Hürriyet

25 Şub 2013

DİYARBAKIR- Hakkari’nin “sorun çözülüyor” havasına hiç girmediğini, olan-biten kuşkulu ve mesafeli yaklaştığı daha, Van havaalanında karşılayanlar, daha Van vilayet sınırlarını aşıp Hakkari’ye varmadan anlatmışlardı.

Benim “Ama Abdullah Öcalan dese ki…” diye söze her girişime, onlar da “Ama…” diye başlayan karşılıklar veriyorlar ve Hakkari’nin yaklaşımını, havasını ve bunun nedenlerini anlatmaya çalışıyorlardı.

Kürt siyasi ortamının “ayarını veren” Diyarbakır ne düşünüyordu acaba?

Hakkari’yi görünce, Diyarbakır’ın farklı olması pek düşünülemezdi ama Diyarbakır’ı ne düşündüğünü Diyarbakır’da dinlemek de ilginç olmalı.

25 Şub 2013

BDP heyetinin İmralı’da Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin ayrıntıları belli olmaya başladı. Sabah saatlerinde Ataköy Marina’dan başlayan yolculuk İmralı’da son bulurken, görüşmelerin ‘olumlu’ geçtiği anlaşılıyor.

Abdullah Öcalan, ‘tarihi’ olarak nitelediği görüşmede ‘iki halkın eşit ve birlikte yaşaması’ gerektiğinin altını çizdi. BDP heyeti İstanbul’dan giderken, aynı anda Ankara heyeti de Bursa’dan yola çıktı. Heyet, Mudanya’dan kalkan feribotla İmralı’ya geçti. Devlet heyetinin adaya varmasıyla görüşme 13.30’da başladı ve 3 saat sürdü.

05 Şub 2013

Ortadoğu’da ve özellikle de Irak’ta yaşananlar İmralı sürecini hızlandıran bir etki yapıyor…  

Bu etki devlet heyetinin İmralı’ya yaptığı ziyaretlerde açık biçimde görülüyor… Sağlanan ‘güven ilişkisi’ne bağlı olarak Ocak ayında birden fazla görüşme yapıldı… Tarafların ‘realist ve ümitli’ oldukları bu süreçte epey ilerleme kaydedilmiş vaziyette… Bütün tarafların dahil edildiği görüşmelerde sıkı bir ‘arka kapı diplomasisi’ yürütülüyor.

İKİNCİ ADRES ERBİL

Ankara’da BDP, Erbil’de KDP, KYB, PKK ve İmralı’da Öcalan’la yapılan görüşmelere PKK’nın Avrupa kanadı da dahil edilmiş durumda… ‘Güven ve aktörlük sorununu’ çözmüş görünen Ankara bugünlerde daha çok ‘takvim’ konusuna mesai harcıyor…

BÜTÜN AKTÖRLER SÜRECİN İÇİNDE…

18 Oca 2013

Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’la yaptığı görüşmenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. ‘MİT’in başlattığı sürecin sekteye uğramasına izin verilmemeli’ diyen Abdullah Öcalan önemli açıklamalar yaptı.  

11 Ocak Cuma günü ‘Devlet Heyetinin’ dört saat süren görüşmesinden iki gün sonra geçekleşen ziyarette Abdullah Öcalan, ‘sürecin çok hassas olduğunu herkesin bunun farkında olması gerektiğini’ söyledi.

MİT’in başlattığı sürece ‘güvendiğini ve samimi’ bulduğunu ifade eden Öcalan, ‘Sakine Cansız suikastını gerçekleştirenlerin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik soruşturmanın perde arkasındaki güçlerle aynı’ olduğunun altını çizdi.

Pazartesi günü Mehmet Öcalan’la görüşen Abdullah Öcalan'la yaklaşık elli dakika süren görüşmede ‘Paris suikastı, Karataş Karakolu saldırısı, Diyarbakır’daki cenazeler’ başta olmak üzere birçok görüşlerini açıkladı.

30 Ağu 2012

VATANDAŞA “Orası askeri sığınmacıların bulunduğu kamp, herkes gidemez” diye yutturulmaya çalışılan Apaydın Kampı ile ilgili olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ağız değiştirdi.

Biz başbakanımızla da istişare ederek bu talebi olumlu karşıladık. TBMM’nin ilgili komisyonu ve sorumluluk içinde davranacağına inandığımız bütün o komisyon üyelerinin Apaydın Kampı dahil her yere ulaşımları sağlanabilir” dedi.

Biliyorsunuz hepimizi kandırmaya çalışmışlardı. “Kadınlar ve çocukların bulunduğu kamplar ile askerlerin bulunduğu kampların statüleri farklıdır” demişler ve buna inanmamızı ummuşlardı.

29 Ağu 2012

CHP milletvekili Hurşit Güneş’in ziyaret etmesine izin verilmeyen Apaydın Konaklama Tesisleri için Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şöyle söyledi:

“BM’nin mevzuatında da kadınların, çocukların kaldığı kamplar ile asker kişilerin kaldığı kampların statüsü ayrıdır. General de var, albay da var. Kimliklerinin tespit edilmesi halinde hem kendilerinin, hem de ailelerinin zarar görmesi ihtimali vardır.”

Resmi açıklamalardan kuşku duymak, gazeteciliğin olmaz ise olmazlarındandır. Ben de bu sözler üzerine kuşkuya düştüm ve dün internetten Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (www.unhcr.org.tr) sitesine girdim.

Sayfalar