Dünyanın en iyi üniversiteleri listesinin başındaki Harvard’ın Ortadoğu Çalışmaları Merkezi geçen hafta gazeteci-yazar Cengiz Çandar’ı ağırladı. ‘Türkiye ve Ortadoğu’yu anlamak ve yanlış anlamak’ başlıklı seminerde konuşan Çandar’a ilgi büyük oldu. Amerikalı akademisyenler Türkiye’de 7 Haziran seçiminden bugüne yaşanan dramatik değişimin kodlarını çözmek için Çandar’ı soru yağmuruna tuttu. Cengiz Çandar’la Harvard randevusunun ardından Cambridge’de buluştuk. Kürt meselesi üzerine yıllardır çalışan Çandar’a göre HDP’nin devre dışı kalmasını hükümet kadar PKK da istedi. Çandar, “Asıl sürpriz gelişmeler ise Washington-Kürtler hattında yaşanabilir” diyor.
Hürriyet
SALI günü Türkiye'de akşam saatleriydi... Hürriyet'e 48 saat geçmeden ikinci kez saldırmışlardı...
Washington'da ise o sırada öğlendi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, ikinci saldırıdan habersiz günlük basın toplantısında Hürriyet'e yapılan ilk saldırıyı kınıyordu. Ve işte bir yandan AP bir yandan CNN muhabiri... Kendisinin sözünü kesecek kadar sert girişen gazetecilerin sıkıştırması sonrası, Amerikan Yönetimi adına Gezi Olayları'ndan beri AKP Hükümeti'ne yönelik en sert eleştiriyi ABD Dışişleri Sözcüsü o sırada dile getirdi. Doğrudan hükümeti hedef alıp "Bizim görüşümüze göre kendi anayasalarındaki kendi temel değerleriyle örtüşmeyen gerçekleştirdikleri eylemler var" dedi. Dahası, aralarında bir milletvekilinin de bulunduğu olaylarda AKP'nin konuya yaklaşımını da gündeme getirdi ve aynen şöyle dedi: "Hürriyet Gazetesi'ne yönelik protestonun Adalet ve Kalkınma Partisi üyeleri tarafından teşvik edildiği yönündeki haberlerden endişeliyim. Seçilmiş yetkililer, medya kuruluşlarına karşı şiddeti teşvik eden bir görüntü vermemeleri konusunda dikkatli olmak zorundadırlar.
Washington İncirlik'i aldı.
IŞİD'i vurmaya başladı.
Şimdi Türkiye'nin kritik bölgelerinde görev yapan personelinin ailelerini Türkiye'den tahliye ediyor.
Amerikan hükümeti, 2 Eylül'den başlayarak Adana Başkonsolosluğu ve İncirlik'te görev yapan Amerikan personelinin yakınlarını bütün masraflarını ödeyerek ülke dışına çıkaracak.
Ayrıca resmi ya da gayrıresmi olarak Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Şırnak, Diyarbakır, Van, Siirt, Muş, Mardin, Batman, Bingöl, Tunceli, Hakkari, Bitlis ve Elazığ'a gitmek isteyen Amerikalı görevliler önceden mutlaka onay almak zorunda kalacak.
Nasıl gelindi buraya, son haftalarda yaşananlar ışığında ele almaya çalışacağım.
*
BİLİYORLARDI.
Çünkü iç politikanın etkisiyle Ankara'nın PKK'ya dönük operasyonlarını artıracağı, bölgenin karışacağı anlaşılınca, Amerikan hedeflerine yönelik saldırı risklerinin yükseleceğini önceden hesap etmişlerdi.
Türkiye'de bulunduğum sırada Suriye sınırını dolaşma imkânım oldu. Şanlıurfa Akçakale'den Kilis Öncüpınar'a gümrük kapılarını ve arada kalan yaklaşık 200 kilometrelik sınır hattını gezdim. Gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.
- Şanlıurfa Akçakale'nin hemen karşısında IŞİD'in kontrol ettiği Tel Abyad'ın Haziran ayında PYD'nin eline geçmesinden beri Akçakale gümrüğü kapalı.
Konuştuğum Türk yetkililer, kapıyı açmaya hazır olduklarını ama sınırın öteki tarafındaki Kürt kuvvetlerin buna yanaşmadıklarını anlattılar.
Sınırı geçmek için gelen Suriyeliler, kamplar dolu olduğundan yol kenarlarına çadırlar kurmuşlar.
Yasadışı geçiş yaptıran simsarlar ise yine sahnedeler.
Biz oradayken ertesi sabah bir aileyi sınırdan geçirmek için anlaşma yaptılar.
Her şey gümrük kapısının üstündeki kameraların gözü önünde oluyor.
12 Temmuz 2015 günü...
Bu tarihi bir kenara yazın... Bu tarih, Türkiye'nin Suriye politikasının iflasını ilan ettiği gelişmenin başlangıcıdır.
* * *
O gün, 54 kişilik bir grup, Türkiye sınırından Suriye'ye girdi..
Ellerinde Amerikan menşeli M16 silahları vardı...
Girenlerin bayağı kelli felli bir adı da vardı.
"30'uncu Tümen..."
* * *
Ankara çok umutluydu...
Çünkü bu tümenin savaşa gireceğini ve Suriye'de güç dengesini, kendi lehine çevirecek ilk ciddi adımı atacağına emindi.
Bu 54 kişi, Türk ve Amerikan uzmanlarca eğitilmiş, silahlandırılmış ve artık savaşçı güç haline geldiğine inanılmıştı.
Rüya sadece 2 hafta sürdü.
Hürriyet dün manşetinden, istihbaratçıların günlerdir sakladığı gerçeği açıkladı.
Suriye sınırından giren 30'uncu Tümen'in, başta komutanları olmak üzere neredeyse tamamı esir alınmıştı...
Zaten eğitmek için buluna buluna 54 kişi bulunmuş, onlar da ilk adımda saf dışı bırakılmıştı.
* * *
HER şey ne kadar hızlı gelişti değil mi?",
90'ları yaşamamış, kime destek vereceğini devlet babasına sormak zorunda olan Gezi kuşağına hızlandırılmış bir oryantasyon programı sanki.
Ancak Türkiye'de yaşananların arka planı, Washington'a da uzanan, zannedildiğinden çok daha kapsamlı bir hikâyenin sonucu ki, elimden geldiğince özetleyeceğim.
*
KÜRT kartını ilk açan Washington oldu.
Türkiye IŞİD'e karşı koalisyona aktif destek verme ve İncirlik Üssü'nü açmada isteksiz olunca... "Madem öyle" dedi Obama ve Ekim 2014'te Kobani savunması sürerken PKK uzantısı YPG'ye havadan yapılan silah yardımıyla Ankara'ya kontr çekti.
Erdoğan, müttefiklik ilişkisine ve Amerikalıların bu savaşta Türkiye'ye duyduğu ihtiyaca güvenip bunu tersine döndürebileceğini düşündü.
Ama bu olmadığı gibi, YPG ve ABD arasındaki ilişki gün geçtikçe derinleşti.
Bunun üzerine Erdoğan, bölgede İran anlaşması ekseninde yaşanan gelişmeleri de hesap edip planını değiştirdi.
"Tamam, ben de varım" dedi ve İncirlik'i açtı.
Türkiye'nin IŞİD'e karşı "savaşı" ne zaman başladı? IŞİD, ne vakit, artık Türkiye için de bir "tehdit" olarak görülmeye başlandı?
Bu sorunun aldatıcı ama tümüyle yanlış cevabı "Suruç Katliamı" olacak. Türk savaş uçaklarının IŞİD'e karşı harekete geçip, üç IŞİD hedefini bombalaması, "Suruç Katliamı" üzerine olmadı.
Ne zaman oldu peki?
IŞİD'li bir grup, bundan önce bir yılı aşkın süre hemen her gün yaptıkları gibi, Kilis yakınlarından sınırı geçmeye kalkıp durduruldukları sırada çıkan çatışmada bir astsubayın açılan ateşle şehit edilmesi üzerine oldu.
Gelişme, olaydan günler önce Türkiye ile ABD arasında varılmış olan "anlaşma"yı da ortaya çıkarttı. Türkiye'nin İncirlik başta olmak üzere askeri üs niteliğindeki havaalanları, Malatya-Erhac'dan Batman'a, "koalisyon uçakları"nın IŞİD'e yönelik hava harekâtlarına açıldı; Türkiye de IŞİD'e karşı harekâta katılacağı taahhüdünde bulundu.
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan'ın IŞİD'e karşı saldırılarda İncirlik Üssü'nü neden açtığını dört maddede ele almaya çalışacağım.
Böylece 20 Temmuz Suruç eylemi ve PKK'yla çatışma haline varan süreci açıklamaya gayret edeceğim.
AK Parti hükümeti tarafından TBMM’ye sunulan son yasa teklifinde devletin telefon dinleme faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi geniş bir bölüm oluşturuyor.