koronavirüs

mart ayında 14'ü koronavirüsten en az 113 işçi yaşamını yitirdi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) koronavirüs salgınının yaşandığı bu günlerde Mart ayı İş Cinayetleri Raporunu açıkladı. Rapora göre Mart ayında koronavirüs nedeniyle 14, genelde en az 113 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İSİG, raporu “Yaşamak ve yaşatmak için salgın sürecinde çalışmaktan kaçınma hakkımızı kullanmalıyız” başlığı ile yayınladı. Korona 14 canımızı aldı - Mart ayında tespit edebildiğimiz Covid-19 nedenli en az 14 işçi ölümü var. Daha fazla ölen olabilir ama bilgilere ulaşmak şu an için çok zor. - 113 emekçinin 100’ü ücretli (işçi ve memur), 13’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi, balıkçı ve esnaf) oluşuyor. - Ölenlerin 11’i kadın işçi, 102’si erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, gıda, büro, metal, enerji ve sağlık işkollarında gerçekleşti. - İki çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım ve metal işkollarında gerçekleşti. - 51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 18 emekçi bulunuyor: Çiftçi, balıkçı ve esnaflar ile gıda, büro, inşaat, enerji taşımacılık, konaklama, güvenlik ve genel işler işçileri. - Mart ayında 6 göçmen/mülteci işçi yaşamını yitirdi, 2’si Suriyeli, 1’i Afganistanlı, 1’i Gürcistanlı, 1’i Özbekistanlı ve 1’i Rusyalı. - Ölen işçilerin biri sendikalı. Sendikalı işçi (kamu çalışanı) eğitim işkolunda çalışıyordu. - Ölümler en çok tarım, taşımacılık, inşaat, metal, enerji, ticaret/büro, metal, sağlık, belediye/genel işler, konaklama ve gıda işkollarında gerçekleşti.  - En fazla ölüm nedenleri sırasıyla trafik/servis kazası, ezilme/göçük, covid-19, yüksekten düşme, kalp krizi, zehirlenme/boğulma, şiddet elektrik çarpması ve intihar. İş cinayetlerinin şehirlere göre dağılımı 20 ölüm İstanbul’da; 8 ölüm İzmir’de; 6 ölüm Kocaeli’de; 5’er ölüm Adana ve Antalya’da; 4’er ölüm Aydın, Bursa ve Sakarya’da; 3’er ölüm Ağrı, Ankara, Malatya ve Trabzon’da; 2’şer ölüm Afyon, Hatay, Kastamonu, Manisa, Mardin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Nevşehir, Tekirdağ, Zonguldak ve Irak’ta; 1’er ölüm Adıyaman, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Çankırı, Diyarbakır, Erzincan, Gaziantep, Giresun, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Ordu, Şırnak, Tokat, Tunceli ve Fransa’da yaşandı.  
özel sağlık kurumu çalışanlarının durumu
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, koronavirüs (covid-19) pandemisi sürecinde özel sağlık kuruluşlarında ve muayenehanelerde çalışan hekim ve sağlık çalışanlarının durumuna dikkat çeken yazılı bir açıklama yaptı. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin son yıllarda korunmasında ve emeklerinin karşılığını almada yaşadığı sorunların pandemi sürecinde iyice belirginleştiğini belirten TTB Merkez Konseyi’nin konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “kamu/özel hastanelerde bütün hekimler ve sağlık çalışanları COVID-19 pandemisine karşı her gün büyük bir özveriyle çalışmaya devam etmektedir.” denildi. Açıklama şöyle: Özel Kuruluşlarda ve Muayenehanelerde Çalışan Hekimlerin ve Sağlık Çalışanlarının Mağdur Olmaları Önlenmelidir  Her yerde ‘Evde Kal Türkiye’ çağrısı yapılırken kamu/özel hastanelerde bütün hekimler ve sağlık çalışanları COVID-19 pandemisine karşı her gün büyük bir özveriyle çalışmaya devam etmektedir. Her zaman geçerli olan ama salgın dönemlerinde hiç akıldan çıkarılmaması gereken şey sağlık hizmetinin bütünlüğüdür. Kimin koronavirüsü taşıdığının ve ne zaman hangi kuruma başvuracağının öngörülemeyeceği, sağlık hizmetinin özel – kamu ya da muayenehane arasındaki sevklerden, konsültasyonlardan, yoğun bakım yatak paylaşımına kadar yaygınlık ve bütünlük taşıması zorunlu olan bir süreçten geçmekteyiz. Kuşkusuz Pandemide sağlık, çevre bakım ve temizliği, ulaşım ve gıda temini öncelikli ve desteklenmesi gereken sektörler olarak tanımlanır. COVID-19 gibi küresel bir Pandemi döneminde işletmeleşmiş kamu sağlık kurumlarının kamusal bir yapıya dönüştürülmesi daha kolay olmakla birlikte, özel sağlık sektöründen hizmet alımını düzenlemek özel bir programı ve desteği zorunlu kılar. Yasal ve etik olarak bütün gücüyle kendisini salgınla mücadeleye göre düzenlemesi gereken özel sağlık kurumlarında başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanları zaten görevlerinin başındadır ve üzerlerine düşenleri yapmaya hazırdır. Özel hastane sahipleri tarafından da bu yönde açıklamaların yapıldığı görülmektedir. Bu bakışla, salgın döneminde sağlık hizmetinin bütünlüğünün ve sürekliliğinin sağlanması ve özel sektörde hizmet sunanların da mağdur edilmemesi çok önemlidir. Ne var ki, özel sağlık kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızın son yıllarda emeklerinin karşılığını almada yaşadığı sorunlar pandemi sürecinde iyice belirginleşmiştir. Meslektaşlarımızdan Tabip Odalarımıza ve Birliğimize bu konuda gelen başlıca yakınmalar şunlardır:  1) Geçmiş (Ocak/Şubat 2020) aylarına ilişkin hakediş ödemeleri ötelenmektedir. Hasta sayısının azalması gerekçe gösterilerek salgının ülkemizde tam olarak yaygınlaşmadığı Mart ayındaki hakedişler bile kesilebilmektedir. 2) Sokağa çıkması yasak olan 65 yaş üstü hekimler göreve ve nöbete çağrılabilmektedir. 3) İstifa etmek isteyen veya kronik hastalığı bulunan hekimlerin istifaları kabul edilmemektedir. 4) Bir özel hastaneden ayrılarak bir başka özel hastane ya da tıp merkezine başlayacak hekimlerin ayrılışları yapılmamaktadır. 5) Hekimlerin çalışma gün ve saatlerine ilişkin değişiklikler yazılı olarak değil, sözlü olarak bildirilmektedir. 6) Birçok özel hastanede hekimler işten çıkarılmakta ya da periyodik olarak ücretsiz izne gönderilmektedir. 7) Özel sağlık kuruluşlarında sabit ücret almayıp yalnızca hakediş sistemine göre çalışan hekimlerin sayısı ne yazık ki oldukça fazladır. Olağan sağlık hizmetinin ve talebinin çok azaldığı bu dönemde bu meslektaşlarımızın gelirleri çok azalmıştır. Öte yandan hiçbir sabit geliri olmayan muayenehane hekimleri bu süreçten en fazla etkilenen kesimlerin arasındadır. Muayenehanelerin neredeyse tamamı salgın nedeniyle öngörülemeyen bir süre boyunca çalışmalarına ara vermiş olup buna karşılık kira, stopaj, personel ücretleri gibi sabit giderleri devam etmektedir. Hekimlerin bu zor dönemi daha kolay atlatabilmelerine yönelik çözüm önerilerimiz: 1) İçinde bulunduğumuz pandemi bütün toplumun dayanışma içinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu anlamda, özel sağlık kuruluşlarının sahiplerinin hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşulları konusunda özenli olması ve etik değerlere uygun davranması beklenmektedir. 2) Geçmiş aylardan kalan gecikmiş hakedişlerin ivedilikle ödenmesi sağlanmalıdır. 3) Özel hastanelerde hekimlerin işten çıkarılmaları ve ücretsiz izinler yasaklanmalıdır. 4) Özel sağlık kuruluşlarında çalışan gebe veya anne hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ücretli izin alabilmesi sağlanmalıdır. 5) Özel sağlık kuruluşlarında çalışan 65 yaş üstü hekimlere (ve diğer sağlık çalışanlarına) talepleri durumunda ücretli izin verilmelidir. 6) Uzmanlık alanı gözetilmeksizin tüm muayenehane hekimlerinin bu süreç boyunca personelleri için kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmeleri sağlanmalıdır. 7) Hekimlerin bu döneme ait vergi ve sigorta primlerinde muafiyet ve/veya öteleme benzeri destekler sağlanmalıdır. 8) Mesleğini serbest olarak icra eden hekimlerden salgın nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşenlerin talepleri halinde kredi kartı borcu, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın süresince faiz işletilmeden ertelenmelidir. 9) Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin talep etmeleri halinde kamu hastanelerinde istihdam edilmesini sağlayan düzenlemeler yapılmalıdır. 10) Özel sağlık kuruluşlarındakiler de dahil olmak üzere bütün hekimlerin ve sağlık çalışanlarının gelirleri ve özlük hakları devlet güvencesi altına alınmalıdır. Bu güvence, özel hastane ile yapılan farklı sözleşme biçimlerinden bağımsız olarak bütün hekimleri kapsamalıdır.
şok markete protesto işçileri yürüterek çalıştırıyor
Şok Market, işçileri yürüterek eve servis yaptırmaya başladı. Koronavirüs (Covid-19) salgını ile birlikte, internet üzerinden alışverişler artmaya başladı. Şok Marketler zinciri de, ‘CepteŞok’ adıyla evlere servis uygulaması başlattı.  Siparişleri veren kişiler market işçilerinin ağır poşetleri yürüyerek getirmesi üzerine #ŞokMarketBoykot diyerek sosyal medya üzerinden bir protesto kampanyası başlattılar. Şok Market yönetimi, market işçilerine herhangi bir ulaşım aracı vermediği gibi, işlerin artmasına rağmen yeni işçi alımı da yapmıyor.
virüs salgını yeni işsizler yaratıyor
CHP, koronavirüs salgını sebebiyle kapatılan iş yerleri sebebiyle oluşabilecek işsizlik sorunu hakkında bir çalışma gerçekleştirdi. Çalışmaya göre; farklı iş alanlarında görev yaparken salgın nedeniyle geçici ya da kalıcı olarak işten çıkarılanların sayısı tahmini olarak 5 milyon 190 bini bulabilir. Koronavirüs salgını etkisini ekonomide de gösterirken; özel sektörde geçici ya da kalıcı olarak işten çıkarılanların sayısı her geçen gün artıyor. CHP bu kapsamda yaptığı araştırmada, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle kapatılan iş yerlerinde 5 milyon insanın işsiz kalabileceği sonucuna ulaştı.  5 milyon yeni işsiz beklentisi Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Lıcalı'nın haberine göre; koronavirüs salgını dolayısıyla ülke genelinde olağanüstü tedbirler alınırken, Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın kararlarıyla pek çok iş yeri de kapatıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kapatılan iş yerleri nedeniyle kimsenin işten çıkarılmaması ve işsiz kalanlara işsizlik fonundan ödeme yapılması çağrısı yaparken; partide yapılan bir çalışma işsizliğin ulaşabileceği boyutları gösterdi.  CHP'nin gerçekleştirdiği çalışmada koronavirüs salgını dolayısıyla kapatılan iş yerlerinde istihdam edilen kişi sayıları çalışma alanlarına göre sıralandı. Buna göre Türkiye genelinde faaliyetlerine geçici olarak son verilen iş yeri sayısı toplamda 144 bin 690 oldu. CHP'nin çalışmasına göre farklı iş alanlarında görev yaparken salgın nedeniyle geçici ya da kalıcı olarak işten çıkarılanların sayısı tahmini olarak 5 milyon 190 bini buluyor.  İşsiz kalanlar ve çalışma alanları - Berber, kuaför ve güzellik salonunda istihdam edilirken şu an salgın nedeniyle çalışamayan kişi sayısı 504 bin kişi. - Alışveriş merkezlerinde istihdam edilen ve şu an çalışamayan kişi sayısı 500 bin kişi. - Kahvehanelerde işletmeci ve garson olarak istihdam edilirken, şu anda çalışamayan kişi sayısı 259 bin kişi. - Salgında eğitime ara verilen okullar, üniversiteler ve yurtların kantinlerinde çalışan kişi sayısı yaklaşık 150 bin kişi. - Okul servis araçlarındaki şoför ve görevlilerin sayısı yaklaşık 360 bin kişi. - Faaliyetleri sınırlandırılan ya da kapatılan lokanta, restoran ve kafelerde çalışan kişi sayısı 1 milyon 900 bin kişi. - Motorlu kurye çalışanlarının büyük bir kısmının da ticaretin azalması nedeniyle işsiz kaldığı belirtilirken, bu süreçte işsiz kalanların sayısı 500 bin kişi. - Gündelik olarak evlerde çalışan yaklaşık 1 milyon kişi. - Sokakların boşalması nedeniyle sokaklarda çeşitli gıda ve ürünleri satan sokak satıcılarının 1 milyonunun da işsiz kaldığı tahmin ediliyor.
iktidar özel hastaneleri üzmedi
Salgın nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliği’nde değişikliğe gidildi. SUT değişti ancak özel sağlık kurumları Covid-19 hastalarından ücret almaya devam edecek. Buna karşılık SGK’nın Covid-19 tedavilerinde özellere ödeyeceği ücrette yaklaşık iki kat artış yapıldı. SGK’nın Sağlık Uygulama Tebliği’nde yaptığı değişiklik bugün Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğ ile Covid-19 olası/kesin tanılı hastaların özel hastanelerde yoğun bakım sürecinden önce ve sonra serviste yatış sürecinde yapılacak her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için ilave ücret alınmamasına ilişkin bir düzenleme yapılmadı. Ancak özel sağlık kurumlarının işine yarayan düzenleme hayata geçirildi.  Değişiklik özel hastanelere yaradı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tüm hastaneler için geçerli olan yoğun bakım tedavisinde, sadece pandemi süresince olası veya kesin Covid-19 pozitif olgularına yönelik tedavilerde hastanelere ödeyeceği ücrette yaklaşık iki kat artış yapıldı.  SUT değişikliğinde yoğun bakım tedavisinde sadece pandemi süresince pandemi olgularına yönelik tedavilerde pandemi bakım hizmeti ile pandemi olgularına yönelik tedavilerde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından temin edilen antiserumlar ile ilaçların parenteral formları için SGK’nın hastanelere ödeyeceği ücrette artış yapıldı.  Ücret almaya devam edecekler Özel hastaneler, pandemi hastanesine dönüştürülmesine karşın herhangi bir değişiklik yapılmadığı için Covid-19 olası/kesin tanılı hastaların yoğun bakım sürecinden önce ve sonra serviste yatış sürecinde yapılacak her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için ilave ücret almaya devam edebilecekler. Yapılan değişiklik şöyle:  Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 2.4.4.H (Yoğun bakım tedavisi) numaralı maddesinin altıncı fıkrasında; "Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı) tarafından temin edilen Botulismus Polivalan Antiserumu (Tip A, B ve E), Botulismus Polivalan Antiserumu (Tip A, B, C, D, E, F, G ), ATC kodu “B01AC, B01AD, R07AA” olan ilaçların parenteral formları ile immünsuprese veya immün yetmezliği olan hastalarda ATC kodu “J02AA, J02AC, J02AX, V03AB34” olan ilaçların parenteral formları, ayrıca faturalandırılabilecektir" değişikliği yapıldı.  
virüs neymiş emekçi gençler çalışmaya devam
İçişleri Bakanlığı'nın Valiliklere gönderdiği yeni genelgeye göre 18-20 yaş arasındaki kamu çalışanları, özel sektörde çalıştığını belgeleyenler ve mevsimlik tarım işçileri sokağa çıkma yasağından muaf tutulacak. İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine sokağa çıkma yasağı kapsamında bulunan “18- 20 Yaş” arasındaki gençlerle ilgili uygulama birliğinin sağlanması amacıyla istisnaları içeren ek bir genelge daha gönderdi.  Buna göre 18-20 yaş arasında olup kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, özel sektörde düzenli çalıştığını sosyal güvenlik belgesiyle ortaya koyanlar ile mevsimlik tarım işçileri, sokağa çıkma yasağından muaf tutulacak. Sokağa çıkma yasağından muaf tutulanlar istisna kapsamında olduklarını kanıtlayacak belgeleri yanlarında bulundurmak ve denetimler sırasında bu belgeleri göstermek zorunda olacak.  18- 20 yaş arasındakiler için hangi durumlarda istisna getirileceği, 81 İl valiliğine gönderilen genelgede şu şekilde sıralandı: Buna göre doğum tarihi 01.01.2000-01.01.2002 tarihleri arasında (18-20 yaş aralığında) olmakla beraber; 1- Kamu kurum ve kuruluşlarında memur, sözleşmeli personel veya işçi statüsünde görevli olanlar, 2- Özel sektörde düzenli bir işe sahip olan ve sosyal güvenlik kayıt belgesi ile bu durumu belgeleyenler, 3- Tarımsal üretimin sürekliliği açısından önemli bir fonksiyona sahip olan ve iller arasındaki planlama, seyahat ve konaklama koşulları 03.04.2020 tarih ve 6202 sayılı Genelgemiz ile düzenlenen mevsimlik tarım işçileri, 03.04.2020 tarih ve 6235 sayılı sayılı Bakanlık Genelgesi ile getirilen sokağa çıkış yasağından muaf tutulacak. Bu istisnalar 01.01.2002 tarihinden sonra doğanlara (18 yaşından küçüklere) uygulanmayacak.
sigortasız genç emekçiler ne yapacak
20 yaşın altındaki gençlere sokağa çıkma yasağı geldi ancak “çalışanlar ne olacak?” sorusu yanıtsız kaldı. Sigortalı çalışanlar idari izinli sayılsalar dahi genç çalışanların yüzde 66’sı sigortasız. Hayatını sürdürmek için çalışmak zorunda olan 915 bin gençten hükümet haberdar bile değil, çünkü kayıtdışı çalışıyorlar  BirGün’den Ozan Gündoğdu’nun haberine göre, hükümet geceden sabaha uyguladığı önlemlere bir yenisini daha ekledi. Önceki gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu karara göre 1 Ocak 2000 tarihinden sonra doğanlara sokağa çıkma yasağı getirildi. Fakat kararın ardından hükümetin inatla cevaplamadığı “çalışanlar ne olacak” sorusu yine havada kaldı. Dahası, 20 yaşın altındaki yüzbinlerce çalışan işsizlik veya açlık tehdidiyle yüz yüze. Hükümet bu kesimlerin ne yapacağı konusunda herhangi bir tedbiri halka duyurmuş değil. Ülkenin 20 yaş altındaki işgücü de ne yapacağını bilmiyor. 20 yaş altında kaç yurttaş var? Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019 verilerine göre 25 milyon 543 bin yurttaş 0-19 yaş arasında bulunuyor. Ülke nüfusunun yüzde 30,7’sini oluşturan bu genç nüfus içinde çalışma çağına ulaşanlar da var. Aynı verilere göre yasal çalışma yaşı olan 15 yaşın üzerinde ancak sokağa çıkma yasağının geldiği 20 yaşın altında ise 6 milyon 77 bin yurttaş bulunuyor. Çalışan sayısı ne kadar? TÜİK’in 2019 işgücü istatistiklerine göre 15-19 yaş arasında 1 milyon 385 kişi çalışıyor. Bu kişilerin küçük bir kısmına karşılık gelen 14 bini kendi hesabına çalışırken, yüzde 98,9’una karşılık gelen çoğunluğu ya ücretli ya da ailesinin yanında ücretsiz biçimde emeğiyle geçiniyor. Ailesinin yanında çalışanlar hariç tutulursa ülkede tam 1 milyon kişi 15-19 yaş arasında ve bir patronun nam ve hesabına çalışıyor ve ücret geliri elde ediyor. Çalışanlar sigortalı mı? Hükümetin aldığı tedbire göre sokağa çıkma yasağı gelen çalışanlara ücretli idari izin veriliyor. Ancak bu kapsamdan faydalanmak için çalışanın bir sigorta kaydı olmak zorunda. Öte yandan sigortasız işçi çalıştırmanın yasak olduğu Türkiye’de genç çalışanların büyük çoğunluğu sigortasız çalışıyor. TÜİK 2019 işgücü istatistiklerine göre 1 milyon 385 bin genç çalışanın yalnızca 470 bini sigortalı. 915 bininin bir sigorta kaydı dahi bulunmuyor. Maalesef bu 915 bin genç, hükümetin açıkladığı önlem karşısında çaresiz. İşsizlik oranı ne kadar? 20 yaş altında bunca çalışana karşılık, ülkede yüzbinlerce genç çalışmak istiyor ancak iş bulamıyor. TÜİK verilerine göre 2014’te 281 bin olan 15-19 yaş arası işsiz sayısı 5 yılda yüzde 32 oranında artışla 371 bine yükseldi. Böylece ülke çağında yüzde 13,7 olan işsizlik oranı bu yaş grubunda yüzde 21,1 olarak hesaplanıyor. 20 yaş altındakiler ne yapıyor? 15-19 yaş arasındaki gençlerin 3 milyon 593 bini eğitim gördüğü için çalışmıyor. Bu grubun tam karşısında ise çalıştığı için eğitim görmeyenler var. Bu gençlerin sayısı 728 bin. Buna karşılık 657 bin genç ise hem eğitim görüyor hem de çalışıyor. Geri kalan 1 milyon 99 bin genç ise ne eğitim görüyor ne de istihdamda bulunuyor. Sigortasızlık gençlerde yaygın TÜİK’in, ülke çapında yaptığı anketlerle sigortasız çalışanların sayısını ölçüyor. Yaş grubuna göre incelendiğinde ülkede sigortasızlığın en yaygın olduğu yaş grubu 60 yaş üstü emekli ve çalışanlar hariç tutulduğunda 20 yaş altındaki çalışanlar. Yaşamak için çalışmak zorunda olan bu gençlerin sokağa çıkma yasağı karşısında herhangi bir güvencesi bulunmuyor. Yaş gruplarına göre çalışanların içinde sigortasız/kayıtdışı olanların oranları şu şekilde: Yaş aralığı     Yüzde kaçı sigortasız     15 - 19                    % 66     20 - 24                    % 33,8     25 - 29                    % 21,8     30 - 34                    % 19,7     35 - 39                    % 21,4     40 - 44                    % 23,2     45 - 49                    % 30,4     50 - 54                    % 47,4     55 - 59                    % 64,2     60 - 64                    % 77,3     65 +                        % 92,4
yasaklar toplumsal gerçeğe uymuyor
Türkiye genelinde görülen koronavirüs salgını sebebiyle genişletilen tedbirler kapsamında, 20 yaş ve altındakilere sokağa çıkma yasağı getirildi. Uygulamanın nasıl gerçekleşeceği ve sonuçları ise belirsiz. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 720 bin çocuk işçi var. Türkiye’de 19 yaş altındaki nüfus yaklaşık 25,5 milyon civarında olup, bu rakam toplam kayıtlı nüfusun yaklaşık üçte birine karşılık geliyor. TÜİK’in “Çocuk İşgücü Araştırması” çerçevesindeki son rakamlarına göre ise, 5-17 yaş arası 16 milyon 457 bin çocuk arasında bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin kişi olup, 5-17 yaş grubunda çalışan çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içinde payını gösteren istihdam oranı ise %4,4 düzeyinde. TÜİK rakamlarına göre, çalışan çocukların %79,7’si 15-17 yaş grubundakiler iken, %15,9’unu 12-14 yaş grubundakiler, %4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor. Ağırlıklı olarak hizmet ve tarım sektörlerinde çalışıyorlar. Uzmanlar göre, Çocuk İşgücü İstatistikleri 15 yaş altında 146 bin çocuğun yasadışı da olsa istihdam edildiğini gösteriyor, bu çocukların 94 bini tarımda, 35 bini de hizmet sektörlerinde çalıştıklarından dolayı yasağın en azından tarımda, ailelerinin yanında ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocukları kapsamakta uygulanmasının zor olduğu şeklinde yorumlanıyor. Verilere göre, 15-19 yaş dilimine bakıldığındaysa bu yaş dilimdekilerin %12’si istihdamda, %11’i ise hem eğitimde hem istihdamda. Dolayısıyla bu yasaklar tam ya da yarı zamanlı olarak çalışmakta olan 1,4 milyon gence, 120 bin çocuk işçi de eklendiğinde toplam 1,5 milyon çocuk ve genç işçiyi etkileyecek. Türkiye’nin toplumsal gerçeklerini göz ardı ederek tepeden inme alınan kararların ekonomik ve sosyal ilişkilerde yarattığı tahribatlar, zorunlu sektörlerin dışındaki işyerlerinde çalışanlara ücretli izin ile aşılabilir.    
20 yaş altı sokak yasağı kaç emekçiyi etkiliyor
DİSK/Birleşik Metal-İş, koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle uygulamaya konulan 20 yaş altı sokağa çıkma yasağının İstanbul’da kaç emekçiyi etkilediğini açıkladı. TÜİK verilerinden derlenen bilgilere göre, İstanbul'da sanayide 20-54 yaş arası çalışan 1 milyon 599 bin kişi var. Hizmet sektöründe bu sayı 3 milyon 412 bin. Yani İstanbul’da 5 milyonun üzerinde emekçi her gün sokağa çıkmak zorunda. 20 yaşa sokağa çıkma yasağı ile sadece 271 bin kişi işe gidemeyecek. Geri kalan dip dibe, yan yana işe gitmeye, çalışmaya devam edecek.  Birleşik Metal-İş, işyerlerinde virüs salgını ile ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. Sendika üyelerini kapsayan araştırmada metal işyerlerinde çalışma koşulları ve virüs salgını ile ilgili düşünceleri soruldu. Araştırmaya göre, otomotiv, metal eşya, elektronik ve demir-çelik sektörlerinde 100 çalışanı aşan işyerlerinde işçiler 1 metrenin altında çalışıyorlar.  Araştırmaya katılan metal işçilerinin büyük bir kesimi virüs riskinin artacağını, meselenin ciddiye alınması gerektiğini düşünüyor. Virüs riskinin artacağını düşünenlerin oranı yüzde 78, azalacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 8,4 düzeyinde çıktı. Ancak, işçilerin tamamına yakını virüsün ciddiye alınması gerektiğini düşünüyor. Bunların yüzde 25’i çok ciddiye alınmalı derken, yüzde 75’i ciddiye alınmalı diye görüş bildirdi. İşçiler virüse karşı en önemli korumanın kişisel temizlik olduğunu belirtirken, yaklaşık dörtte üçü işyerlerinde buna uygun tedbirlerin alındığını dile getirdi.  
ekranda evde kal diyorlar dışarıda ormanları yağmalıyorlar
Pandemi, doğa talancılarının hızını kesmedi! Polis, vekillerin girişini engelledi Polis, vekillerin girişini engelledi. Türkiye halkının koronavirüsle mücadelesi sürerken Bursa’da Meyra Madencilik’in yapacağı kurşun, çinko, bakır zenginleştirme tesisi ve atık barajı için çalışma başladı. Bölgeden bilgi almak isteyen CHP’li vekillerin yolu kesildi. Bölge halkının tüm itirazına rağmen Bursa Yenişehir’de Meyra Madencilik kurşun, çinko, bakır zenginleştirme tesisi ve atık barajı için çalışmalara başladı. Türkiye halkının koronavirüsle mücadele ettiği bir dönemde doğa talanının hız kesmeden devam etmesi tepkiye neden oldu. Ekranda evde kal diyorlar, sahada işçi çalıştırıyorlar Bilgi almak için bölgeye hareket eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer’in yolu polis tarafından kesildi. Duruma tepki gösteren vekiller, “Ekranda evde kal diyorlar, sahada maden işçilerini çalıştırıp, köylerdeki ormanları yağmalıyorlar” diyerek tepki gösterdi. Girişlerine izin verilmediğini belirten vekiller, çalışma yapılan alanda gözaltına alınan yurttaşların olduğu bilgisini de paylaştı. Kaynak: TELE 1  

Sayfalar