Yakın Doğu Haber

26 Tem 2016

Türkiye, 15 Temmuz’da kendisinin 2011’den bu yana bazı bölge ülkelerinde yapmaya çalıştığı bir şeyle karşı karşıya geldi.
 

15 Temmuz darbesi, “devlete sızan bir grubun devleti ele geçirme girişimi” şeklinde yani iç politika dinamikleri bağlamında tanımlanıyor.

Bu darbenin dış politika bağlamına ilişkin söylenenler ise yasadışı yollarla iç politikada belirleyici olmaya çalışan bu grubun dışarıdan destek gördüğüne dair tespitlerle sınırlı kalıyor.

Yani resmi ya da gayri resmi çevrelerin 15 Temmuz darbesine dair açıklamalarından bu darbe girişiminde iç politika dinamiklerinin dış politika dinamiklerinden daha baskın olduğu sonucu çıkıyor.

Hâlbuki 2013 yılının haziran ayında Katar’da ve temmuz ayında da Mısır’da büyük ölçüde dış politika dinamiklerinin belirleyici olduğu iki darbe gerçekleşti ve bu darbeler de en az 15 Temmuz darbesi kadar iç politika dinamikleriyle açıklanabilecek niteliğe sahipti.

Katar ve Mısır darbeleri

12 Tem 2016

Suriye krizinin çözümü konusunda 2016’dan itibaren ortaya çıkan bağlam değişikliği, hem Suriye hem de bölge açısından krizin kendisinden çok daha büyük tehditler içeriyor.
 

Suriye krizinin çözümü konusundaki bağlam değişikliği, bu soruna taraf olan ülkeleri farklı kamplaşmalara itebilecek hem yeni fırsatlar ve hem de yeni tehditler yaratıyor.

Çünkü Suriye krizi, artık sadece ülkenin siyasi rejimi bağlamında değil, toprak bütünlüğü bağlamında da tartışılıyor. Bölünme artık sadece alternatif bir çözüm önerisi olarak gündeme getirilmiyor, ‘Kuzey Suriye Federasyonu’ ilanında olduğu gibi fiili bir durum olarak hayata da geçiriliyor.      

03 Tem 2016

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın Dünya Kudüs Günü münasebetiyle yaptığı konuşmanın geniş bir özetini sunuyoruz.

Filistin’in denizden nehre kadar gasp edilmiş olduğu ve zaman içerisinde çalınmış olan bu toprakların işgalcilerin mülkü olmayacağı konusunda Filistin halkı açık bir şekilde haklıdır. Hırsız ve yağmacı bir rejim olan İsrail, tüm ilerlemesini terörizmle gerçekleştirmiştir. Böylesi bir rejim hiçbir zaman resmi olarak tanınamaz.

Filistin yurdu halkına geri dönecektir. Filistin halkının geri dönüş hakkından başka söylenecek her türlü söz insani ve ahlaki değerleri hiçe saymaktır.

Bazen ağır şartlarda bir halk veya ülke zayıflık hissedebilir. Bazen bu zayıflık savaş kararlılığına sahip olunmamasına sebep olabilir; ama zayıflık düşmanın kabullenilmesinin, onun resen tanınmasının ve ilişkilerin normalleştirilmesinin gerekçesi olamaz.      

Budan daha da kötüsü bazıları normalleşmenin de ötesine geçerek İsrail rejimi ile güç birliği yapma noktasına ulaşıyor. Şu an maalesef bazı Arap ülkeleri İsrail’le dayanışma içerisindedir.

15 Mar 2016

YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye'den asker çekme kararını yazdı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye’deki Rus askeri varlığının bir kısmının çekileceğini açıklaması, Suriye ve ilgili ülkelerde dalgalanmalar yarattı.

Açıklama sonrası “Rusya’nın Esad’ı terk edeceği, durumun muhaliflerin lehine evrileceği, Rusya’nın Suriye operasyonlarında başarısız olduğu, operasyonların ekonomik yükünü artık kaldıramadığı Batı’ya jest yapmak için böyle bir karar aldığı” yorumları yapıldı.

Cenevre görüşmeleri de bir şeydir elbet; ancak bu savaşın bugünü ve geleceğini belirleyen en önemli kriter sahadaki durum.

Cenevre jesti

Rusya’nın açıklaması bugüne kadar diplomatik anlamda ilk kez umut vaat eden Cenevre görüşmelerinin hemen öncesinde oldu. Bu, Rusya’nın zaten devam etmekte olan bir ateşkes sürecinin yaşandığı dönemde muhalifler de dahil tüm taraflara jesti olarak yorumlanabilir.

Askeri varlığın boyutu

06 Ara 2015

Türkiye’nin Musul’a asker göndermesi, ‘Yeni Irak’ta kurulacak Sünni federal bölgede belirleyici olma hedefine yönelik ise Irak’ta “IŞİD’in üzmek istemeyeceği” müttefiklere sahip olmak Ankara’nın en büyük avantajı sayılabilir.
Türkiye’nin 4 Aralık’ta Musul’un Başika bölgesindeki asker sayısını 80’den 600’e çıkarması, Irak’ta yakın gelecekte yaşanacağı öne sürülen büyük değişime bir ön hazırlık olarak görülebilir.

Irak basınında yer alan haberlere göre 6 ay içerisinde somut adımlarının atılması beklenen ve mimarlığını Amerika’nın yaptığı bu ‘büyük değişim’ Irak’ın sembolik bir federal hükümete bağlı üç yarı bağımsız bölgeye ayrılmasını öngörüyor.[1]

‘Beyaz Saray’ı çok yakından izleyen üst düzey diplomatik kaynaklara’ dayandırılan haberlere göre IŞİD’i Irak’tan çıkarma yönündeki çalışmalarını ciddi şekilde arttıran Amerika, Irak’taki mevcut durumu artık kabul edilemez buluyor.

28 Kas 2015

Ortadoğu Uz

YDH-Hanif Abdullah el-Arabiya’nın internet sitesinde yayımlanan ‘ABD’nin IŞİD’i Rakka’dan çıkarma planının boyutları’ başlıklı makalesinde şunları belirtti.

Son günlerde IŞİD ve örgütün Suriye’nin kuzeyinde bulunan hilafet merkezi olan Rakka şehri, ABD ve ortaklarının dikkatini çeken gelişmelere gebedir.

Fransa’daki kanlı eylemlerle ilgili IŞİD’in suçlanmasının ardından atılan ilk adım, 10 Fransız Rafael tipi savaş uçağının örgütün Rakka şehrindeki mevzilerini bombalaması oldu.

Amerika, Bağdadi’nin örgüt içindeki muhaliflerini bombaladı

Birkaç hafta önce de ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon güçlerine ait savaş uçakları, Ebubekir el-Bağdadi’nin örgütteki muhaliflerinin toplantısını bombalamıştı.

23 Eki 2015

Çağdaş Ortadoğu için “düşmanının düşmanı düşmanın kalmaya devam eder” anlayışı daha geçerlidir.

YDH-Amerika’nın eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger 16 Ekim’de Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan makalesinde Rusya’nın Suriye’deki müdahalesine de değinerek Ortadoğu’nun Amerika için en acil ve sorunlu sınavı olduğunu belirtti.

 Rusya’nın Suriye’ye girmesiyle birlikte 40 yıldır süren jeopolitik yapı darmadağın. ABD’nin yeni bir stratejiye ve önceliklere ihtiyacı var.

İran’la nükleer programı üzerinden ‘Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nın Ortadoğu’nun stratejik çerçevesini istikrarsızlaştırıp istikrarsızlaştırmadığına dair tartışma, neredeyse bölgenin jeopolitik çerçevesi çökmesiyle birlikte başladı. Rusya’nın Suriye’deki tek taraflı askeri eylemi, 1973’teki Arap-İsrail savaşından doğan Amerika’nın Ortadoğu’daki istikrar sağlayıcı rolünden çıkışın son işaretidir.

21 Ağu 2015

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Mısırlı gazetecilerle yaptığı görüşmede siyasi çözüm girişimlerine ve bölgedeki stratejik dengelere dair açıklamalarda bulundu.

YDH- Mısır’ın ‘el-Ahbar el-Youm’ gazetesine demeç veren Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Türkiye ile yaşadıkları sorunlara, İran ve Hizbullah’la ilişkilerine ve Mısır’dan beklentilerine dair açıklamalarda bulundu.

Velid Muallim, “Biz Türkiye’nin İhvan’a hükümette yer vermemizi öngören isteğini reddettik. Bundan sonra da Suriye’ye yönelik komplolar başladı. Biz Mısır hükümetinden Muhammed Mursi’nin Suriye ile diplomatik ilişkilerin seviyesini düşürme kararını gözden geçirmesini bekliyoruz” dedi.

ABD ve Rusya’nın siyasi çözümde anlaşma ihtimali

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, “ABD ve Rusya’nın Suriye’de siyasi çözüme varılması yönünde bir anlaşmaya varması ihtimaline” ilişkin bir soruya şu cevabı verdi:

11 Tem 2015

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle bir konuşma yaptı.

YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın yaptığı konuşmanın geniş bir özetini sunuyoruz:

Öncelikle her zamanki gibi burada bulunuyor olmanızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Allah’tan bu aziz ve bereketli gecelerde namazlarınızı ve oruçlarınızı kabul etmesini diliyorum.

Bir kez daha Dünya Kudüs Günü münasebetiyle bir aradayız. İmam Humeyni tarafından tayin edilen bu gün, mübarek ramazan ayının son cuma gününde düzenleniyor.

İmam Humeyni’nin Kudüs Günü ile hedefi, Kudüs’ün ve Filistin’in İslam ümmetinin mücadelesinde, cihadında, hareketlerinde, programlarında, önceliklerinde, kültüründe ve vicdanında yaşatılmasıydı.

Gün geçtikçe, İmam Humeyni’nin bu kararının hikmeti daha da iyi anlaşılıyor ve yine bölgemizin ve ülkemizin bugünlerde karşı karşıya bulunduğu şartlarda bu günün kutlanmasına olan ihtiyacımız kendini daha da gösteriyor.

01 Haz 2015

Suriye ordusunun son iki ay içinde bazı noktalardan çekilmesi çeşitli senaryoların üretilmesine neden oldu.

Esad’ın zayıflamasından rejim içinde darbe girişimlerine, İran ve Rusya’nın desteklerini çekmelerinden Esad’ın ‘Alevi devletine’ razı olmasına kadar çeşitlilik gösteren bu senaryoların temel çıkış noktası kaybedilen yerlerin ‘ordunun zayıflığından’ kaynaklandığı görüşüydü.

Ancak son günlerde Şam’da konuşulanlara göre ordu muhtemelen 5 yıllık savaş sürecindeki en büyük harekâtlarından birini gerçekleştirmeye hazırlanıyor.

Bu kısma girmeden önce sahadaki durumu özetleyelim.

Suriye’deki savaşı 4 bölge üzerinden görmüştük bugüne kadar:

Kuzey doğu bölgesi: Lazkiye, İdlib, Halep,

Kuzey ve Doğu bölgesi: Rakka, Deyrezzor ve Haseke

Orta bölge: Tartus, Hama, Humus

Güney bölgesi: Şam, Şam kırsalı, Dera, Kuneytra ve Süveyda

Sayfalar