Hürriyet

02 Haz 2017

BU köşede bundan önceki dokuz yazıyı Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesini esas alarak 15 Temmuz gecesi bu komutanlıkta icra edilen darbe faaliyeti ve ayrıca bu faaliyeti yürüten Gülen cemaatinin örgütsel yapısını konu alan analizlere ayırdım.

Bugün nihai bir değerlendirmeyle şimdilik bu dosyayı kapatmak istiyorum. Bunu yaparken önce 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Ankara Güvercinlik’teki bu komutanlıktan havalanan taarruz helikopterlerinde görevli pilotların kendi aralarında ve onları yönlendiren kule ile yaptıkları bazı konuşmalardan bir-iki alıntıya yer vermek istiyorum.

*

- Jandarmanın etrafını saran polis araçlarını vurun...

- Beytepe jandarmanın etrafını saran polis araçları, Sikorsky’ler ininceye kadar emniyete alınacak, gerekirse vurulacak...

- gerekirse değil, direk vursunlar direk, yoksa sıkıntı olacak..

- direk vuruyoruz anlaşıldı...

*

- vurun vurun direneni..

- komutanım burada 4 tane araç var ne yapalım...

29 May 2017

Geçtiğimiz hafta uluslararası ilişkiler alanında dikkati çeken iki önemli isim vardı ve ikisi de Polonya kökenliydi. Biri 26 Mayıs Cuma günü 89 yaşında hayata gözlerini yuman Zbigniew Kazimierz Brzezinski, diğeri 25 Mayıs Perşembe günü Brüksel'de tüm dünyaya "özgür dünyanın değerlerini" bir kez daha hatırlatan AB Konseyi Başkanı Donald Franciszek Tusk. Bu iki Polonya'lının hikayesini bilmekte yarar var.

26 May 2017

 

Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesini okurken en çok dikkatimi çeken konulardan biri, 15 Temmuz darbe planlamasının önceden ne kadar detaylı bir şekilde yapıldığını görmek oldu.

Ankara merkezinin yaklaşık 20 kilometre batısındaki Güvercinlik’te bulunan bu komutanlığın 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişiminde çok stratejik bir yeri var. Güvercinlik, darbenin helikopter üssüdür. Ankara üzerinde saldırı, yıldırma ve adam kaçırma eylemleri bu üsteki helikopterlerle yapılacaktır. Komutanlığın envanterinde Kobra, Süper Kobra ve Atak gibi taarruz helikopterleri ile makineli tüfek yerleştirilmiş Sikorsky ve Cougar gibi genel maksatlı olup saldırı amaçlı da kullanılabilen helikopterler bulunuyor.

27 Mar 2017

RUSYA, Suriye’de Ankara’nın ‘terör örgütü’ olarak gördüğü PYD/YPG’ye açık ve büyük bir askeri destek veriyor. Askerlerin omuzlarına takılan YPG armalarıyla bunu bütün dünyaya ilan ediyor. Rus generaller en son Afrin’de zırhlı araçlarla gövde gösterisi yapmakla yetinmeyip, YPG’lilerle Nevruz kutladılar.

Bakın son 6 ayda Rusya-PYD/YPG ilişkisinin nasıl geliştiğini gösteren bazı kritik gelişmeleri sıralayayım:

- 17 Eylül 2016 günü bir Rus uçağı, Suriye’deki Rus askeri üssü Hmeymim’e indi. İçinde Moskova’dan bir heyet vardı. PYD’nin çatısı altında bulunan ne kadar Kürt grup varsa hepsinin temsilcisi üsse giderek bu heyetle görüştü. Ruslar, rejim güçleri ile “iyi niyet anlaşması” imzalamaları halinde yeni Suriye’de özerklik vaat ettiler.

- 18 Eylül günü Rus üssündeki toplantıya Esad’ın adamları da katıldı. Rusya’nın hakemliğinde rejim ile PYD arasında 5 maddelik bir iyi niyet mutabakatı sağlandı.

- 19 Ekim’de YPG, Rusya ve Esad’ın vizesi ile Afrin’i Menbiç ile birleştirmek için harekete geçti ve birkaç köyü aldı.

08 Mar 2017

Wikileaks internet sitesi, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) Siber İstihbarat Merkezi’ne ait olduğu iddia edilen binlerce gizli belge yayımladı.  Wikileaks’ten dün yapılan açıklamada, “Vault 7” adı verilen belgelerin bugüne kadar CIA’den sızdırılan en hacimli arşiv olduğu belirtildi.

Açıklamaya göre, CIA’nın “Yıl Sıfır” (Year Zero) adlı bütün “hacking cephaneliği” sızdı ve ABD hükümeti için çalışan eski hackerlardan biri 8 bin 761 belgeyi Wikileaks’e ulaştırdı. Yayınlanan belgelere göre;

- Siber İstihbarat Merkezi, ABD’nin Virginia eyaletindeki CIA merkezinde konuşlandı. İkinci gizli üssün ise ABD’nin Almanya’nın Frankfurt kentindeki konsolosluğu olduğu, buradan Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın takip edildiği ileri sürüldü.

08 Oca 2017
HALİD Abbud adlı, rejim parlamentosunun sekreteri, Suriye devlet televizyonuna itiraf gibi bir ifşaatta bulunuyor.

IŞİD, Şam’ın yamacında. Ama bombalar Şam’da değil de niye Türkiye’nin şehirlerinde patlıyor, biliyor musunuz” diyor.

“Çünkü” diyor, “Suriye istihbaratı, örgütün kilit kontrol pozisyonlarına sızmayı başardı...”

Ola ki mesaj alınmamıştır diye duymayan bırakmıyor.

“Bu katliamları durdurmak istiyorsanız, yolu Suriye istihbaratıyla işbirliği yapmaktan geçer” diye dostluk göstermeyi de ihmal etmiyor.

Gözden kaçmasın; Reina katliamından sonra geliyor bu ifşaat.

Katliamı Esad rejimi adına üstlenmekten farkı yok.

NE DEMEYE ÜSTLENİYORLAR

Konuşuyoruz, tartışıyoruz ya ‘Terör örgütlerini üstümüze kim salıyor’ diye...

15 Ara 2016
LAFIN tamamı şöyle olacaktı: AB'den stratejik düşman, Putin'den kapı gibi dost olur mu?

Hatta bir adım daha ileri gidiyorum; size “Putin’in Rusya’sı, AB’den daha güvenilir” dedirtebilirler mi?

Halep’te yapacağını yaptıktan sonra tahliye koridorunu açmaya yanaştı. Daha önce ateş çemberinde aç biilaç sıkışmış yüzbinlerce sivil, haftalarca bombardıman altında imdat çığlıkları atarken değil.

Ve Halep yıkıldıktan sonra yol verdiği o ateşkesi dahi çalıştırtmadı, sözde kaldı.

Sadece bu bile Putin’in dostluğuna güvenerek AB’nin gözden çıkarılıp çıkarılamayacağını görmeye yetmez mi?

Türkiye’nin çabalarıyla sağlanan ateşkes açıklandığı sırada Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi şu açıklamayı yaptı: “Halep’te savaş bitmiştir...”

Yani Moskova, Tahran ve Şam işbirliğiyle katledilen katledilmiş, kurşuna dizilen kurşuna dizilmiş, bombalanan bombalanmış, yakılan yakılmış, yıkılan yıkılmış...

Kalan sağların tahliyesine ancak ondan sonra izin veriliyor.

15 Ara 2016
DİKTATÖR Esad'la İran ve Rusya birlikte Halep'i mahvettiler.

Türkiye’nin girişimleriyle ateşkes sağlandığı halde, dün İran yeni şartlar ileri sürüyor, Esad da Doğu Halep’e füzeler atıyordu!

Mahvolan Halep’in doğu kesiminde 50 bin kadar masum sivil ve çocuk kışta kıyamette, aç ve perişan dünyadan imdat bekliyordu.

Sivillerin arasında 1.500 kadar muhalif savaşçı bulunduğu sanılıyor. Bunların önemli bir savaş gücü kalmadığı gibi, Halep Esad’ın eline geçmiş olduğu için önemli bir askeri riskten de bahsedilemez. Buna rağmen 50 bin sivil insana, aranızda muhalifler var diye füze atılıyordu.

Türkiye’nin “insani yardım koridoru” açma çabası da henüz sonuçlanmamıştı.


İSLAM DÜNYASI?
Suriye faciaları gösterdi ki, “İslam dünyası” diye bir siyasi realite yoktur. Arap Birliği’nin de Türkiye karşıtı bildiriler yayınlamaktan başka bir halt edemediği görüldü.

21 Kas 2016

- Bir dünya savaşındayız ama çok az Amerikalı bunun fakında. (Sayfa 2)

- Bu (Obama) yönetim, bizi düşmanımızı layıkıyla tanımlamaktan men etti: Bunlar radikal İslamcılar. (Sayfa 3)

- Kamuoyu önünde bizimle dost olduklarını söyleyen ama düşmanımızla ortak çalışan ülkeler tarafından aptal yerine konulmaya artık tahammülümüz kalmadı. (Sayfa 9)

-Dünyanın acilen bir İslami Reform’a ihtiyacı var ve buna şiddet karışırsa şaşırmamalıyız. (Sayfa 10)

- Nasıl kazanacağız? Düşmanımızı destekleyen rejimlerle doğrudan yüzleşip, onları zayıflatıp mümkün olduğunda da devirerek. (Sayfa 113)

***

BU alıntılar, Donald Trump’ın hafta içi Ulusal Güvenlik Danışmanlığına atadığı Savunma Bakanlığı eski İstihbarat (DIA) Direktörü Mike Flynn’in dört ay önce çıkan kitabı “Savaş Alanı”ndan. Alt başlığı, “Radikal İslam ve onun müttefiklerine karşı süren küresel savaşı nasıl kazanabiliriz”. Amerikan dış politikasının yeni dönemki rehberinden.

30 Eki 2016

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ geldi Washington'a. Ve SETA'nın düzenlediği bir toplantıda Gülen cemaati hakkında konuşurken çok güzel bir yorum yaptı.

Gülencilerin bir görünen yüzü olduğunu, bir de gerçekler olduğunu söyledi. Doğru. Ama sadece Gülenciler için değil, birçok konu için geçerli bu. DEAŞ’la savaştan Türkiye’nin Gülen konusunu ele alışına kadar birçok meselede aynı problem mevcut. Şöyle:

GÜLEN

- Görünen: Türkiye, Gülen’in iadesini birinci öncelik kabul ettiğini söylüyor, ABD de 6 savcı atadığı iade dosyasına ne kadar önem verdiğini.

Sayfalar