Birgün

02 Oca 2019

Yeni yıla giriyoruz diye bir tevatür dolaşmaya başlayınca insanoğlunun merakı, hevesi, itirazı hepsi birden üstüme çullandı. Biliyorum zor zamanlardan geçiyoruz; zaman dediğimiz “şey” ise dur diyemediğimiz bir “şey” olmaya devam ediyor, biz de ne yapalım, onu salise, saniye, saat, ay, yıl, uzat gitsin bölmeyi, parçalamayı seviyoruz. Kısacası bu yıl denilen “şey” de akıp giden zaman içinde bizim icadımızdır.

***

 

Ne diyeceğim, ne demeye çalışıyorum? Lise yıllarında keşfettiğim, keşfimden de çok mutlu olduğum tuhaflık, her şeyin geçip gideceği, bizim pek fazla bir şey yapmamıza gerek olmadığı, şiir yazarak, âşık, mümkünse sarhoş olarak zamanı geçirmemiz gerektiği idi. Yine bana benzeyen bir arkadaşım sık sık aşık olur, ben de onu “gel parka gidelim, döndüğümüzde her şey başka olacak” diye avuturdum. Bir keresinde benim park teorim tuttu; arkadaşımın aşkının karşılıksız olmadığı anlaşıldı.

***

24 Ara 2018

2011 baharında Suriye’nin Dera şehrinde ilk gösteriler başladığında, bu küçücük ülkenin ABD destekli cihatçı çeteler karşısında bir-iki haftada yıkılıp gideceği düşünülüyordu ki, Suriye’nin direneceğini söyleyen az sayıdaki kişiye neredeyse ‘deli muamelesi’ yapılıyordu. Ortadoğu’yu en iyi bilen gazeteci Hüsnü Mahalli bile, bu saldırılardan nasibini fazlasıyla almıştı.

O zaman ‘Baasçılık’ Türkiye’de bir küfür gibi ağızdan ağıza yayılıyor, bu sırada elbette ‘Kemalizm’ de asla unutulmuyor ve Baasçılığın ‘Suriye’nin Kemalizmi’ olduğu iyice vurgulandıktan sonra, nasıl bu ülkede ‘2002 senesinde millet nihayet iktidara geldiyse’, Suriye’de de ‘Müslümanların Baas iktidarını yıkacağı’ ve ‘kutlu dava’nın ‘orada da zafer kazanacağı’ müjdeleniyordu.

 

Oysa Suriye, Arap ülkeleri arasında ‘laiklik’ ve ‘sekülerliğin’ ayakta olduğu, Ermeni, Ezidi, Hıristiyan gibi dinsel azınlıkların oksijen alabildiği tek ülke, ABD ve İsrail politikalarına geleneksel biçimde karşı tavır almış ve direnmiş birkaç ülkeden de biriydi. Aslında, en başından beri ‘asıl dert’ de buydu.

18 Ara 2018

Sex And the City dizisinin yıldızı Sarah Jessica Parker, Vogue dergisine elinde Selahattin Demirtaş’ın Seher kitabının İngilizce çevirisiyle poz verdi. Mesele Türkiye’de geldi tt oldu. Elbette komplo teorileri havada uçuştu. Anlaşıldı ki, Parker bir yayınevine ortak olmuş, yayınevi Seher’i basmış. Parker’ın amacı da reklam yapmakmış.

Ne var ki, olaya verdiğimiz tepkiler kendimiz hakkında tekrar tekrar düşünmemizi gerektiriyor.

10 Ara 2018

Kureyş, Horasan’da hizmet etmekte iken kerametleriyle pirinin hemen dikkatini çeker, pir ocakta yanan bir dalı eline aldığı gibi fırlatır, dal Horasan’dan Nazmiya’nın Zargovit’ine düşer, Kureyş dalın düştüğü yeri mekân tutar. Kureyş’in oğlu Şah Haydar, damarlarında keramet kanı akan bir genç adamdır, kışın elini sürdüğü ağaçların dallarını yeşillendirir, bu yeşilleri yiyen hayvanlar doyar, doyan hayvanlar bu defa aç-bilaç insancıkları doyurur.

03 Ara 2018

 

Asgari ücret işçi sınıfının 200 yıla yakın bir mücadelesinin sonucunda kazanılmış bir haktır. Ücretli çalışmanın (kapitalizmin) ortaya çıkmasından bu yana ücretlerin düzeyinin ne olması ve nasıl belirlenmesi gerektiği tartışması önemini korudu. Klasik liberal iktisatçılar “ücretlerin tunç kanunu” olarak adlandırılan yaklaşımla ücretler seviyesini emeğin arz ve talebine bağlıyordu. Klasik iktisatçılar ücret artışlarının doğal bir mekanizma sonucunda, işgücü arzının artışına ve azalışına bağlı olarak oluştuğunu ve bu nedenle de ücretleri hükümetlerin ya da sendikaların gayretleriyle doğal düzeyin üzerine çıkarmanın bu dengeyi bozacağını ve hatta ücretleri daha da düşürücü sonuçlar doğuracağını savunuyordu.

Klasiklerin ücret teorisi, gerçekte düşük ücret düzeylerini haklı göstermek gibi bir amaç taşır. Kapitalizm çalışma ve sözleşme “özgürlüğü” getirmiştir. O halde ücretlerde bu özgürlük çerçevesinde taraflar arasında serbest sözleşmeyle belirlenmeliydi!

03 Ara 2018

 

Sokaklara taşan, akaryakıt zamlarını protesto ile başlayan eylemin sosyolojik bohçasında Macron’un süregiden, “zengin dostu-işçi düşmanı” bir dizi neo-liberal vergi düzenlemesi var. Bu düzenlemelerin iç okuması ise emek piyasasının esnekleşmesi, iş güvencesinin pabucunun dama atılması ve işçiyi işverenin iki dudağının arasında bırakacak iş hukuku değişiklikleri yer alıyor. Kendi de bir milyoner olan Macron’un, ünlü milyonerlerinin yer aldığı Gracques Grubu ile olan kan bağı ve Rothschild & Cie zamanlarından kalma servet seviciliği göreve geldiği günden beri ekonomi politikalarına verilen ayarla devam ediyor.

26 Kas 2018

Asgari ücret pazarlığının önümüzdeki hafta başlaması bekleniyor. Aralık ayı boyunca sürmesi beklenen görüşmeler sonucunda 2019 yılı asgari ücreti saptanacak, bu ücret milyonlarca işçinin ve ailesinin yaşam şartlarını ve kaderini belirleyecek

Asgari ücret pazarlığının önümüzdeki hafta başlaması bekleniyor. Aralık ayı boyunca sürmesi beklenen görüşmeler sonucunda 2019 yılı asgari ücreti saptanacak.

17 Kas 2018

Ekonomik krizle birlikte, bildik klişe tekrar tedavüle sokulmuştu: Hepimiz aynı gemideyiz!

Malum, memlekette işler ne zaman sarpa sarsa egemenler tarafından dillendirilir bu deyim. İşler, -tabiî ki iktidar ve sermayenin işleri- yolunda gidiyorken hiç duymayız bu sözü. Krizde faturanın, krizin çıkmasında payı olmayan kişilere yıkılacağının ve sorumlulukların gizleneceğine dair güçlü bir işaretti bu.

Nitekim krizin sınıfsal niteliğinin ve sorumlularının gizlenmesine, faturanın halka çıkarılmasına dair işareti alanlar -en azından- gemi benzetmesinin elverişsizliğine rağmen bu üç kağıda karşı çıktılar, karşı çıktık. Haliyle iktidar ve yanaşmaları doğrudan “aynı gemide değiliz!” diyenleri, iktidarın sorumluluğunu, sınıfsal niteliğini ve krizi halka fatura etme girişimlerini eleştirenleri vatan haini ilan ettiler.

15 Kas 2018
Ekim alanları ve üretiminde artış trendini yakalayan pamuk, ekonomik krizin etkisiyle azalma eğilimine girdi. Önlem alınmaz ve üretici desteklenmezse önümüzdeki yıl pamuk üretiminde ciddi bir düşüş görülebilir
 

Son yıllarda ekim alanında ve üretiminde artış görünen pamuk, ekonomik krizin etkileriyle bu özelliğini kaybetmekle karşı karşıya. Ekonomik kriz nedeniyle, ülkemiz pamuk üreticisi dünya piyasalarının altında bir fiyatla ürününü satmak zorunda kalmaktadır. Gerekli önlemler alınmaz ve pamuk üreticisi desteklenmez ise önümüzdeki yıl pamuk üretiminde ciddi bir azalma olması sürpriz olmayacaktır.

09 Kas 2018

 

Bir an için dünyada “sol” başlığı altına alabileceğimiz rejimleri, iktidarları, hareket ve mücadeleleri yok sayalım. Hatta solun/sosyalizmin/sosyal demokrasinin insanlığa kazandırdıklarını da yok sayalım. Barınma hakkını, emekçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesini, parasız eğitimi, sağlık hakkını, sosyal güvenlik ve insan haklarını, çevre mücadelesini; özetle insanca bir yaşam için, solun yüz yıllardır büyük bedeller ödeyerek insanlığa armağan ettiği tüm “kazanımları” olmamış sayalım.

Üstüne dünyadaki ana akım siyasetin gidişatının ırkçılıktan/otoriterlikten/sağ rejimlerden/popüler sağ liderliklerden yana olduğunu kabul edelim. Sonuncusunu Brezilya’da gördüğümüz “yarı meczup” liderlerin yükselişinin devam edeceğini düşünelim. Trump, Bolsonaro, Orban, vs. olduğu gibi... Peki, gidişat böyle olsa bile, “biz” bu gidişata teslim mi olmalıyız?

Sayfalar