Cumhuriyet

06 Mar 2017

Der Spiegel’i okuyorum. 2017’nin Şubat sonu 8. sayısında yayımlanan “Tarnung İmam”, “İmamların kamuflajı” başlıklı yazıda aynen şöyle deniyor:
“Türk hükümeti Gülen Hareketi’ni FETÖ olarak isimlendiriyor, yani Fethullahçı Terör Örgütü. Oysa darbenin ardında gerçekten de Gülen’in olduğunu bugüne kadar kanıtlayamadı. Ama bu durum iktidarın, Gülen taraftarı sanılanları avlamasını ve teşhir etmesini engellemiyor.”

Okuyunca çüşş dedim. (Yazı, Türk MİT’inin / Hükümetinin Almanya’daki imamları casus olarak kullanmasıyla ilgili. Ama konum bu değil.)
Sanırım 2013’te bir Alman TV’sinden söyleşi için geldiler. O sıralarda F. Gülen üzerine yazılar yazan ender gazetecilerdenim. F.G. Cemaati’nin faaliyetleri üzerine sordular. Cemaatin elindeki yargı yine sürü sepet gazeteciyi içeri tıkmıştı. Bugünkü hükümet elemanları, bugünkü gibi o zaman da bunların gazetecilikten içeride olmadıklarını dünyaya ve Türkiye’ye inandırma çabası içindeydi.

05 Mar 2017

1978’de Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ilk derslerden birinde kültür konusu işlenirken o dönem bu memlekette sosyal antropolojinin önde gelen isimlerinden sayılan hocamızın şu sözlerini dün gibi hatırlıyorum: “Kültür evrenseldir diyorlar. Bunu diyenlerin dilleri kopsun!..”

Tablonun en acı yanı, bunu söyleyenin bir antropoloji profesörü olmasıdır da dün gibi hatırlamamın nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün “3. Milli Kültür Şûrası” açılışında yaptığı konuşma. 1978’den bu yana yaklaşık 40 yıl geçse de bir arpa boyu yol alamadığımızı düşündüren konuşma...
Kültürün hem evrensel, hem ulusal (millî), ama hem de bölgesel, yerel, yöresel, mahallî olabileceğini, kavrama karşılık gelen realitenin tekil değil çoğul ve çok katmanlı olduğunu bir türlü öğrenemedik, öğretemedik.

02 Mar 2017

Kestirmeden söyleyeyim:
Başlıktaki karanlık sözcüğünü; halktan ısrarla saklanan, açıklanmayan anlamında kullandım.
Çünkü devlet:
- Hazine kaynaklarından, özel şirketlere 25 yıl boyunca kira ödeme yükümlülüğü altına giriyorsa
- Çeyrek yüzyıla uzanacak bu taahhütler, bizlerin vergisinden ödenecekse
- 30’a yakın projede, ta 2038 yılına kadar milyarlarca liralık kamu kaynağı çıkacaksa bu tutarlar ve sözleşmeler açıklanmalıdır.

***

02 Mar 2017

TSK, AKP hükümetinin desteklediği ÖSO gruplarıyla “Halep’in Kapısı” El Bab’da kontrolü 24 Şubat’ta sağlamış, “Önce Menbiç sonra Rakka, gazamız mübarek ola” retoriği devreye sokulmuşken, hevesler kursaklarda kaldı. Arap ve Batı medyasında gündeme taşınan, “El Bab, ÖSO’cuların eski silah arkadaşları IŞİD’cileri iknasıyla alınabildi” iddiaları eşliğinde; Rusya’nın çizdiği demarkasyon hattında TSK ile Suriye ordusu kapışır mı kaygıları yaşanırken olanlar oldu. Suriye ordusu güneydoğu hattından ilerleyip kendi hatlarıyla Kürtlerin kontrolündeki bölgeyi birleştirdi. El Bab’ın çıkışı kesiliverdi.
Ne manidar ki, bunlar Donald Trump’ın Pentagon’a bir ay içinde hazırlanması talimatını verdiği “IŞİD’le mücadele planı” eli kulağındayken yaşandı.

***

21 Şub 2017

 

ABD’de Donald Trump yönetimi ile birlikte; ‘liberal demokratik değerleri’ yayma iddiasıyla uluslara yıkım getiren açık/örtülü savaşlar ve rejim değişikliği gündeminin nihayete erebileceği hayali kuranların kabusa uyanması için her koşul artık mevcut. Trump’ın dış politikasında, Britanya, Japonya ve İsrail liderlerini içeren ilk kabulleri, ‘radikal İslam’ın membaı olarak eleştirdiği Körfez’in Vahhabi/Selefi monarşilerine gözkırpması, ABD müesses nizamının ittifak sisteminde çekileceği yeri gösteren zigzaklar, açık işaretler.

Bu bağlamda ABD-Rusya ilişkilerine de yakından bakmalı. Zira ‘detente’ beklentisi gömülmekte.

***

21 Şub 2017

 

“İslâm ile laiklik arasında bağ kurmayı niye bu kadar geciktirdi İslâm dünyası, onu anlamakta zorluk çekiyorum. (…) Laik devlet her inanç grubunu koruma altına, güvence altına alır, hepsine de eşit mesafededir. Yani laik devlette her inanç grubu inancını rahatlıkla yaşayabileceği gibi, hatta ateistler de ateistliğini yaşayabilir.”

Hâlihazırda dinbaz-politik bir alacakaranlığa gark olmuş Türkiye’de mucize kabilinden bu sözlerin kime ait olduğunu tahmin etmekte fazlasıyla zorlanabilirsiniz!..

Belki kulaklarınıza inanamayacak ya da rüyada olduğunuzu sanacaksınız, ama bu sözleri El-Arabiya kanalına verdiği röportajda Cumhurbaşkanı Erdoğan telaffuz ediyor.

Tıpkı beş buçuk yıl önce, 2011 Eylül’ünde Mısır ve Tunus ziyaretinde yaptığı konuşmalarda telaffuz etmiş olduğu gibi...

21 Şub 2017

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın El-Arabiya kanalına verdiği röportajda laikliği yeniden ve “pırıl pırıl parlatarak” gündeme getirdiği konuşmasını değerlendirmeye dün bıraktığımız yerden devam ediyoruz.

Bu konuşmasında Cumhurbaşkanı’nın geçmişte de sıkça kullandığı, “Kişi laik olmaz, devlet laik olur” ifadesini tekrar gündeme getirdiğine değinmiştik.

Erdoğan bunu sanırım herkesin bir inanç sahibi olduğu, bu nedenle de (devletle kıyaslandığında) inanç açısından tarafsız olamayacağı noktasından hareketle söylüyor.

Bu, hatalı bir ifadedir. En azından laik sözcüğünün kök anlamı itibarıyla...

Çünkü kök anlama inildiğinde Cumhurbaşkanı’nın söylediğinin aksine “laik” tabirinin herhangi bir tüzel kurum ya da kuruluştan önce kişiye karşılık geldiği görülür.

Yani önce “kişi” laiktir, sonra devlet laik olmuştur.

18 Şub 2017

Sınıf ve sendikal mücadelede yarım asırı geride bırakan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (DİSK) kuruluşunun 50. yılı; renkli ve şanlı 1 Mayıs kutlamaları, birer şenliğe ve zafere dönen grevler ve anlamlı dayanışmalar açısından hayatının en güzel yıllarını yaşayanlar için unutulmaz bir geceyle kutlandı. Benim gibi bazı şeylere ucundan kıyısından buluşma şansı yakalamış, o dönemin simge isimlerini nadir de olsa bazı gecelerde izleme, dinleme fırsatı bulmuşlar için de çok çok özel bir geceydi...

Mesela, Selam, Güneş’in Sofrası gibi ondan başka bir sesten dinlemeye tahammül bile edemediğim müziklerine karşın hep sertliği ile aklımda kalan simge isim Timur Selçuk’un esprileri, artık ayna dökülmese de mahpushanelerde nasıl kendimizi koruyacağımızı anlatan Nazım’ın o olağanüstü şiirini, kendisine has üslubuyla okuyan Genco Erkal’ın ‘He hey de hey’i okurken salonu büyüleyen coşkusu... DİSK korosu, El Pablo... Şarkılarıyla büyüdüğümüz Zülfü Livaneli ve salonu gerçek anlamda coşturan Kardeş Türküler’in müzikleri...

15 Şub 2017

ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlar başlamaz Obama döneminden beri zaten ‘terör izlemesindeki’ yedi ülke ile sınırlı ‘göçmen yasağı’ kararnamesi ortalığı kasıp kavurdu. Aynı günlerde Amerikan medyasına düşen bir başka haber ise hayli geçiştirildi. İlkin New York Times’ın yer verdiği habere göre Trump, Ortadoğu’da birbirine zıt karakterdeki iki hareketi hedef tahtasına oturtmayı değerlendirmekteydi: ‘İran Devrim Muhafızları’ ve ‘Müslüman Kardeşler’ (İhvan).

***

13 Şub 2017

Suriye’nin kuzeyindeki El Bab kasabası “fethedilmeye” yaklaşıldı ya bir adım sonrası için Davutoğlu’ndan miras “fanteziler” yine havada uçuşuyor. Sebepsiz değil, mantık açık. ABD’deki Trump yönetimi Obama’dan devraldığı Suriye politikasını yeniden çizmeye çalışırken “zamana oynamak”. 15 Temmuz’dan beri ABD’yi Rusya’ya, Rusya’yı ABD’ye karşı oynama taktiğinin devamı.
• Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı akıl, Rusya ve İran ile Astana sürecinde Suriye’nin “egemenlik ve toprak bütünlüğünün” garantörü görünümünde.
• Trump’ın Pentagon’a 30 gün çinde hazırlanması talimatını verdiği Suriye planlarında kendi gündeminin yerini keşfe çalışıyor. ÖSO içindeki cihatçı grupların hâkimiyet alanını genişletmek ve Trump’a uyarsa Rakka’da Suriyeli Kürtlerin yerini alacak “kara ordusu” olmak hevesi devam.

***

Sayfalar