ABC Gazetesi

12 Şub 2016

George Soros, Guardian'ın internet sitesinde yayımlanan yazısında, "Rus lider Putin'in, AB için IŞİD'den daha büyük bir tehdit oluşturduğu" yorumunda bulundu.

Dünyadaki renkli devrimlerin finansörü ABD'li spekülatör milyarder George Soros, Guardian'ın internet sitesinde yayımlanan yazısında, "Rus lider Putin'in, AB için IŞİD'den daha büyük bir tehdit oluşturduğu" yorumunda bulundu.

Yazı, Batılı liderlerin Putin'e yaklaşımını eleştirerek başlıyor:

"ABD ve AB liderleri, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya'sının IŞİD'e karşı savaşta potansiyel bir müttefik olduğunu düşünerek acı bir hata yapıyor."

ABD'li milyarder, "Putin'in hedefinin AB'nin dağılmasını teşvik etmek olduğunu ve bunun en iyi yolunun da Avrupa'ya akan Suriyeli mülteci seli olduğunu" belirtiyor.

Soros, Rusya'nın Suriye'de bunu baştan böyle hesaplayarak müdahaleye girişmediğini ancak daha sonra bunu kullandığını yazıyor:

30 Oca 2016

Mustafa Koç’un ölümü medyayı ağıtçı ve methiyeci koroya çevirdi

Yoksul ölünce istatistik olur; zengin öldü ‘grafik’ oldu, ‘canlı yayın’ oldu. Yoksul ölünce geride gözü yaşlı aileler bırakıyordu, zengin ölünce geride ‘gözü yaşlı koca bir ülke’ bıraktı. Büyük yazar Tahsin Yücel’in ölümü, patronun ölümü yanında görmezden gelindi.

02 Oca 2016

Bilindiği gibi AKP iktidarı, yenilgiye uğradığı 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını zorbalıkla değiştirmek için son 5 yıldır izlediği “açılım” ve “çözüm” siyasetini terk ederek yeniden çatışma ve savaş çizgisine döndü. Böylece daha önce merkez sağ seçmenin dokusunu değiştirerek konsolide eden AKP’nin, yeni yönelimiyle bugüne kadar kendisine bir ölçüde direnen milliyetçi seçmeni de kontrol etmeyi amaçladığı görülüyor.

Mezhepçi faşizan bir başkanlık rejimi kurmak için önemli bir virajı aldığını düşünen AKP, şimdilik Kürt muhalefetini karşısına almakta sakınca görmüyor. Tam tersine bu durumun toplumu dinci ve milliyetçi temelde bölerek kendi saflarına kararlılık kazandırdığını, böylece başkanlık rejimi için gerekli kitle desteğini büyüttüğünü sanıyor.

02 Oca 2016

Kürt sorunu konusunda ortalık toz duman, herkes bir şeyler söyleyip yazıyor, ama “çaktırmadan” bir masa kuruluyor gibi…

Sanılıyor ki, “başkanlık” isteyenle “özerklik” isteyen çatışıyor. Ama işin gerçeği bu ikisi aynı madalyonun iki yüzüdür.

Erdoğan’ın bir hedefi var: Başkanlık sistemini getirmek ve kendi iktidarını garanti altına almak. 7 Haziran’dan itibaren bütün araçları kullanarak bu planı uygulamaya çalışıyor. Muhalefet boşluğundan da yararlanarak epey yol aldığını görmek gerek.

Bu plan doğrultusunda önümüzdeki dönem için olası bir senaryo şöyle: HDP’nin kapatılması, HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, baskın erken seçim, MHP ve HDP’nin baraj altında kalması, AKP’nin anayasayı değiştirecek ve başkanlığı getirecek çoğunlukla iktidara gelmesi.

Giderek daha fazla dillendirilmeye ve ısıtılmaya başlandı bu senaryo.

01 Ara 2015

BEŞİNCİ BOYUT
Öyle görülüyor ki, Erdoğan-AKP iktidarının hem iç hem de dış politikasını belirleyen ortak değişken Suriye oldu. Erdoğan yönetimi, iktidarını sürdürebilmek ve dinci-faşizan bir rejimi geri dönüş eşiğini aşacak şekilde yerleştirebilmek için, kendisine 'Merkezi Avrasya' ölçeğinde bir “yaşam alanı” oluşturmaya çalışıyor. Bu amaçla bölge jeopolitiğini söz konusu siyasal hedefe uygun olarak yeniden düzenlemek istiyor. 

Çünkü Erdoğan-AKP iktidarı, eline geçirdiği Türkiye için amaçlarına uygun ve yaslanacağı bir “hinterland” oluşturamadığı taktirde ayakta kalamayacağını görüyor. Daha da önemlisi, hem bölgesel hem de küresel ölçekte bütün iddiaları çöken; siyasal, kültürel ve toplumsal bir gelecek projesi olarak iflas eden ve "kriminal bir vaka" haline gelen siyasal islamcılığın kaçanılmaz sonunun kendisini için de geçerli olacağını biliyor.

05 Kas 2015

AKP ciddi bir seçim başarısı kazandı. 7 Haziran’da yüzde 40,87 olan oy oranını yüzde 49,38’e, vekil sayısını da 258’den 316’ya çıkardı. Açık ara tek başına iktidar olduğu gibi, anayasayı değiştirme ve başkanlık sistemini getirme gibi tartışmaları istediği zaman gündeme sokabilecek bir vekil sayısına ve politik ivmeye ulaştı.

AKP, 7 Haziran’da kaybettiği oylarını yeniden toparlamayı başardı ve neredeyse 2011’deki oy oranını (yüzde 49,95) tekrar yakaladı. 7 Haziran’da MHP’ye, HDP’ye (muhafazakâr ve dindar Kürtler) ve SP-BBP ittifakına kaybettiği muhafazakâr oyları geri aldı. Bu üç partinin kayıp oranlarını alt alta yazıp topladığınız ve buna 7 Haziran’da küskünleşip seçime katılmayan AKP oylarını eklediğiniz zaman AKP’deki oy artışının nereden geldiği tastamam anlaşılır.

Sayfalar