Pek az kimsenin haritada yerini gösterebileceği, çok daha azının ise adını dahi doğru yazamadığı Belarus, 9 Ağustos’taki seçimlerin ardından gerçek anlamda siyasi ve sosyal bir çalkantıya sürüklendi.
Pek az kimsenin haritada yerini gösterebileceği, çok daha azının ise adını dahi doğru yazamadığı Belarus, 9 Ağustos’taki seçimlerin ardından gerçek anlamda siyasi ve sosyal bir çalkantıya sürüklendi.
Çalkantının görünürde iki nedeni vardı. İlki, “diktatör” Lukaşenko’nun seçim hileleriyle halkın iradesini hiçe saymış olması; ikincisi de, 1994’ten bu yana iktidarda bulunan Lukaşenko’dan “bıkkınlık”.
Bu iki iddia, ileri sürenin meşrebine göre yer değiştiriyor; eğer iddia sahibi neoliberal muhalefetten yanaysa ilkini savunuyor; kerhen bile olsa Lukaşenko iktidarından yanaysa da ikincisini.
Ben, iki iddianın da gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.