Hürriyet

24 Tem 2016

UZUN süredir iki ülke arasında birçok konuda farklılık vardı. Bir sürü meselede anlaşamıyorlardı. Ama şu anda yaşanan, daha önce benzeri görülmemiş, çok daha derin bir kopukluk.


Tarih nasıl şekillenecek elbette göreceğiz. Ancak şimdiki gidişat, 17 yıldır Pensilvanya’da oturan Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi işinin, Washington’ın pozisyonunu değiştirmemesi halinde Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olacağı yönünde.

*

17 Tem 2016

Eminim bazıları için sürpriz olmamıştır.

Mesela 30 Mayıs’ta Foreign Policy Dergisi’nde çıkan “Türkiye’nin bir sonraki askerî darbesi” başlıklı yazıyı yazanlar, mutlaka “Biz söylemiştik” demişlerdir.

Ya da Washington’da en az iki yıldır, “Türk askerî gücüne yeniden kavuştu, politikaya döndü” analizleri yapanlar, kesin şimdi haklı çıkmanın gururunu yaşıyorlardır.

Hatta daha ötesi... Yine eminim cuma akşamı sağcı Fox News televizyonuna çıkıp işin başarılı olmasını beklediğini söyleyen Ralph Peters gibi bir sürüsü de olmuştur. Amerikan Ordusu’nun eski istihbaratçılarından emekli Yarbay. “Durum çok net. Bu darbe, Türkiye’nin İslami bir diktatörlük olmaktan kurtulması için son şansıdır. Sakın hata yapmalım. Bu darbede rol alanlar iyi adamlar” diyordu Peters.

Öyle ki, işin başında, Pentagon’daki bazı muvazzaflardan bile Amerikan medyasına işin başarılı olduğu izlenimi yayan temelsiz açıklamalar yapıldı. İlk saatlerde biri konuştu MSNBC’ye. Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya’dan sığınma talep ettiğini iddia etti.

*

13 Tem 2016

GEÇEN hafta yazdığım 'Köprüden geçmeyenin de ödediği fatura' başlıklı yazımı dikkatli okumayanlar "köprü karşıtı" olduğuma karar vermişler.

O yazıda, ‘bu köprüyü niye yaptık?” demiyorum; tersine, neden üzerinden geçmeyene de fatura edilecek bir model kuruldu, neden devasa bir kamusal taahhüt verildi diye soruyorum. Yapılan köprüyle değil, faturası ile ilgiliyim.

Çok rahat biçimde başka bir modelle de ya da başka bir geçiş altyapısı formunda da yapılabilirdi. Önemli lojistik bağlantılar sağlayan yol, köprü gibi altyapı yatırımlarının yapılması ekonomi için iyi bir şey. Yerel ulaşım için süreyi kısalttığı da doğru.

11 Tem 2016

SÜRDÜRÜLEMEZ olduğu malumdu, ama her şeyin bu kadar hızlı değişeceğini de sanırım kimse tahmin etmiyordu.

Türk dış politikasında son bir haftadır yaşananları ele almaya çalışacağım. İsrail’le barış, Rusya’dan özür dilenmesi, ABD’yle koordinasyon, NATO’ya dönüş... Niye böyle oldu ve izlenen bazı yanlışlardan vazgeçilmesi nerede başladı, aktarmaya gayret edeceğim.

*

03 Tem 2016

IŞİD, şimdiye kadar örgütün Türkiye’de gerçekleştirdiği kitlesel saldırıları niye hiç üstlenmedi? Geçmiş eylemlere de bakarak İstanbul Havalimanı’ndaki intihar saldırısı için şunu söylemek mümkün: Sadece öldürme ve korku yaymaya dönük vurmuyor IŞİD. Hesaplanmış, amaçlı katliamlar bunlar. Ve bu saldırılarla da Türkiye’nin politikalarını etkilemeye çalışıyor. Tek taraflı bir pazarlık yürütüyor.

*
 
BU soruyu daha önce IŞİD’in Türkçe medyadan sorumlu Rakka’daki bir yöneticisine de sormuştum. Hem 22 Temmuz 2015 (Suruç bombalamasından iki gün sonra) hem de 15 Ekim 2015’te (Ankara bombalamasından 5 gün sonra) yaptığımız yazışmalarda, IŞİD’in eylemleri neden üstlenmediğini öğrenmeye çalışmıştım. 22 Temmuz’da “Bu konuda açıklama yapmamız yasak şu an” demişti. “Kim yasakladı” diye sordum. “İslam Devleti’nin medya sorumlusu” dedi. İsmini vermedi.

12 Haz 2016

Evet, kendi derdimiz büyük.

Ama kafamızı da deve kuşu gibi kuma gömdük, etrafı görmez olduk.

Etrafımızda askeri yığınak giderek artıyor.

Sadece Suriye’den bahsetmiyorum, hem Akdeniz’de, hem Karadeniz’de artıyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı dün, yani 10 Haziran’da Karadeniz’e açılan Amerikan füze-atar savaş gemisi USS Porter’a karşı “tedbirler alacağı” uyarısında bulundu; tedbirlerin ne olduğunu söylemedi.

Porter destroyeri İstanbul Boğazı’nda Karadeniz’e 6 Haziran günü açılmıştı.

Aynı gün (Türkiye’nin da dâhil olduğu) NATO orduları Rusya’nın Batı komşusu Polonya’da Soğuk Savaşın sona ermesinden, yani 1992’den bu yana en büyük askeri tatbikata başlamıştı.

Rusya, bu hareketi kendisine karşı Ukrayna ve Suriye konusunda NATO’nun gözdağı vermesi olarak algılıyor, Polonya sınırına birlik sevk ediyor.

Moskova’daki açıklamadan bir gün önce de Amerika’dan bir askeri tırmanış haberi gelmişti.

10 Haz 2016

Önce şunu söyleyelim: Siyasetin meşru zemininde her şey mümkündür.
Herhangi bir şeyin mümkün olup olmadığını belirleyecek olan, birincisi, içinde bulunulan koşullar, ikincisi de o konuda irade olup olmamasıdır.

Buna PKK ile diyaloga yeniden başlanması da dâhildir, başkanlık sistemi tartışmalarının yeni bir raya oturması da, yeni anayasa da.

Bunu söylerken Başbakan Binali Yıldırımın 8 Haziran’da PKK ile konuşmayı kategorik olarak, eskilerin deyimiyle “ceffel kalem”, tamamen reddetmiş olduğunu unutmuş değilim.

“Terör örgütü” dedi başbakan, “Biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım’ gibi doğrudan, dolaylı haberler geliyor. Konuşacak hiçbir şey yok.”

PKK ortalığı savaş alanına çeviriyorken, daha yeni İstanbul ve Midyat’ta bombalar patlatmışken, Kandil’den yeni tehditler savruluyorken Türkiye başbakanının başka türlü konuşması kolay değildir.

10 Haz 2016


OBAMA'nın özel temsilcisi Brett McGurk dün açıklıyor:
“Çok gerekli olan insani yardımlar ve ticaret için, Irak Kürdistan Bölgesi ile Kuzey Suriye arasındaki sınırın açılışına hoş geldiniz.”

Bölgesel tariflere dikkat...

- Irak Kürdistan Bölgesi...

- Kuzey Suriye...

Haritayı koyarsanız önünüze...

Kuzey Irak’taki fiili Kürt devleti ile Kuzey Suriye’deki potansiyel Kürt devleti arasında ticaret başlıyor da diyebilirsiniz.

McGurk çok kritik bir isim...

Özel temsilci olarak görevi IŞİD’e karşı bölgesel güçleri organize etmektir.

Peşmerge ve PYD...

PKK bunun neresinde diye sorabilirsiniz.

Cevap, PYD ve YPG anahtarından geçer.

McGurk görevi gereği bölgedeki Kürt güçleriyle yakından ilgileniyor.

Hatta bir süre önce Verda Özer’e verdiği röportajda açık açık şöyle diyor:

“Elbette hava operasyonlarımızın yanlışsız olabilmesi için sahadaki her unsurla ilişkimiz var.”

Verda bu soruyu, Erbil’de bir PYD temsilciliği olup olmadığını öğrenmek için soruyor.

29 May 2016


GAZETECİ Aslı Çakır Birol 2014'te avukatı Hülya Gülbahar ile birlikte, evlilik nedeniyle soyadının rızası dışında değiştirildiğini belirterek Nüfus Müdürlüğü'ne başvurdu. Evlenmeden önceki adıyla, Aslı Çakır olarak düzenlenmiş yeni kimliğinin verilmesini talep etti.

Nüfus Müdürlüğü’nden kadının kocasının soyadını taşıması gerektiğini, aile birliğinin kocanın soyadından devam ettiğini, aksinin kamu düzenini bozacağını belirten ret cevabı geldi. Bunun üzerine dava açtı. Hâkim ‘Çakır Birol olan soyismin Çakır olarak tashihine’ karar verdi.
“Biz bu kararları veriyoruz ama geri dönüyor” diye uyardı, “Bunun peşini bırakma” dedi.

Nitekim, Nüfus Müdürlüğü temyize gitti ve bir yıl sonra Yargıtay, Çakır’ın eşinin görüşü alınmadığı için davanın eksik kaldığını belirtti, kararın bozulmasını istedi.

*

Bu, evli kadının yalnızca kendi soyadını kullanma hakkını erkek eşin rıza ve onayına bağlayan, eşleri ‘hasım’ haline getirecek bir karar.

29 May 2016

Amerikalı komandoların Suriye'de omuzlarında YPG armasıyla çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sert tepki gösterdi, malum.

ABD’yi “ikiyüzlülükle” suçladı, o zaman neden IŞİD arması da takmadıklarını sordu ve “bu kabul edilemez” dedi. Hükümet hem Ankara, hem de Washington’da diplomatik girişimde bulundu, protesto etti.

Oysa AK Partili Naci Bostancı’nın CHP ve MHP’den gelen tepkilere karşı cevabı Çavuşoğlu kadar sert olmadı.

Bostancı’ya göre ABD askerleri “kamuflaj amaçlı” bir stratejinin parçası olarak o armaları takmış olabilirlerdi; Bostancı adeta makul bir gerekçe arıyor gibiydi açıklamak için.

Bostancı bu açıklamasıyla Çavuşoğlu’dan çok, bir gece önce Washington’da soruları cevaplayan Pentagon sözcüsü Peter Cook’un çizgisine yakın duruyordu sanki.

Cook da Amerikan Özel Kuvvetlerinin çatışma alanlarında bazen kendilerini gizlemek için başka armalar taşıdıklarını, bunun yaygın uygulamaları olduğunu söylemişti.

Sayfalar