Hürriyet

09 May 2016

Size karanlıkların gerçek prensini anlatmaya nereden mi başlamalıyım? Tabii ki yıllarca Amerikan istihbaratı CIA'in istasyon şefliğini yaptığı İstanbul'dan… Nisanda hayatını kaybeden Duane R. Clarridge, aklınıza gelebilecek en ajan gibi ajandı. James Bond onun yanında yeniyetme kalırdı…

09 May 2016

İŞİN içerideki boyutu ön plandaydı elbette.

Başkanlık sistemi başta olmak üzere yönetim tarzı dahil pekçok görüş ayrılığı...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bu konularda yaşadıkları farklılıklar nedeniyle gitti.

Ancak asıl önemlisi...

Ayrılığın kökenine gelecek olursak...

Ankara’da kimileri, Davutoğlu’nun bu alanlardaki pozisyonunu dış dünyayla kurduğu ilişkiler ekseninde belirlediğine inandı.

Başbakan’ın Batı’nın görüşlerine yakın politikalar izleme gayreti içinde olduğunu düşündü.

Ve böyle düşünenler için de iki önemli kırılma noktası yaşandı:

1) Avrupa Birliği ile 18 Mart’ta üzerinde uzlaşmaya varılan mülteci anlaşması 2) Davutoğlu’nun 5 Mayıs’ta ABD Başkanı Barack Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden’la yapması planlanan resmi toplantı.

*

BU durum baştan nasıl hesaplanmıştı, anlamak zor aslında. Sonuçta Erdoğan 2014’te kendisinden sonra Başbakan olarak Dışişleri Bakanı’nı seçti.

10 Nis 2016

AYNI yerde bundan üç sene önce buluştuklarında gergin anlar yaşanmıştı.

Hatta gazeteci Seymour Hersh’ın anlattığına göre 16 Mayıs 2013’te Beyaz Saray’daki Kırmızı Oda’da yedikleri akşam yemeğinde ABD Başkanı Barack Obama, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a eşlik eden MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a bakıp “Suriye’de radikallerle ne yaptığınızı biliyoruz” demişti.

İş, aslında Amerikalıların Aralık 2012’de El Nusra’yı terör listesine almasıyla kopmuştu.

Sonra Suriye, iki başkent için bambaşka bir hikâye haline geldi.

Çünkü Erdoğan, Esad’ı devirme politikasına sıkı sıkıya bağlı kalırken, Obama meseleyi terörle mücadele portfolyosuna bakanlara devretti.

Ancak görüşmeye dönersek.

Evet, farklılıklar çoktan belirmişti, ama Obama’nın o toplantıdaki tonu, birbirlerine karşı açık konuşan iki dostun konuşması gibiydi aynı zamanda.

Arada bir güven vardı ve söylüyordu.

*

ERDOĞAN geçen hafta Washington’dayken Obama’yla yine Kırmızı Oda’da bir araya geldiğinde ise hava tamamen farklıydı.

Çok nazikti Obama.

03 Nis 2016

ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington temaslarında terör örgütü IŞİD’e karşı Menbic’de düzenlenecek saldırıda Türkiye’nin yardımını istedi. Türk tarafı ise iki şart öne sürdü: 1- Operasyona katılacak Arap aşiretlerinin YPG’nin kontrolündeki SDG’den ayrılmaları. 2- ABD’nin Mare’de Türkiye’nin desteklediği muhalif gruplara hava desteğini arttırması.

20 Mar 2016

İŞİNİZİ ne kadar nesnel bir perspektifle yapmaya çalışsanız da, her sabah ülkesinde masum insanların öldüğü haberiyle uyanmak dışarıda yaşayan bir gazeteci için öyle ağır bir yük ki...

Çoğunluğa duygusallık hâkimken, sizin ortaya koymaya çalıştığınız soğukkanlılık zamanla öyle konu dışı kalıyor ki...

Dudağınızı ısırıyorsunuz.

Öfkeye yenilmemek için kendinize telkin ediyorsunuz.

Hamaset yok, diyorsunuz kendi kendinize...

Fevrilik yok. Ve her seferinde, zorlanarak hikâyenin altında yatanları rasyonel biçimde anlamayı deniyorsunuz.

Bu yaşananlar, Türkiye için artık yeni normal.

Eşiği sürekli kötüleşen, istikrar denilen göreceli kavramın yeni ortalaması.

*

BUGÜN Erdoğan Yönetimi’nin izlediği dış politikanın Batı nezdinde iki nirengi noktası var.

Ankara’yı, Türkiye’nin içinden geçtiği hukuk ve özgürlük krizine rağmen suyun üstünde tutan iki can yeleği.

Bunlar, Avrupa için mülteci sorunu, ABD için de IŞİD’le mücadele.

Bu iki mesele, hükümete geniş bir hareket alanı sağlıyor.

09 Mar 2016

"Dönüm Noktasındaki Türkiye"... Bu başlık. Bir de üst başlığı var: "Yeni bir Ortadoğu mu?"

Amerika’nın etkili haftalık dergilerinden The American Interest’in, Türkiye’de son günlerin üç gelişmesinin birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı yazısının başlığı ve üst başlığı.

Nedir o birbiriyle doğrudan bağlantılı üç gelişme:

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun beklenmedik, ani İran ziyareti;
Zaman gazetesine el konulması;
Brüksel’deki Türkiye-AB Zirvesi

İlk ikisi, “zincirin en önemli halkası” olan üçüncüsüne yani dün sabaha karşı, 12 saat süren görüşmelerden sonra sonuçlarının alınması bir hafta daha bekleyecek olan “Brüksel Zirvesi”ne bağlanmıştı.

Tümünün “bağlantılı” bulunduğu bir “dördüncü gelişme” ise, Türkiye’nin kendisini içinde bulduğu “yeni jeopolitik durum” ile ilgili: Türkiye ile Rusya arasında bozulmuş bulunan ilişkiler.

Yani, Türkiye ile Rusya arasındaki “tarihsel çekişme”nin tekrar “canlanmış” olması ve Türkiye’nin “üç koldan” Rusya tarafından “güvenlik tehdidi” ve “kuşatması” altına girmiş bulunması.

06 Mar 2016

Türkiye’nin PKK ile bağlantısından ötürü terörist saydığı Suriye’deki PYD’nin lideri Salih Müslim, Brüksel’de Hürriyet’e konuştu. Müslim, PKK’ya hiç katılmadığını, ancak Öcalan’ın fikirlerini benimsediklerini söyledi. PYD lideri, ‘Kobani ile Afrin’in birleşmesi için harekât devam edecek mi’ sorusuna ise ‘O bölge muhakkak kurtarılacak’ dedi.

YPG’nin ilerlemesi ne durumda Azez Koridoru’nda?

Bir taraftan rejim güçleri ilerliyordu, bir taraftan da bu Nusra Cephesi filan vardı. YPG’den ziyade Demokratik Suriye Güçleri’nden (DSG) bahsediyoruz. DSG, ‘Bu Miniğ (hava üssünün olduğu yer) tarafını filan rejim ele geçirmeden önce biz ele geçirelim’ dedi, o bölgeleri ele geçirdi.

PYD’nin hedefi ne? Kobani’yle Afrin’in birleşmesi için devam edecek mi harekât?

21 Şub 2016

2010 yılından beri Türk-Amerikan ilişkilerini yerinden takip ediyorum.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda sayısız basın toplantısına katıldım.

Ancak Ankara ve Washington’ın böylesine temel bir ayrılık yaşadığını gösteren perşembe günkü brifing gibisini hatırlamıyorum.

Hayır.

İki ülke arasında daha önce başka derin farklılıklar da olmuştu.

2010’daki İran krizi gibi.

Ama perşembe günü benim o salonda gördüğüm şu: Washington, Ankara’nın Suriyeli Kürtler konusundaki pozisyonunu desteklemediği gibi Türkiye’nin öfkesini de umursamıyordu.

Ne dedi Ankara?

1- 17 Şubat saldırısını Suriyeli Kürtlerin kurduğu PYD’nin silahlı kanadı YPG yaptı.
2- Meşru müdafaa hakkımız var. Yani Suriye’deki YPG hedeflerini vurabiliriz.
3- Kanıt kesin olduğuna göre ABD de artık YPG’ye desteğini kessin.

Washington cevap olarak ne dedi?

20 Şub 2016

SURİYE Devlet Başkanı Esad, AFP'ye yaptığı açıklamada ülkesinin tamamını geri almak için çalışacağını söylemişti.

BM’deki Rus Daimi Delegesi Vitali Çurkin, Esad’ın “Suriye’nin tamamı” diye konuşmasını eleştirdi. Çurkin’in şu sözleri Moskova’nın Suriye’ye bakışını yansıtıyor:

“Rusya’nın hava akınları Esad rejiminin çökmesini önledi ve gidişatı Esad lehine çevirdi... Eğer Suriyeli yetkililer bu krizin çözümünde Rusya’nın önderliğini izlerse krizden haysiyetli bir şekilde çıkma şansları olacaktır. Ama bir şekilde yoldan çıkarlarsa, bu Suriyeliler için de sıkıntılar yaratacaktır. Çünkü Suriye ordusunun kapasitesi ne olursa olsun, Rusya’nın yaptığı etkili hava operasyonları muhalifleri Şam’dan uzaklaştırdı.”
Çurkin, Esad’ın “Rusya’nın gösterdiği muhalefet figürleriyle masaya oturmasını” istiyor, Rusya’nın çizgisinden çıkmaması için tehdit ediyor.

ORTADOĞU’DA RUSYA

07 Şub 2016

Türkiye'nin Suriye'deki çöküşü

UZUN süredir zaten herkes söylüyordu, ama Türkiye'nin Suriye politikasının çöküşü sanırım daha önce hiç bu kadar net biçimde ortaya çıkmamıştı.

Son bir haftadır yaşananlar ışığında hikâyeyi üç maddede toplamaya çalışacağım.

Çöküşün üç ayağını ele alacağım.

1) ROJAVA SİYASİ DESTEK BULDU

2014 Eylül’ünde Türkiye İncirlik Üssü’nü IŞİD karşıtı koalisyona açmakta direnince başladı Amerikalıların Suriye Kürtleriyle işbirliği.

19 Ekim Kobani silah yardımıyla.

Ancak o günden sonra ABD ve PKK’ya yakın bölgedeki PYD’nin işbirliğinin hep askeri düzeyde olduğu vurgulandı.

Özellikle de ABD’ye 10 ay direnen Ankara’nın geçen temmuz İncirlik’i açmayı kabul etmesinden sonra.

Ancak geçen hafta bu konuda yeni bir eşik aşıldı.

Ve Başkan Obama’nın IŞİD’le Mücadele Temsilcisi Brett McGurk, Kobani’yi ziyaret etti.

Türk basınında McGurk’ün üniformalı Kürt savaşçılardan aldığı plaket tartışıldı daha çok.

Sayfalar