“Sözde yetkili” tüm kurumlar, Reis’in iradesini hayata geçirmekle görevlendirilmiştir. Sayıştay ve parlamento devre dışıdır; tüm denetim, denetleme organları, yargı Reis’e bağlıdır. Peşinen hüküm verilmiştir: Uygun görülen şirketler (“yarenler”) kurtarılacaktır
Siyaset dünyasını yakından izleyen bir gazeteci, Kemal Can, Türkiye’deki son gelişmeleri “lütuf düzeni” olarak nitelendiriyor (Cumhuriyet, 20 Ağustos). Önemli gözlemlere dayanıyor. Bazılarını aktarıyorum:
“Uzun bir süredir AKP bir siyasi parti değil. Erdoğan’ın seçim işleri dairesi olarak kullandığı bir hizmet birimi. Partide görev alacaklar ve görevlerin nasıl yapılacağına bizzat Erdoğan karar veriyor.”
“Bütün Türkiye için uygulanan ‘lütuf düzeni’ en mükemmel şekilde AKP’de icra ediliyor. Herkes mücadele ederek, hak ederek değil, ‘Reis’ lütfettiği için göreve geliyor, görevde kalıyor.”