Tarım Dünyası

13 Nis 2023

Anadolu’da buğday ve koyun yetiştiriciliğinin önemini vurgulamak için söylenen önemli bir söz var: “Buğday ile koyun, gerisi oyun.”

Buğdayın ilk evcilleştirildiği topraklar olarak bilinen Anadolu, koyun yetiştiriciliğin de de tarih boyunca önemli bir yere sahip. Zengin mera alanları ile, yapağı(yün), et, süt ve derisi için koyun yetiştiriciliği önemli bir üretim alanı olarak öne çıkıyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana koyun yetiştiriciliğinde daha verimli, daha iyi ırklar geliştirmek için önemli girişimler var. Islah çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmalarda kimi zaman başarılı sonuçlar elde ediliyor. Kimi zaman da başarısızlıkla sonuçlanıyor.

Bu sıralar Şevket Pamuk ve Zafer Toprak’ın derlediği “Türkiye’de Tarımsal Yapılar (1923-2000)” kitabını yeniden okuyorum. Kitaptaki makalelerden birisi de İlhan Tekeli ve Selim İlkin’in birlikte kaleme aldığı; “Devletçilik Dönemi Tarım Politikaları: Modernleşme Çabaları.” Makalede hayvancılık alanındaki ıslah çalışmaları ile ilgili detaylı bilgiler yer alıyor.

07 Nis 2023

Bugünlerde bir kez daha kuru soğan fiyatı gündemde. Nasıl olmasın ki? Soğanın kilosu bazı marketlerde 30 liraya dayandı. Pazarda bile 20 lira. Eskiden çuvalla veya 3-5 kilo alınan kuru soğan artık taneyle alınır hale geldi.

Kuru soğan fiyatı neden bu kadar arttı? Birçok neden sayılabilir. En önemlisi tarımdaki plansızlığın, istikrarsız, günübirlik politikaların yansımasıdır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine bakılırsa, Türkiye’nin kuru soğan üretimi, verimliliği konusunda hiç bir sorunu yok. Yeterlilik oranı yüzde 114,7 seviyesinde. Kişi başına yıllık kuru soğan tüketimi 23,1 kilo. Üretim bakımından dünyadaki ilk 5 ülke arasındayız. İhracatta ilk 6 ülkeden biriyiz. Normal koşullarda Türkiye’nin kuru soğanda fiyat sorunu yaşamaması gerekiyor.

Uygulanan günübirlik yanlış politikalar, dış ticaret uygulamaları, kuru soğanda istikrarsız bir fiyat ve zamları getirdi.

Sadece son 5 yılda yaşananlara bakarsak, kuru soğan fiyatının ve daha da önemlisi ülke tarımının neden bu hale geldiğini çok net görebiliriz.

19 Oca 2023

Cumhuriyet tarihimizin en büyük entegre projesi olarak adlandırılan Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP)’ndeki son duruma bakınca Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini yeterince değerlendiremediğini bir kez daha ortaya çıkıyor.

Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şubesi’nin “2022 GAP/Güneydoğu Anadolu Projesi Son Durum Sonuçları ve Öneriler” başlığı ile yayınladığı önemli bir rapor var. Su Kaynaklarını Planlama, Su Yönetimi ve Kalkınma Üzerine Fikir İşçisi Dr. Hüseyin Demir ile Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik tarafından hazırlanan raporda bugüne kadar yapılan çalışmalar, elde edilen sonuçlar ve geleceğe ilişkin yapılması gerekenler ayrıntılı olarak yer alıyor.

GAP’ta ilk çalışma Atatürk’ün emriyle başladı

Güneydoğu Anadolu Projesi’ni “GAP Master Plan, Bölge Kalkınma ve Eylem Planları kapsamında ele alan ve önemli bilgiler içeren raporu özetleyerek paylaşıyorum:

21 Eyl 2022

Bulgarların Kırklareli’ne verdikleri ad; Lozengrad. Bağ merkezi, bağ şehri anlamına geliyor. Bu isim boşuna verilmemiş. Kırklareli, tarihte çok önemli bağ alanları ve şarap üretim merkezi olarak biliniyor. Osmanlı döneminde de bu özelliği ile imparatorluğun en önemli şarap üretim ve ihracat merkezidir.

Bağcılıkta ve şarap ihracatında 1880-1910 yıllarında 30 yıllık bir altın çağ yaşanıyor. Fransa’da bağlarda filoksera hastalığı çıkınca Kırklareli’nden bu ülkeye ciddi miktarlarda şarap ihracatı yapılıyor.

Kırklareli Kent Konseyi’nin Kırklareli Belediyesi ile düzenlediği 14. Yayla Bolluk Bereket, Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri kapsamında “Geçmişten Geleceğe Kırklareli Bağcılığı” da konuşuldu. Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nden Mehmet Ali Kiracı ve Chamlıja(Çamlıca) Şarapçılık’ın Kurucusu Mustafa Çamlıca konuşmacı olarak katıldı.

Avrupa’ya şarap ihraç ediliyordu

Mustafa Çamlıca’nın tarihi belgelere dayanarak açıkladığına göre, 19. Yüzyılın sonlarında o zamanki adıyla Kırkkilise olan Kırklareli’nde 74 bin 500 dönüm bağ alanı var.

24 Ağu 2022

İktidar değişmese de bakan değiştikçe tarım politikası değişen başka ülke var mı? Türkiye tarımının en önemli hastalığı, bakan değiştikçe değişen politikalardır.

Uzun yıllardan beri planlı, orta ve uzun vadeli bir tarım politikası yok. Günübirlik, hedefi, amacı belli olmayan politikalar uygulanıyor. Ülke tarımını geliştirmek, büyütmek, katma değer yaratmak yerine çiftçiyi siyasilere muhtaç eden ve üretimden uzaklaştıran, tarımı yok sayan politikalar uygulanıyor.

Böyle olunca bakan değiştikçe tarım politikası da değişiyor. Bu değişim de genellikle destekler üzerinden yapılıyor. Gelen her bakan kendi kafasına göre bir politika uyguluyor. Son 20 yıldır iktidar değişmedi. Ama görev yapan 8 farklı bakan, aynı partinin bakanları olmasına rağmen her biri farklı tarım politikası, farklı destekleme politikası uyguladı. Göreve gelen kendisinden önceki bakanın uygulamalarını rafa kaldırıyor. Her şey sil baştan başlıyor. Ülke tarımı bundan çok büyük zarar görüyor.

21 Tem 2022

Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, tahıl, ayçiçeği yağı, doğalgaz, en önemli girdilerden gübrede fiyatların yükselmesine ve buna bağlı olarak dünyada gıda fiyatlarının artmasına neden oldu.

Gübre, enerji ve petroldeki fiyat artışları tarımsal ürünlerin üretim maliyetini de ciddi olarak artırdı. Artan maliyetler, gıda fiyatlarındaki artış ve buna bağlı olarak yaşanan gıda krizinin tek nedeni bu savaş değil. Savaş öncesinde özellikle koronavirüs pandemisi bu süreçte etkili oldu. Savaş ise, süreci daha da hızlandırdı ve krizin büyümesini tetikledi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, dünya gıda sisteminde önemli sorunlara neden oldu. Ukrayna, depolarındaki 20 milyon tonu aşkın tahılı ihraç edemiyor. Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik ambargosu ise Rusya’dan da tarım ürünleri ihracatını zorlaştırdı.

15 Tem 2022

Çay bitkisi her yerde yetişmiyor. Türkiye, yaş çay üretiminin yapıldığı az sayıdaki ülkelerden birisi. Aynı zamanda Avrupa’da yaş çay üretimi yapılan tek ülke.

Türkiye, çay üretim alanları bakımından Çin, Hindistan, Kenya, Sri Lanka, Vietnam ve Endonezya’dan sonra 7. sırada. Kuru çay üretimindeyse; Çin, Hindistan, Kenya, Sri Lanka’dan sonra 5. sırada yer alıyor.

Ülke tarımı için büyük bir zenginlik. Doğu Karadeniz Bölgesi ekonomisinin en önemli ürünü. Çay, sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olarak biliniyor. Kişi başına yıllık kuru çay tüketiminde, Türkiye, ortalama 3,5 kilo ile ilk sırada. Libya 2,4 kilo ile ikinci, Afganistan kişi başına 2,2 kilo ile üçüncü sırada yer alırken Katar, İngiltere, İrlanda’da kişi başına yıllık 2 kilo kuru çay tüketiliyor. Üretmezsek, ithal etmek zorunda kalacağımız bir ürün.

05 Nis 2022

Kırmızı etteki yüksek fiyat, hayvan varlığındaki düşüş ve ithalat bir kez daha gündemde. Aslında ithalat gündemden hiç düşmedi. Tam 12 yıldır aralıksız ithalat yapılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan sonrası için yeniden ithalat yapılacağının sinyalini verdi.

Öyle görünüyor ki ithalat lobisi bir kez daha Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı et ithalatına ikna etmiş. Bundan 12 yıl önce aynı bahane ile canlı hayvan ve et ithalatı başlamıştı. Erdoğan o zaman başbakandı.

Bugün olduğu gibi o günlerde de Türkiye, adım adım ithalata sürüklenmişti. Yapılan tüm uyarılara rağmen üretimi artırmak ve gerekli önlemleri almak yerine ülke ithalat lobisine teslim olmuştu.

08 Mar 2022

Zeytin sahalarının madencilik faaliyetlerine açılması bir kez daha gündemde. Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) iktidara geldiği 2002’den bu yana zeytin sahalarının imara, madencilik, sanayi faaliyetlerine açılması için tam 9 kez yasa, yönetmelik değişikliği gündeme getirdi. Bu değişiklikler ya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden ya da yargıdan geri döndü.

Son olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanların madencilik faaliyetinin yapılabilmesi için taşınması veya zeytin ağaçlarının kesilmesi, madencilik faaliyeti tamamlandıktan sonra alanın rehabilite edilmesi öngörülüyor.

17 Şub 2022

Bugünlerde ana gündem konularımızdan birisi gıda fiyatları. Temel gıda ürünlerinde Katma Değer Vergisi(KDV) yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Vergideki bu indirim gıda fiyatlarındaki artışın çözümü olarak sunuluyor. Fakat, pazara, manava, markete giden tüketici özellikle sebzedeki yüksek fiyat artışlarından yakınıyor. Bazı ürünler tane ile alınmaya başlandı.

Sayfalar