Hürriyet

06 Eki 2017

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, vergi artışlarının daha fazla silahı dış borca girmeden almak için gerekli olduğunu söyledi.

Türkiye’nin bir yandan terör saldırılarıyla diğer yandan sınırlarındaki savaşlarla başa çıkmaya çalıştığı bir dönemde silah alımı da ciddi bir iş, dış borcun artması da.

Şimşek’e bağlı Hazine rakamlarına göre Türkiye’nin 2017 Temmuz sonu itibarıyla dış borcu 432,5 milyar dolara ulaştı. Böylece AK Parti’nin 2001 ekonomik krizi nedeniyle gidilen 2002 seçimlerinde iktidarı alıp direksiyona geçmesinden bu yana ilk defa Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İç Hasılanın yarısını geçti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise yüzde 11’e yaklaşan çekirdek enflasyon böylece 2004 Şubat’ından bu yana en yüksek düzeye ulaştı. Evet, IMF ve Fitch’in Türkiye büyüme tahminlerini yükseltmesi olumlu gelişme, ama bu olumsuz gelişmeler de var ve Mehmet Şimşek bunu en iyi bilecek durumdaki birkaç devlet yetkilisinden biri.

Neticede araç alımında Avrupa şampiyonu oluyoruz, gelirde Avrupa şampiyonu değilken.

29 Eyl 2017

TÜRKİYE’nin dış politikasının temel stratejik hedeflerinden biri, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması olagelmiştir.

Bu çerçevede bir Kürt devletinin kurulmasının önlenmesi, bunun önünü açacak, bu sonucu hazırlayacak her gelişmenin önüne geçilmesi -en azından kâğıt üstünde ve söylemde- geçmişte Türkiye’nin en kritik öncelikleri arasında yer almıştır. Irak’ta Kürtlerin bağımsızlığını konu alan bir referandumun caydırılması bu stratejik önceliğin dayattığı bir gereklilikti.

25 Eylül 2017 tarihi itibarıyla karşımızda duran gerçek, Türkiye’nin yakın döneme kadar Kuzey Iraklı liderlerle yürüttüğü sıcak ilişkilere ve elindeki önemli kaldıraçlara rağmen bu yönde bir caydırıcılığın icra edilemediğidir.

29 Eyl 2017

KUZEY Irak’ta bağımsızlık için yapılan referanduma kilitlenmişiz ama dış politikanın genelinde baş döndüren bir hareketlilik var.

Türkiye, bütün itirazlara rağmen referandum konusunda inat eden Barzani yönetimini köşeye sıkıştıracak, Erbil’e karşı Ankara ile Bağdat’ı yaklaştıracak siyasi, askeri ve ekonomik adımlar atacağını ortaya koydu. Bu konuda artık Barzani tarafının tavrını netleştirmesi, Türk tarafının adımlarını hayata geçirmesi bekleniyor. O yüzden bu konuyu kısa geçip Suriye, Türkiye-Rusya ve Türkiye-ABD ilişkileri gibi konulara biraz göz atalım:

SURİYE’DE ‘ABD GERİLİMİ’

26 Ağu 2017

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün basın toplantısı yaparak, Irak’ta Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu düzenleme planını sert sözlerle eleştirdi ve “Bu referandum gerekirse savaş sebebi sayılmalıdır” dedi.

Bahçeli’nin son dönemde dış politikada yaptığı çıkışların, Türkiye’nin resmi dış politikasına dönüştüğünü siz de fark etmişsinizdir.

Büyük ihtimalle, bu çıkıştan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakan Binali Yıldırım’ın Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumuna yönelik söylemleri de sertleşecek.

Ankara, Bahçeli’nin tavrından sonra, daha önce hep diplomasiyle ikna etmeye çalıştığı Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani’yi “sertlikle yola getirme” yöntemine başvurabilir.

17 YILLIK TEMSİLCİYE SINIR DIŞI KARARI

22 Ağu 2017

ABD, terörist saydığı PKK ile Suriye’de IŞİD’e karşı ortak operasyona giriyorsa, Türkiye komşusu İran ile PKK’ya karşı ortak operasyona neden girmesin? Soruyu böyle sorduğunuz zaman taşlar bir şekilde yerine oturuyor, ama başka sorular da var.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün Ürdün’e hareketinden önce soru üzerine İran ile Irak’ta terörist örgütlere karşı ortak operasyona gidebileceğini söylemesi akla bazı sorular getiriyor.

Ortada birden fazla soru olmasının nedeni zaten birden fazla çelişki olması.

Çelişkilerin başında, hükümetin varoluşsal tehdit saydığı PKK ve Fethullahçı örgütü ABD ve Almanya gibi NATO önemli müttefiklerinin varoluşsal tehdit olarak görmemesi. ABD ve Almanya’nın PKK’yı terörist örgüt saydığı doğru... Ama terörist örgüt saymakla varoluşsal tehdit görmek, yani kendi varlığına karşı tehdit görmek aynı şey değil.

08 Ağu 2017

 

Ne varmış canım müftüler de nikâh kıysa...

Böyle diyorlar.

Anlatalım o zaman...

Birincisi, müftülere nikâh kıydırmak Anayasa’ya açıkça aykırı.

Anayasa’nın İnkılap Kanunlarının Korunması başlıklı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik niteliğini koruma amacı güden 174. maddesinin 4. fıkrasında nikâhı kimin kıyabileceği açık ve net şekilde yazılmıştır; Medeni Kanun’daki gibi ‘evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağı’ belirtilir.

Nikâhı din adamlarının kıyması Anayasa’ya aykırıdır ve laiklik ilkesini doğrudan ihlal etmektedir.

Bunun hukuki açıdan tartışılacak bir yanı yok.

KORUNMASI HEDEFLENEN KESİM KADINLARDI

08 Ağu 2017

Geçen haftaki füze denemesiyle ABD’nin doğu sahillerini bile vurabileceklerini kanıtladılar. Artık New York ve Washington DC bile ateş menziline girince dünyanın gözü buraya çevrildi. Kuzey Kore... Gezegenin en dışa kapalı, en merak edilen ülkesi. Dünya nükleer krizle çalkalanırken beş gün beş gece oradaydım. Kuzeyinden güneyine, başkent Pyongyang’dan antik başkent Kaesong’a kadar bütün ülkeyi gezdim. Yabancılara verilen izinleri zorladım; yerel lokantalarda yiyip halk pazarlarını gezdim. Düğünlere katılıp, halkla temas kurdum. Dünyanın en silahlı sınırı denilen Kuzey-Güney Kore hududuna gittim; resmi yetkililerle konuştum. Ulusal orkestranın senfoni konserini dinleyip Zafer Günü kutlamalarını izledim. Bugüne kadar bildiklerimle gördüklerimi kıyaslayınca çok şaşırdım. Burası ‘son duvar’ın arkası.

03 Ağu 2017

 

Yazımızın başlığı son dönemlerde ABD iç politikasındaki en önemli uzmanların ve siyaset yapıcılarının ciddi bir şekilde takındığı tavrın göstergesi. Neden mi? Başkan Donald Trump’ın marjinal hamleleri zaten herkes tarafından biliniyor.

Başkan Trump tarafından gelen sert söylemlere ve çoğu zaman uzlaşmadan kaçan yaklaşımlara aşinayız. Ancak bu sadece Trump’tan kaynaklanan bir durum değil. ABD’nin dünyadaki gücü Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’na göre ekonomik ve askerî olarak daha da artmış durumda. Ancak dünya geneline yaydığınız zaman, ABD kadar olmasa da artık ABD’yi dengeleyecek unsurlar ve ittifaklar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla belki bir tane ABD var, ama birkaç tane en az ABD’ye denk ittifak oluşması gayet muhtemel.

Birkaç örnekle Amerikan dış politikasındaki eski yaptırım gidişatının artık neden yapılamayacağını görelim.

27 Tem 2017

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İmzalar atıldı” açıklamasından sonra “S400 tartışması” yeniden alevlendi.

Tartışmanın bir tarafında, ABD başta olmak üzere NATO müttefikleri var. Diğer tarafta ise, “Siz bize engel çıkarırsanız, biz de başımızın çaresine bakarız” mesajı veren Ankara...

Peki, ABD ve diğer NATO müttefikleri Türkiye’nin S400 füze sistemlerini almasına neden karşı çıkıyor?

Büyük ihtimalle birinci sıraya “Müşteri kaybetmeme” seçeneğini yazmışsınızdır.  Doğrudur.

Patriot, Toma Hawk gibi füze sistemlerini, hem de nazlanarak satıp, iyi para kazanmak varken, Türkiye’nin Rusya’dan füze almasına niye sıcak baksınlar ki?


“ORTAK DÜŞMAN” STRATEJİSİ
Ancak mesele sadece para meselesi değil.

08 Haz 2017

Tasarının özetini okudunuz değil mi, okumayan kalmamıştır.

Şu şekilde başlıyor; “Ülke sanayisinin canlandırılması, yerli ve yabancı yatırımcılar için yeni sanayi alanlarının oluşturulması, mevcut sanayi alanlarının geliştirilmesi, yatırımların bürokratik sürece takılmadan hızla hayata geçirilebilmesi…” diye devam ediyor.

Sonlara doğru şu kelimeler de var: “ …çarpık kentleşmeyi ortadan kaldırmak, yaşanabilir, yeşil ve ferah yerleşim alanları sağlamak amacıyla altyapı, üstyapı ve taşınma noktasında kredi destekleri vererek kent içinde kalan sanayi sitelerinin kent dışındaki alanlara taşınmasının sağlanması…”

Çarpık kentleşmeyi ortadan kaldırmak, kıyıları imara açmak, zeytinlikleri kesmek, hepsini aynı cümlede bir çırpıda söyleyince, ne bileyim, mantıklı mı geliyor?
 
Tarlayı sanayiye vermek, tarımı, ağacı, çiftçiyi değil, büyüğü, betonu korumak…

Sayfalar