Birgün

22 Haz 2014

Cam işçilerine cama can vermekteki ustalığı, becerisi nedeniyle camın cambazları da demek mümkün. Asırlardır nefesleriyle cama can üfleyen cam işçileri için, bu deyim çok yakışır. Makineli üretim başladı, cam üretiminde otomasyona geçildi, ama cam imalatında cam işçisinin hünerine duyulan ihtiyaç hiç azalmadı. Cam işçisinin cama kattığı değer zayıflamadı. Elbette ve doğal olarak, her işçi ürettiği ürüne bir değer katar, ama camın özelliğinden olsa gerek, cam işçisininki daha bir göz alıcı, daha bir ışıltılı.

Camın cambazları için grevin cambazları demek de doğrudur. Cam üretimi kadar grev yapmakta da hünerlidir cam işçileri. Her biri tarihe mal olmuş, iz bırakmış, cam gibi ışıltılı grevler yaptılar bugüne kadar.

19 Haz 2014

Hükümet yeni bir torba yasa cinayetine hazırlanıyor. Yasama faaliyetinin özünü zedeleyen bir yaklaşımla onlarca benzemez yasa değişikliğini tek bir torbaya koyarak bir taşla bir sürü kuş vurmak istiyor.
Hükümet tarafından 30 Mayıs'ta 60 madde olarak Meclis'e sunulan torba yasa tasarısı alt komisyonda 106 maddeye çıkarıldı. Taşeron işçiye ve madenciye müjde diye ilan edilen torba yasa tasarısında madenciye verilen sözler tutulmadığı gibi kamu çalışanlarına yönelik "kara haber" ve hukuk cinayeti çıktı.
36 saat çalışma hilesi Bilindiği gibi Soma faciasından sonra madencilerin çalışma süresinin 36 saate düşürülmesi gündeme gelmiş ve torba yasa tasarısında bu yönde bir maddeye yer verilmişti.
Hükümet tarafından meclise sunulan tasarı ile İş Yasası'nın 63. Maddesi'ne "yeraltı işlerinde çalışan işçiler için çalışma süresi haftada en çok otuz altı saat olup günlük çalışma süresi altı saatten fazla olamaz" hükmünün eklenmesi öngörülüyordu. Böylece yeraltı maden işçilerinin 36 saatten fazla çalıştırılması mümkün olmayacaktı.

07 Haz 2014

Müjde dediler yine kof çıktı. Hükümet taşeron sistemine devam kararı aldı. 31 Mayıs 2014 Cumartesi günü yazdığım “Müjde yok, ilelebet taşeronluk” yazısının mürekkebi kurumadan hükümet taşeron çalışmayla ilgili yasa tasarısını TBMM’ye sundu. Böylece yazıda “gayri resmi” olarak nitelediğim taslak resmi bir tasarı haline geldi.

30 Mayıs 2014 tarihinde TBMM’ye sunulan “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” başlıklı 61 maddelik torba yasa tasarısında yok yok. Madencinin çalışma koşullarını iyileştiren hükümlerden taşeron çalışmaya, tüp bebek deneme hakkını artıran düzenlemeye kadar çok sayıda konu aynı torbaya konmuş durumda.

27 Şub 2014

Malum AKP-Cemaat kavgasında kullanılmayan araç yok. Bu araçların arasına sendikalar da katılmış durumda. Sendikal alanda da ilginç gelişmeler yaşanıyor. Cemaat’in bu alanda da silahını çektiği anlaşılıyor. Kamu çalışanları alanında Ufuk Sendikaları ve Cihan Konfederasyonu kurulurken, işçi sendikaları alanında Pak ön adını alan sendikalar kurulmaya başlandı. Öte yandan Memur-Sen hükümete kayıtsız şartsız destek konusunda vites yükseltti.

Bilindiği gibi Cemaat daha önce de kamu çalışanları alanında Aktif Eğitim-Sen adıyla örgütlenmeye başlamış, ancak daha sonra bu çalışma durdurulmuştu. 17 Aralık sonrasında Cemaat’in yeniden kamu çalışanları sendikaları kurmaya karar verdiği anlaşılıyor. AKP-Cemaat savaşı memur sendikalarını da vurmuş durumda.

Cemaat’in bu hamlesine karşı Memur-Sen hükümete olan yakınlığını daha da pekiştirmek üzere atağa kalktı. Önce 17 Ocak 2014 tarihinde bazı işveren örgütleriyle birlikte hükümete destek veren bir bildiriye imza attılar. Ardından Memur-Sen ile Başbakan’ın büyük buluşması gerçekleşti.

20 Şub 2014

Ukrayna’da yaşananlar Nazi Almanyası’nın çöküşünden bu yana Avrupa’nın karşılaştığı en sinsi faşizmin yükselişinin en son örneğinden ibaret. Sağ Sektör’ün eylemine destek veren AB ve ABD bu tehdidi fark ettiğinde çok geç olabilir

ERIC DRAITSER

07 Eyl 2013

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu istifa etti. Genel Başkanın istifası Türk-İş tarihinde pek rastlanır bir durum değil. 27 Mayıs öncesinde Menderes’e bağlılık (aslında yağcılık) telgrafı çeken Nuri Beşer 27 Mayıs’ın hemen ardından istifa etmek zorunda kalmıştı. Bunun dışında Türk-İş Genel Başkanları genellikle kongrelerde değişti. Ancak uzun süredir yönetim krizi yaşayan Türk-İş’te Kumlu’nun istifası sürpriz olmadı. Hatta gecikmiş bir istifa söz konusu.

12 Ağu 2013

Taksim Gezi Parkı Direnişi Türkiye’de toplumsal mücadele tarihinin eksenini yerinden oynattı. Artık siyasi ortam başka bir yörüngede dönüyor.

Ülkenin muktedirleri eskisi kadar bulundukları yerlerden, ulaştıkları güçlerinden varmayı planladıkları hedeflerinden emin değiller.

Bu yüzden çok endişe duyuyorlar.

Her şeyden kaygılanıyorlar, korkuyorlar, paniğe kapılıyorlar, bu yüzden de olur olmaz demeçler veriyorlar!

Bu dönemin belirgin izlerinden biri de bir araya gelen insanların nerede, ne yapacak, nasıl ve ne yapacakları üzerine siyasilerin tavırlarında ortaya çıkıyor.

Artık adının başına “anlı-şanlı” takısı eklenebilecek kıvama gelmiş hukuk mektebi mezunu bir siyasetçi “Gezi Eylemleri müebbet hapislik suçtur” diye vecizeler imal edebiliyor.

Bir başkası ise –o biraz daha toy- önceden korkusunu açığa vuruyor:

03 Ağu 2013

Sendikalaşma oranları düşmeye devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereğince Temmuz 2013 işkolu istatistiklerini açıkladı (30 Temmuz 2013, Resmi Gazete). 

Bakanlık istatistiklerine göre toplam kayıtlı işçi sayısı 11 milyon 629 bin, sendikalı işçi sayısı 1 milyon 32 bin, sendikalaşma oranı ise yüzde 8.8 olarak gerçekleşti. Ocak 2013 istatistiklerinde sendikalaşma oranı yüzde 9.2 olarak açıklanmıştı. Aslında fiili sendikalaşma tablosu daha da vahim. Bakanlık istatistikleri kayıtsız çalışanları dikkate almıyor. Kayıtsız çalışanlar dikkate alındığında memurlar hariç 14 milyon civarında ücretli var. 

03 Ağu 2013

TÜİK geçtiğimiz gün 11 Temmuz tarihli "AKP'nin gündeminde kemeri daha da sıkmak var" adlı yazımıza bir resmi "açıklama" getirmiş. 

Yazının içinde yer alan "Uzun süreli iş arayanları ' umutsuzlar' olarak işsizlik hesaplaması dışında bırakan, haftada 2 saat çalışanları bile işsiz saymayan bir hesaplama yöntemi içinde, ortaya çıkan işsizlik verileri nitekim aldatmacadan öte bir anlam taşımamakta, gerçeği ifade etmekten yoksun kalmaktadır" ifadesine ilişkin tarafımıza gönderilen açıklamada, uluslararası standartlara bağlı kalındığını ve bu hesaplamanın ILO, OECD, EUROSTAT, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlarca kullanıldığı belirtilmiş. 

28 Haz 2013

Çapulcular, Ayaklar, Ayaktakımı, Baldırı çıplaklar, Paryalar, Plebler, Ameleler, Ümmiler, Sefiller Bunlar . . .

Egemenler ve muktedirler tarih boyunca halkı tahkir etmek için nice sıfatlar kullandı. Başbakan da benzer bir söylemle yurttaşların bir bölümünü "ayaklar" bir bölümünü "başlar" diye ayırmaya devam ediyor. Başbakan'ın bu söylemi yeni değil. 2008'de ı Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen işçiler ve sendikacılar için de "ayaklar baş olursa kıyamet kopar" demişti. Şimdi de "ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı" diyor. Başbakan Türkiye'nin kast sistemini anlatıyor: En altta ayaklar, sonra başlar ve en üstte ise "baş"bakan. Başbakan'ın söylemi tarihsel açıdan da yeni değil.

Sayfalar