Habertürk

06 Kas 2017

 

Kimi “Putin’in baş stratejisti -hatta beyni-”, kimi “Rus dış politikasının mimarı” diyor. Foreign Policy Dergisi’ne göre Putin, Erdoğan ve Trump’ı birbirine bağlayan adam... “Kim bu?” dediğinizi duyar gibiyim. Prof. Dr. Aleksandr Dugin’in ta kendisi. Türkiye, Dugin ismini jet krizi ve darbe girişimi nedeniyle duydu. Türkiye’yi darbeden bir gün önce “Orduda hareketlilik var” diye uyardığı herkesin malumu. Peki 40’tan fazla kitap yazan, Uluslararası Avrasya Hareketi’nin liderliğini yapan bu filozof kim? Yukarıda sıraladıklarımızın hangisi? Ve neden Türkiye’yle yakından ilgileniyor? Yanıtlar için Dugin’e ulaştık. Rus stratejist, Türkiye’yi yeniden uyardı ancak bu kez darbe değil, ABD’den geleceğini iddia ettiği ekonomik yaptırımlara karşı... 

- Resmi göreviniz yok. Sizi nasıl tanımlamalıyız? Putin’in danışmanı mı, yoksa stratejistlerinden biri mi?

Önce filozofum. Etki yaratmanın en iyi yolu fikirler. Hükümetle de bu fikirler aracılığıyla bağ kuruyorum.

 

‘FİKİRLERİMİ DOĞRUDAN PUTİN’E ANLATIYORUM’

03 Oca 2014

HATAY’da yaşanan TIR krizi devam ediyor... Suriye’ye girmek üzere iken durdurulan TIR’ın içerisinde silâh çıktığı iddiasının ardından İçişleri Bakanı Efkan Âlâ, dün TIR’da Türkmenler’e gönderilen yardımların bulunduğunu söyledi.

Durdurulan TIR’da silâh yahut her ne var ise ve bu yük Suriye’de senelerden buyana iki ateş arasında kalmış olan Türkmenler’e gönderiliyor ise, Türkiye son derece doğru bir harekette bulunmuş demektir!

Zira, Suriye’de ortalığın karışmasından sonra özellikle Hama, Humus ve Halep’te Beşşar Esed’e bağlı birliklerin hedefi haline gelen sivillerin çoğu Suriye Arap’ı falan değil, Türkmenler, yani soydaşlarımızdır.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu zamanında ve Malazgirt Savaşı’ndan sonra İran taraflarından batıya doğru yoğun bir Türk göçü başladı. Uvakoğlu Atsız’ın liderliğindeki Türk boyları önce Suriye’nin kuzeyine ulaşmışlar ancak tarım alanlarının yetersiz olması ve otlakların atlarına kâfi gelmemesi yüzünden daha kuzeye yürümüş ve Anadolu’yu kendilerine yurt edinmişlerdi.

03 Oca 2014

Turnike, “sıradan” denen sayısız, sırasız nice insanın sıkıştığı ve birbirini sıkıştırdığı yerdir.
Geçtiğini zannedersin; içinde debelendiğin bir dünyaya yapışırsın.
Biri bir diğerinin kurdu olmalıdır.
Düzenin bekçisi olan sayısızlar, kendilerini düzen zannedecek…
Onlara toslayan öteki sırasızlar da düzeni sadece onlardan ibaret bilecek!
***

Benzer turnikelerde, benzer ama bir ötekinin sanki tersi iki olay turnikedeki sıkışmışlığın iki yüzünü ortaya koydu.
İkisi de İstanbul Metrosu’nda.
İkisi de turnikeleri bekleyen özel güvenlik elemanı etrafında.
İkisi arasındaki fark bile ikisini daha çok benzer kıldı.

***

23 Ara 2013

AKP’li, Cemaatçi, şu bu değil de, sıradan vatandaş olarak, “Velev ki rüşvet, yolsuzluk yok” diye okur musun Kamil?

Sen sıradan vatandaşlığın resmini yapabilir misin!

***

Bir açılış, temel atma filan.

Pankartta TOKİ yazıyor.

Başbakan orada, Şehircilik Bakanı orada, Spor Bakanı orada.

Hemen yanda Ağaoğlu; de ki inşaat ağası.

Yanında altıncı, saatçi, ayakkabı kutucusu Ezkaza Reza.

Gazi olsan bile yanaştırmazlar; senin orada bir yerin var mı Kamil!

***

Diyelim seni bir polis tehdit etti filan.

Reza’yı “tehdit edince”, anlatıyor ya, Maliye Bakanı’na gidip belge vermiş, o demiş ki İçişleri Bakanı’na git, ona da gitmiş konuşmuş, yetmemiş AB’den sorumlu bakana da belge vermiş.

Senin başına gelse o kadar bakan tarafından buyur edilebilir misin, belge verebilir misin, bir derdini anlatabilir misin Kamil!

***

07 Eyl 2013

SURİYE'deki Esad rejiminin tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği kitlesel katliamla 3 yıldır devam eden iç savaşta önemli bir dönüm noktasına gelindi. Rejim kimyasal silah kullanımındaki sınır tanımaz tavrıyla, daha düne kadar kendi ulusal çıkarları gereği Esad'ın en azından bir müddet daha kalmasından yana olan ABD ve İsrail'i fena halde köşeye sıkıştırdı.

ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'nin, rejimin Şam'da kimyasal saldırı düzenlediği gün ortaya çıkan mektubunda dahi, Esad rejimine yönelik olası bir askeri müdahaleye karşı çıkılmıştı. Söz konusu mektup Dempsey tarafından Amerikan Kongresi'ne bilgilendirme maksadıyla gönderilmişti.

Dempsey mektubunda olası bir müdahalenin 1 milyar dolara mal olacağını vurgulayıp "Sınırlı dahi olsa bir askeri müdahale çıkarlarımıza hizmet etmez. Çünkü Esad'ın devrilmesinden sonra iktidara gelecek olanlar da ABD'nin çıkarlarını korumaz" demişti.

09 Ağu 2013

Ökkeş Göğebakan, 10? Yoktur.

Sebahattin Donat, 12? Yoktur.

Yakup Kartal, 14? Yoktur.

Salih Dikici, 14? Yoktur.

Nezir Akgül, 15? Yoktur.

Ferdi Çakır, 16? Yoktur.

Süleyman Kasar, 16? Yoktur.

Bu çocuklar bayrama yetişemedi.

Bayrama yetiştirecek bir ekmek parası peşinde koşarken…

Düştüler!

Bir ayda tam 120 işçi “iş kazası” denen seri cinayette öldü.

17 yaşındaki Hüseyin Ceylan’ı da kat aralarına, 8’i “çocuk işçi”ydi; 7’si kadın.

İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’ne göre, 41’i “patlayan” inşaatların “enkaz altında kalan” işçileri, müteahhit ağzıyla ameleleriydi.

25 May 2013

NE zaman başlar diye beklerken sonunda oldu; Kürtler arası petrol paylaşım savaşı başladı. Nereye varır bilinmez, ancak başlayan savaş 1990 ortasında Kürt gruplar arasında yaşanandan çok daha çetrefilli olacak. Erbil'de varılan sulh anlaşmasının da durdurmaya yetmeyeceği ortada. Bütün bu gelişmelerin temelinde yine Ortadoğu savaşlarının kaderinde en önemli unsur olan petrol ve güç paylaşımı var.

25 May 2013

HABERTÜRK'ün Ankara Bürosu, Ankara'da hem ekonominin, hem siyasetin ritminin en iyi tutulduğu yerlerden biridir. Artık neredeyse geleneksel hale gelen sabah kahvaltılarında, hemen her sabah bir siyasetçi, bir bürokrat, bir sivil toplum kuruluşunun üyeleriyle bir araya gelir Ankara Büromuzdaki arkadaşlarımız. Dün sabahki kahvaltımızın konuğu da BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'tı. Ankara'da olduğum ve Demirtaş'la da sohbet etmek istediğim için, bu kez ben de Ankara Temsilcimiz Erdal Şen'in ev sahipliği yaptığı bu kahvaltı sofrasındaydım.Demirtaş'la yapılan sohbetin geniş halini siyaset sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Ben ise hem bu sohbetle ilgili izlenimlerimi, hem de merak ettiğim sorulara Selahattin Demirtaş'ın verdiği bazı yanıtları yazacağım. Kahvaltıda bir şeyi fark ettim.

03 May 2013

Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamanın sadece işçi sendikalarının basit bir inatlaşması olarak görmeyin. Türkiye’deki sol siyasal hareketleri için de önemlidir. Bunun ne anlama geldiğini İslami referanslara dayanan siyasal yapılar ve muhafazakarlar bilemez. Sol ve işçi sınıfı mücadelesi iç içe geçmiştir. Proletarya hakimiyetine dayalı bir devlet kurmaya dayalı ideolojiler çökmüş olabilir. Hayat bize serbest piyasa ekonomisi anlayışının özünü oluşturduğu devlet modellerinin ayakta kaldığını demokrasi ve özgürleşmeyi sağlayanların ise ilerleyerek ön plana çıktığını gösteriyor.  ***

29 Nis 2013

Hangi fiziki şartlar ileri sürülürse sürülsün, işçi sendikaları Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak istiyor. Gazete yazarları alan düzenlemesinin yol açtığı engeli anlatarak, “bu sene de başka yerde 1 Mayıs’ı kutlayın” aklı veriyor. Televizyon, insanlar bu meydana nasıl ulaşacak diye çukurları gösteriyor… Valilik, emniyet müdürlüğü açıklama üzerine açıklama yapıyor. Anlayış bekliyorlarmış. Taksim’de kutlama yapılamazmış…Fiziki olarak imkansızmış.  ***Hangi engeli karşılarına dizerseniz dizin, hangi çukuru açarsanız açın, 1 Mayıs Taksim dışında kutlanamaz. Taksim inadı, bunca yıl süren siyasal mücadelenin vazgeçilmez simgesidir. Asla ve asla başka bir yerde kutlanamaz. Bunca kan, gözyaşı, biber gazı, dayak ile kazanılmış bir haktır.  ***

Sayfalar