Cumhuriyet

29 Haz 2017

 

Şu âlemde herhâlde en çok da zırt pırt ağlayan, sözde ‘insani’ duyarlılıklar saçarken kararlılık pozlarına yatan liderlerden sakınmalı. Zira soğuk görünümlülere atfedilenin aksine en büyük manipülatörler ve zalimler onlardan çıkıyor. Ekseriyetle ‘zayıf muhakemeli’ addedilen kitleler üzerinden kendi toplumları ve başkaları için felaketler yayıyorlar.

***

ABD Başkanı Donald Trump da bunlardan birisi. Suriye’nin kuzeyindeki ‘El Kaide Cihadistan’ı İdlib’in Han Şeyhun kasabasında 4 Nisan’da askerî, teknik ve siyasi açıdan şaibeli kimyasal silah kullanımı vakasının ardından, ABD ordusuna Suriye’yi vurduran Trump’tı. Suriye ordusunun kazanımları eşliğinde ‘Esadı devirmekten vazgeçtiğini’ söylemişken; sivil kurbanların fotoğraflarını görüp faili belirlemiş, kızı İvanka onu ‘gözyaşları eşliğinde’ ikna edince Trump’a kararlılık sergilemek kalmıştı.

25 Haz 2017

Grev yasağı olan işyerinde işçinin elindeki belli direniş biçimleri TOMA ile engellendi. Petkim’de işvereni Cumhurbaşkanı başdanışmanının temsil ettiği masada sözleşme de ne yazık ki TOMA’ların gölgesinde imzalandı.

Son günlerde işçi eylemi, eyleme polis müdahalesi, sendikacıların gözaltına alınması ile gündeme gelen Petkim’de önceki akşam apar topar imzalandı toplu iş sözleşmesi. 2000 civarında işçiyi kapsayacak sözleşme imzalanmasıydı, Yüksek Hakem Kurulu devreye girecekti. Üç yıllığına imzalanan sözleşmede ilk altı ay için yüzde 6, diğer altı aylar için enflasyon oranında zam alındı.

Grev hep yasaktı

24 Haz 2017

 

Bütçe kaynaklarının doğru kullanılmadığıyla ilgili bir sorunu, aralıklarla dile getiriyorum.
Olağanüstü dönemlerde başvurulması gereken bir ihale yöntemi, rutin bir yola dönüşmüş. Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) deprem, sel gibi doğal afet ya da öngörülemez acil durumlarda başvurulması gereken “davetli ihale” yöntemini, neredeyse tek yol olarak benimsemiş durumda.
Kamu İhale Kanunu’nun (KİK) 21/b maddesi. Bu madde uygulandığında KGM; açık, rekabete dayalı ihale yapmak yerine, “belli firmaları” seçip, çağırıp pazarlık yöntemiyle karayolu yaptırıyor.
Bu ihaleleri; tutarları, proje adı ve kazanan firmalarıyla son yazılarımda örnekledim. “3. Havalimanı”nı yapan firmalarda dönem dönem yoğunlaşma olduğunda aktardım.

***

24 Haz 2017

 

ABD’nin Irak işgali ile Ortadoğu’da başlattığı savaş 2003’te ‘tamtamlar’ eşliğinde gelmişti. Rejim değişikliği kotarılsa da arzulanan tasarım zaman gerektirdi. Bugün Obama’lı ‘vekâlet savaşı döneminin’ ardından, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin tartışmalı bölgeleri de katarak 25 Eylül’e sabitlediği bağımsızlık referandumu ufukta. Irak’ta resmî bölünme kapıda. Umulan bunun ‘çatışmasız olabilmesi’. Peki bu mümkün mü? Hele de Washington’ın bölge tasarımlarının, sınırın ötesindeki Suriye’de artık ‘tamtam çalınmasına’ gerek bile duyulmayan bir işgali getirdiği düşünülürse? Doğrusu gerçekleşirse şaşırmak icap eder.

***

21 Haz 2017

Suriye’nin Stalingrad’ı Halep’ti.
İhvan’dan El Kaide’ye uzanan şeriatçı gruplar önce 2011 yazında silahlı isyanlarına katılmayan Haleplileri “hain” ilan etmişti. Haleplilerin bir kısmı bir sene sonra bu grupların mahallelerine yerleştiğini gördü. Şehir yıllarca Batı medyasında “Suriye ordusunun kuşatması altında” diye sunuldu. Aksine asla tümüyle cihatçı grupların eline düşmemişti. Ve yıllar süren ağır savaşın ardından Halep, doğu mahallelerinde sıkışan gruplardan ancak altı ay kadar önce özgürleştirilebildi.
Batı’daki medyacıların El Kaidecilere dayanarak yürüttüğü, çocukları meze yaptığı kampanyaları boşa çıktı. Bugün kurtarılmış ve eski haline dönmeye çalışan Halep’ten söz açmıyorlar. En son birinci sayfalarını süsledikleri “Ümran”la ilgili yalanları serilmişken, edecek kelamları yok.

***

18 Haz 2017

7 milyarın üzerinde insan, 570 milyon çiftçi, Ve küresel gıda endüstrisi değer zincirini kontrolü altında bulunduran sadece bir avuç şirket...
Hadi bir bilgi daha... Bugün dünyada açlık çeken 800 milyon insanın yarısı tarım sektörüne bağlı küçük çiftçiler ve işçiler...
Ne adil düzen değil mi?
Gelelim şu bir avuç şirketin neler neler yaptığına... Global tarımsal gıda endüstrisi devasa bir sektör. Ve giderek büyüyor. Çünkü dünyada orta sınıfın sürekli büyümesi ve kentleşmenin artması işlenmiş gıdaya ve market ürünlerine olan talebi de artırıyor.
Oyun uzun süre büyük firmaların yerel ölçekte küçük firmaları satın alması ve böylelikle küçük rekabetçilerini ortadan kaldırması ile oynandı. Türkiye’de bundan hayli nasibini aldı. Şimdi birbirlerini satın almada... En büyük oyun da tohum ve zirai kimyasallarda oynanıyor. Dünyanın en büyük ikinci böcek ilacı üreticisi olan Bayer, en büyük tohum üreticisi Monsanto’yu 66 milyar Avro’ya satın alma sürecinde.

14 Haz 2017

 

Başbakan Binali Yıldırım’ın yüzünü Allah hep güldürsün!..
Çünkü o, bizim yüzümüzü hep güldürdü ve güldürmeye de devam ediyor.
Yıldırım, 2000’ler Türkiye’sinin gidişatına genelde trajik bir damga vuran siyasal dinbazlığın yer yer komedi formatında da karşımızda belirmesini mümkün kılan bir şahsiyet olarak ayırt edilebilir.
Onun “15 Temmuz” dehşetini açıklama yolunda sarf ettiği ve siyasal tarihimizin belki de en kâbus hadisesinden bile adeta mizah türettiği sözünü unutmak mümkün mü?!
Biz, darbeden öte Dâbbe demiştik yaşanan/ yaşatılan dehşeti açıklamak için… O ise “Yahu kasmayın bu kadar dercesine nasılveciz yorumlamıştı olan biteni, hatırlayın:
“Cuntacılar conta yakmıştır.”

***

08 Haz 2017

Tarım, medyada okuyucusu fazla olan bir alan olmadı hiç. Yaşamı sürdürebilmenin temeli gıda olmasına rağmen böyle. Medya bu hale gelmeden önce de tarıma ilgi azdı. Bugüne has değil yani.
Fakat ben yine de sizden istirham edeyim, bugünkü yazının başlığına bakıp olay mahallinden hemen uzaklaşmayın.
Çünkü iktidarın zeytinlik alanları “yatırım tesisi” cilasıyla, iştahları hiç bitmeyen şirketlere açma girişimine, geniş anlamda ülkemiz tarımını bitirecek bir başka gelişme eşlik ediyor.

***

06 Haz 2017

Suriye’de Han Şeyhun’da 4 Nisan 2017’de 87 kişinin ölümüne neden olan kimyasal saldırının Suriye rejiminin imzasını taşıdığını, aynı ayın son günlerinde Fransız istihbarat servisi açıklamıştı. Toplanan örneklerde metanamin maddesine büyük yoğunlukla rastlandığını, bu maddenin Suriye’de Beşşar Esad rejimi tarafından sinir gazı üretmek için kullanıldığını belirtmişlerdi. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü de (OPCW) saldırıda sarin veya benzer kimyasal madde kullanıldığına dair kesin bulgulara sahip olduğunu açıklamıştı. Farklı Batılı kaynakların hepsi, Suriye Bilimsel Araştırmalar Merkezi’ni (SBAM) bu tür kimyasal saldırıların hazırlandığı yer olarak gösteriyordu.

02 Haz 2017

Geçen salı için planlıyordum, araya ABD’nin dış politika duayeni Zbigniew Brzezinski’nin ölümü girdi, yazamadım. Lakin Libya üzerinden yaşananlara dair not düşmeden olmaz. ‘Libya’ diye bir memleket kalmamış olsa bile… Esasında geçen haftaki Manchester Arena saldırısı, niçin kalmadığını da ortaya sermekte. Şimdilerde ‘emperyalizm’ denilince dudak bükenler için kör kör gözüne parmak misali...

***

Sayfalar