yurttaş, Ermeni okuluna gidemez.” Pozitif ayrımcılığa da sokarlar bunu, az dalgınlık yaparsa dinleyen!

19 Tem 2013

Beden kimindir? Cevap, ne türden bir hukuki rejimde yaşadığımızı gösterir. Verilmiş cevaplara göre bir karar alacağız, ancak önce bazı olaylar.

* * *

Bedene, özellikle kadın bedenine yönelik kolluk uygulamalarına şikayet yağıyor. Cezaevlerinden yükselen çıplak aramaya karşı protestolarsa hiç duyulmuyor.

“Genital arama”ya tabi tutulduğunu söyleyen bir kadının şikâyeti üzerine savcılığın bazı polislere dava açtığını öğrendik ki bu istisna niteliğinde “iyi haber”, karar henüz uzakta olsa bile.

Gezi eylemleri nedeniyle İstanbul’da gözaltına alınan, kamuoyunun yakından tanıdığı bir kadın çıplak arandığından şikâyet etti, “domaltılarak öksürmeye zorlandığı”nı dile getirdi. Bu şikâyetin kolluk amirleri ve savcılar tarafından ciddiye alınıp alınmadığını bilmiyoruz; ne idari, ne adli soruşturma duyduk.

03 May 2013

Valilerin bireyleri suçlu ilan etme yetkisi yok. 1 Mayıs'ta yaralanan üç kişinin 'örgüt militanı' olduğunun ilanı, yargısız infaza kurban gittiklerinin itirafı gibi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu konuşuyor: “Yaralıların 3’ü de militandır. Dilan adlı kızımız da yaralıdır. Dilan örgüt üyesidir, marjinal grup üyesidir. Bizde kayıtları vardır. Çatışma içindedir. Tam bir radikal mensuptur.”

Devamı da şöyle: “Yaptığımız hiçbir eksik ve yanlış işlem yoktur. Dünyanın ne kadar mahkemesi varsa, ülkemizde ne kadar mahkeme varsa müracaat edilebilir. Aldığımız karar kendi vicdanımda fevkalade doğrudur.”