Yeni Şafak

07 Nis 2019

 

Mahallenin delikanlısını bir başka mahallenin iti köpeğine yem eder miydik? Ya da kendi içimizde olup biteni gidip dışarıya şikayet eder miydik? Bu da nerden çıktı demeyin az biraz sabredin.

Hiç unutmuyorum on yaşlarındaydım. Mahallede top oynuyorduk. Oyun sırasında aramızda geçmişten husumet bulunan bir arkadaş ile tartıştık. Tartışma kavgaya dönüştü. Birbirimizi itip kakmaya başladık. Bir ara bizi izleyen çocuklar dahil hepimiz olduğumuz yerde kaskatı kesildik. Çünkü ağabeyim yukarıdan aşağıya doğru emin adımlarla yürüyerek geliyordu.

Geldi, geldi, geldi ve…. Evet, geldi hem benim hem kavga ettiğim çocuğun kulağından tuttu, bize birer tokat attı. “Ayıp ayıp size yakışıyor mu” dedi. Ve yürüyüp gitti.

Kavga bitti. İtiş kakış bitti. Maç kaldığı yerden devam etti.

10 Şub 2019

Ortadoğu ve özellikle siyonist emeller bakımından Mısır, başka ülkelere benzemiyor; Mısır’a, ABD-İsrail yanlısı, elde edeceği menfaat karşılığında Filistin mücadelesini engelleyen bir yönetimin hakim olması bu iki ülke bakımından hayati derecede önemlidir.

İslam ülkeleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesi ve adım adım bir İslam ülkeleri birliğine doğru yol alınması amacını güdenler için de Mısır’ın konumu ve tutumu belirleyicidir.

Müslüman Kardeşler meşru bir seçimle kazandıkları iktidarda kalsalardı bundan hem Filistin davası kazançlı çıkacak, hem de İslam ülkeleri arası ilişkilerde liderlik yarışının, oyuna gelerek birbirini çelmelemenin yerini kardeşlik, birlik ve dayanışma alacaktı.

04 Oca 2019

Müslümanların değerleri, dünya görüşleri, düşünce yöntemleri kendi dinleri, kültür ve medeniyetleri içinde oluşur, gelişir ve ötekilere buradan bakarlar.

Kesin olarak bir “insanlık medeniyeti” yani bütün insanların ait oldukları tek bir medeniyet yoktur. Hemen tamamı dinden beslenmiş ve yaşamakta olan yedi sekiz medeniyet de böyledir; farklıdır, inşa eden topluma aittir.

Roger Garaudy, “Batı bir ârızadır” diyor. Gücünü ve servetini sömürdüğü zayıf milletlere borçlu olan ve bu manada zalim/ahlâksız olan Batı toplumları, maddi ve dünyevi hayatta nefsin arzularını mümkün olduğu kadar serbest tatmin etmek, düzen ve asayiş içinde müreffeh yaşamak için kurallar oluşturmuşlar ve bu kurallara din kuralları gibi riayet etmeyi öğrenmişlerdir. Bu yüzden Batı’ya imrenenler ve örnek gösterenler çok olur, ama Batı’nın örtük yüzünü anlamak o kadar da zor değildir; soyup soğana çevirdikleri, kendilerine gelmemeleri için bütün tedbirleri aldıkları eski sömürgeleri ile bugünkü ilişkilerine bakanlar Batılı ahlâkı anlamakta güçlük çekmezler.

17 Ara 2018
Gülen yapısının ne olduğunu ve terör haline nasıl geldiğini anlamak hala çok önemli bir mevzu. Çünkü FETÖ ile mücadelenin kapsamı buna göre belirleniyor. Nitekim ulusalcılar, 17 Aralık milat olamaz diyorlar. Hatta daha da ileri giderek açıktan açığa Erdoğan da Gülen yapısıyla beraber çalıştı ve o da sorgulanmalı diyerek tehditlerde bulunuyorlar. Yargıçları ve hukuku bu bakış açısıyla baskı altına alıyorlar. Sadece yargıçları ve hukuku mu baskı altına alıyorlar? Hayır, bir de siyaseti etkiliyorlar. Bol bol aba altından sopa gösteriyorlar. Bu iddiayı ileri süren çevreler “biz otuz sene yazdık FETÖ olduğunu” diyorlar. Bunlar zaten otuz sene boyunca hepimize gerici, devleti ele geçirmek isteyenler, Atatürk düşmanı, devlet haini deyip sayıklamadılar mı?

 

17 Eyl 2018
10 günün Tv tartışma programları ve gazete haberlerini toparlasak, muhtemelen İdlib üzerine bugüne değin yazılıp-çizilenleri fersah fersah katlayan bir külliyat oluşur. Ama ‘stratejik hülasa’ nedir derseniz...

Ya size 2011’den başlayarak kronoloji bayıcı bir ders tekdüzeliğiyle tekrar tekrar anlatılıyor ya da mikro-parçacıkların büyük haritayı nasıl etkileyeceğini vaaz eden “pikselizasyon kutsaması” yapılıyor...

Gerçeklikten uzak işler...

*

İdlib üzerinden Astana İttifakı’na abanan ABD/Batı cüssesinin gerçek ağırlığını tartmalıyız. Astana, hedefi pek belirgin olduğu için “geçici” olarak tanımlanabilir, zaafı da budur.

İlaveten, üç ortağın diğerlerine ilişkin nitelikli kaygıları da kaşınmaya her zaman müsait. İran, ABD-Rusya yakınlaşmasından korkuyor. Türkiye, Rusya-ABD yakınlaşmasından korkuyor. Rusya da-seçenekler içinde en kolayı-Türkiye-ABD yakınlaşmasından korkuyor...

Tahran zirvesinde Putin’in ABD’nin ismini dahi ağzına almaması İran’ın gözünden kaçtı mı sanıyorsunuz?

13 Eyl 2018

Sûriye meselesinin düğüm noktasından bahsediyoruz. Türkiye-İran ve Rusya arasındaki yakınlaşmayı ifâde eden Astana süreci İdlib’e çarptı ve sarsıldı. İran ve Rusya, bir bakıma Astana mutabakatını çiğnedi. Daha mühimi Türkiye’yi zora soktuğu alenen belli olan bir adımı attılar. Süreç nasıl tâmir edilecek, bilmiyoruz. Ama bundan sonrası koyu bir belirsizliğe gömülmüştür diyebiliriz. Üzerinde düşünülmesi gereken bir husus var: Haydi bugüne kadar güvenilir siyâsetler üretmekten uzak kalan İran’ı anladık, ama Rusya ne için Türkiye’yi zora sokan bu adımı attı?

11 Eyl 2018

Tahran Zirvesi’nden saatler önce Rusya ve Suriye ordusunun İdlip’i bombalamaya başlaması İdlip düğümünün dolayısıyla Suriye barışının bu zirvede çözülemeyeceğinin açık işaretlerini taşıyordu. Zira ASTANA barış sürecinin garantör ülkelerinden Rusya ve İran İdlip’te ayrım yapmaksızın terörle mücadele konusunda ılımlı muhalif gruplarla HTŞ gibi terörist grupları aynı kefeye koyan askeri bir operasyon yaklaşımını benimsemişlerdi.

08 Eyl 2018

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağı Tahran’a inerken, Rusya İdlib’in ön cephelerini bombalıyordu ve bu zamanlamanın Türkiye’de yarattığı rahatsızlığı adı gibi biliyordu. Kaldı ki, bir önceki hava saldırısından duyulan memnuniyetsizlik kamuya açık olarak Moskova’ya iletilmişti...

Şekli şartların ikincisi, üç devlet başkanının buluşmasının canlı olarak tüm dünyaya yayınlanmasıdır. Bu gerçekten de ilginç ve nadir bir durum. Dış politika ile ilgili kurum ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinde ders olarak okutulsa yeridir...

Sadece İdlib’i değil, Suriye ve Ortadoğu’yu, dünyadaki birçok ülke ve uluslararası kuruluşu bağlayan, dört gözle beklenen/izlenen bir buluşmanın canlı yayında verilmesine elbette şaşırmalıyız.

Burada hızla “gariplik görüntüsü”nün üzerine atlayanların, Türkiye kötü duruma düştü alkışçılarının aynı hızla aşağı düşme ihtimalini bilmek lazım; canlı yayın, bölgedeki herkese gösterdi ki, Türkiye üzerine düşeni yapmıştır ve daha fazlasını kimse beklememelidir!

06 Eyl 2018

24 Kasım 2017 tarihine gidelim…

ABD’de Trump’ın işbaşına gelmesinden sonra ikili ilişkilerdeki bunalımı aşma amacı taşıyan, o güne kadarki en kapsamlı telefon görüşmesine.

Mehmet Acet : Bu iş çözülecekse yine Trump ile çözülecek

Haber Merkezi 29 Ağustos 2018, Çarşamba Yeni Şafak

Bu iş çözülecekse yine Trump ile çözülecek yazısının sesli anlatımı ve tüm Mehmet Acet yazılarının sesli anlatımı Yenisafak.com Yazarlar Sesli Makale Köşesinde!

Hani, Beştepe’den servis edilen, telefon görüşmesinin yapılmakta olduğu anları yansıtan o fotoğraf karesi vardı ya, onu kastediyorum.

Görüşmeye dair kamuoyuna yansıyan üç beyanat vardı.

O günün Washington sabahında Trump bir twit atıp, “Erdoğan’la Ortadoğu’ya barış getirme meselesini konuşacağım. Bu işi çözeceğim ama en başında hayatlar ve 6 trilyon dolar kaybetmemiz hataydı” dedi.

Görüşme yapılıp bittikten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir twit attı, “Trump ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini” duyurdu.

03 Eyl 2018
Gündemde, resmi tatil olmasına rağmen tırmanışını sürdüren döviz ve bu dramatik yükselişin “Ayşe teyzeye etkileri” var. Ama bana kalırsa, bu durum kadar önemli olan, artık tüm dünya tarafından unutulmuş görünen harap Suriye ve Suriye özelinde İran ve Esad güçleri tarafından kuşatılmış halde kaderini bekleyen İdlib. Öyle ki yazmamak bana, olası bir katliama destek olmak; öyle değilse de en azından kamuoyu oluşumuna katkı vermeyerek, İdlib’e olası bir saldırıya zemin oluşmasına müsaade etmek olarak gözüktü.

Sayfalar