Taraf

18 Eki 2015

Perşembe günü Avrupa Komisyonu başkan yardımcısı Timmermans başkanlığındaki bir heyet Erdoğan’la bir buçuk saatlik bir görüşmeden sonra geçen haftalar içinde Suriye mülteci krizi çerçevesinde Brüksel’de Türkiye ile oluşturulan eylem planı üzerinde uzlaşıldığını açıkladı. Medya bir iki istisna dışında uzlaşıyı hep yaptığı gibi üzerinde tamamen mutabık kalınmış, imzalanmış, onaylanmış bir anlaşma olarak duyurdu. Neredeyse AB’ye girdik! Tabii ki işin aslı öyle değil.

Yakından bakalım.

AB Suriyeli mülteci akınıyla afalladı, panikledi ve ne yapacağını bilemez oldu. Yaz rehavetinde yapılan toplantılarda Türkiye ile de konuşulması gerektiği kabul gördü. Ancak her zaman olduğu gibi AB imkânsızı hedefledi. Kabaca: “Erdoğan’a para verelim, mültecileri Türkiye’de zaptetsin, buraya gelenleri de geri alsın” Ankara bu teklife vize muafiyeti ve müzakerelerin canlandırılmasını ekledi ve Timmermans- Erdoğan görüşmesinde talep kabul gördü.

24 Eyl 2015

Türkiye İstatistik Kurumu yani TÜİK son dönemde sevindirici rakamlar açıklıyor. Ama açıklanan rakamlar diğer veriler dikkate alındığında pek gerçekçi görünmüyor. İşte TÜİK’in bu son dönem çalışmalarından biri de 18 Eylül’de açıklanan Gelir Ve Yaşam Koşulları Araştırması oldu.

Bu araştırmaya göre; gelir dağılımda adaleti gösteren yani sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımının iyileştiğini, sıfırdan uzaklaştıkça gelir dağılımının kötüleştiğini gösteren Gini katsayısının binde 9 gerilemeyle 0.400’den 2014’te 0.391’e gerilediğini söylüyor TÜİK. Oysa kast sistemi bulunan yani bir sınıftan diğer sınıfa geçişin yasak olduğu Hindistan’da bile Gini katsayısı 0.33 düzeyinde bulunuyor.

2005’TE GELİR DAHA ADALETLİ DAĞILIYORDU

30 Oca 2015

Komşudaki SYRİZA zaferinin ardından Türkiyeli sosyalistler arasında tek gündem, bu muzaffer hareketin buradaki karşılığının kimler olduğu…

Türkiye sosyalist hareketini bilen herkesin gösterdiği tek adres, Özgürlük ve Dayanışma Partisi.

SYRİZA hareketinin içinde şekillendiği Yunanistan Sol Koalisyonu Synaspismos, neredeyse kurulduğundan bu yana ÖDP ile çeşitli eylem birlikleri yaptı. Farklı sol çevreleri biraraya getiren yapısıyla ÖDP ile SYRİZA birbirine tıpatıp benzeyen partiler.

1996 yılından bu yana temas hâlinde olan bu iki hareketten biri iktidara gelirken, ÖDP ne yazık ki, içinde yer alan farklı sosyalist çevreleri ya tasfiye etti ya da kaçırdı.

Sosyalistlerin, vaktiyle büyük umutlar yaratan ittifakının bugünkü hâli malum.

Ama bu bölünerek yok olma sadece ÖDP’ye mahsus değil.

Gelin, bizim yoldaşların son durumuna bir göz atalım.

12 Ara 2014

Seçimlere altı ay kala baraj tartışması gittikçe alevleniyor. Ancak her ne kadar anti-demokratik olsa da 2015 seçimlerine mevcut barajla girileceği neredeyse kesin. Esas kritik soru şu. Kürt Siyasal Hareketi’nin ne yapacağı. Halkların Demokrasi Partisi (HDP) eş-başkanı Selahattin Demirtaş Kürtlerin baraja rağmen seçimlere ilk kez parti olarak gireceklerini söylüyor. Partisinin yüzde 10 barajı aşacağını iddia ediyor. Ya aşmazsa?

14 Kas 2014

Ağrı Belediye Başkanı Sakık, "Türkiye'de barış süreci bir aşamaya geldi. Silah artık Türkiye'de bir tehdit olmaktan çıkmalı. Kürtler'in Ortadoğu'da kendisini savunması ve varlıklarını tehdit eden diğer güçlere karşı ciddi bir birlik oluşturması lazım" dedi.
Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Türkiye'de barış sağlandıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Ortadoğu'daki tehditlere karşı PKK ile ortak bir güçbirliği kurmasını önerdi. Sakık, peşmergenin de buna katılabileceğini belirtti.
Rûdaw'a konuşan Sırrı Sakık, Barzani ile son gelişmeleri tüm ayrıntılarıyla görüştüklerini belirterek, "Son dönemlerdeki saldırıların artık Kürtler arasındaki birliğin kaçınılmaz olduğunu ortaya çıkardığını konuştuk" dedi.

"HAYAT BİZE BUNU EMREDİYOR"
IŞİD saldırılarının ardından Kürt grupları arasında birlik görüşmeleri yapılmış ve Rojava (Suriye Kürdistanı) partileri Duhok Anlaşması'nı imzalamıştı. Sakık, Kürt siyasetindeki birlik tartışmalarına ilişkin olarak şöyle dedi:

14 Kas 2014

Irak Şam İslam Devleti’nin Suriye’nin Türkiye sınırındaki Kürt kenti Kobani’ye yaptığı saldırıları protesto için 6-7 Ekim’de yapılan ve 40’tan fazla insanın ölümü ve milyonlarca liralık zararın ardından dondurulan çözümü süreci, bu hafta hem hükümet kanadı hem de HDP tarafından yapılan açıklamalarda kaldığı yerden devam edecek.

Çözüm Süreci’nin yol haritası, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kandil ve Avrupa’ya yazacağı mektuplarla başlayacak.

Okan Konuralp’ın Hürriyet gazetesinde yer alan haberine göre Öcalan mektuplarında PKK’ya eylemsizlik çağrısı yapacak, iddiaya göre gençlik yapılanması YDG-H de tasfiye edilecek. Ardından İmralı’ya Sekretarya, Akil İnsanlar’ın da bulunacağı İzleme Heyeti kurulması gelecek. Terörle Mücadele ve Geri Dönüş Yasası gibi yasalarda yapılacak değişikliklerle, dağdan inişlerin ve cezaevlerinin boşaltılmasının önü açılacak.

PKK Türkiye içinde silah bırakacak ve ardından genel af gelecek. Tüm bu aşamalar hazirandan önce tamamlanacak.

31 Eki 2014

Geçtiğimiz akşam Şanlıurfa’ya varan Peşmerge güçleri kendilerini bekleyen kalabalık tarafından bu sözlerle karşılandı. “Yaşasın Başkan Obama.

Urfalı Kürtlerin tepkisi ABD’nin Kobani’de sunduğu destek karşısında duyulan minneti özetliyordu. Aynı zamanda yeni bir gerçeğe işaret ediyordu. Mevcut konjonktürde, ABD, Kürt sorununun ayrılmaz parçası, hatta en önemli aktörlerinden biri.

Bu tablonun barındırdığı ironiler gerçekten inanılmaz. Memleketimizde komplocuların üfürdüğü en yaygın şehir efsanelerinden biri ABD helikopterlerinin Kandil dağlarında bulunan PKK’lılara ilaç ve silah attığına dairdi. Ve efsane gerçek oldu. Amerika, Kobani’de çarpışan YPG ve PKK güçlerine ilaç ve silah attı. Mesaj netti. “Ya sınırı açarsın ya da biz Kobani’nin çaresine tek başımıza bakarız; çünkü durum kritik.” Türkiye de asla “yapmayız etmeyiz” dediği şeyi yaptı. Peşmergelerin ağır silahlarıyla birlikte Kobani’ye geçişlerine izin verdi.

31 Eki 2014

Amerikan Merkez Bankası bir sayfayı kapattı. Ve tam altı yıl süren karşılıksız dolar basımına son verdi.

Peki, geçen altı yılda Amerikan ekonomisinde ne oldu” diyerek sorarsanız hemen cevaplayalım.

Şunlar oldu; 2008 yılının kasım ayında başlatılan parasal genişleme politikasıyla, Amerikan Merkez Bankası 4 trilyon dolar basıp uzun vadeli hazine bonosu ve konut bonosu aldı. Böylece yüzde 9,9 düzeyinde olan işsizlik, hedeflenen yüzde 6,5 oranının altına gerileyerek 2014’ün eylül ayında yüzde 5,9 oldu.

Tabii bu oranı beğenmeyenler var.

Çünkü istihdamın uzun vadeli işlerle sağlanmadığı ileri sürülüyor. Ama diğer önemli bir gösterge olan büyüme hızına bakarsak, Amerikan ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,6, dün açıklanan verilere göre üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 3,5 oranında büyüdüğünü görüyoruz. Böylece parasal genişlemenin Amerikan ekonomisine iyi geldiğini söyleyebiliriz.

DÜŞÜK BÜTÇE AÇIĞI TÜRKİYE İÇİN GÜVENCE

Peki, bundan sonra ne olacak?

16 Eyl 2014

ABD'li Türkiye uzmanı Henri Barkey, hükümetin ABD’den ‘paralel devlet’ iddiasıyla Fethullah Gülen’i istemesiyle ilgili, “Amerika’da Erdoğan’ın medyası için çalışanlar hariç hiçkimse 17 ve 25 Aralık operasyonlarının bir darbe olduğunu düşünmüyor. Hatta gülüyorlar, bir şey de anlamıyorlar” dedi

Gözler ABD liderliğinde IŞİD’e yapılacak operasyonda... Kimler katılacak? Sonuçları ne olacak? Kürtler bağımsızlık yolunda bir adım daha mı atmış olacak? Türkiye’nin geride durması nelere yol açacak? Tüm bu soruları, hem ABD dış politikası konusunda uzman, hem de Ortadoğu, Türkiye ve Kürtleri yakından izleyen Prof. Henri Barkey internet üzerinden yaptığımız söyleşide yanıtladı. Türkiye’de doğmuş olan, hâlen ABD’de Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde dersler veren Barkey bir dönem ABD Dışişleri Bakanlığı’nda da çalıştı. Barkey’in Ortadoğu üzerine kitapları arasında eski CIA görevlisi Graham Fuller’le birlikte kaleme aldığı “Türkiye’nin Kürt Meselesi” de yer alıyor.

12 Şub 2014

Bir kısmı aynı zamanda AB üyesi olan NATO müttefiklerinin çoğunun, hükümetin, kendisine uluslararası karanlık çevreler ve onun taşeronları dediği Hizmet Hareketi’nin kumpas kurarak yolsuzluk soruşturmalarını icat ettiğini söylediği paralel yapı iddialarına inanmadığını söylemek lazım. İktidar, bazı bakanları koltuğundan eden, bazılarının oğullarıyla birlikte tutuklanan hükümete yakın isimleri de kapsayan yolsuzluk soruşturmasını örtbas etmek için elindeki yetkileri sınırsız biçimde kullanmaya, polis teşkilatı, yargı ve birçok bakanlık mensubunu, kendisine kumpas kurup 12 yıllık iktidarını sonlandırmayı amaçladıkları iddiasıyla tasfiye etmeye devam ettikçe bırakın paralel yapı iddialarına dünyayı ikna etmeyi hem Türkiye’ye hem de kendisine kaybettiriyor.

Sayfalar