Ali Ekber Yıldırım

06 Ağu 2021

Ülke yangın yerine döndü. Akdeniz Bölgesi ağırlıklı olmak üzere ülkenin pek çok yerinde ormanlarımız yanıyor. Televizyonların başında, sosyal medyadan çaresiz bir şekilde canlı olarak yangınları izliyoruz.

Orman yangınlarına müdahalede çok önemli görevi olan Türk Hava Kurumu’nun önemini bugünlerde çok daha iyi anlıyoruz.

Orman Bakanlığı’nın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birleştirilmesinin ne kadar yanlış bir karar olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. Hantal yapısı ve çok geniş bir görev alanı olan Tarım Bakanlığına, orman işini de vermek ve işi bilmeyenleri görevlendirmenin faturasını Türkiye çok ağır ödüyor.

Siyasetçiler yangın bölgelerini ziyaret ederek görevlerini yapmanın mutluluğu(!) ile sırça köşklerine döndü.

Tatile gidenler valizini toplayıp güvenli bir limana çoktan döndü.

23 Haz 2021

Gıda fiyatlarındaki artış denilince özellikle yaş meyve ve sebzede hemen akla aracılar geliyor. Tarladan sofraya kadar olan süreçteki fiyat artışları dile getiriliyor. Üreticiden ucuza alınan ürünün tüketiciye pahalıya ulaştığı ifade ediliyor.

İşin bir başka boyutu var. Tarladan fabrikaya oradan da sofralara veya ihracata giden ürünlerdeki fiyat artışı. Gıda ürününün konulduğu ambalajdan etikete, teneke kutudan cam kavanoza kadar olan malzemelerin çoğunun ya kendisi ya da hammaddesi ithal ediliyor.

İthalat nedeniyle de özellikle koronavirüs pandemisi döneminde fiyatlar ürüne göre yüzde 45 ile yüzde 100 oranında arttı. Bazılarında döviz bazında yüzde 100 artış oldu. Bu fiyat artışının faturasını da elbette tüketici ödüyor.

İzmir Ticaret Odası Gıda İmalat Meslek Komitesi Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İzmir İl Genç Girişimciler Kurulu Üyesi Cemil Gökçen’in ve sektör temsilcilerinin verdiği bilgiler ışığında gıda dışı malzemelerdeki fiyat artışının gıda fiyatlarına etkisini araştırdık. Ortaya çok çarpıcı sonuçlar çıktı.

16 Haz 2021

Buğday ve arpada hasadın henüz çok az bölümü yapıldı. Türkiye’nin saman ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Mardin ve Şanlıurfa bölgesinde kuraklığın etkili olması nedeniyle saman karaborsaya düştü. Geçen sene 500 lira olan samanın tonu bu günlerde 1000 lira seviyesine ulaştı.

Kuraklık nedeniyle “üretim az olacak, saman bulamam” endişesi ile daha hasat yapılmadan saman için üreticiye para ödenerek satın alınıyor. Üretici buğdayını hasat ederken danesini kendisi alırken sapını biçer parası karşılığında hasadı yapan biçerciye verirdi. Bu sene biçerciler, saman almak isteyenler, çiftçinin buğdayını hasat ederken samanı alabilmek için üstüne dekar başına 300- 400 lira para ödüyor. Ayrıca fiyatı artacak diye parayı samana yatıranlar da var.

11 Haz 2021

Şeker Yasası’nın kabul edildiği 2001 yılından bu yana tam 20 yıldır gündemden düşmeyen Nişasta Bazlı Şeker(NBŞ) kotası bir kez daha gündemde. Resmi Gazete’nin 5 Haziran 2021 tarihli sayısında yayınlanan “Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” kafaları karıştırdı. Hükümet ve muhalefet karşı karşıya geldi.

Konuyu anlayabilmek için Şeker Yasası’nı, kota uygulamasının geçmişten bu güne serüvenini bilmek gerekiyor.

Bilgi sahibi olmadan yorum yapanların nasıl yanıldığını gördük. Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı açıklama konuya açıklık getirmesi bir yana kafaları daha da karıştırdı.

Nişasta bazlı şeker kotasının ayrıntılarını öğrenmek için şeker ile ilgili bazı önemli bilgileri hatırlatalım.

Dünyada yaygın olan iki tür şeker var. Birisi sakaroz kökenli, diğeri kısaca NBŞ olarak adlandırılan Nişasta Bazlı Şeker. Sakaroz kökenli şeker üretimi iki bitkiden, kamış ve şeker pancarından elde ediliyor.

11 Haz 2021

İklim değişikliği, açlık, yoksulluk, suya erişim, koronavirüs pandemisi, biyoçeşitliliğin yok edilmesi gibi bir çok küresel sorun yaşanırken, insanları tehdit eden bir başka önemli sorun yem ve gıdada tekelci bir yapının her geçen gün güçlenerek yükselmesidir.

İnsanların ve hayvanların beslenmesinde yaygın olarak kullanılan mısır, buğday, soya, ayçiçeği, mercimek  gibi ürünlerde üretim bir kaç ülkenin tekelinde. Üretici ve ihracatçı ülke sayısı azalırken, ithalatçı ülke sayısı artıyor. Bu yapı, gıda ve yem fiyatlarının yükselmesine, spekülatif fiyat hareketlerinin artmasına neden oluyor.

Eski Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu her ay yayınladığı “Tarım Ürünleri Piyasa Analiz Bülteni”nde bu tehlikeye dikkat çekiyor. Bu ay yayınladığı bültende ürün bazında bu tekelci yapıyı açıklıyor. Bazı temel ürünlerdeki tekelleşmeye bakalım:

Buğday

Dünya buğday üretiminin yüzde 60’ını sadece 4 ülke gerçekleştiriyor. Buğday üretiminin yüzde 17’sini Avrupa Birliği, yüzde 17’sini Çin, yüzde 14’ünü Hindistan ve yüzde 11’ini Rusya gerçekleştiriyor.

18 May 2021

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıklamalarına göre, Türkiye’de yılda 19 milyon ton gıda çöpe gidiyor. İsraf ediliyor. İsrafın en çok olduğu ürünler, ekmek ile yaş meyve ve sebze.

Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre, dünyada gıdanın üçte biri, yani 1.3 milyar ton gıda çöpe gidiyor. Gıda kaybının bir yıllık ekonomik bedeli; gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar, gelişmiş ülkelerde ise 680 milyar dolar. İsraf edilen gıdayı üretmek için gerekli ekili alan Çin’in yüzölçümü kadar, yani 9.6 milyon kilometrekare.

Türkiye’de günlük olarak 4.9 milyon ekmek israf ediliyor. Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50’si kaybediliyor. Hizmet sektöründe; işletme başı yılda 4.2 ton gıda ve 2 bin litre içecek israfı var. Her yıl çöpe giden 19 milyon ton gıda, yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk geliyor.

Çöpe giden sadece gıda değil. O gıdanın üretimi için kullanılan toprak, su, çiftçinin emeği, alın teri, tarımsal girdiler, finansman kaynakları da çöpe gidiyor. Sadece gıdalar değil, ülkenin geleceği de çöpe gidiyor.

31 Mar 2021

Bundan 10 yıl önce tarım ve gıda için belirlenen ve yıllarca gündemde tutulan, çokça konuşulan ama gerçekleştirilemeyen 2023 hedeflerini hatırlayan var mı?

Unutanlar için hatırlatalım. Özellikle 12 Haziran 2011’deki genel seçim öncesinde vaatler, hedefler havada uçuşuyordu. Cumhuriyetin 100.yılı yani 2023’e ilişkin yaşamın her alanıyla ilgili hedefler belirlenmişti. 2023 için adeta “cennet” vadedildi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tarımda 150 milyar dolarlık üretim, 40 milyar dolarlık ihracat yapılacağını her fırsatta müjdeliyordu.

2023 hedefleri neydi?

AKP’nin 2011 seçim beyannamesinde de yer alan “Tarımda 2023 Hedefleri” özetle şöyle sıralanıyordu:

– Tarımsal milli gelir 150 milyar dolara, ihracat 40 milyar dolara çıkarılacak.

– Türkiye tarımda 2023’te dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alacak.

– Sulanabilir 8.5 milyon hektarlık alanın tamamı 2023’e kadar sulamaya açılacak.

– Tarım ve Gıda Bakanlığı kurulacak.

– Tarımsal girdilerde destekler artarak devam edecek.

18 Mar 2021

Köklü değişiklik anlamında kullanılan reform sözcüğünün de içi boşaltıldı. Sürekli bir reform paketi açılıyor. Ekonomi reformu, mali reform, yargı reformu, sağlık reformu, enerji reformu, dinde reform, dilde reform, yerel yönetimler reformu ve aklınıza gelecek her alanda sürekli reform paketleri açılıyor.

Sebze meyve satışını düzenleyen Hal Yasası’ndaki değişiklik bile reform olarak sunuluyor. Sebze meyve satmanın nesi reform?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomi Reform Paketi’nde çiftçi ile ilgili doğrudan bir destek, düzenleme yok. Gıda enflasyonu, gıda israfı, fiyat istikrarı, hal yasası ve benzeri konularla ilgili daha önce defalarca dile getirilmiş ama uygulamada başarı sağlanamamış konular tekrar pakete konulmuş.

Türkiye’de reform sözcüğü hep yanlış kullanılıyor. Kendi adıma tarım sektörü ile ilgili ne zaman “reform” sözcüğünü duysam irkilirim. Reform denilince kurumları özelleştirmek, yok etmek, yağmalamak akla geliyor.

11 Oca 2021

Türkiye’de süt sektörünün gelişmesine öncülük eden Süt Endüstrisi Kurumu’nu 24 yıl önce satın alan Koç Holding, 6 Ocak 2021 tarihinde 240 milyon lira bedelle Çallı Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye sattı. Daha önce Maret’i ve Şanlıurfa’daki Harranova Besi Çiftliğini satarak et sektöründen çekilen Koç Grubu, süt sektöründen de tümüyle çekilmiş oldu. Grubun gıda şirketi olan Tat Gıda, salça ve konserve üretimini sürdürecek.

Koç, et ve sütü neden bıraktı?

Koç Grubu’nun hayvancılıktan, et ve süt sektöründen tamamen çekilmesi, uygulanan istikrarsız politikalardan kaynaklanıyor. Özellikle 2010 yılından itibaren başlayan ithalat furyası ile besi hayvancılığı yapmak çok zorlaştı. O dönemde Banvit, Mcdonalds ve Koç Grubu gibi büyük işletmeler besicilikten çekildi. Koç Grubu, süt yatırımlarını artırarak bu alanda büyümek istedi. Ancak bu konuda da uzun vadeli gelecek görmediği için sütten de ayrıldığı ifade ediliyor.

23 Ara 2020

Türkiye son 7 ayı kurak geçirdi. Bazı bölgelerde neredeyse hiç yağış olmazken bazılarında çok az yağışla geçti. Özellikle sonbahar kuraklığı çok etkili oldu.

Ülkemizde kuraklık daha çok, İstanbul, Ankara ve İzmir’in “içme suyu” sorunu olarak algılandığı için tarımdaki gelişmeler çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa, kuraklık aynı zamanda soframızdaki gıdayı da tehdit ediyor. Sonbaharda yağmayan yağış, etkili olan kuraklık 2021 yılı ürünlerinin ekilişini olumsuz etkiliyor. Üretimdeki düşüş sofralarımıza yüksek fiyat olarak yansıyacak. İthalata bağımlılık artacak.

Toprak Mahsulleri Ofisi, sahadaki gelişmeleri yakından izleyerek “Fenolojik Değerlendirme- Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizi” adıyla her ay rapor olarak yayınlıyor. Kasım 2020 raporuna göre, sadece Kasım’da yağışlar normalin yüzde 49 altında gerçekleşti.

Sayfalar