ABC Gazetesi

02 Eyl 2017

 

Konumuz anti-emperyalizm ve sosyalist devrim stratejisindeki yeri. Kurama fazla girmeden olgulara bakacağız.

- Sovyet devrimi: Sovyet iktidarının ilanının üstünden bir yıl dahi geçmeden, İngiliz, Fransız, Japon ve Amerikan emperyalistleri (kısa süre sonra Polonya da katıldı), ülke içindeki karşı-devrimcileri de ayaklandırarak müdahalede bulundular. Sovyet hükümeti üç yıl boyunca bu emperyalist müdahaleye ve karşı-devrimci kalkışmaya karşı mücadele etmek zorunda kaldı.

Sovyetler Birliği’ne yönelik ikinci büyük emperyalist müdahale, Nazi Almanya’sının 1941’deki saldırısıydı. 1945’te Hitler’in ininde kıstırılmasıyla biten bu süreçte Sovyetler 27 milyon insanını kaybetti.

Üçüncü saldırı ise ABD önderliğindeki Batı emperyalist bloğunun Sovyetleri kuşatma ve yıkma amaçlı Soğuk Savaş süreciydi. 90’lı yılların başında Sovyetler Birliği’nin ve Doğu Bloğunun dağılmasıyla sonuçlandı.

28 Ağu 2017

FETÖ’den gözaltına alınan Enver Altaylı’nın hayatı, bir adamın hikayesi olmaktan çok, Gladyo dediğimiz yapıyı somut ortaya koyması bakımından önemlidir.

Altaylı’nın 73 yıllık ömrü, CIA’dan MİT’e, kontrgerillacılardan FETÖ’cülere, siyasal İslamcılardan cihatçılara değin tüm kesimlerin ortak kesişeni olma özelliği gösteriyor.

Anlatalım:                                         

ALTAYLI ve CIA 

Altaylı TSK’den atıldıktan sonra 1963 yılında Ruzi Nazar “eliyle” MİT’e yerleştirildi. Yani Altaylı MİT’ten önce CIA’yla bağlantılıdır. (Özbek asıllı NazarAltaylı’nın babası Şakir Altaylı’yı Özbekistan’dan tanıyordu.)

Peki kimdir Ruzi Nazar? 2. Dünya Savaşı’nda Komünistlere karşı Nazi saflarında savaşan bir Özbek’tir ama bu özelliği nedeniyle de Özbekler tarafından sevilmeyen bir isimdir.

10 Ağu 2017

Suriye’de yaşanan süreç değişen güçler dengesiyle yeni bir evreye girmiş görünüyor. Emperyalist ve gerici güçlere karşı yedi yıldır direnen ve önemli kazanımlar elde eden Suriye ordu güçleri ve ittifak güçleri son günlerdeki ilerlemelerini sürdürüyor. Şam ve Deyrezor bölgesinde önemli mevzileri kazanan ve cihatçı terör güçlerini yenilgiye uğratan ordu birliklerinin Rakka kentine ulaşmak üzere olduğu belirtiliyor.

Son olarak Irak ve Ürdün sınırları ile Humus, Hama ve Deyrezzor illerinin ortasında kalan El Suhna kasabasını IŞID'ten kurtaran Suriye ordusu bu stratejik başarı ile bölgedeki etkinliğini daha da attırdı. Rakka ve Deyrezzor kentine yakınlaşan ordu birlikleri ile bölgede bulunan ABD ve Kürt silahlı güçlerinin çok kısa süre sonra karşılaşma ihtimalinin bölgede gerginliği daha da arttıracağı olası bir çatışmanın da yaşanabileceği belirtiliyor. Özellikle PYD'nin ABD'den Suriye ordusunun Deyrezzor’a girmemesi için caydırıcı tedbirler almasını istemesi bölgede önümüzddeki süreçte olası yaşanacak olumsuz gelişmelere işaret etmektedir.

10 Ağu 2017

Batı emperyalizminin ideologlarıyla Siyasal İslamcıların üzerinde anlaştıkları bir nokta var: Doğu toplumlarında (bizim özelimizde Müslüman toplumlarda) “Modernite”nin kök salamayacağı.

Bu gelip geçici ve tesadüfi bir çakışma değildir; bizimki gibi toplumların siyasal süreçlerinin temel belirleyenlerinden olan bir “ittifak”ın zeminini oluşturur.

İki taraf da Modernite’nin bir Batı (burjuva) icadı olduğu, farklı tarihsel birikimleri (ve bu birikimin oluşturduğu gelenekleri) bulunan Doğu toplumlarına yabancı olduğu konusunda hemfikirdirler.

08 Ağu 2017

2017 Yüksek Askeri Şura’sını salt komuta kademesine ya da Balyoz sanıklarının bir kısmının terfi etmesine bakarak değerlendirmek eksik ve hatalı olacaktır. Dahası böylesi bir değerlendirme, yapısal sorunun üzerinden atladığı için bundan sonraki şuralardaki asıl büyük tehlikeyi gizleyecektir.

Elbette Saray’ın yüzlerce SADAT’çı Tanrıverdi’si yok ve bu nedenle Adnan Özbal gibi çok sevilen bir ismi de kuvvet komutanı yapacak, parlak bir subay olan Cem Okyay gibi bir Balyoz sanığını da amiralliğe terfi ettirecek.

15 yılını bildiğimiz Erdoğan, geleceği avuçlarının içine alabilmek için öncelikle mekanizmayı ele geçirmek, parçalamak ve yeniden biçimlendirmek istiyor. Erdoğan bilmektedir ki, 2019 ve 2023 hedeflerine gidebileceği bir AK-Ordu inşası buradan çıkacaktır.

İşte 2017 YAŞ’ını bu perspektiften incelememiz gerekiyor, isimler üzerinden değil. Başlayalım:

İLK AŞAMADA EMİR-KOMUTA BİRLİĞİ DAĞITILDI

03 Ağu 2017

 

Televizyon programlarında, halka açık konferanslarda evrim kuramının tartışıldığı söyleniyor. Eğer durum gerçekten böyle olsaydı, bu inanılmaz bir aydınlanma şöleni olurdu. Düşünebiliyor musunuz, bilimsel bir konu, hem de ayrıntılı içeriğiyle milyonlar önünde tartışılıyor; insanlar soruyor, konunun uzmanları yanıtlıyor. Tam bir ütopya!

Tabii ki yaşanan bu değil. O programlarda -örneğin- canlılığın ortaya çıkışına ilişkin hipotezler, hücrenin yapısı, tek-hücrelilikten çok-hücreliliğe geçiş, doğal seçilimin, mutasyonun, genetik sürüklenmenin ne olduğu, insan ile şempanzenin ortak atasının nasıl bir canlı türü olduğu… falan tartışılmıyor.

Tartışılmasına da gerek yok zaten. Çünkü bu konularda tartışabilmek, fikir belirtebilmek için o alanda ciddi bir bilimsel altyapı gerekir. Her biyologun bile tartışabileceği konular değildir bunlar; özel bir birikime sahip olmayı ve literatür hâkimiyeti gerektirir.

31 Tem 2017

 

AKP hükümetince nikahın müftülerce de yapılabilmesi konusu gündeme taşındı.
Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ, böyle bir düzenlemenin laikliğin gereği olduğu, evlilikleri artıracağı, kadınların ve evlilik içi hakları koruyacağını bile ileri sürdü.
Bozdağ’ın anlayışına göre, her türlü inanca inanç alanı dışında bile geçerlik tanınması laiklik anlamına geliyor.
Böyle bir anlayış, kuşkusuz laikliğin sona ermesi demek.

HUKUK DEVRİMİ VE EVLİLİK
Evlilik, inanç ve ibadet alanı dışında kalan, hukuksal bir konudur. Laiklik, egemenliğin halka ait olması, halkın da buna dayalı olarak kural koyması demektir.

13 Tem 2017

 

Çok uzun süredir merakla beklenen ve bölge dengesini ciddi biçimde etkileyecek olan Kürtlerle Suriye devletinin bundan sonraki ilişkisi adım adım netleşiyor gibi.


Gerici Arap ülkelerinin ve AKP iktidarının ABD ile işbirliği içerisinde Suriye'ye başlattıkları saldırı sonrasında, Suriye Devleti pek çok kesimi silahlandırdı. Farklı etnik kökenden olan ya da farklı inançta ve ilişkiler içerisinde olan bu kesimleri silahlandırarak bulundukları bölgelere yönelik saldırıların olması durumunda, ordu güçleri yetişinceye kadar savunmalarını istedi. Ermenileri, Hristiyanları, Alevileri, Kürtleri ve büyük Arap aşiretlerini silahlandırarak çok fazla miktarda olmasa da, maaşa bağladı.

30 Haz 2017

 

Doğa aşkına, bırakın artık şu Aziz Sancar’ın, Celal Şengör’ün, Ali Nesin’in peşini. Bu arkadaşları yerli yerlerine oturtun, sonra da rahat bırakın.

Aziz Sancar, tıp lisans eğitimi aldıktan sonra ABD’de moleküler biyoloji dalında doktorasını vermiş, DNA onarımı, hücre dizilimi ve kanser tedavisi üzerinde çalışmalar yapmış, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüş değerli bir bilimci.

1971 yılında, 25 yaşında Amerika’ya gitmiş, hayatı laboratuarda geçmiş bir uzman. Kendi alanına ilişkin dahi felsefi bir yaklaşımı bulunmadığı, “Evrim kuramına isteyen inanır isteyen inanmaz” demesinden belli. Yani konunun bir inanç meselesi olmadığından bile habersiz. Belli ki bu konulara hiç kafa yormamış bir dar alan uzmanı. Bir entelektüel değil.

22 Haz 2017

 

Önümüzde geçemeyenlerin; -liberallerin o çok sevdiği kavramla- hem ‘vicdanen’, hem de siyaseten sınıfta kalacağı bir sınav var. Belki de Suriye’de emperyalist işgalin başladığı 2011’den bu yana önümüzdeki en çetin sınav.

İnsan tercihleri ile yaşar ve her tercih bir vazgeçiştir!

Şimdi tercihinizi ya emperyalist işgalden, ya da Suriye halkından yana kullanacaksınız. Arası deresi yok, aması fakatı yok.

Hamaset ile laf kalabalığı ile geçiştirilecek bir konu değil.

Kafanızı kuma da soksanız, kulağınızın üzerine de yatsanız kaçamayacağınız bir sınav!

Çünkü Türkiye’nin aydınlık geleceğinde iddiası olanların bugünkü tavrı yarınlar için kayıt altına alınacak.

Bakın 2011’de türlü provokasyonlar ile komşu ülkemizde emperyalizm bir işgale soyundu.
Yüzbinlerce insan öldü, milyonlarcası evinden, yurdundan edildi… 

Kadınlar, liderlerinin ‘hilafet’ ilan ettiği camiyi havaya uçuracak kadar psikopatlaşan canilerce, tecavüze uğradı, köle pazarlarında satıldı. 

Sayfalar