Yurt

26 Ağu 2013

9 Nisan 2003'te Amerikan Ordusu Bağdat'a girip Saddam dönemine son verince " Irak'ı 30 yıl konuşuruz " demiştim. Önceki gün Bağdat'tan dönünce bu süreyi 50 yıla çıkarttım.

Umarım ben yanılırım ama nedenini somut bir hikâye ile anlatayım:

20 Ağustos'ta bir grup gazeteci ve işadamı ile birlikte CHP heyetine refakat ederek Bağdat'a gittik. Hayal edemeyeceğiniz güvenlik tedbirleri ile kalacağımız otelimize götürüldük. Otel ve CHP heyetinin kaldığı devlet konukevi Yeşil Bölge'nin içinde..

YEŞİL BÖLGEDE GÜVENLİK

Yeşil Bölge ise Irak'ın 50 yıllık geleceğinin şifrelerini içeriyor..

Şöyle bir Ankara'yı düşünün ve Çankaya İlçesi'ni Yeşil Bölge olarak hayal edin.

24 Ağu 2013

Düz liselerin 2013-2014 öğretim yılından itibaren kaldırılmasıyla birlikte Anadolu liselerine giremeyen 657 bin öğrenci, “Kırk katır mı, kırk satır mı?” tercihi ile karşı karşıya kaldı. KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in bu yöndeki değerlendirmesine göre, Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) yeterli puanı alamayan bu öğrenciler, ya meslek liselerine, ya özel okullara ya da imam hatip liselerine kayıt yaptırmak zorunda kalacak.

Diğer bir ifade ile AKP’nin dayatması sonucu, 1 milyon 270 bin öğrencinin yarısından fazlası, sanayiye ara eleman yetiştirmeyi hedefleyen meslek liselerine ya da imam hatip liselerine veya parası olanlar da özel okullara gidebilecek.

20 Ağu 2013

Sancaktepe Yağlı Güreşleri’ne katılan rejimin “boş bakanlarından” Egemen Bağış, önce yağcılık yapıp RTE’yi pehlivana benzetmiş sonra da İstanbul’a olimpiyat yakıştırmış ve alacağız, demiş. Ama, yazıp duruyorum ya, bunların kimyası Gezi ile bozuldu diye; lafı yine Gezi direnişine getirmiş. Bağış, “Bakın, Gezi Parkı’nda eylem yapanlar, iki defa İstanbul’un adaylığını düşürmek için başvuru yaptılar ama başaramadılar. Eğer vermezlerse bu onların yüzünden olacak” diye konuşmuş. Böyle konuştuğuna göre, belli ki RTE rejimine olimpiyat vermede seçiciler isteksiz. Yoksa durduk yerde bu konuşma olmazdı. Doğrusu da budur. İstanbul’un ihtiyacı olimpiyat değildir. Daha öncelikli ihtiyaçları vardır İstanbul’un ve Türkiye’nin… Bunu Egemen Bağış ve onun sığ yandaşları anlarlar mı bilmem ama, olimpiyatın neden İstanbul ve Türkiye için gereksiz, hatta bir tuzak olduğunu bir kez daha yazalım.

18 Ağu 2013

GEZİ eylemleri sonrasında çeşitli semt parklarında forumlar yapılmaya başlandı. Bu forumlarda güncel sorunlar tartışıldığı gibi, birçok konuda da atölyeler oluşturuldu. Beşiktaş bölgesindeki Abbasağa Parkı ile Kadıköy bölgesindeki Yoğurtçu Parkı'nda Beyaz Yakalılar/Ofis Çalışanları Atölyesi adı altında bir çalışma grubu meydana getirildi. Kendilerini "beyaz yakalı çapulcular" diye de niteleyen katılımcılar, özellikle çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunları tartışıp çözüm önerileri üzerinde duruyorlar.

13 Ağustos 2013 Salı akşamı Yoğurtçu Parkı'nda bir araya gelen Beyaz Yakalılar Atölyesi, fazla mesai (çalışma) konusunu tartıştı. 40 dolayında kişinin katıldığı toplantıda, önce fazla mesai ile ilgili soru ve sorunlara ilişkin hukuki bir bilgilendirme yapıldı. Daha sonra katılımcılar, kendi deneyimlerini paylaştılar. İşte bu deneyimlerden çeşitli örnekler:

16 Ağu 2013

Yurt gazetesine yazmaya başlarken bir hafta süre ile Mısır gerçeğini anlatmaya çalıştım ve Mursi’nin tekrar iktidara dönme şansının olamayacağını söylemiştim. Ancak Mısırlı Müslüman Kardeşler bu gerçeği kabullenmeyerek meydanlarda kalmayı tercih ettiler. Amerikalı ve Avrupalı ara bulucuların tüm çabalarına ve askeri yönetimin sorunu barışçıl yöntemlerle çözme girişimlerine rağmen Müslüman Kardeşler ‘Mursi Başkanlık Sarayı'na dönmeden asla’ dediler.   Deyince de olanlar oldu.   Ordu ve güvenlik güçleri dün sabah Müslüman Kardeşler’in doldurduğu meydanlara girerek herkesi dağıttı. Her iki taraf birbirini suçluyor ve provokasyondan söz ediyor.   Kimin doğru ya da yalan söylediği artık önemli değil.  

12 Ağu 2013

1991'de Irak Ordusu Kuveyt’ten çıkartıldıktan sonra BM Irak’a yönelik ambargo kararı aldı. Peşinden ABD tek başına Kuzey Irak’ı uçuşa yasak bölge ilan etti ve Kürtleri korumak için Çekiç Güc'ü Türkiye’ye gönderdi. Üç aylığına gelen bu güç 12 yıl kaldıktan sonra Irak işgal edildi.

Irak’a demokrasi gelmişti.

Bir milyon dul kadın ve 4 milyon yetim çocukla birlikte.

Suudi Arabistan’dan sonra bölgenin en zengin petrol ülkesi Irak’ta yoksulluk ve rezillik diz boyu.

Halen de süregelen Şii-Sünni kırımında şimdiye kadar yüz binlerce insan öldü, ölüyor. Kaide’nin Irak’ta gerçekleştirdiği 4000 kadar intihar eyleminin %75’i Şiileri hedef aldı..

Özetle Sünniler Şiilere düşman edildi, Kürtlerle Arapların arasında olası etnik savaşın alt yapısı hazır hale getirildi.

Yani ülke etnik ve mezhepsel savaşın içine sürüklendi ve zamanı geldiğinde herkesin herkesi boğazlayacağı bir hale getirildi.

09 Ağu 2013

19 Ocak 2007'deki Hrant Dink suikastı ‘milat’tı. Cenaze törenine en önde iştirak eden ABD Büyükelçisi Ross Wilson, eski bir Amerikan mafya geleneğini tekrarlamış, kurbanının cenazesine katılmıştı. Tezgah büyüktü...

Plan 'okyanus ötesi'ndeki yeni kontrgerilla merkezinde CIA gözetiminde yapıldı; Trabzon'daki BBP çevresi tetikçi kaynağı olarak kullanıldı, 'Cemaat' kadroları süreci bizzat yönetti ve tetiğe basıldı.

04 Ağu 2013

Muhammed Mursi, katılımın çok düşük olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, toplam seçmenin ancak yüzde 22'sinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı oldu ve peşinden yargıda kadrolaşmaya ve devleti İslamileştirmeye girişti.

09 Tem 2013

Rizeli türkücü İsmayul Türüt, bu defa Gezi’nin onurlu direnişçilerini hedef alan muhteşem bir şarkı bestelemiş. Şarkı sözlerindeki zarafet, incelik ve nezaket adetâ bir edebiyat şahaseri (!)... Beste ise, duygusal bir dinginlikle akarken, aniden göbek havasına dönerek oryantal ritmiyle tam Eurovision’luk bir eser olmuş. AKP iktidarı, bu çok anlamlı şarkıyı uluslararası festivallere göndermeli, eser sahibi tosuna “Devlet Sanatçısı” unvanı vermelidir... Ve ayrıca iktidar, bu güzide sanatçıya (!) iyi bir telif ödeyerek şarkısını seçim çalışmalarında da kullanmalıdır ki seçmeni, huloğğğ, huloğğğ, huloğğğ diyerek zıplasın, sevinçten göbek atsın...

Gezi Direnişi’ne her fırsatta gururla katılan ve destek veren biri olarak Rizeli Tosun’un “Kominist” yakıştırmasını onur duyarak kabul ediyorum. Diğer bayağı, aşağılık ve iğrenç ifadelerini ise misliyle İsmayul’a iade ediyorum...

09 Tem 2013

AKP rejiminin ve RTE’nin kaderini belirleyecek etkenlerden biri sermaye sınıfının tavrı. Burada yekpare bir sınıftan söz etmediğim açık. Ekonomik olarak aralarında paylaşım kavgası olsa da, esasen sekülerlik ve “parlamenter demokrasi anlayışı” üstünden ayrışan sermayenin iki kanadının, Gezi depremi sonrası birbirlerine karşı hal ve duruşları, hamleleri merak konusu.

Taraflardan İslami olanına “nurjuvazi” deniyor. Bunlardan “milli görüş” kökenli olanlar MÜSİAD’da, Gülen cemaati kökenliler ise TUSKON’da örgütlüler. Taraflardan laik bilenen ve yüzü AB’ye ve onun normlarına daha dönük olarak bilineni ise “büyük burjuvazi”. Bunların TÜSİAD’da örgütlü oldukları, aynı hamurdan orta ve küçük işletmeleri de daha geniş bir halkada TÜRKONFED olarak örgütledikleri biliniyor.(*)

Sayfalar