Orhan Bursalı

11 Şub 2018

 

Rusya’nın Soçi kentinde, biliyorsunuz Suriye’deki neredeyse tüm tarafların katıldığı toplantı yapıldı. Rusya, taraflardan biri olan Türkiye’ye yönelik terör faaliyetlerinin altında imzası olan PKK/PYD tarafını da davet etti. Türkiye bunu şiddetle reddetti.
Ankara öteden beri bunu reddediyor. Peki haklı mı? Rusya ne yapmak istiyor?
“Teröristlerle aynı masaya oturmayız” gibi yaklaşımlar, iyi incelenmeden, bir “ülke politikası” olarak dokunulmaz kabul edilirse gerçeklikten uzaklaşabiliriz.
Bu nedenle bu konuyu irdelemeliyiz...Çünkü Ankara’nın daha başından yanlış politikasını kabul etmek zorunda değiliz, bugün de Suriye politikası, tıpkı 6 yıl önceki gibi, yanlış seyrediyor ve Ankara Türkiye’yi giderek daha büyük açmazlara sürüklüyor.
Tarafların durumlarına bakalım.

25 Ara 2017

 

“Eli kanlı Esad ile doğrudan ilişki kurmaya gerek yok, bu konuyu Rusya ile konuşuyor iktidar, yakında Afrin’e operasyon başlar..” Bir programda Ortadoğu’da emperyalist karıştırıcılığına ve halkların birbirine düşman edilerek kırdırılmasına karşı barış projesini öne sürdüğümde, yanıtı böyle oldu bir asker kökenli “stratejist”in... Açıkça iktidarın Ortadoğu politikasına “gerekçeler” üretme işini üstlenmiş, özetle “iktidar ne yapıyorsa doğru yapıyor” diyenlerden.

“Eli kanlı” deyimini çok seviyorlar. Suriye’yi ilk karıştıranların ABD - CIA faaliyetleri olduğunu bilmezlikten geliyorlar. Ayrıca Ankara’nın da başlarda karıştırıcılıkta elini ardına koymadığını da... Bir de, “Eli kanlı Esad” derken, iktidar başlarının, 1 milyon Iraklının resmen katili olan Beyaz Saray sakinleriyle, bu süre içinde kaç kez “şömine önünde” poz verdiğini ve yüzlerce kez el sıktığını da...

İnsanın bir kez ar damarını çatlattı mı, artık duru durağı yoktur.

16 Eki 2017

 

En çok konuşulan konulardan biri... Açıkça yazayım dolaştırılan düşünceleri: Emperyalizme karşı çıkmak kim, Recep Tayyip Erdoğan kim?.. O, olsa olsa olsa alt emperyalist hevesleri olan bir siyasetçi olur... Düne kadar Amerika ile kol kola, Suriye’nin parçalanmasında rol oynamadı ... vb.

Bugünkü durum şu, biraz da Batılıların kendi düşünceleriyle ifade edersek nefret ettikleri lider. Bir kaşık suda boğmak isteyebilirler... Baskı ile Türkiye’yi dize getirelim... vb. Rus gazetecilerine bakarsak, Batı, Erdoğan’ı devirmek için karanlık planlar peşinde.

Erdoğan, Batı ve ABD ile çatışıyor.

Bu çatışmanın kimi gerçek, kimi iç politika gereği...

Erdoğan’ın, “Batı’ya kafa tutan, boyun eğmeyen, hatta Batı’yı sopalayan adam” imajıyla özellikle iktidar taraftarlarından övgü ve destek aldığını söyleyebiliriz.

Bu özellikle Avrupa Birliği için geçerli... Referandumda bunun karşılığını, epey oy alarak devşirdi.

24 Eyl 2017

 

Barzani, Kuzey Irak’ta referandumu yapacak gibi. Son anda vazgeçer mi bilmiyoruz. Bu kadar kararlılık vurguladıktan sonra vazgeçerse epey bir itibar kaybına da uğrar.

Referandum yapması demek, bağımsızlığını ilan etmek anlamına gelmiyor. Evet çıkarsa, Kuzey Irak’ta yaşayanların bağımsızlık isteğini ve bağımsızlık ilan edilmesini desteklediğini gösteriyor olacak. Barzani ilk aşamada bu desteği cebine koymak istiyor. Bu onun için “tarihsel bir başarı ve ön alma” olacak:

Kurucu Baba!
Kuzey Irak’ta Barzani’nin devlet aşamasına gelmesi şüphesiz ki bir Amerikan projesidir. Irak’a saldırı ile ülkeyi parçalanma aşamasına getirdi ve Barzani’nin devlet kurma sürecini hızlandırdı.

ABD yarım ağızla “Referandumu ertele” dese de yalan. Barzani’nin kararlılığının ardında Washington’un bu “yalanı” var.

ABD ancak belki şunu ister: “Hele dur kardeşim, şu Suriye’de Kürt bölgesi meselesini de tamamlayayım, sonra bakarız...”

19 Eyl 2017

 

22 Temmuz 2017 Pazar yazımda, yani yaklaşık 2 ay kadar önce, iktidarın Rus S-400 füze savunma sistemiyle ciddi flörtü üzerine şöyle yazmıştım: (Bu köşenin izleyicilerinin gelişmeleri önceleyen yorumlarımızı anımsamaları hakları.)

“Batı’ya karşı savunma” S-400: Gerilim sürerse Ankara’nın tek yapabileceği, siyasi askerî kamp değiştirme tehditleridir... Zaten, Rus hava savunma sistemi satın almanın imza aşamasına gelmesi de, bu yolda atılmış en ciddi adımdır. Batı, ‘Türkiye bizden kopamaz’ diye düşünebilir. Ama bu savunma sisteminin aynı zamanda ‘Batı’ya karşı’ siyasi ve askerî bir yönü olduğunu görmeyecek kadar da aptal değildir..”

Ankara, veya Cumhurbaşkanı, iki yıl kadar önce Suriye ve Rusya ile uçak ve füze dalaşı içine düşünce NATO’dan savunma istemiş ve Patriot’lar gelmişti.
Çünkü Rusya, Türkiye ve Batı’dan gelebilecek tehditlere, Türk uçaklarının Suriye’ye bir şekilde müdahalesine karşı Suriye’de S-400 savunma sistemini kurmuştu.

14 Ağu 2017

Gazete yönetimi Nuray Mert’in “işine” son verdi. Tabii liberal yandaşlık hemen harekete geçti. T-24 yazarlarından Hasan Cemal “kınadı”. Oya Baydar tek tipçilik adı altında neredeyse faşistlikte suçlama noktasına vardı.
Arka planda “yetmez ama evet”çilik mekanizması ve dayanışması işliyor. Bu cephenin ana figürleri Zaman ve şürekası ile tabii ki AKP iktidarıydı. Kısa sürede bu cephe parçalandı. Her biri bir yere savruldu. Bu savrulma Cumhuriyet’e de sıçradı. Mert’e vb yazarlık daveti bu savrulmanın işaretleriydi. Ama konum bu değil.
Meselem, Cumhuriyet’e bu kararı nedeniyle “tek tipçi”, “fikir özgürlüğüne tahammülsüzlük” hatta “faşist” gibi zırvalıklarla saldıranların fikir zavallılıkları üzerine.
Neden Türkiye ve dünyada bu kadar farklı görüşler savunan medya var? O zaman tüm medyayı tek bir noktada birleştirelim ve herkes görüşlerini orada yazsın. Böyle bir şey olabilir mi?

31 Tem 2017

 

Harran Üniversitesi’nde profesör, üstelik biyoloji profesörü. Ve botanikçi, araştırma makaleleri var; araştırmalarında evrimsel gelişmeyi de net görürsünüz. Mesleki dergilerde yayımlanan bu makalelerin hiçbirinde ne evrime bir saldırı var, ne de yaratılışçılığı övenlerle ilgili bir yorum. Böyle bir şey yapsa hiçbir bilim dergisinde makalesinin tekini bile yayımlatamaz, nal toplar ancak. Bunu biliyor, akademik unvanını elde edebilmesi için de bu makalelerin uluslararası bilimsel kurallara uygun olması gerekir.

Bir kongre düzenliyor: “1. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi”. Yani Evangelist vb. kreatonistlerin bir araya geldikleri yer olacak. Bilime karşı bildik tezlerin bu kez Türkiye’de tekrarlanacağı bir arena.

21 May 2017

 

Siyasette etkisi uzun sürecek konunun eskimişliğinden bahsedemeyiz. Cumhurbaşkanı “dünya lideri” görünümü ve algısı kapsamında iki ana fotoğraf verdi. Hangi kaşla göz arası ayarlandı bilmiyorum, ama başarılıydı, dünyanın lider ülkelerinde geziye çıktı. Hindistan, derken Çin ve oradan Trump! Uzakdoğu ve Uzak Batı.

Varsın Çin’e giden Türkleri (*) havaalanlarında ve otellerinde polis sorguya çekip fotoğraflarını alsın. Türkiye’yi tehlikeli 5 Müslüman ülkeden biri saysın, önemli olan dünyaya yön veren ve yarının lideri ile el sıkışıp fotoğraf vermek. Yok hayır, şüphesiz ki Çin ile ilişkiler sıkılaştırılmalı! 

Trump ile görüşmek için epey uğraşıldı ama sonunda Beyaz Saray’da fotoğraf çekildi. 
Tabii her şey daha ziyaret başlamadan önce, noktalanarak. 
Cumhurbaşkanı virgül değil nokta koyacağız demişti. Trump, görüşmeye beş kala, ağır silahları YPG’ye vereceğiz, diyerek noktayı koydu. 
Ve Cumhurbaşkanı’na, Suriye’de Rakka savaşını ve arkasından olacakları tribünden seyretme olasılığı kaldı.

18 Nis 2017

Adeta yazı-tura atarak bir anayasa değişikliği gerçekleşti, rastlantısal olarak evet kazandı. Hayır da kazanabilirdi! Bu analojiyi, bir ülkenin kaderinin nasıl pamuk ipliğine bağlı bir oylama ile çizilebildiğini anlatmak için yaptım. Komik yani!
Seçim önce çevrem epey panik içindeydi, onlara şöyle dedim: Referandumu kazanırlarsa bu iktidar sizlere ve ülkeye daha çok ve daha büyük kötülük yapamaz. Sakin olun...
Alçaklık mertebesinde yaşayan küfürbaz trolleri bir kenara bırakın, durumu gören aklı başında AKP’liler hiç hoşnut değil. Bugüne kadar görmeye alıştığımız, haritada bir kenara sıkışmış muhalif oylar genişlemiş ve tutuculuğun ana kıtası Orta Anadolu’ya kucak açmış. İstanbul’u, Ankara’yı kaybetmişler. İktidarın başına gelebilecek en büyük iki felaket. İzmir ise tam silip süpürmüş...
Bir baş aşağı gidişin kesin fotoğrafı var karşımızda.
Sosyolojik olarak, kentleşmeyi anlayamamış ve bunun “yasaları”na ayak uyduramamış bir arkaik parti durumuna giderek düşüyor AKP... Üretici ve yenilikçi, çağdaşlaşan güçler bir yana, AKP öbür yana.
 

10 Nis 2017

1 oy fazlasıyla yeni ve kansız ‘Devlet Kurma’ teşebbüsüdür referandum

Bu devlet, emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı verilerek kuruldu. Dünyada bir ilkti, devrimciydi ve örnekti. Sıfırdan bir millet, ülke, devlet yaratma girişimiydi.. Şüphesiz ki var olan bir Anadolu üzerinde gerçekleşti. Toprağıyla, Türkçesiyle, milletiyle, geçmişiyle birlikte.
Hazırlanan anayasa değişikliği, bugüne kadar gelen bu devleti, temelden yıkıyor. Tam bir kansız karşıdevrimle... Temelden yıkıyor ve tek bir adama yeniden kurma olanağı tanıyor.
Bu eylem, Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyete karşı kin ve nefretini saklamayarak sık sık dışa vuran; siyasal amaçlarla basit, ilkel din ticareti yapan karşıdevrimci bir ekibin operasyonudur.
AKP Cumhurbaşkanı’nı öne sürerek, referandumda RTE’nin oylanacağı görüntüsünü yaratıyor. İktidar, olayı RTE’nin oylanmasına dönüştürdü. Mitinglerde tartıştıkları bir anayasa yok, CHP’yi tartışıyorlar. Eski silahlarla yeniden düşman yaratma!

Sayfalar