Cumhuriyet

10 Haz 2015

Erdoğan, cumhurbaşkanlığını masaya sürdü ve kaybetti. Bütün bir seçimi kendisinin başkanlığı üzerine kurdu. Pazar günü, bu sebeple sadece bir genel seçim değildi. Aynı zamanda Erdoğan referandumuydu. Bir seneden az bir sürede yüzde 52’den 41’e düştü.
Bunu kendi yaptı. Sahaya indi kendine oy istedi ve kaybetti. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı meşruiyetini yitirmiştir. Her fırsatta konuşan bu şahısın seçimlerden sonra hâlâ insan içine çıkamamasının sebebi de bu.
Ortada dağınık bir tablo var diye mutsuz olmaya gerek yok. Bir önceki iktidar döneminde Türkiye zaten darmadağın edilmişti. Geçmiş iktidar, kurumları tarumar edilmiş, hukuk devleti rafa kaldırılmış, bir şahsın hırsına kendini kurban etmiş bir ülke yaratmıştı.
Şimdi bunu düzeltme zamanı.
Erdoğan hırsının son kırıntılarına asılıp erken seçim için bütün imkânları kullanmak isteyebilir. Ancak bunu yüzde 60’ın hayır dediği biri olarak yapması artık pek müşküldür.
Üç partinin de üzerinde uzlaşabileceği ilkeler var.
Yolsuzluklar için Yüce Divan.
HSYK’nin değiştirilmesi.

13 May 2015

Suriye için heyecan, rejim değişikliğinin yaklaştığını düşündüren haberlerin ayyuka çıktığı 2012’deki gibi dorukta. Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez’in Sünni monarşileri ile Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı heyetin desteklediği “Fetih Ordusu” maskeli tekfirci gruplar ve El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi, Suriye’ye “demokrasi” götürecekler. ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen yılki adlandırmasıyla “fantezi” bu...

19 Kas 2014

“Less extreme Syrian based insurgent groups bent on ousting Mr. Assad.. (Bay Esad’ı devirmeye azmeden daha az aşırılıkçı Suriye merkezli isyancı gruplar)”. Bu “çığır açıcı” ifade New York Times gazetesinin 8 Ekim 2014 tarihli nüshasında yayımlandı. Obama yönetiminin radikal cihatçı IŞİD’e yönelik Irak’ı öncelik kılan stratejisinin, Suriye’de yönetimin işine yaramasını eleştiren makalede kullanıldı.

25 Ağu 2014

“Ben paranoyak olabilirim ama bu birilerinin beni izlemediği anlamına gelmez.” Bu sözü, gazeteci James Foley’in, kamera önünde, vahşice, İngiliz aksanlı bir yaratık tarafından boğazı kesilerek öldürülmesinin ardından, geçen hafta, çarşamba günü, Obama’nın, Dışişleri Bakanı Kerry’nin, perşembe günü Savunma Bakanı Hagel ve ABD ordusunun başı General Dempsey’in konuşmaları, Bush dönemi “neo-con” yazarların en şahinlerinden Krauthammer’in, etkili muhafazakâr yazar Noonan’ın, sırasıyla Washington Post ve Wall Street Journal gazetelerindeki yorumları üzerinde düşünürken anımsadım.
Bana, ABD, Ortadoğu’da IŞİD sayesinde kendine, inisiyatifi yeniden ele almasına olanak sağlayacak bir işlev yaratmaya başladı gibi geliyor. Dedim ya, “ben paranoyak olabilirim ama”...

25 Ağu 2014

Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi geçen hafta Ortadoğu Çalışmaları Dünya Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Beş gün içinde 400 panele ev sahipliği yapan kongrenin onur konuğu, Üçüncü Dünya Forumu Direktörü, Mısır asıllı Marksist düşünür Samir Amin’di. Türk Sosyal Bilimler Derneği Başkanı Doç. Dr. Galip Yalman’ın yardımıyla kendisi ile görüşme fırsatı yakaladık.
Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden Amin’e, Gezi Parkı’ndan Tahrir Meydanı’na ve hatta Ferguson kasabasına kadar dünyanın dört bir yanında birbiri ardına ortaya çıkan kitlesel direniş hareketlerini sorduk. Türkiye ve Mısır karşılaştırması yaptırdık. Tespitleri, gözlemleri ve değerlendirmeleri şöyle:

11 Ara 2013

Yaşar Özerdoğan, İsmail Altun, Mustafa Özalpuğan.

Hızla unutacağız bu isimleri...

En fazla 60 lira gündelik uğruna, yerin 260 metre altında can verdiklerini hatırlayacağız.

Nasılsa bilinçaltı, o ürkütücü oyunu için hazırda beklemiyor mu?..  Nasılsa Zonguldak; hele bir de Gelik değil mi?..

Alıştığımız bir şeydi yaşamak” dediği gibi şairin; ölüm şekillerini içten içe “olağan” karşıladığımız için unutacağız.

Oysa hiç unutmayalım; ocağın ruhsatsız olması sebep değil, sonuç.  Ocağın iki hafta önce mühürlenmesi; ocak sahibinin cezaevinde olması da...

- Onlar açlığa mahkûm edildikleri için öldüler.

- Vaktiyle kentin kalbi konumundaki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) taammüden vurulduğu için.

- 2002’de, personel sayısı 16 bin olan TTK’de, bugün 10 bin kişi çalıştığı için.

29 Eki 2013

Erdoğan’ı yakından tanıyan Amerikan elçilerinin raporu: ‘Köşk’e çıkmaz, Başbakan kalır’

ABD’nin Ankara’da görev yapan ve Başbakan Erdoğan’ı yakından tanıyan iki eski büyükelçisi Morton Abramowitz ve Eric Edelman’ın kaleme aldıkları, “Retorikten Gerçeğe-ABD’nin Türkiye Politikasını Yeniden Çerçevelendirmek” başlıklı rapor, hafta içinde ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçilere ve Demokratlara eşit uzaklıktaki “Bipartisan Policy Center” tarafından yayımlandı.

Rapor, Washington’daki karar vericilerin Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin iç ve dış politika yönelimlerine ilişkin gözlem ve eleştirileri kadar, yakın siyasi geleceğimize ilişkin ilginç tahminler de içeriyor.

Başkanlık planına Gezi darbesi

Raporun bize göre en çarpıcı bölümü “Erdoğan’ın Siyasi Geleceği”ara başlıklı bölüm... Erdoğan’ı, ikisi de iyi tanıyan Amerikalı eski büyükelçiler, şu tespit ve tahminlere yer veriyorlar:

19 Eki 2013

14 Ekim yani arife günü... Şişli Etfal Hastanesi Acil Bölümü... Öğle saatleri... Yeşil Alan yazılı bir mekânda sıranın bana gelmesini bekliyorum. Yaklaşık 30 kişinin oturarak bekleyebileceği bir alan ama biz 60’a yakınız. Üstelik şiş ve ağrıyan bir ayakla, ayaktayım ve duvara dayanarak duruyorum. Sadece 2 doktor var ve 60’a yakın hasta. Zehirlendiğini söyleyen türbanlı bir genç kız; otelde bavul taşırken belini inciten bir belboy; bir polis eşliğinde bekleyen parmağı sarılı, bileğinde ve boynunda jilet izleri olan genç bir çocuk; idrar torbasını elinde taşıyan sondalı bir yaşlı adam; öksüren bir diğeri... Numaralar çok ağır ilerlerken salon sürekli kalabalıklaşıyor. Tabii bu arada bekleyemeyecek kadar acil hasta olduklarını söyleyenler, şikâyet edenler, sadece reçete yazdıracağım diye doktorların odasına dalanlar... Ayakta yaklaşık 1 saat kadar bekledikten sonra daha önümde 30 kişinin olduğunu anlıyor ve pes edip hastaneden ayrılıyorum.

11 Ağu 2013

Evlenmek isteyip de sebebiyle evlenemeyen insanların bu , tek başına düşünüldüğünde kötü bir tarafı yoktur elbette. İnsanların geleceğe dair kurdukları planlarına ve bunun devlet eliyle yapılması, doğru bir yönetim anlayışıdır diyebiliriz. Ancak icraatların farklı gaye ve olmadığı müddetçe tabii… Gündemdeki faizsiz düğün , büyük yaşayan kadın nüfusuna dair birtakım üzücü toplumsal hatırlatılmasına bağlı olarak eleştirilmektedir.

23 Tem 2013

Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, 250 sanık yakınının yaptığı başvuru üzerine Balyoz davasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin keyfi tutuklama, adil yargılama ve savunma hakkına dair üç maddesinin de ihlal edildiğine karar verdi.

Sayfalar