Ceyda Karan

22 Eki 2016

Görmek henüz nasip olmadı. Volgograd’da 62. ordunun komutanı General Çuykov’un mezarına çiçek koyup Volga Nehri’ne “selam durmuşluğu” olan bir dostum bahsetti: “Volga’nın sırtlarında Stalingrad Müzesi var. Onun arkasında savaştan kalan tek bina. Ve Pavlov’un evi. Binanın bir duvarı kalmış. Üzerinde, üzerine eğreti harflerle yazılmış ve sonuna 1942 tarihi atılmış bir plaket: ‘Seni savunuyoruz, sevgili Stalingrad!’ Mamayev Kurgan Tepesi’ndeki anıt kompleksi ise, gördüğüm en etkileyici savaş anıtı.
Savaş filmlerine meraklı olanlarınız, Pavlov’un Evi’ni; 2013 tarihli Fyedor Bondarchuk’un “Stalingrad” filminden anımsayacaktır. Çavuş Yakov Pavlov’un, cebinde Stalin’in 227 No’lu “Geri adım yok” emri, yanında 24 yoldaşıyla Nazi ve mihver ordularına 59 gün kök söktürmesi destanlaşmış direnişinin sembolüdür.

                                                      ***

23 Ağu 2016

Demokratik Suriye Güçleri'nin Haseke'de kontrolü almasını değerlendiren Hüsnü Mahalli'ye göre; ABD, bölge ülkelerinin işbirliğine karşı Kürtleri ortaya sürüyor. Ankara-Moskova-Tahran ekseni için Erdoğan'ın Tahran ziyaretini beklemek gerektiğini söyleyen Mahalli, "Ankara hızlı hareket etmeli. Yoksa Türkiye'nin ne hale geldiğini herkes görecek" dedi.

Ankara'nın bir yanda Rusya ile işbirliğini hızlandırıp bir yandan İran’la ilişkileri geliştirdiği bir dönemde, Suriye’de dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Ankara destekli 'muhalif' grupların Karkamış üzerinden Cerablus’a operasyona hazırlandığı haberleri gelirken, ABD’nin sahadaki en sıkı müttefiki YPG’nin ağırlıkta olduğu Demokratik Suriye Güçleri ise Suriye ordusu ve milis güçlerini Haseke’den çıkartmak için kolları sıvadı. Suriye ordusu Haseke’yi ilk kez bombalayarak yanıt verirken, YPG için ilk kez ‘PKK’ atfı yapıldı.

Suriye bağlamında Rusya-İran-Türkiye ittifakı tartışmaları yaşanırken, bölgedeki son gelişmeler ne anlama geliyor? Gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli ile konuştuk.

29 Tem 2016

Suriye ordusunun ABD-Rusya işbirliği anlaşması somutlanmadan Halep'te cihatçı gruplara yönelik son kazanımlarını 'sonun başlangıcı' diye nitelendiren gazeteci Hasan Sivri, gidişatı El Nusra’nın El Kaide’den ayrılma hamlesine Batı’nın vereceği tavrın belirleyeceğini kaydetti.

ABD ile Rusya'nın Suriye'de askerî ve istihbari işbirliği anlaşması eşliğinde Birleşmiş Milletler’in Ağustos sonunda müzakereleri yeniden başlatması beklenirken, sahada durum hızla değişiyor. Kuzeyde ikmal hatları kesilmeye başlayan militan cihatçı gruplar, Türkiye’deki darbe girişimi sonrasında çözülmeye başladı.

27 Tem 2016

Türkiye’yi iç savaşın eşiğine taşıyan darbe girişimi savuşturuldu. Ancak memleketin dış politikadaki rotası iyice belirsizleşti. Pazartesi günü darbe girişimi gecesinde ‘şiarlaşan’ sözden hareketle “Asıl ‘Allah’ın lütfu’ Rusya’ya” demiştim. Transatlantik hattındaki sorunlar, ABD başkanlık seçiminin olası sonuçları ile Rusya ve Çin üzerinden küresel resmi aktarmıştım.
Bu yazıyla resme İran’ı da ilave edelim Türkiye’nin merceğinden bakalım... Zira mercek iyice buğulandı. En net ıspatı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en son İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye telefonda, “Bugün bölgesel sorunların İran ve Rusya ile el ele çözümüne katkı konusunda hiç olmadığı kadar kararlıyız” sözleri.

***

13 Haz 2016

Buyrun buradan yakın.. “Suriye’nin kuzeyinde ciddi proje, plan uygulanıyormuş...” Tebrikler. Boşa çıkmış proje ve planlarınızın tezahürü olarak kimin eli kimin cebinde belli değil. İronik ama “açtığınız yolda, kurduğunuz ülküde” desek yeridir. Yani bölgeyi de memleketi de Türk-Kürt-Arap çatışması tehlikesiyle karşı karşıya bırakmak.

Bölge, geçen yüzyıldan beri hiç tükenmemiş yeni Vahhabi/Selefi saldırısı altında. Türkiye, cumhuriyet ve Batı yönelimiyle ‘korunaklı’ kalabilmişti. Başımızdakilerin proje ve planları sağolsun, yarınımız belli değil maalesef...

***

Suriye ise Vahhabi/Selefi ideolojisinin saldırılarını çok gördü. Deneyimli. Bu yüzden sık sık yazmakta fayda var. ABD’nin 2012’te gizlliği kalkan Hama katliamıyla ilgili DIA belgeleri de mühimdir.

09 Mar 2016

Suriye için öne çıkan iki mühim cepheden Lübnan’ı ve “Sünni İttifakı”nın hali pür mealini pazartesi aktardık. Rojava’da da durum farklı değil. Şimdi Suriyeli Kürtler, ABD ve Rusya’nın “gözdesi” olmuşken Amerika’nın “kuzeyde özerk bölgeyi desteklemediği” beyanı baştacı ediliyor. Geçen yazki “Rusya yola geldi” safsatalarını anımsayın ve “Kürtler şimdi yandı, PYD zorda” söylemlerine kapılmayın. Niye mi?…

***

02 Mar 2016

İnsanlık mücadelesi, vicdan, merhamet, dayanışma ve güçlü ekoloji teması da MadMax-Fury Road’un “en iyi film Oscar”ını almasına yetmedi. Teknik ödüllerle yetindiler. Pek çok insan, her saniyesi adrenalin salgılatan bu filmi “fazla şiddet yüklü” bulmuş. Doğrudur. Tıpkı günümüz ve korkarım geleceğimizin dünyası gibi…
İlk izlediğimde, bana Libya’yı anımsatmıştı. Salt her şeye muktedir olmak isteyen şuursuz ve irrasyonel varoluş halinin insanlığa maliyetlerini görmek isteyenler, “filmde şiddet dozu fazla” diyorlarsa, dönüp Libya’ya baksınlar. ABD ve Avrupa’nın ılımlı İslam yatırımı üzerinden BMGK’den sivilleri koruma bahaneli “uçuşa yasak bölge” kararı çıkartarak katakulliye getirdikleri NATO müdahalesiyle “rejim değişikliği” ajandasını “devrim” diye pazarladığı diyara…

*** 

10 Şub 2016

Devran döndü, kadim Halep kentinde cihatçı/tekfirci kuşatma yarılıp, komplo tersine çevrildi ya; ortalık “Halep düşecek” feryatlarından geçilmiyor. Kargalara kasıklarını tutarak güldürmekle kalmayıp ters takla attıracak bir söylem... Batılı düşünce kuruluşlarının Körfez’in petrol şeyhliklerinden maaşlı elemanları yahut kendi İslamofobi sorunlarını bu diyarlara mal etmeye kalkışan akılsız fikirsiz Batılılar, “Saraybosna” veya “Stalingrad” kuşatmalarından söz eder oldular. Bizdekiler de meydanı boş buldu. Kendileriyle taban tabana zıt insanların tarihe geçmiş şanlı direnişlerine konma çabasının bu kadarına pes doğrusu! Neyse ki yalan, dolan kapasitelerini “Kabataş’ta 70 üstü çıplak deri kıyafetliden” biliyoruz...

***

Halep, 2013-2014 arasında tekfirci grupların kanlı kuşatmasına maruz kaldı zaten. Kuşatma yarılalı çok oldu. Şimdi soykırımcı Nazi ordularının 21. yüzyıl versiyonunu püskürtme aşamasına geçildi.

18 Kas 2015

Türkiye için G20 zirvesinden geriye caka satılacak ne kaldı? Muhabbetle ağırlanan liderlerin son beyanları, Ankara’nın tüm retorik ve diplomatik manevralarını gömüp üstüne beton dökecek nitelikte...
ABD lideri Obama, Halep’e uzanması arzulanan “tampon bölge”yi ve “uçuşa yasak bölgeyi-NFZ” gömdü. Rusya lideri Putin, “Elimizde uydu görüntüleri var” diyerek IŞİD’le münasebetlere dair aleni tehdit savurdu. Fransa lideri Hollande Paris’teki dehşetten ötürü katılamadığı bu koroya özeti “Düşman Esad’dan ziyade IŞİD” söylemiyle eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son lügatlara “tampon bölge” yerine “güvenli bölgenin” konulmasını istemişti. Başbakan Davutoğlu da 6 Ekim ve 9 Kasım’da CNN röportajlarında “destek verilirse Türkiye’nin karadan müdahalede rol oynayabileceği”, müttefiklere “güvenli bölgeye sahip olarak IŞİD’i sınırlardan uzağa itme önerisi” getirmişti.

Sayfalar