Hürriyet

02 Şub 2014

Başbakan’ı her kanalda her dakika görmek beni kesmiyor.

Çok alıştım kendisine. Günlük rutin fırçamı yemeden güne başlayamıyorum. Neyse ki hologram imdadımıza yetişti. Böylece olmadığı yerlerden de bize seslenebilecek.

Şenay’ın 70’li yıllardan bir şarkısı vardır, aranızda hatırlayanlar olacaktır, adı ‘Doy Doy, Doyamadım Türkiye’me’. Güftede memleketin neredeyse bütün şehirleri sayılır ve hiçbirine doyum olmaz. Örneğin “Doy doy doy doy doooy, doymadıım Kayseri’yee”... Sağlam melodili, döneminin ilerisinde bir parçadır. Bu ara sürekli kulağımda çalıyor. 

Farkında mısınız, son aylarda hayatımızda en sık gördüğümüz kişi Başbakan! Ben, ailem ve arkadaşlarımdan daha çok, kendisiyle karşı karşıya geliyorum! Zira gazete okumasan, radyo- televizyon açıyorsun, internete giriyorsun, en olmadı bir yerde posterine rastlıyorsun. 

Huşu içinde fark ettim ki Sayın Erdoğan’ı zaman zaman kendimden bile çok görüyorum! Abartma değil. Günde 20 defa aynaya bakmıyorum mesela ama kanalları zaplarken beş dakika içinde 20 kanalda peş peşe kendisine rastladığım oluyor. 

22 Ara 2013

İş geçen hafta silah belgesiydi. Bu hafta silah rezaletine dönüştü.

En önce, hükümetin yaptığı resmi açıklamalar sorunlu. Ben geçen hafta, TÜİK kayıtlarına göre Suriye’ye 2013 Haziranı’ndan beri gönderilmiş, 9303 kodlu av tüfeği türü ‘Askeri Amaçlı Olmayan Silah’ sevkıyatlarını sordum. Ama Gümrük Bakanlığı, benim bu silahlar için ‘harp silahı’ dediğimi iddia etti. Yazımı çarpıttılar. Sonra da yazmadığım şeyler üzerinden beni iftira atmakla suçladılar. Böylesini ne gördüm ne duydum.

*

İkincisi… Sanırım bunu çoğunuz biliyorsunuz. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz çıktı. Parlamentoda yazıma cevap verip Türkiye’nin Suriye’ye ihraç ettiği silahların ‘spor amaçlı’ olduklarını söyledi. Şimdi gelin beraber bakalım. Nasıl bir spormuş bu!

*

16 Ara 2013

Hükümet her fırsatta “Suriye’ye silah sağlamıyoruz” diyor.

Ancak Türkiye’den Suriye’ye Haziran'dan beri giden 47 ton silahın belgesi var. Bahsi geçen belgenin kaynağıysa Birleşmiş Milletler ve TÜİK.

Durumu önce Birleşmiş Milletler verilerinde fark ettim. Ülke gümrüklerinden gelen bildirimlere dayanarak yeni bir uygulama başlattı BM. Dünyada gerçekleşen tüm ithalat-ihracat faaliyetlerini istatistik departmanına bağlı Comtrade (mal ticareti) veritabanına yüklüyor… Ve geçen aydan beri de bilgileri Comtrade’in web sitesi üzerinden kamuoyuna açıklıyorlar.

01 Ara 2013

KÜRT petrolü ve gazının Türkiye’ye taşınması için önceki gün Başbakan Erdoğan ile K.Irak Yönetimi Başbakanı Barzani arasında yapılan 3 saatlik görüşmede 6 adet anlaşmanın imzalandığı ortaya çıktı. Bunlardan 5’inin sözleşme, birinin ise TEC’in K. Irak’ta yapacağı petrol arama sahalarına ait protokol olduğu belirtiliyor.

18 Kas 2013

Yarın Davutoğlu, ay sonunda da Kılıçdaroğlu geliyor Washington’a. Öğrendiklerimi aktarmaya çalışacağım.

ABD Dışişleri’ni zorladım. Hafta içi Atlantic Council’de Türkiye’den Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’a yönelttiğim sorudan başka yanıt vermeyeceklerini söylediler. Nuland o gün “Daha fazla açıklık, daha fazla basın özgürlüğü, daha fazla hesap verme sorumluluğu taşıyan bir hükümet talep eden Türklerin tarafında duruyoruz” diyerek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyaretinde kullanılacak tonu ortaya koydu aslında. Ve gerginleşen ikili ilişkileri yumuşatmak için düşünülen ziyareti, Suriye, Mısır, İsrail ekseninde bir tür ‘Mission Impossible’a çevirdi. Yine de bir şeyler bulabilir miyim diye cuma sabahı Pentagon’a gittim. Öyle ya… Bir de füze işi var.

Füze uzmanları

15 Kas 2013

Erdoğan’ın bazı mitingleri rock konserlerini hatırlatır bana. Ona delicesine hayran insanlar görürüm. Rock konserine gelmiş gibi, ağlayan, bağıran, üstünü başını yırtan, heyecandan fenalık geçiren. “Öl de ölelim” diye slogan atan...

17 Eyl 2013

Yönetmelik çıkarıp içkiyi 24 yaşındaki koca adamlara, kadınlara bile yasaklamaya kalktıysanız...“İçki içmeyin, üzüm yiyin”, “Aksırana, tıksırana kadar içiyorlar”, “Alkolünü al evinde iç” dediyseniz...  İçki reklamını, gece 22.00’den sonra içki satışını yasakladıysanız... * Televizyonunuzun genel müdürü çıkıp bir kadın sanatçıya “Aşüfte” dediyse... Aynı televizyon kanalı, konuk kadın sanatçının kolsuz elbisesini örttüyse... Kızlar şort, mayo, külotlu çorap ve tayt gibi dans kostümleriyle yarı müzikal bir dizide boy gösteriyor diye bir kanala 400 bin lira...   Başka bir programda yarışmacılar dansöze para yapıştırdı diye “Genel ahlaka ve Türk aile yapısına aykırıdır” diyerek 200 bin lira ceza kestiyseniz...

16 Eyl 2013

Penguen belgeselinin hasını Türkiye Suriye’de çekiyor. 2.5 yıldır yaşanan çarpıklıkların bir dökümü…

Türk hükümeti, olaya başından beri hiçbir zaman vatandaş güvenliği penceresinden bakmadı. 20 Ağustos 2012’de Gaziantep’te 10 kişi, 11 Şubat 2013’te Cilvegözü’nde 18 kişi, 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da 52 kişi öldü. Bombalarla... Ve bu olayların hiçbirinde hükümetten kimse sorumluluk üstlenmedi. En kötüsü… Reyhanlı’dan beş gün sonra Başbakan Washington’da Obama’yla buluştu. Sanki o patlama savaşa girmiş bir ülkenin uğrayacağı kaçınılmaz bir zayiatmış gibi…

05 Eyl 2013

"BANA yalan söylettiler.”

Bu itiraf dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’a  ait. 2003’te Amerika Saddam’ı devirmek üzere Irak’a girmeden önce dünya çalkalanıyor, Powell tamamlıyor, “Irak kimyasal silah üretiyor, Irak’ta kitle imha silahları var”. Madem kimyasal silah var, o zaman saldıracaksın. Dünya bunu oybirliği ile onaylıyor. Amerika, Irak’a giriyor, savaş çıkıyor. Ancak, Powell’ın daha sonra, hem de Birleşmiş Milletler’de itirafı müthiş: “Irak’ta kimyasal silah yoktu, bana yalan söylettiler”. O yalan ilk değil. Bir süre önce CIA belgeleri ortaya çıkıyor, Vietnam yalanı. Silah tüccarları 60’larda Başkan Johnson’a savaş baskısı yaparken, dünya aniden bir haberle çalkalanıyor: “Vietnam savaş gemileri Amerikan donanmasına saldırdı”. Saldırı filan yok, CIA belgeleri kırk yıl sonra bunun yalan olduğunu sergiliyor. Ama, o yalan üzerine Amerika Vietnam bataklığına saplanıyor, savaş yıllarca sürüyor.

28 Ağu 2013

PYD Lideri Salih Müslim, Esad’ın elinde kimyasal silah bulunduğunu ancak bunu BM heyetinden 5 kilometre ötede kullanacak kadar aptal olmadığını söyledi.

Müslim, “Saldırının arkasında Suriye rejimini suçlamak, ardından da eylem görmeyi bekleyen bazı diğer kesimler olduğuna inanıyorum. Kimyasal saldırıyı muhalifler gerçekleştirdiyse, kim cezalandırılacak” dedi.

SURİYE’de PKK’ya yakınlığıyla bilinen Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) lideri Salih Müslim, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Şam’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirecek kadar aptal olmadığını söyledi. İngiltere merkezli haber ajansı Reuters’a konuşan Müslim, Esad rejiminin savaşta avantajlı konumdayken kimyasal silah kullanacağına inanmadığını belirterek, “Rejimin elinde kimyasal silah var ama bunları Şam çevresinde, kimyasal silah araştırması yapan BM heyetinden 5 kilometre ötede kullanmazlar. Elbette ki bunu yapacak kadar aptal değiller” dedi.

Sayfalar