Murat Yetkin

20 Şub 2015

PKK ile diyalogun "bugün-yarın" silah bırakmayla sonuçlanacağı iyimserliği yerini karamsarlığa bıraktı. Önce açıklama, sonra müzakere kurgusunu PKK önce müzakere sonra açıklamaya çevirmek istiyor. Perde arkasında neler mi oluyor?

Öncelikle okurlardan peşinen özür dileyeceğim. Çünkü bu yazıyı hazırlarken ilgili bütün taraflarla görüşmelerimde verdiğim sözlerden dolayı herhangi bir kaynak kullanılmamış bir metin okuyacaksınız, eğer hala okumak isterseniz. Ama bu aşamadan sonra güvenip okuyanların Kürt sorununa çözüm için hükümet ve PKK arasındaki diyalogun neden bu kadar sert iniş çıkışlar yaşadığına ve tıkanıp kalmış göründüğüne dair güçlü izlenimlere dayalı bir fikir edineceğine inanıyorum.

***

Hükümet ve yasadışı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasında Halkların Demokratik Partisi’nin de (HDP) aracılığıyla yapılan görüşmeler 8 Ocak ve 4 Şubat tarihlerinde İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan toplantılarda iki önemli aşamayı geride bıraktı.

24 Kas 2014

IŞİD'e karşı İncirlik Üssü açılacak mı? Suriye'de anlaşamayan Türkiye ve ABD Irak'ta nasıl anlaşıyor? İran neden devrede ve özür meselesi ne oldu? İşte görüşmenin perde arkası...

Şimdi size Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden arasında dört saate yakın süren görüşmede IŞİD’e karşı mücadelenin Suriye sahasında neden Beşar Esad yüzünden anlaşamayıp, Irak sahasında neden anlaştıklarını anlatacağım.

Ama çoğunuz önce şu özür meselesini merak ediyorsunuzdur.

Malum, ekim başında Biden Amerika’da Harvard Üniversitesi’ndeki bir konferansta, Erdoğan’ın Suriye’deki radikal İslamcı gruplara desteğine dair sözler ettiği, sonra da açıp özür dilediği haber olmuştu. Hatırlayacaksınız, Erdoğan “Doğruysa, Biden benim için bitmiştir” demişti. Beyaz Saray da yazılı bir açıklama yaparak “özür” dilendiğini söylemişti.

Ancak bir süre sonra Biden, “Hayır, dilemedim” dedi. Bunu tam da 21-23 Kasım’da Türkiye’ye geleceği belli olduğu sırada söyledi.

19 Kas 2014

Özgür Suriye Ordusu'nun 14 bin savaşçısının, Erdoğan'ın "düşebilir" dediği Halep'i terk ettiği anlaşılıyor. Türkiye'ye gelip gelmedikleri sorusu yanıtsız, ama liderleri Türkiye'ye kaçmış.

Halep'te ÖSO'ya bağlı bulunan 14 bin milis kenti terk etti.

Özgür Suriye Ordusu’na bağlı 14 bin milisin Halep’ten çekildiği, liderleri Cemal Maruf’un ise Türkiye’ye kaçtığı, Ankara’daki üst düzey güvenlik kaynaklarınca doğrulandı.

İsminin açıklanmaması kaydıyla görüştüğüm bir kaynak “Doğrudur, Maruf halen Türk devletinin misafiri” dedi, ancak hangi şehirde olduğu bilgisini vermedi. 14, bin ÖSO savaşçısının Türkiye’ye geçip geçmediği, geçtiyse ne kadarının geçtiği konusunda ise sorular cevapsız kalıyor; sadece Halep ile Türk sınırı arasında kalan alanda kurulu ÖSO kamplarının da dağıtılmış olduğu bilgisini alabiliyoruz.

Aynı kaynak, Halep’in kuzey kesimini ve Cilvegözü Sınır Kapısı'nın Suriye tarafını (Bab el-Hava) elinde tutan Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) alanı “iki hafta kadar önce” boşaltmış olduğu bilgisini veriyor.

13 Eki 2013

Beyaz Saray'ın, doğrudan Erdoğan'ı hedef almadan, kolay lokma gördüğü Fidan üzerinden mesajını kamuoyu önünde vermek istediği yorumu yapılabilir.

Aslında MİT 16 Mayıs’ta Müsteşar Hakan Fidan’ın da Başbakan Tayyip Erdoğan’a eşlik ettiği ABD Başkanı Obama ile Beyaz Saray’da yemekte konuşulanların ardından Suriye çizgisinde ‘önemli değişikliklere’ gitmiş, istihbarat kaynağımın söylediğine göre.

“Mesela neler?” diyorum? “Mesela” diyor, “sahada (bu Suriye iç savaşının fiili zemininde anlamına geliyor) Amerikalılarla çok daha yakın koordinasyon içinde çalışılıyor, ayrıntısına giremem ama siyasi adımlar da var”.

29 Ağu 2013

Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümeti iki yıldır ısrarla takipçisi olduğu Suriye'deki iç savaşın en kritik aşamasına, yani kimyasal silah saldırısına, Mısır'daki darbeye karşı kampanyanın tam ortasında yakalandı.

Tam içinde dediğinizi duyar gibiyim. Özellikle de dün NATO’dan gelen, Suriye yönetimini kimyasal silah kullanmakla suçlayıp bunun cevapsız kalmayacağı tehdidi ve Türkiye’ye destek açıklamasından sonra...

Ama resim o kadar siyah-beyaz değil. Öncelikle, Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümeti iki yıldır ısrarla takipçisi olduğu Suriye’deki iç savaşın en kritik aşamasına, yani kimyasal silah saldırısına, Mısır’daki darbeye karşı kampanyanın tam ortasında yakalandı.

28 Ağu 2013

Meclis'teki üç muhalefet partisi, CHP, MHP ve BDP, Türkiye'nin Suriye'deki savaşa dahil olmasına karşıoy kullanacaklarını açıkladı.

On yıldan biraz fazlaydı, 1 Mart 2003’te AK Parti hükümetinin ABD’nin Irak işgal harekâtına kuzey cephesi açacak ABD birliklerini Türk topraklarından geçmesi için Meclis’e verdiği izin tezkeresi kabul görmemişti.

Meclis’teki açık çoğunluğa rağmen AK Parti vekillerinin neredeyse üçte biri muhalefetle birlikte oy kullanmış, Türkiye’nin savaşa, üstelik Müslüman nüfuslu komşusundaki savaşa aktif destek vermesine karşı çıkmıştı. Hatta altında imzası bulunan bakanlardan dördü, tezkereye Meclis’te karşıoy verdiklerini sonradan açıkladılar.

17 Mar 2013

Soruyu daha uzun da sorabiliriz? Kürt sorununa siyasi çözüm bulmak hedefiyle hükümet tarafından başlatılan girişim çerçevesinde, tam da Nevruz öncesinde Diyarbakır’a giden bakan, neden bir başkası değil de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu?

Soruya verilecek basit ve karmaşık olmak üzere iki cevap var.

Birincisi: Başbakan Erdoğan bu kritik Nevruz öncesinde bazı bakanlara pek çok ilde süreci anlatmak üzere görev verdi. Davutoğlu’nun payına düşen illerin başında Diyarbakır geliyordu. Nitekim bugün de yine Kürt meselesi bakımından hassas büyük iller arasında sayılan Adana ve Mersin’de temaslarda bulunması bekleniyor.

İkinci cevap: İlkini tamamlayacak şekilde, peki ama neden Erdoğan Diyarbakır’a mesela Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Muammer Güler ya da Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i değil de Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu görevlendirdi sorusunu açıklayabilir.

Sayfalar