Birgün

08 Mar 2019

Seçim dönemlerinde seçmenlerin değişimin başlıca anahtarı olabileceği fikri doğal olarak öne çıkar. Bu seçimde de seçmenler, sunulan sınırlı alternatifler arasından “özgürce” seçim yapılacağı aldatmacasıyla karşı karşıyalar. Sistem, siyasi partilerin katılımını zorlaştıran, il genel ve belediye meclisleri için verilen oyların “onda birini” büyük partilere aktararak küçük partileri meclislerden uzaklaştıran, demokrasiye tümüyle yabancı bir seçim sistemidir.

 

Yaklaşan seçimlerin genel seçimlere göre işlevsel sayılabilecek yanı, abartmamak koşuluyla, yerel olma özelliğidir. Adayları daha dar alanlarda görme, değerlendirme, karar verme, örneğin Beyoğlu’nda Alper Taş’ı, Adalar’da Erdem Gül’ü ya da kimi il ve ilçelerde sosyalist adaylara oy verme şansınız olabilir.

02 Mar 2019

Bu, elbette benim iddiam değil. Gezici Araştırma böyle söylüyor. Güya sokağa çıkıp vatandaşla konuşmuşlar.. “En güvenilir siyasetçi kim” diye sormuşlar. Birinci sırada da Süleyman Soylu çıkmış.

 

Üçüncü sırada Tak-Şak Paşa Versiyon 2 Hulusi Akar.. Altıncı sırada gazetecilerin bile adını hatırlamakta zorlanacağı MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız.. Hatta aşağılarda bir yerlerde Cem Uzan falan var.

Yani, Murat Gezici kusura bakmasın ama ciddiye alabileceğim bir liste değil.

Ama, birinci ismin “NEDEN BİRİNCİ SIRADA OLDUĞU” sorusu listeyi ilginç kılıyor. Sahiden, Süleyman Soylu nasıl / neden / ne alaka Türkiye’nin en güvenilir siyasetçisi?

Vaktiyle (listenin ikincisi) Özgür Özel, O’nun için hayli köşeli bir iddiada bulunmuştu:

“Süleyman Soylu, Erdoğan sonrası AKP için genel başkan projesidir. Bu, yaklaşık 9-10 yıllık bir FETÖ projesidir.”

18 Şub 2019

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM/AİHM) Emekli-Sen ile ilgili aldığı kararı daha önce iki ayrı yazıda değerlendirmiştim. Bu yazıda AİHM kararı sonrasında emeklilerin örgütlenmesinde izlenebilecek yollar hakkında görüşlerimi yazacağım.

AİHM, Emekli-Sen ile ilgili kararında sendikanın kapatılmasında hak ihlali olmadığını, sendika adı ve mevzuatı yerine dernek adı ve mevzuatının kullanılarak emeklilerin örgütlenme haklarını kullanabileceklerini söylemiş olsa da emeklilerin uluslararası hukuktan (BM, ILO ve Avrupa Konseyi normları) doğan sendikalaşma hakları bakidir. Geçen haftaki yazımda da vurguladığım gibi bu karar bir yasak kararı değildir. Bu karara rağmen daha ileri bir uygulama mümkündür. Anayasa’nın 90. maddesinin çizmiş olduğu çerçeve idare ve yargı dahil herkes için bağlayıcıdır.

01 Şub 2019

Ne demişti Erdoğan? “Biz milletin hakkının hukukunun özgürlüğünün alanını genişletmeye çalıştıkça bunların faşist yüzleri açığa çıkıyor. Bu ülkenin meşrebi duruşu belli olan Cumhurbaşkanını bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır…” Haklı! İnsanlık böyle ağır bir faşizm görmemiştir!

Bu “özgün” faşizm tanımından 10 gün sonra faşizme teslim olarak klasik müzik konserine gitti Erdoğan. Hem de konseri, bir kaç gün öncesinde kaba bir şekilde, ülkemizi ekonomik olarak çökertmekle tehdit eden ABD’nin müstakbel başkanı ile izledi. İç politikada alabildiğine saldırgan ve düşman bir dil kullanan, pek bi Anti-emperyalist AKP ve yayın organları da tüm kutuplaşma ve gerilimi Kemalistlere ve sola yıkıp, Trump’ın özel temsilcisini görmezden geldiler ve klasik müzik ve uzlaşının, normalleşmenin erdemini keşfettiler. Muhtemelen özel temsilci de “işte çağdaş Türkiye bu!” diyerek dönmüştür.

30 Oca 2019

Bir eski bakanın “cennete” gitmenin yolunu gösterdiği günden beri nasıl rahatladım bilemezsiniz. Muhterem açıkladı da öğrendik; medyadır çarpıtır çünkü, “Ruz-i mahşerde beratlarınızdan bir berat olacaktır” diye ince bir cümleyle müjdelemiştir cennetin mülkünü, Allah’ın da, milletin de işine mi karışmış, haşa, yalnızca oy istemiştir bir partidaşına.

***

 

Şaka yapmıyorum. Bir süredir yukarıda parantez açma kapatma işleri son hız devam eder, devletin yeniden inşası planlı programlı sona doğru ilerlerken, aşağıda da gerekli kitle desteğini genişletmek gerekmez mi? Ama bu öyle bir kitle desteği olmalıdır ki, bir süredir pek sık dile getirilen “cehalet ne kadar artarsa yönetmek o kadar kolay olur” beklentisine denk düşsün.

***

24 Oca 2019

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM/AİHM) DİSK üyesi Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) tarafından 2008 yılında yapılan ve Emekli-Sen’in kapatılmasının İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin ihlali olduğu yönündeki başvuruyu (31846/08) reddetti. Mahkeme’nin 2. Dairesi 10 Nisan 2018’de yaptığı toplantıda Emekli-Sen’in Haziran 2008 tarihli başvurusunu karara bağladı ve karar 17 Mayıs 2018 tarihinde kamuoyuna açıklandı ve yazılı olarak iletildi.

Üzerinden 8 aydan fazla süre geçmesine rağmen kararın muhatapları tarafından öğrenilememiş veya kamuoyuna yansıtılamamış/tartışılamamış olması ciddi bir eksiklik olarak görünüyor. Ayrıca 2. Daire kararına karşı öngörülen süre içinde Büyük Daireye itiraz edilmediği de anlaşılıyor. Karara AİHM resmi web sitesinden ulaşılabiliyor: http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-183260

16 Oca 2019

İzmir Banliyö Taşımacılığı Sistemi (İZBAN) işyerlerinde Türk-İş üyesi Demiryol-İş Sendikası tarafından uygulanmakta olan grev 8 Ocak 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararla şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte görüldüğünden 60 gün süreyle ertelendi. Böylece 10 Aralık 2018 tarihinde başlayan ve 342 işçinin katıldığı grev bir aylık uygulamadan sonra fiilen yasaklanmış oldu. Çünkü yasaya göre ertelenen erteleme süresi sonunda greve devam edilemiyor. Bu nedenle yasada “erteleme” ifadesi yer alsa da sonuçta grevlere devam edilemediği için “yasaklama” kavramını kullanacağız.

11 Oca 2019

Öteden beri, AKP başta olmak üzere, iktidarların özgürlükleri boğduğu, yağma ve sömürünün arttığı, iç barışın bozulduğu, krizlerin emekçileri ezdiği dönemlerde bir dâhiyane(!) formül dillendirilir: ancak bir merkez sağ parti/lider oyları bölerse iktidar değişebilir!

Bir yurttaş böyle düşünürse, en fazla kendi öngörüsünü test etmiş olur. Ama söz konusu siyasi parti ise, hele hele ülke siyasetine müdahale edebilecek bir siyasi parti ise durum değişir. Seçmenin oy tercihinin siyasetle değişmeyeceği ön kabulünün bir sonucudur bu yaklaşım.

 

Seçmen tercihlerine yön veren dinamikleri ve dünyayı durağan, değişmez gören bu bakış açısının, esasen siyaseti imkânsız ve gereksiz hale getirdiği göz ardı ediliyor. Dönüştürmeye, değiştirmeye ve devrime sırt çevirip, “toplum % 70 muhafazakâr/sağ, % 30 cumhuriyetçi/sol olarak bölünmüş bu da değişmez” dediğinizde, iktidar için önünüzde iki yol vardır: oyları bölecek bir merkez sağ parti/lider ya da sağcılaşmak!

08 Oca 2019

Ücretli kesimlerin 2019 yılında ödeyeceği gelir vergisi dilim tutarları 31 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 305 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belli olmuştur.

Söz konusu tebliğle 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2019 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir:

18.000 TL’ye kadar  % 15

40.000 TL’nin 18.000 TL’si için 2.700 TL, fazlası  % 20

98.000 TL’nin 40.000 TL’si için 7.100 TL, (ücret gelirlerinde 148.000TL’nin 40.000 TL’si için 7.100 TL), fazlası  % 27

98.000 TL’den fazlasının 98.000 TL’si için 22.760 TL, (ücret gelirlerinde 148.000 TL’den fazlasının 148.000 TL’si için 36.260 TL), fazlası  % 35

04 Oca 2019

 

Bir ilçe adliyesinde arşiv memuru olarak çalışıyorsunuz ve yaşadığınız ilçeye belediye başkanı olmaya niyetlendiniz. Yaklaşık bir ay önce, 1 Aralık 2018 tarihinde istifa etmeniz gerekirdi. Seçimleri etkileyecek, rakiplerinize karşı avantaj sağlayacak bir kamu gücü elinizde değil, buna rağmen 1 Aralık’ta istifa etmediyseniz geçmiş olsun, aday olmazsınız!

Çok basit, ahlaki ve mantıki bir gerekçeye dayanır bu engel: Adayların görevleri gereği kamu adına ve lehine kullanmak üzere verilen olanakları, kendi lehlerine/rakiplerinin aleyhlerine kullanma ihtimali. Ayrıca tarafsız icra edilmesi gereken bazı görevlerin siyasi kimlikle bağdaşmaması da bir etken. Yetişmiş insan kaynağının kıt olduğu dönemlerde bile bu ahlaki ilke gözetilmiş.

Sayfalar