Yeni Şafak

22 Haz 2019

Ekrem İmamoğlu bir “proje”dir. Bunu bugün anlamayanlar yarın mutlaka anlayacak ve acı çekecektir. Ülkelerine duydukları sevgi yüzünden acı çekecektir. Bu yazılanların bir seçim meselesi olduğunu sananlar acı çekecektir.

Türkiye’nin hamurundan değil, Türkiye’yi hırpalamaya çalışanların gücünden beslenmektedir. Onların bugüne kadar koruyup gizlediği, hazırladığı, aday gösterdiği, kampanyasını yürüttüğü, İstanbul senaryosunun figüranı, tetikçisidir o.

O bir CHP’li değildir. CHP adayı değildir. Bir FETÖ adayıdır. FETÖ’yü Türkiye’nin başına bela edenlerin projesidir. 15 Temmuz’da milletimizi kurşuna dizenlerin projesidir.

KİŞİLİK PROFİLİ, DAVRANIŞ KALIBI, SES TONU, SÖYLEMİ, RİYAKARLIĞI, ARSIZLIĞI, YALANCILIĞI, UKALALIĞI..

11 Haz 2019

 

* Racon kesen adamı bırakın, arkasındaki güçlere bakın! * Ekrem üzerinden İstanbul planı üçüncü kez sahaya sürüldü. * KKTC’ye gönderip “Burayı da kurtaracağız” fotoğrafı verdiler. * Devletin valisine “it” diyen Ekrem, 15 Temmuz’u hatırla! Pensilvanya’da yerin hazır mı?

 

Arkasındaki güçlerden cesaret alıyor. Onların gücüyle Türkiye’yi hırpalıyor. Onların gücüyle kabadayılık yapıyor. Onların gücü ve talimatlarıyla önüne gelene meydan okuyor.

O bir rol adamı. Bir ihale adamı. Bir senaryo yazılmış, oraya oturtulmuş. Ne konuşacağı, nasıl ses tonu kullanacağı, hangi kelimeleri kullanacağı, nasıl giyineceği bile o senaryoda belirtilmiş.

24 May 2019

Oylar çalınmamış. Ya ne yapılmış? Deveyi hamuduyla yutmuşlar..!

Türk Dil Kurumu sözlüğünde, hamut ile havut eş anlamlı kullanılıyor ve “Deveyi havuduyla yutmak” deyiminin karşısında şöyle yazıyor:

“Eline geçen ve hakkı olmayan şeyleri kendi menfaati için kullanmak, hiç çekinmeden büyük suistimal yapmak.”

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’daki sandıklarda yaşanan alicengiz oyununu Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) gerekçeli kararında ayrıntılarıyla gördük.

Özeti şu:

* Toplamda 300 binden fazla şüpheli oy var.

* 35 bin geçersiz oy CHP’ye yazılmış.

* Ölü, tutuklu ve zihinsel engelliler adına oy kullanılmış.

* 220 bin kamu görevlisi, görev beklerken 754 sandık başkanı kanuna aykırı olarak seçilmiş.

* 108 sandıkta sayım döküm cetvelleri kayıp ya da imzasız.

16 May 2019

2015 yılının Eylül ayı başlarında Suriye’deki Esed rejimi, savaşın başından bu yana en zor dönemini yaşıyordu.

Muhalifler Suriye topraklarının yüzde 70’ini ele geçirmişler, rejimin başkenti Şam’ın surlarını dövmeye başlamışlardı.

Durumun farkında olan Beşar Esed, çareyi S.O.S. vermekte buldu.

Açıklama yaptı, “Daha fazla dayanacak gücüm kalmadı” dedi.

Bu gelişmelerin gölgesinde 2015 Eylül ayının son haftasına girilirken Türk istihbaratına, Suriye’deki savaşın gidişatını kökten değiştirecek olan bir bilgi ulaştı.

Ruslar, kısa bir süre içerisinde Suriye’ye müdahale edecek, hava saldırılarına başlayacaktı.

İstihbarat doğru çıktı.

30 Eylül’den itibaren Ruslar, terörle mücadele adı altında sözde Daiş hedeflerini, fiiliyatta ise Türkiye’nin de destek verdiği Özgür Suriye Ordusu’nun bütün mevzilerini ağır şekilde bombalamaya başladı.

10 May 2019

Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun” diyerek söze başlayınca “meydan okumanın” bir başka veçhesiyle karşı karşıya olduğumuzu anlamamız için başkaca bir şeye bakmaya gerek kalmıyor maalesef…

Ya da “Yazık bir arpa boyu yol almamışız” diyerek 17 yılın birikimini bir poşete doldurup çöp kutusuna atmaya yeltenmişseniz, maksadınız çoktan “üzüm yemenin” ötesine geçmiş demektir.

Tek bir maksatları olduğunu biliyorduk. Erdoğan’a çizik atmak… Mümkünse meşru/gayri meşru ne kadar aktör varsa birlikte Erdoğan’ı siyasetten tasfiye etmek.

Maksatlarına ulaşmak için vermedikleri söz, yapmadıkları eylem, girmedikleri angajman kalmamıştı. Bunu da biliyorduk.

Ne dışarıdaki “ahbap”ları, ne içerideki aparatları… Açıkta hiçbirini bırakmadılar. Her fırsatta “Bir araya gelemez” denenlerle bile gizli kapaklı iş tuttular.

Hazırlandılar. Hazırlık yaptılar. Beklediler.

07 May 2019

31 Mart yerel seçimlerinde, Türkiye’ye yönelik bir darbe, bir çokuluslu müdahale yapıldı. 15 Temmuz’u başaramayanlar, PKK ile Suriye üzerinden vuramayanlar, bu sefer seçimler üzerinden bir operasyon yaptı.

FETÖ ve PKK unsurları, seçimden aylar önceden başlayarak milletimizin iradesini sabote etmeye dönük kapsamlı bir çalışma, organizasyon yürüttü.

PKK’nın arkasında kim varsa, FETÖ’nün arkasında kim varsa, bu planlamanın arkasında da onlar vardı.

MESELE SEÇİM DEĞİL, İSTANBUL PROJESİYDİ. İKİNCİ ADIMLARI TÜRKİYE OLACAKTI!

Mesele seçim değildi, İstanbul Büyükşehir belediye başkanının kim olacağı değildi, hangi partiden olacağı da değildi. Mesele çok daha büyüktü, İstanbul projesiydi.

06 May 2019

Yeni Akit yazarı Abdurahman Dilipak 27 Nisan 2019 tarihli ‘Gerçeklerle yüzleşmek’ başlıklı köşe yazısında AK Parti’yi kıyasıya eleştirmiş. FETÖ ile tam anlamı ile mücadele edilmediğinden tutun da AK Parti içinde ‘’Paralel Parti ‘kurulduğuna yönelik çeşitli kesimleri suçlayan iddialarını köşe yazısına taşımış.

Yazısının final bölümünde ise Ak Parti içinde değişimin kaçınılmaz olduğunu değişim gerçekleşmezse ‘millet tercihini değiştirir’ saptamasıyla vakit geç olmadan çok geniş kapsamlı yenilenmenin zaruret olduğunun altını çizmişti. Dilipak’ın bu ağır eleştirilerini sıraladığı yazısında benim asıl dikkatimi çeken AK Parti ve MHP’nin BÇG ile zımni ittifak kurduklarına yönelik inandırıcılıktan uzak uçuk iddiasıydı. Dilipak’a göre ’’AK Parti ve MHP şu ittifak işinin şeklini yeniden gözden geçirmeleri gerekti. BÇG ile zımni ittifakın da şekli yeniden gözden geçirilmeliydi. Başörtülü hanımların topluca Anıtkabir ziyareti ile bu işler sürdürülemezdi. Liberallerle ittifakın ölçüsü neydi? NATO ittifakı, AB ittifakı derken durum ortadaydı.‘’

18 Nis 2019

31 Mart seçimlerinde “organize hırsızlık” resmi olarak da tespit edildi mi? Evet, edildi.

Binlerce AK Parti oyunun, ince bir işçilik ve organizasyonla, çalınıp CHP ve başka partilere kaydırıldığı belirlendi mi? Evet, belirlendi.

Geçersiz oyların büyük ezici bölümünün AK Parti oyları olduğu belirlendi mi? Evet, belirlendi.

AK Parti’nin 15 bin civarında oyunun sistematik bir şekilde çalındığı ortaya çıktı mı? Evet, çıktı.

CHP ve Ekrem İmamoğlu, bunları reddedebiliyor mu? Hayır, edemiyor?

BU KADAR HIRSIZLIKLA O KOLTUĞA OTURAMAZSIN!

Peki, CHP’nin oyları önemli de, kıymetli de, AK parti seçmenin tercihinin bir değeri yok mu? Bu hırsızlığa neden hiçbiri tek bir cümle etmiyor?

Neden gürültüyle, bağırıp çağırmayla bir şeylerin üstünü örtmeye, gizlemeye çalışıyor?

12 Nis 2019

Erdoğan’a düşman kim varsa, hangi iç ve dış çevre varsa destek vermek, sadece bu alana odaklanmak, bir fikir, duruş, kimlik ahlaksızlığıdır.

Türkiye’nin çetin mücadelesine karşı cephe kuranlara yaranmaya çalışmak, “bize de bir rol verin, bakın hazırız” diye ihaleye girmek, bu sinsiliği vicdan, hak hukuk kavramları ile örtbas etmek ciddi anlamda kişiliksizliktir.

“İÇERİDEN NASİHAT” DEĞİL BİLDİĞİN OMURGASIZLIK BU..

Temel değerleri savunur gibi gözükerek, “içeriden nasihat” gibi göstererek, “özeleştiri” sosu ile süsleyerek, kibirli bir akil tavırla ayar vererek, “beni dinleyin, beni görün yoksa işte böyle çökersiniz” havalarına girmek bildiğimiz üçkağıtçılıktır.

11 Nis 2019

Artık bu seçimlere “şaibe, hırsızlık” karıştığı kesinleşmiştir. Artık bu ayıbın üstü örtülemez.

Şaibe değil tam anlamıyla “örgütlü bir müdahale” olduğu kesindir. Artık İstanbul’da seçimler yolsuzdur, meşru değildir.

Yıllarca sınav sorularını çalıp haksız yere adamlarını devletin en mahrem yerlerine yerleştiren yapı, benzer bir ince işçilikle etkin bir şekilde operasyonun merkezindedir.

BU BİR MÜDAHALEDİR VE TÜRKİYE’NİN SORUNUDUR

Tartıştığımız şey; kimin kazandığı, kimin kaybettiği değildir. AK Parti veya CHP de değildir.

Kimin belediye başkanı olup olamayacağı değildir. Çok daha ötesi bir gerçeğin üstündeki örtüyü kaldırmaya çalışıyoruz.

Tartıştığımız şey, bir müdahaledir ve bu bütün Türkiye’nin ortak sorunudur. İçeride yürütülen, dışarıda planlanan, bugüne kadarki müdahalelerde kullanılan çevreler üzerinden kurgulanan müdahaledir.

Sadece AK Parti seçmenine değil, CHP seçmenine de oyun kurulmuştur. Ekrem İmamoğlu üzerinden CHP’ye de müdahale edilmiştir.

Sayfalar