Cumhuriyet

01 Ağu 2018

Küreselleşmeci tasarımın Suriye hezimeti eşliğinde, Ortadoğu’da Rusya Federasyonu öncülüğünde barış alametlerinin belirdiği bir dönemde, yıllık iznimin bir kısmında soluğu Donbass’ta aldım. Donbass, aynı zamanda ABD ve AB’nin 2014’te büyük jeopolitik hataya düşerek giriştiği hamlenin durdurulmasıyla, Rusya’nın Ortadoğu’ya açılmasının yolunu açması açısından mühim.
Donbass’ın kalbi Donetsk ve Lugansk’ta Sovyetler Birliği’nin kendisi olmasa da yaşatılan mirasını görme, yerel yönetim, sıradan insanlar ve cephe hattında halk milisleriyle konuşma fırsatı buldum. Kiev’deki neoliberal Meydan darbesine karşı Batı medyasının görmediği anti-Meydan protestolarının izini sürdüm. Kiev’e karşı, sınıfsal karakteri itibarıyla emekçilerin desteklediği ‘yurtsever küçük burjuva devriminin’ vuku bulduğu anlaşılan bölgeden izlenimlerimi daha geniş yazacağım.
Bugünlük kısa bir özet sunalım...

***

01 Ağu 2018

“Gıdada güvenliği sağlayamazsak, karnımızı doyuramazsak 40-50 gün dayanırız sonra da her şeyi yapar hale gelebiliriz. (...) 20-25 yıl sonra silah mı, gıda mı diye sorulsa gıda denecek.”
Aklı başında kimsenin itiraz edemeyeceği bu sözler eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya ait. Yer, Samsun. Tarihi de 10 Ocak 2018.
Fakıbaba, bu açıklamasından iki hafta sonra, tarım alanlarının ölümü anlamına gelen yönetmelik değişikliğine imza attı. 24 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve Tarım Koruma Kurulu’nun toplanma ve karar alma şartlarını düzenleyen maddeye öyle bir ek yapıldı ki...
Türkiye’nin dört bir yanındaki bütün tarım alanları üstüne, iktidarın, ne zaman isterse termik santral, otoyol, baraj, köprü yapması, ihale açması mümkün kılındı.

23 Tem 2018

Yakınlarının “haber” diye çırpındığı saatlerde yayın yasağı getirilen ve ışık hızıyla unutturulan Çorlu’daki tren kazasını son nefesine dek unutmayacak olanlar var.
Fotoğrafını gören herkesin kalbini kanatan 9 yaşındaki Arda Sel’i, evladını kaybeden Mısra Sel onlardan biri. Mısra Sel, taziye ziyaretine gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan facianın takipçisi olunmasını rica etmiş.
CHP, “Çorlu Tren Kazası” başlığıyla kapsamlı bir rapor hazırladı. Sayıştay’ın TCDD 2016 denetim raporuna yer verilen bölümden vurucu bir alıntı:

20 Tem 2018
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sayıştay denetimi dışına çıkarıldı.

Her şeyi yeniden düzenleyen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden 4 No’lu olanı, SGK’yi de ele alırken, kurumun Sayıştay denetimine tabi olduğu maddesini metne yazmadı.
Tık. İşte bu kadar. Bir küçük cümle, birkaç tuş hareketi:
SGK artık Sayıştay denetiminin dışındadır.
SGK’nin, TBMM; yani aslında halk adına yapılan bir denetim olan Sayıştay denetiminden kaçırılması demek, hesaplarının karartılması demektir.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu sordu:
- 70 milyon çalışana, emekliye ve hak sahibine hizmet veren
- 2017 itibarıyla, 288 milyar TL geliri ve 312 milyar TL gideriyle, devlet bütçesinin yarısına yakın bütçeye sahip SGK neden denetimsiz bırakıldı?

18 Tem 2018

 

Son yayımlananın numarası, yazıyı yazarken 12. Siz bu satırları okurken devleti yeniden kurgulayan, kurgularken her unsuru Cumhurbaşkanı’na bağlayan kararname sayısının artmış olması muhtemeldir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yemin ettiği 9 Temmuz’dan bu yana arka arkaya yayımlanan kararnameler, devleti, yönetsel yapıyı radikal biçimde değiştirerek aklınıza gelen bütün kurumları ve kurumlara dair söz söyleme, tasarrufta bulunma hak ve yetkisini Cumhurbaşkanı’na bağlıyor. Sıradan bir insanın hissedeceği düzenli gelir kaygısı yaşamayan 600 milletvekili, bu kararnameleri Resmi Gazete’den bizlerle birlikte okuyor.

Kararnamelerin hacim ve içeriğine bakılırsa, hazırlığın zamansal olarak eskiye dayandığı anlaşılıyor. Kararnamelerin yayımlanma hızı, uygulayıcı kurumlar ve vatandaş bakımından algılanma öğrenme ihtiyacının dikkate alınmadığını gösteriyor. Zaten kurulmak istenen düzenin karakterinden böylesi bir özeni beklemek de safdillilik olurdu.

* * *

06 Tem 2018

Önümüzdeki pazartesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM’de yemin edecek. Aynı gün açıklayacağı kabineyle “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” fiilen başlayacak.
Böylece kuvvetler ayrılığı tamamen tarihe karışıyor.
Bu da -öncelikle - Cumhurbaşkanı’nın TBMM onayına ihtiyaç duymaksızın her konuda kararname çıkarabilecek olması anlamına geliyor.
Son Başbakan Binali Yıldırım’ın 6 Temmuz (bugün) yayımlanacak son KHK ile OHAL’in son bulacağını açıklamasının ise bu nedenle hukuken ve pratikte fazlaca bir önemi bulunmuyor.
OHAL kalksa bile pazartesiden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL KHK’leri kapsamına girebilecek her konuda kararname çıkarma yetkisine bile zaten kavuşmuş olacak.
Dolayısıyla 24 Haziran kampanyasında, OHAL’in kaldırılacağı yönündeki açıklamaların muhalefet kazanımıyla uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı daha net görülecek.
Yeni düzende yanı sıra TBMM, bakanları denetleyemeyecek. Soru zaten sorulamayacağı gibi gensoru da verilemeyecek.

***

27 Haz 2018

 

Bütün seçimler yorum ve analiz ihtiyacı doğurur. Bazı seçimlerse taşıdıkları tarihsel önem nedeniyle, daha farklı okumalara açıktır.

24 Haziran seçimleri, iktidarın başta OHAL rejimi, medya sansürü altında dayatması olmak üzere, sistem değişikliğiyle sonuçlanmasına uzanan unsurları nedeniyle benzersiz bir karakter taşıyordu.

Bıkkınlığın, yaklaşan yoksulluğun, olağanüstü koşulların, hukuksuzlukların, derin hile kuşkularının varlığını bir “kader” gibi taşıyarak gittik sandık başına.
Bu “kader” tablosunun içinde, pazar gecesinin seyri ile CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin seçmenlerinde yarattığı hayal kırıklığı ayrı bir tartışmayı hak ediyor.
 
Boşuna bekleyiş
İnce, dün 15 milyon kişi olarak açıkladığı seçmen kitlesiyle, kısacık bir sürede farklı, güçlü bir bağ kurdu. Sıkışık bir takvimde bir yandan zamana karşı yarışırken, sürekli yükselttiği ivme içinde pozitif duygu ve düşünceler yaydı. Bir güven ilişkisi kurdu. Değiştirme cesareti ile umudu çoğalttı.

22 Haz 2018

 

Seçime iki gün kaldı.

Erken seçim kararındaki söylenmeyen sebebin, bozulan ekonomi olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Kararın seçim mevzuatında yapılan değişiklikten hemen sonra gelmesinin rastlantı olamayacağını da. Türkiye’yi 16 yıldır yöneten Erdoğan AKP’si, mevcut ortamda ekonomiyi bir buçuk yıl daha taşıma yeterlik ve kapasitesini yitirmiştir. Bu nedenle iktidar, erken seçim kararının değiştireceği atmosfer ve dinamiklerden yararlanarak ömür uzatmayı umdu.

21 Haz 2018

 

Türk-Amerikan ilişkilerinde geçen sonbaharda Türk vatandaşlarına vizelerin askıya alınmasına varan kriz hali, ‘rölantide geçirilen’ bir kışın ardından yeniden ‘canlanıyor’. Odağında baskın seçimler ile Suriye politikaları var.

Önce beklendiği üzere, Washington ile AKP Ankarası’nın Suriye’nin Menbiç kentini paylaşmalarına dair uzlaşması geldi. Ardından bir senedir ABD Dışişleri’nde Suriye dosyasına bakan kariyer diplomatı David Satterfield’in Ankara’ya büyükelçi atandığı iddiaları ‘haberleştirildi’.

* * *

17 Haz 2018

 

Tüm devlet kurumlarını denetleyen Sayıştay, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun (TKHK) 2017 yılı hesaplarını denetlemek için de 10 kişilik bir heyet oluşturdu. Başkanlığını Kenan Koçak’ın yaptığı heyet, bu kapsamda TKHK’ye bağlı olan Isparta, Mersin, Adana, Yozgat şehir hastanelerini de denetledi. Nisan 2018’de, ana gövdesini şehir hastanelerinin oluşturduğu bir rapor hazırlayan heyet, şehir hastanelerinde yapılan onlarca usulsüzlük bulgusu tespit etti. Rapor, söz konusu usulsüzlüklerin gerekçesini yanıtlanmak üzere kamu idaresine gönderildi. Raporda AKP’nin en gözde projelerine ilişkin usulsüzlük tespitleri yapılması, iktidarı rahatsız edince heyetin başkanı Kenan Koçak görevden alındı. Cumhuriyet, henüz TBMM’ye gönderilmeyen ve kamuoyuna açıklanmayan Sayıştay Başkanlığı’nın “şehir hastaneleri”ni de kapsayan denetim raporunu ele geçirdi.

Varlıklar kaydedilmedi

Sayfalar