Yakın Doğu Haber

06 May 2015

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, ABD’nin IŞİD tehdidini bölge ülkelerini bölmek yönündeki planı için kullandığını söyledi.

YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Salı akşamı yaptığı konuşmasının Irak’taki gelişmelerle ilgili bölümünde de şunları söyledi:

IŞİD’in Musul’u bazı bazı Irak kentlerini ele geçirip Ürdün, Sudi Arabistan ve benzeri ülkelere yönelik tehdit oluşturmasının ardından IŞİD’e karşı mücadele için ABD liderliğinde bir uluslararası koalisyon kurulduğu açıklandı.

Hatırlarsanız ben o dönemde yine bu televizyon ekranından ABD’nin IŞİD’le savaşta ve ona karşı koymakta ciddi olmadığını ve bu meselenin uzun süreceğini; ABD’nin bu meselede acele etmeyeceğini ve IŞİD tehlikesinden bölgedeki kendi planları doğrultusunda yararlanacağını söylemiştim.

Ben o dönemde ABD’nin Irak ve bölge ülkeleri ile ilgili planının bu ülkelerin bölünmesi olduğunu söylemiştim. Bu ülkelerin etnik ve mezhebi çerçevede bölünmesi…

06 May 2015

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Arap ve İslam ülkelerinden Suudi Arabistan’ın Yemen’e uyguladığı ablukayı kırmalarını istedi.

YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, bugün akşam yapığı konuşmada Lübnan’da ve bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi.

Şimdi bazı konulara özet olarak işaret etmeye ve Yemen, Irak, Suriye, Lübnan, Kalamun ve doğu sıradağları meselesine değinmeye çalışacağım. Önce Yemen’de başlıyorum.

Suudi rejimi 40 gün önce Yemen’e ‘Kararlılık Fırtınası’ adıyla savaş ilan etti ve bu savaş için resmi hedefler belirledi. Koalisyon sözcüsü, Suudi medyası, ‘Kararlılık Fırtınası’na bağlı medya ve Suudi yetkililer, çeşitli merasimlerde bu hedeflere işaret etti.

06 May 2015

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İdlib’de sahadaki bir gelişmeyle ilgili olarak Suriye’ye yönelik psikolojik savaşın tırmandırıldığını söyledi.

Yakın Doğu Haber- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Salı akşamı yaptığı konuşmasının Suriye’deki gelişmelerle ilgili bölümünde de şunları söyledi.

Suriyeliler, Lübnanlılar ve bu bölge sakinleri, İdlib’in Cisr eş-Şugur kasabasının silahlı gruplar tarafından ele geçirilmesi üzerine medyanın yaydığı büyük bir söylenti ve baskı dalgası ile karşı karşıya kaldı.

Bu medya baskısını görsel ve yazılı basında ve internet sitelerinde gözlemlemek mümkün. Bütün bu medya baskıları, hedefsiz bir medya savaşından başka bir şey değil. Bunlar yıllardır kara operasyon odalarında bölge ülkelerine yönelik psikolojik savaş için idare ediliyor ve her bir olay ve fırsatta bundan halkı hedef alan bir psikolojik savaş için yararlanılıyor.

08 Şub 2015

YDH Analisti Hasan Sivri, YPG ile ‘Şamlılar Cephesi’ adlı cihatçı grup arasında yapılan anlaşmanın ayrıntılarını yazdı.  

Afrin Kantonu Savunma Heyeti Başkanı Abdo İbrahim, bir kaç gündür sosyal medyada dolaşan YPG ile ‘Şamlılar Cephesi’ (Cebhetu’ş- Şamiye) adlı örgüt arasındaki anlaşma iddiasını doğruladı.

Bir kaç gündür sosyal medyada doğruluğu tartışılan anlaşmayı önce Kürtlere yakın haber sitesi Aranews'e daha sonra da Lübnan Al-Akhbar gazetesine doğrulayan Abdo İbrahim bugün de Afrin Kantonu ve Yürütme Meclisi Başkanlığı Basın Ofisine açıklamada bulundu.

Abdo İbrahim, Afrin Kantonu ve Yürütme Meclisi başkanlığının basın ofisine ‘Şamlılar Cephesi’ ile yapılan anlaşma; kantonu, kanton sakinlerini ve çevresinde yaşayan sivilleri terör eylemlerinden koruma esası üzerine yapıldı'' açıklamasında bulundu.

21 Ara 2014

Bir yıl kadar önce Nusra Cephesi’nin davranışlarına ve bildirilerine baktığımızda bu grubun parasızlıktan, mühimmat ve teçhizat yoksunluğundan kaynaklanan kötü durumuna ve iflas etmekte olan örgüt güçlerinin IŞİD’e ya da diğer tekfirci gruplara kaydığına tanık oluyorduk.

İş öyle bir noktaya varmıştı ki savaş araçlarını kendi imkanlarıyla yaratmaya çalışıyorlardı; çünkü Batılıların Suriye’deki duruma ilişkin açık bir gündemleri yoktu, dolayısıyla silah ve mali destek de ağır işliyordu.

İranlı Yazar Hadi Muhammedi, “Kendini İmha Aşaması ve IŞİD’in Bölgedeki Talih Yıldızının Sönüşü” başlıklı yazısında örgütün son dönemdeki durumunu ve muhtemel seçeneklerini değerlendirdi.

Halbuki IŞİD’ciler, geçen yaz Irak’ta büyük bir kalkışmayla hem Irak’ta hem de Suriye’de geniş bir coğrafyayı ele geçirmişlerdi. Amerikalı uzmanların ifadesiyle petrol serveti ve dünya çapındaki ağlarıyla milyar dolarlık bir zenginliğe kavuşmuşlardı.

Öte yandan Irak ordusundan ele geçirdikleri silahlarla da uzun bir süre için kendi kendilerine yeter hale gelmişlerdi.

10 Ağu 2014

Hedeflerinin aksine sonuçlar doğuran planlarıyla ünlü Davutoğlu, tasarladığı bölge düzeni ile tıpkı AB’de olduğu gibi sırları kaldırmayı başaramadı; ancak izlediği politikalar IŞİD’in Irak-Suriye sınırını ortadan kaldırabilecek kadar güçlenmesine eşsiz katkılar sundu.

 

IŞİD’in Musul’u ele geçirip ‘İslam Devleti’ ilan etmesinden sonra yaşanan gelişmeler, bölgenin son yüz yıllık siyasi haritasını belirleyen Sykes-Picot anlaşmasının ‘işlevini yitirmesinin bir sonucu’ veya ‘yeniden güncellenmesi’ olarak okunuyor.

Sykes-Picot’nun işlevini yitirdiği düşüncesi ile güncellenmekte olduğu tezleri, şu an paralel gibi gözükse de aslında bunlar ‘Arap Baharı’na dair iki zıt okuma biçimini ve politik tutumu yansıtıyordu.

07 Ağu 2014

Suriye’deki silahlı grupların geçtiğimiz yılın eylül ayından beri birbiriyle savaşmaya başlamaları, örgütlerin ideolojik ve örgütsel yapıları konusunda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştu.

İç savaş yaşayan bazı örgütlerin ideolojik ve örgütsel ortaklıkları göz ardı edilerek özellikle IŞİD’in diğer örgütlere karşı Suriye yönetimi tarafından yönlendirildiği iddia edilmişti.

Bir önceki yazıda Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), liderleri Ebu Bekir Bağdadi'nin ve Nusra lideri Colani'nin ağzından Suriye sahasına girişinin ayrıntılarını yazmış; IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin ses kaydıyla Nusra Cephesi lideri Fatih el-Colani’nin ise el-Cezire'ye verdiği röportajla, Suriye savaşına nasıl dahil olunduğunu anlatan ifadelerine yer vermiştim.  

IŞİD liderleri ile koordineli halde Suriye'de gerçekleştirilen saldırılar, 2011 yılının aralık ayında Şam'da iki büyük intihar eylemi ile başlamış ve 2012 yılının ocak ayında Nusra Cephesinin ilanından sonra yoğunlaşmıştı.

22 Tem 2014

Filistin ulusal uzlaşmasını bozmayı başaramazsa Gazze’yi kan denizine çevirse de İsrail’e 2012 şartlarını güncelleyen bir ateşkes ve zafer gözükmüyor.

Filistinli direniş gruplarının Mısır’ın ateşkes planını reddederek öne sürdüğü şartlar, dış görüntünün aksine savaşta üstün tarafın İsrail olmadığını düşündürüyor.
Elbette savaştaki üstünlük, kullanılan savaş teknolojisi, yaratılan maddi yıkım ve öldürülen insan sayısı gibi değişkenler esas alınarak belirleniyorsa 11. gününü geride bırakan Gazze savaşında İsrail’in üstünlüğünün tartışılacak bir tarafı bulunmuyor.

11 Haz 2014

Suriye Sosyal Ulusal Parti Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Ahmet, YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim’in sorularını cevapladı.
 

- Sizin bir parti olarak krizin başında duruşunuz nasıldı ve şimdi nasıl? Çünkü çok gelişmeler oldu ve Esad sonunda “halk beni istiyor” diyerek cumhurbaşkanlığına tekrar adaylığını koydu ve seçildi.

- Bizim partimizde ayrılmalar oldu. Cenevre-2 müzakereleri döneminde bazı parti yöneticileri ayrıldı. Bunların arasında ben de vardım. Lübnan’a Esad Emin Hardan’ın liderliğini yaptığı Suriye Sosyal Milliyetçi Parti’ye gittik. Yani bu parti muhalif değil, ancak kendisi ana partidir.

Yani biz Cenevre-2’deki tavırlarından dolayı parti [1] yönetimi ile, partinin içinde yer aldığı ve cephe [2] ile ve Kadri Cemil ile ihtilaf yaşadık.

- Asıl ihtilaf sebebi neydi Cenevre 2 ile ilgili olarak?

- Biz gerçekte parti ve cephe olarak Suriye krizinin başında diyalog olması ve bunun ‘Suriyeliler ile Suriyeliler’ diyaloğu olması konusunda anlaşmıştık.

24 May 2014

YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Suriye’deki durumu yazdı.
Savaş ortamında yapılan bir seçim ne kadar sağlıklı olabilir? “Halkını katleden bir diktatör” nasıl olur da dalga geçercesine bir dönem daha başkan olmak ister? Halk bu “diktatörü” gerçekten istiyor mu? İstiyorsa neden? Muhalefet güçlü bir alternatif oluşturabilir mi?

Bu sorular Suriye’de 3 Haziran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için sorulabilecek onlarca sorudan sadece birkaçı.

Seçimler yaklaştıkça dünya medyasında haberler, yorumlar, çeşitli ülke liderlerinin açıklamaları yayınlanmaya başladı.

Gazeteci Peter Oborne’nun bir süre önce The Telegraph’ta yayınlanan ve yankı bulan haberinde[1] şöyle bir cümle vardı:

“Özgür ve adil seçimler yapılsa bile Esad rahatlıkla yeniden seçilebilir.”

Sayfalar