Radikal

23 Kas 2015

Türkiye, Suriye konusunda ne ABD ile ne Rusya ile ne de uluslararası toplumun genel yaklaşımıyla uyum içinde. Sorun sadece uyumsuzluk mu?

Türkiye için bu haftanın en önemli dış politika olayı Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 25 Kasım tarihi için planlanan ziyaretidir. Lavrov 2004 yılından beri Dışişleri Bakanı. Bu süre zarfında Türkiye'de beş  Dışişleri Bakanı ile muhatap oldu. Dolayısıyla, hem kendi ülkesinin dış politikası bakımından kurumsal hafızayı oluşturuyor, hem Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanları arasındaki kişilik farklarını, hem de Türkiye'nin dış politikasının nasıl bir seyir izlediğini ilgiyle  gözlemliyor. Lavrov açısından bakıldığında herhalde Türkiye şaşırtıcı bir dış politika grafiği gösteriyor. Bunu yakalamak ve dış politikanın satranç tahtası üzerinde bu grafiğe göre hamle yapmak ona büyük zevk veriyor olmalı.

18 Kas 2015

2011'den bu yana Fransa'nın Suriye politikasının ana ekseni Esad'ın devrilmesi oldu. Charlie Hebdo saldırısının ardından dahi Hollande Esad'ı en az IŞİD kadar büyük bir sorun olarak görmeye devam etti. Fakat son saldırının ardından Fransız parlamentosunda yapılan tartışmalar gösteriyor ki Hollande Suriye'deki önceliklerini değiştirmeye zorlanacak.
Paris saldırısı IŞİD hakkında bize neler söylüyor?

IŞİD hiç bir zaman amacı sadece Batı’yı terör saldırılarıyla dize getirmek olan basit bir terör örgütü olmadı.

IŞİD ‘devlet’ olma iddiasında oldu.

Kendisini destekleyenlere, kendi saflarında savaşanlara bir ‘İslam devleti’ vaat etti.

Irak ve Suriye’de kontrol ettiği geniş alanda vergi topladı, güvenliği sağladı, altyapı, sağlık ve eğitim hizmetleri verdi.

18 Kas 2015

Ankara'nın canını sıkan "Fırat'ın doğusu"ndaki ilişki ile belirli Kürt unsurların canını sıkan "Fırat'ın batısı için YPG yasağı"nın "takas"ı mı söz konusu? Washington hesabı buymuş gibi görünüyor.

“Daiş” ya da “IŞİD” ile mücadele zaten öyle pek kolay iş değil. Amerikalıların işi ise hepten zor. “İslam Devleti”ne karşı “uluslararası koalisyon”u oluşturan onlar. Başını çeken ve IŞİD’i bir numaralı tehdit ilân ederek, Başkan Obama’nın tanımıyla, ona karşı “degrading and destroying” stratejisini, yani “güçten düşürme ve ezme” stratejisini formüle eden ve bu stratejiyi yürütmeye çalışan onlar. Kimseyi memnun edemeyecek olan da onlar.

11 Kas 2015

Amerika neden Kürtlerin kontrol ettiği alanda konuşlandırılmak üzere 50 Amerikan askerini kuzey Suriye'ye gönderiyor?

Geçen hafta Amerika’dan ilginç bir açıklama geldi.

Amerika’nın IŞİD'e yönelik operasyonlarının koordinasyonunu sağlayan Albay Steve Warren, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan Kürt güçlere, yani YPG’ye, bugüne dek hiç silah vermediklerini ve bundan sonra da vermeyeceklerini açıkladı.

Silahların yeni kurulan Suriye Demokratik Güçleri içerisindeki Arap Koalisyonu’na gittiğini ve bu gruba gitmeye devam edeceğini söyledi.

Türkiye, Amerika’nın kararından memnuniyet duyduğunu açıkladı.

Oysa durum tam da Warren’ın söylediği gibi değil bence.

Amerika’nın böyle bir açıklamayla ne yapmaya çalıştığı açık.

İncirlik’i kullandığı bir dönemde, açık açık YPG’ye silah veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz diyerek Türkiye’yi kızdırmak istemiyor.

05 Kas 2015

PKK yöneticilerinin 2 Kasım 2015 itibariyle tartışmalı olmadığı anlaşılan bu tespiti niye bir türlü anlamadığı, daha da önemlisi anlamak istemediği en mühim konulardan biridir.

PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Murat Karayılan Eylül 2015’te ANF’de yayınlanan röportajında “Çözüm sürecini AKP’nin ve Erdoğan’ın bitirdiğini söylüyorsunuz. Bunun ardında bir seçim stratejisi olduğunu belirtiyorsunuz. Eğer böyle düşünüyorsanız, şiddeti tırmandırarak bu stratejiye en büyük katkıyı siz yapmış olmuyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt vermişti: “Biz yürüttüğümüz kendimizi savunmadır. Şiddeti biz değil, AKP tırmandırıyor. Bu savunma temelinde verdiğimiz cevabın AKP’nin stratejisine en büyük katkıyı yaptığını da düşünmüyorum. Burası tartışmalı bir husustur. Bizim kendimizi korumamız, darbe yemeden onları boşa çıkarmamız, kendi demokratik sistemimizi geliştirmemiz onların hesabını tümüyle boşa çıkarabilir. Bu yüzden, mevcut yürütülen sürecin AKP’nin stratejisine hizmet ettiği tespiti tartışmalı bir tespittir.”

22 Eki 2015

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 1 Kasım sonrası HDP'nin geniş tabanlı bir koalisyon içinde yer alabileceğini belirterek, "Eğer koalisyonda bize iş ve görev düşerse - ki biz buna açık olacağız - AKP ve CHP dahil olmak üzere oturup konuşacağız" açıklamasını yaptı.

RADİKAL - HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Ankara Katliamı, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ankara katliamı için 'HDP'ye taziye telefonu' açması, seçimden sonra ortaya çıkacak durum ve koalisyon ihtimalleri üzerine açıklamalar yaptı.

Demirtaş, 1 Kasım seçimlerine 10 gün kala Cumhuriyet gazetesinden Murat Sabuncu, Erdem Gül ve Mahmut Lıcalı'nın sorularını yanıtladı. Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP hakkında “Parti demeye dilim varmıyor. Ben onlara organizasyon diyorum” dedi. Bu ifadeyi nasıl buldunuz?

21 Eki 2015

Türkiye'deki kutuplaşma ve bunun seçim sandığına yansımaları, Merkel'in İstanbul'a gelip, Tayyip Erdoğan ile altın varaklı koltuklarla poz vermesinden hiç etkilenmeyecek düzeyde.

BERLİN- Bertolt Brecht’in “Üç Kuruşluk Opera” adlı eseri, evinin yaklaşık bir kilometre ötesindeki tiyatrosu Berliner Ensemble’de sahnelenmeye devam ediyor.

Önünden geçerken zihnimi şu soru yaladı: Acaba, Brecht hayatta olsaydı Angela Merkel’in İstanbul ziyaretinden “Üç Milyar Euro’luk Operet” adıyla bir eser çıkartır mıydı?

Angela Merkel, İstanbul’da Ahmet Davutoğlu ve arkasından müthiş bir “Üçüncü Dünya görgüsüzlük” örneği olarak altın varaklı koltuklarda Tayyip Erdoğan ile görüşürken, AB adına yürüttüğü görüşmeleri, tam ters yönden, Almanya başkentinden izlemek ilginç oldu.

Merkel’in İstanbul’da bulunduğu gün ve ertesinde (pazartesi) tüm gazeteler ve ekleri, Türkiye ile ilgili yazılarla doluydu.

Sayfalar