Hakan Aksay

29 Nis 2023

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerde kazanacakları zaferin Türk-Rus ilişkilerini "olumlu bir istikamete taşıyacağına dair umutlu olduğunu" dile getirdi. CHP Genel Başkanı, kendi iktidarları döneminde iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl seyredeceği sorusuna kısa ve ilginç bir cevap verdi: "Öngörülebilirlik, itibar ve saygı ile". Dünyadaki Rusya karşıtı yaklaşımları doğru bulmadıklarını vurgulayan muhalif lider "ırkçılık bir insanlık suçudur" dedi.

Moskova'dayım. Gördüğüm, konuştuğum her Rusun değişmeyen sorusu şu: "Eğer Erdoğan yenilirse ve muhalefet başa gelirse Rusya-Türkiye ilişkileri kötüye mi gidecek?"

22 Tem 2016

“Darbenin arkasında Amerika Birleşik Devletleri var.”

Bu yenilir yutulur bir iddia değildi.

Üstelik iddiayı dile getiren de öyle sıradan biri değil, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’ydu.

Sitem ve uyarıyla karışık yalanlama en tepelerden, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den geldi:

“Bu tür açıklama ve imalar Türk-Amerikan ilişkilerini zedeler.”

Türk tarafı pardon filan demedi, tersine “O zaman neden Fethullah Gülen’i bize vermiyorsun” diye yüklenmeye devam etti.

Ardından Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül vites büyüttü:

“ABD, Erdoğan’ı öldürmeye çalıştı!”

Ona cevap da bir başka John’dan geldi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass şöyle dedi:

“İddialar ölçüsüz ve çirkin.”

‘Batılılaşma’ amacına veda mı?

Bu kadar da değil...

14 Tem 2016

Yok, aldatmadı.                        

Aldatmadı da…

Mesele biraz karışık.

Biz çok heyecanlı bir milletiz. Anında çalakılıç savaşa da gireriz, barıştık deyip her şeyin bir çırpıda güllük gülistanlık olmasını da bekleriz.

Ne var ki bir vuruşta yıkılan devasa duvarları onarmak kolay değil ve çok kısa sürede mümkün olamaz.

Gelin duygularımızı ve isteklerimizi bir parça geri çekerek mevcut duruma yakından ve soğukkanlı bakmayı deneyelim.

24 Kasım 2015'te Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesiyle başlayan kriz, 27 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin'e gönderdiği özür mektubu ve 29 Haziran'da iki lider arasında yapılan telefon görüşmesiyle bitti…

Ama…

Bu “bitiş”in bizi neden 23 Kasım'a geri götürmediğini, neden hâlâ bir sürü sıkıntı yaşandığını ve iki hafta önce sevinçten havalara sıçrayanların bugün neden düş kırıklığı yaşadığını anlamaya çalışalım.

04 Tem 2016

Yazının başlığı saçma, biliyorum.

Ama durum da saçma.

Erdoğan Rus uçağının düşürülmesini savunarak da, yedi ay sonra“Kusura bakmayın” diye özür dilediğinde de puan alabiliyor.

En azından hiç zorlanmıyor.

İsrail politikasını değiştirdiğinde de, başka konularda da...

Önce aklına eseni yapıyor...

Sonra 180 derece tersine dönüyor...

Her şeyi istediği gibi yapabiliyor, tereyağından kıl çeker gibi...

Saçma değil mi?

Dünyanın herhangi bir yerinde böylesine radikal değişikliklere giden siyasetçinin ödü patlar.

“Şimdi muhalefet benim canıma okur” diye korkar. 

Erdoğan korkmuyor.

Niye korksun ki!

Onun zorlanmamasının en büyük nedenleri arasında, görevi iktidarı zorlamak olan CHP ve MHP’nin beceriksizliği de var.

Bahçeli’nin MHP’si uzun süredir AKP’nin bastonu gibi.

18 Mar 2013

İnsan dediğin böyle bir şey işte.Canı buncağız...

Yüreği ne kadar engin, manevî dünyası ne kadar sağlam olursa olsun, vücudu o kadar narin, o kadar zayıf ki..

Ölüveriyor işte...

Gözlerine bakıyorsun, öylesine kararlı ve güçlü ki. Ve ses tonunu duydukça içine bir güven hissi yayılıyor, ölümsüz bir dostluk türküsü gibi...

Ama o bir anda gidiveriyor; bir saniyede hem de: Vardı... ve yok işte!..

*  *  *

Sizi mükemmel bir insanla tanıştırmak (tanıyorsanız, hatırlatmak) geldi içimden. Benim hayran kaldığım, büyük saygı duyduğum, hatta belki de âşık olduğum bir genç kız o...

23 yaşındaydı... 10 yıl önce... Şimdi de öyle... Hep 23 yaşında kalacak...

Adı Rachel Corrie. ABD yurttaşı. Washington eyaletine bağlı Olympia kentinde doğdu ve büyüdü. Evergreen Devlet Koleji’nde sanat dersleri aldı. Yazar olmak istiyordu. Veya sanatçı. Ya da her ikisi de...